Yapı Magazin
Entegre Yapının Her Yerinde

Entegre Yapının Her Yerinde

 

Biraz Entegre'den bahsedebilir misiniz?

1978 yılında 18 müteşebbis tarafından İstanbul'da endüstriyel olarak kireç üretimi için kurulan Entegre Harç Sanayii ve Ticaret A.Ş, 1989'da Ata İnşaat Grubu tarafından devralınmış ve 1995'te % 50-%50 Ata İnşaat - Lafarge ortaklığına dönüşmüştür. Entegre 1990’da Çimento Esaslı Sıva ve Harç, 1992’de Alçı Esaslı Sıva üretimine başlamıştır. 2006 yılında %100 Ata Holding bünyesine katılan Entegre Türk pazarında yenilikçi yapısı ile Makine Uygulamalı Sıvalarda sektörün öncülüğünü üstlenerek, 1990 yılında ilk Çimento Esaslı Makine Uygulamalı Hazır Sıva "Sıvamatik"i, 1992 yılında ilk Alçı Esaslı Makine Uygulamalı Hazır Sıva "Alçımatik"i, 1996 yılında Çimento Esaslı Makine Uygulamalı İlk Renkli Sıva "Colormatik"i piyasaya sürmüştür. Sahip olduğu bu yenilikçilik ve öncülük anlayışını sürdürerek, 2005 yılında, toprağın verimliliğini attırmada faydaları tartışılmaz olan Tarım Kireci üretimine de başlamıştır. Entegre, makineli alçı konusunda sektörün lideri konumunda olmuştur, hala da olmaya devam etmektedir.

 

İlklerin temsilcisi olduğunuz sektörde, yeni ürünleri piyasaya kabullendirme noktasında neler söylemek istersiniz, ürünler ve uygulama için eğitimler verildi mi?

Özellikle usta segmentine yenilikleri kabul ettirmek oldukça zor tabii... Yoğun eğitim çalışmaları olmuş, fabrikada denemeler yaptırılmış, teknik ekip şantiyeleri gezip kullanımlarla ilgili bilgilendirmeler yapmış. O dönem için çok başarılı bir yol katedilmiş. Aslında ustaların beklentisi daha çok ucuzluk noktasında olduğu ölçüde kabul görüyor. Ürünü ucuzlatan şeyler arasında ürünün kolaylığını ve kullanım süresinin kısalmasını sayabiliriz. Makineli sıva ile el alçısı arasında kullanım kolaylığı ve süre açısından oldukça fark var. İnşaatın hızlandırılması, işçiliğin azaltılması ve işçiliğin kolaylaşmasını sağladıktan sonra bir ürünü kabullendirmek daha kolay oluyor. Yeni bir ürün çıkartırsınız ürününüz şahanedir ama kullanımı zorsa, ustaya zaman kazandırmıyorsa o ürününüz ölmeye mahkumdur. İsterse dünyanın en kaliteli ürünü olsun onun için verdiğiniz çabaların hepsi çöp olur. Çünkü burada usta, müteahhit eşittir zaman demektir, onlar zamanla yarışıyorlar çünkü... Sözleşmeler yapıyorlar, hava şartlarıyla yarışıyorlar, bir an önce toparlamak istiyorlar. Eğer onlara vakit kazandırabiliyorsanız nakit de kazandırmış oluyorsunuz. O zaman ürüne ve firmaya olan sempatisi de artıyor. Bu nedenle yeni bir şeyi kabullendirmek zor olsa da bu ürün için daha kolay olmuş. Ayrıca eski zamanlarda sevdiğimiz, güvendiğimiz insanların söylediklerine, referanslarına inanırken günümüzde internet gibi bir sorunla karşı karşıyayız. Eskiden bir şeyi kabullendirmek internet olmadığı için daha kolaydı ve ürünümüzün o dönemde bu kadar kullanılmasının, sevilmesinin ve kabul görmesinin bununla da bağlantılı olduğunu düşünüyorum.

 

Entegre’nin ürün gamından bahsedebilir misiniz?

Entegre çalışma yaşamına ilk önce kireçle başlamış, toprağın verimliliğini arttırmak amacıyla 2005 yılında tarım kirecine başlamış. Taş ocağı olan ve agrega üretimi yapan Entegre, hazır betoncuları besleyen bir kaynağa sahip. Alçı esaslı ürünlerimiz, dış ve iç cephede makineli ya da elle kullanılan çimento esaslı harçlarımız var. Özel ürün diye bahsettiğimiz yapı kimyasalları, şantiyelerde özel ihtiyaçları giderebilecek özel ürün gamımız var. Özel ürün olarak bahsettiğimiz ürünler, farklı firmalarda da var olan ürünler aslında. Ancak bizim standart ürünlerimizin, alçı-sıva… vs. dışında olan daha spesifik olanlara kendi bünyemizde özel ürün diyoruz. Bunlar arasında seramik yapıştırıcıları, epoksi yapıştırıcıları, epoksi zemin kaplamalarını, kendinden yayılan tesfiye şaplarını, su yalıtım malzemelerini, tamir harçlarını sayabiliriz.

 

Entegre olarak yapı sektörünü ve sektördeki ihracat durumunu değerlendirir misiniz?

İhracatlarla ilgili son zamanlarda biraz kötümseriz. Kötümserliğimizi istatistikî bilgiler de destekliyor. Çünkü komşu ülkelerimizde olan siyasi olumsuzluklar ve belirsizlikler bizleri de etkiliyor. Nakliyenin oldukça fazla olması nedeniyle çok uzaklara ürünlerimizi ulaştırmamız da oldukça zor. Ürünlerimizin kalitesinin sonuna kadar arkasındayız; fakat ürünlerimiz hiçbir yerde üretilemez dediğimiz ürünler değil. Başka ülke ve fabrikalarda da üretimi gerçekleştirilebiliyor. Şu dönemde, sadece, Türkiye'de müteahhitlik yapıp yurtdışından proje alan firmalarla iyi ilişkiler içerisinde olup, onlarla iletişime geçebiliyoruz, onların üzerinden birtakım çalışmalar yürütebiliyoruz. Örneğin, en son Tanzanya'ya, 27 konteyner kadar, ''Satenmatik'' adında özel bir ürünümüzü gönderdik. Böylece Tanzanya'nın toplu konut projesine ürünümüzü göndermiş olduk. İç pazardaki durum ise aslına bakarsanız beklentimiz olumsuzluklar noktasında daha yüksek olmasına rağmen, seçimlerden dolayı çok fazla bir olumsuzluk yaşamadık. Satışlarımız da bizlere bunu gösteriyor. Ufak bir gerileme yaşadık ancak bunun nedenini son 5 yıla oranla bu yıl; nisan, mayıs, haziran dönemindeki bizleri şaşırtan büyüklükte satışımıza da bağlıyorum. Satışlarımız devam ediyor, ancak insanlar biraz temkinli davranıyor. Örneğin bir şantiyede 5 tane ekip çalışıyorsa onu 4 ya da 3'e indirdiler. Bu nedenle ufak da olsa bir durgunluk gözlemliyoruz. Ayrıca ramazanın ve yaz tatilinin de etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye'de inşaat sektörünün hızla ilerlediğini düşünüyorum. Toplu konut projelerinin devamlılığı da bizi umutlandırıyor. Hükümet belirsizliğini de atlatabilirsek her şeyin daha da iyi olacağına inanıyoruz.

 

Dosya konumuzun yalıtım olması dolayısıyla Entegre’nin yalıtımı nasıl tanımladığını, yalıtım sektörünü ve nasıl olması gerektiği noktasındaki görüşlerini öğrenmek isteriz…

Yalıtım dediğimiz zaman bunu tek bir ürün ya da ürün grubuyla sınırlandırmamak lazım. Yalıtımın çeşitli amaçları vardır: yangından, ısıdan, sudan, sesten yalıtım... Bütün bunlar aslında kendi içinde yalıtımdır. Bunları değerlendirirken kendi içlerinde, coğrafi koşullara göre değerlendirmek gerekir. Bir ürünü önerirken, onu o coğrafi bölgeye göre şekillendirmek gerekir. Bunların dışında binanın yapısı, yüksekliği, binanın baktığı cephe, iklim şartları, güneş vb. yalıtım noktasında oldukça önemli. Yangın yalıtımı ve ses yalıtımı şu an için oturmuş sektörler değil. Ses yalıtımın oturmama nedenini bizim kültürel özelliklerime de bağlıyorum. Şu anda ısı ve su yalıtımı oldukça göz önünde. Isı yalıtımı noktasındaki bizim ürünlerimiz 15 senedir üretimini yaptığımız ve pazarda söz sahibi olan ürünler.

 

Ülkemizde ısı yalıtımı pazara ilk girdiğinde her yerde XPS'ler vardı. XPS'ler gazla sıkıştırılarak mamul haline getiriliyor. Bu gaz daha sonrasında bünyesinden çıkıp doğaya salınıyor. Gaz XPS'nin içerisinden çıktıktan sonra malzeme deforme oluyor. Bunun dışında XPS sert bir malzeme bu nedenle nefes alma özelliği, EPS’ye oranla yok denecek kadar az. XPS sert olduğu için binalarda küçük bir oturmada, depremlerde çok rahat çatlayıp üzerindeki sıvayı çatlatabilecek bir özelliğe sahip. Dolayısıyla biz önceden kullandığımız XPS ürünlerini şu an asla temeldeki izolasyonlarda ya da şap altı izolasyonlarında kullanmıyoruz. XPS kullanımı dış cephelerde şu an yok denecek kadar az, bunun yerini EPS’ler ve karbon takviyeli EPS’ler almış durumda. Fakat burada da beyaz EPS’ler lamda değeriyle alakalı özelliğini yitirmiş durumda. Bununla ilgili olarak da talepleri nispeten azalmış durumda. Şu an fiyat uygun olduğu için karbonlu EPS daha çok tercih ediliyor. Ama asıl sağlıklı ürün taş yünüdür. Çünkü gerek yangın yalıtımıyla ilgili olarak gerek uzun ömürlülüğü açısından taş yünü çok daha uygun. Son derece sağlıklı olmasına rağmen pahalı olması nedeniyle çok tercih edilmiyor ancak yeni yasayla birlikte bazı noktalarda kullanımı zorunlu olmaya başladı, örneğin 7-8 kattan daha yüksek yapılarda taş yünü kullanma zorunluluğu geldi.

 

Yalıtımın önde olan diğer bir kolu, su yalıtımı… Biraz da su yalıtımından bahsedebilir misiniz?

Su yalıtımı aslında bizim önceden de dahil olduğumuz ancak ürün gamı olarak çok geliştirmediğimiz bir alandı. 2015 yılının başından itibaren paket olarak ısı ve su yalıtımına ait ürünlerimizi geliştirdik ve eksiklerimizi tamamladık. Ve müşterilerimize paket halinde sunmaya başladık. Isı yalıtımı ve su yalıtımı şeklide ayrı ayrı paketler hazırladık. Daha önce paket halinde satmasak da ısı yalıtımı yapıştırıcısı, dekoratif kaplama sıvası, çimento esaslı grubunu da birlikte satıyorduk. Ancak dışarıdan tedarik etmemiz gereken bazı ürünler vardı. Sonrasında eksiklerimizi giderip paket halinde sunmaya başladık, bir yılı aşkın bir süredir tanıtımlarını yapıp müşterilerimize ulaştırmaya çalışıyoruz. Önceden ısı ve su yalıtımını tek paket olarak sunuyorduk, ancak su yalıtımına ait eksikliklerimizi giderince onu da ayrı bir paket olarak görmeye başladık. İlk başlarda var olan sıvı yalıtımı ürünlerimizi satamıyorduk. Çünkü inşaatın temeline kepçeyi kim vurup temel izolasyonunu kim yapıyorsa devamını da onların getirmesini istiyorlardı. Biz de eksiklerimizi gidererek; temelden çatıya kadar müteahhitlerimize ve projelere satılabilecek ürün gamımızı oluşturduk. Çünkü sloganımıza uygun olarak 'yapının her yerinde olmak istiyoruz.' Daha sonra bununla ilgili tek bir ürünün yetmeyeceği düşünüldü ve bununla ilgili bir departman oluşturduk. Departman oluşturulduğu zaman konsantrasyon da daha farklı oluyor. Su yalıtımı olayı biraz daha farklı ve özel bir çalışma. Özel bir müşteri portföyü ve daha teknik bilgileri gerektiriyor. Ayrıca bu, Entegre'nin yıllardır bilinen sıva ve alçı satan bayilerinin yapabileceği bir iş değil. Bu nedenle Entegre daha fazla teknik bilgiye sahip olan ve yatırımlarını bu noktada yapan firmalara yönelmeye başladı. Artık Entegre'nin bünyesinde sadece su yalıtımına bakan bir Ar-Ge ve sahada bu ürünleri satan satış mühendisi arkadaşlarımız var. Ancak bu departmanın oluşmasıyla bizdeki yapılanma da değişti. Arkadaşlar bu konuya daha fazla özen göstermeye başladı. Ama bu yetmiyor. Biz girdiğimiz noktaları da değiştirmeye başladık. Yani eskisi gibi sadece alçıcılar, kireççiler değil, bu konuda uzman olan yatırımcılara yönelmeye başladık. Bünyemize ilave etmeye başladık. Bununla ilgili seminerler vermeye başladık. Usta eğitimlerden ziyade iç eğitimler bizim için daha önemli olmaya başladı.

 

Su yalıtımına sektörün ilgisinden memnun musunuz? Su yalıtımı noktasında bir algı oluştuğunu ve bu algının yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Sektörde talep var ama zor aşamaları da var. Şöyle ki; burada önemli bir algı var. Entegre, çizgisi olan bir firma. Burada bize çok iş düşüyor. Satış ekibinin çok bilgili olması ve nokta atışı yapması gerekiyor. Çünkü Ar-Ge'yle ilgili bizim eksik bir çalışmamız kalmadı. Piyasada kabul gören birçok ürün bizde var. Bunlarla ilgili stoğumuz da mevcut. Dolayısıyla müşterilerde de talep oluşmaya başladı. Ama bu noktada önemli olan bizleriz, ürünlerimizi iyi lanse etmemiz gerekiyor. Çünkü sıvı yalıtımı dediğiniz zaman dünyada ve Türkiye'de ilk başta üç ya da dört firma akla geliyor. Tabii ki biz şu anda sıvı yalıtımı deyince akla gelen ilk firmalardan değiliz. Ancak sıva dediğimiz zaman, Entegre sıvayla ön plana çıkıyor. Entegre olarak biz bu algıyı çok fazla projeye girerek, uygulama alanlarımızı genişleterek, kaliteli ürünlerimizle, rekabetçi fiyat aralığımızla ve doğru vadelerle aşabileceğimize inanıyoruz.

 

Isı ve su yalıtım paketlerinizden bahsettiniz. Su yalıtım paketinizin kapsamı noktasında biraz daha bilgi verebilir misiniz?

Su yalıtım paketi aslında mantolamadaki gibi bir paket değil. Yani, mantolamada bir metrekare yapacağınız alanda 12 katmanı da kullanıyorsunuz ve bu bir paket oluyor ama bizim su yalıtımı paketi için kastettiğimiz şey bu değil. Ürün olarak hepsinin olması gerekliliği. Örneğin; bende sadece çimento esaslı bir ürün vardır ıslak hacimlere ben bunu satabiliyorumdur. Ama x bir yerde bitümlü ürün ihtiyacı vardır ve bu ürün bende yoktur, bitümlü ürün olmadığı için firma benden ürünü almaktan vazgeçer. Bu nedenle biz bu paketi oluşturduk. Artık müteahhit şu ürün yok sizde diyecek durumda değil. Entegre’nin daha önceden de üretmiş olduğu ve hala devam ettiği birçok ürün var; yalıtım malzemeleri noktasında gerek kristalize ürünler yani negatif yönden çalışan ürünler, gerek tam elastik ürünler yani pozitif yönden çalışan ürünler, gerek UV dayanımlı su tıkaçları yani çimento esaslı ürün grubu gibi... Ve aslında Türkiye pazarına da satış olarak baktığımız zaman bu ürünler sektörün %50'sini oluşturuyor. Kalan %50’lik dilimin %25'ini de bitümlü ürünler ve son %25'lik alanı da farklı ürün grupları oluşturuyor; reçine esaslı ürünler, hibrit ürünler, … vs. bu ürünler de bizde mevcut. Elbette Entegre markası adı altında. Ve son zamanlarda ürün olarak poliüretandan daha avantajlı ms polimerler ve hibritler tercih ediliyor.

 

Su izolasyonu ya da izolasyon ürünleri dediğimiz zaman bir de bu ürünlerin ‘dost’ ürünler olup olmadığı tartışılıyor. Çatıda kullandığınız su izolasyonları ürünleriniz çevre dostu mu?

Çevre dostu olanlar da var olmayanlar da var. Örneğin poliüretana çevre dostu ürün diyemeyiz ancak hem bizde hem de tüm rakiplerimizde de olan bir ürün. Pazarda var olan bir ürün. Çimento esaslı ürünler ya da bitümlü ürünler ise çevre dostu ürünler. Su bazlı ürünler var bunlar suda çözünebilenler ve çevre dostu ürünler. Poliüretanları bitirecek olan şey hibritler olabilir. Çünkü hibrit aynı poliüretan gibi olup, içindeki izosiatın alınıp daha çevreci yapılan bir ürün. Avantajları arasında çevreyle ilgili yönünü ve uygulamacıya sağladığı kolaylığı sayabiliriz. Poliüretanın uygulaması zor. Mesela % 4-5 nemin olduğu yerlerde ürünü uygulayamıyorsunuz. Uyguladığınız zaman ürün reaksiyona giriyor şişme yapıyor ve soyuluyor. Oysa hibrit ürün daha nemli ortamlarda bile uygulanabiliyor. Sağlıklı, yapışma değeri güçlü, rahat uygulama olanağı veren bir ürün. Çevreyle ilgili bilinç arttıkça da belki poliüretanların yerini hibrit ürünler alacaktır.

 

Entegre olarak ve ürünleriniz noktasında sahip olduğunuz sertifikalar ve belgeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Çimento esaslı ürünlerimizde TSE belgelerimiz mevcut. Diğer ürünlerimizle ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Yurtiçi ve yurtdışı birtakım testler yapıldı ve sonuçları gelmeye başladı. Zaten genel olarak bakıldığı zaman TSE'nin de su yalıtım malzemelerine getirdiği kriterler yok, bazı ürünlerde sadece CE var ve biz de bu noktada başvurularımızı yaptık. TSE, TSİ belgelerimiz mevcut, su depolarında kullanılan ürünlerin dayanıklılığına ait belgelerimiz de var. Bitümlülerle ilgili yeni standartlaşma çalışmaları var ama ısı yalıtımında olduğu kadar değil. Standartlar ve belgeler noktasında olan ve çıkabilecek her şeyi takip ediyoruz, çalışıyoruz. Herkeste olan belgeler zaten bizde de mevcut, olmayanların da başvurularını yapıyoruz ve belgelerimizi artırmaya çalışıyoruz. TSE hemen hemen bütün firmaların ürünlerinde olan bir belge, ancak biz rakiplerimizde olmayan bir konuda TSE belgesi aldık. O da bizim direkt paket sistemimize TSE belgesi almamız. Sistem TSE'si çok az firmada var, biz de bunu almayı başaran ender firmalardan biriyiz. Ürünlerimizi müşterilerimize paket olarak verdiğimiz zaman bu pakete 5 yıl da garanti veriyoruz. TSE'nin dışında başvurduğumuz ve onaylanmasını beklediğimiz birkaç belgemiz daha var. Onları da alınca sistemle ilgili hiçbir eksiğimiz kalmayacak. Aslında ürün gamı noktasında en fazla TSE belgesine sahip firma ödülüne sahibiz. Bu noktada bakıldığı zaman rakipler, Ar-ge ve departman olarak biz bir sac ayağı gibiyiz. Sahadaki arkadaşlar 'bunda, bu üründe bu belge var bizde var mı' diye hemen söylüyorlar ve hemen departman oluşturuluyor, departman Ar-ge’ye bildiriyor, Ar-ge rakiple ilgili bir çalışma yapıyor ve hemen ürünlerimiz teste gönderiliyor. Bazen de hiç bir rakipte olmayan bir belge bizde olabiliyor. Aslına bakarsanız sektör içindeki firmalar olarak birbirimizi belgelendirme noktasında sürüklüyoruz galiba. Zaman zaman standartlar da değişebiliyor, ama aktif olduğunuz sürece bunları kolayca aşabiliyorsunuz. Bu konuda Ar-gemiz oldukça emek veriyor ve departmanlar arası iletişim de kuvvetli olunca ortaya profesyonel işler çıkıyor.

Etiketler:

Entegre, Yapının, Her, Yerinde

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter