Yapı Magazin
“2023 Yılının İlk Çeyreğinde Hedeflerimizin Yüzde 50’sine Yakın Bir Satış Başarısı Yakaladık”

“2023 Yılının İlk Çeyreğinde Hedeflerimizin Yüzde 50’sine Yakın Bir Satış Başarısı Yakaladık”

Form Şirketler Grubu, VRF Sistemleri ile ilgili uzun yıllara dayanan bilgi birikimi, uzman mühendislik hizmetleri ve yaygın teknik servis ekipleri ile mega projelere çözüm ortağı olmaya devam ediyor. Form MHI Klima Sistemleri Genel Müdürü Zafer Sarı ile tüm iklimlendirme ihtiyaçları için son teknolojiye sahip ürünlerinden, R32 gazının çevresel sürdürülebilirlik noktasında öneminden, karbon nötr olma noktasında gerçekleştirdikleri çalışmalardan ve 2023 hedeflerinden konuştuk.

Form MHI Klima Sistemleri, son teknoloji Airflex kanat dizaynına sahip kaset tipi klimaları sektörün beğenisine sunuyor. Ürünün Airflex kanat sistemine sahip olması konforun yanı sıra enerji verimliliği noktasında nasıl avantajlar sunuyor? Ürün aynı zamanda 2019 A’Design Awards organizasyonunda Mühendislik ve Teknik Tasarım alanında birinci olarak Altın Tasarım ödülünün sahibi oldu. Ürüne ödülü getiren tasarım özelliklerinden ve yenilikçi dizaynından bahseder misiniz?

Mitsubishi Heavy Airflex kaset tipi klimalar, sahip olduğu özel kanat teknolojisi ile rüzgârsız bir serinlik sağlıyor. Airflex, normal kaset tipi klimalardan farklı olarak 4 ekstra Airflex kanadı sayesinde havanın yere değil, tavana paralel akışını sağlayarak soğuyan havanın ortama doğal ve homojen biçimde dağılmasına imkân veriyor. Bu yönüyle mekânlardaki hava konforunu artırırken, daha esnek ve çoklu kanat kontrolü ile de soğuk çarpması etkisi yaratmıyor. Opsiyonel hareket sensörü sayesinde enerji tasarrufu da sağlıyor.

Mitsubishi Heavy’nin üstün rüzgârsız serinlik teknolojisi draft panel, FDT ve FTDC kompakt 4 yöne kaset tipi tüm klimalarda standart olarak yer alıyor. FDT tipi klimalar ise Shadow Black renk seçeneği ile estetik beklentilere de çözüm sunuyor.

EU F-Gas Yönetmeliği, karbon emisyonunu azaltmayı ve daha düşük GWP’li çözümleri amaçlıyor. Bu nedenle ise soğutma gazlarının kademeli olarak azaltılması hedefleniyor. Form MHI olarak, yeni nesil çevre dostu R32 soğutucu akışkanlı split ve multi split klimalarınızla son teknoloji iklimlendirme çözümleri sunuyorsunuz. R32 gazının R410a’ya oranla enerji verimliliği noktasında sağladığı avantajlar nelerdir? Bu konuda sektörde yeterli bilincin oluştuğunu düşünüyor musunuz?

İklimlendirme pazarına baktığımızda R32’ye olan yönelimin temel sebebinin Avrupa’daki F-gas yönetmeliği ile yüksek GWP (Küresel Isınma Potansiyeli) ’ye sahip gazlara gelen kısıtlamalar ve kotalar olduğunu gözlemliyoruz. Günümüzün ve geleceğimizin en büyük sorunlarından olan küresel ısınmanın ilerleyişini azaltmak amacıyla daha düşük GWP’ye sahip gazlara yönelimin arttığını görüyoruz. Form olarak, yeni nesil çevre dostu R32 soğutucu akışkanlı split ve multi split klimalarımızla son teknoloji iklimlendirme çözümleri sunuyoruz. R32 soğutucu akışkan, daha yüksek enerji taşıma kabiliyetiyle daha az akışkan şarjı gerektiriyor ve R410A soğutucu akışkana kıyasla üçte bir oranında daha düşük küresel ısınma potansiyeline sahip.  Çevreci R32 ile çalışan ürünler, çok daha düşük enerji tüketimine karşın daha yüksek performans sağlıyor. Normal şartlarda klimalarımızda kullanılan gazlar kapalı çevrimdedir ve dışarı salınmayarak doğaya bir zarar vermemeleri gerekir. Fakat pratikte çeşitli nedenlerle bu gazlar doğaya salınamıyor. Doğaya salınan bu gazların absorbe ettiği enerji miktarının aynı zaman aralığında CO2’nin absorbe ettiği enerjiye oranını GWP (küresel ısınma potansiyeli) olarak tanımlayabiliriz. R32’nin GWP’si 675, R410a’nin GWP’si 2088’dir. Yani yaklaşık 3’te 1’i kadardır. R32, R410a’ya göre daha yüksek enerji taşıma kabiliyetine sahip ve tek bileşenli olduğundan kullanımı ve geri dönüşümü daha kolay oluyor. 

“Mitsubishi Heavy markalı 3. nesil KXZ3 VRF çoklu merkezi klima sistemleri, yeşil teknolojilerle donatılmış ve R32 gazı ile geliştirilmiştir”

Yeni nesil KXZ2 Serisi VRF Klimalar, tüm iklimlendirme ihtiyaçları için son teknolojiye sahip çözümler sunuyor. Ürünün VTCC fonksiyonuna ve CHCC teknolojisine sahip olması konfor, maliyet, verimlilik ve performansı nasıl etkiliyor?

KXZ2 Heat Pump VRF serisi, 3 borulu sistemlerin yanı sıra 2 borulu VRF sistemlerde de CHCC özelliğine sahip olmasıyla öne çıkıyor. Patentli CHCC – Sürekli Isıtma Kapasitesi Kontrol Özelliği teknolojisi ile ürün, bir süre sonra enerji kaybına neden olan defrost çevrimine yenilikçi bir çözüm sunuyor. Cihaz, sahip olduğu yenilikçi teknolojisi sayesinde sürekli ısıtma sağlıyor ve bu sayede dış ortam defrost koşullarını devamlı kontrol ederek serpantindeki buzlanma durumunu kontrol altında tutuyor. Defrost koşullarında yüksek sıcaklıklarda üfleme yapabilmesinin yanı sıra, kapasite düşümünü kademeli hale getirerek sıralı defrost sistemlerinde yaşanan büyük kapasite düşüşlerini de engelliyor. Ayrıca yüzde 200’e kadar bağlantı oranı sayesinde enerji verimli bir VRF Klima sistemi dizayn edilebilmesine olanak tanıyor.

Full Inverter kompresörlere sahip olan cihazın önceki seriden devam eden bir özelliği olan VTCC, değişken üfleme sıcaklığı kontrolü ile ısıtma ve soğutma modunda yüzde 34’e varan enerji tasarrufu sunuyor. Ayrıca, üçlü kombinasyonla tek sistemde 168 kW (60 HP) enerji kapasitesine ulaşabiliyor. 

Bu yıl yine yeşil teknolojilerle donatılmış, yüksek verimli ve çevre dostu yeni nesil R32 gazı ile geliştirilmiş Mitsubishi Heavy markalı 3. nesil KXZ3 VRF çoklu merkezi klima sistemlerimizin lansmanını yapacağız. Bu yeni seri R32 gazı ile tek soğutkan devresinde sektördeki en yüksek kapasiteye çıkabilen ilk ürün olacak. 

Mitsubishi Heavy QTon, özel teknolojisi sayesinde enerji tasarrufu ve daha az maliyet sunuyor

Mitsubishi Heavy Q-Ton, scroll ve rotary kompresör faydalarını tek bir kompresörde birleştiren 2 kademeli özel bir teknolojiye sahip. Farklı teknolojik özellikleriyle dikkat çeken Mitsubishi Heavy Q-Ton’un teknik özelliklerinden ve bakım, maliyet, uygulama, verimlilik noktasında sağladığı avantajlardan bahseder misiniz? 

CO2 gazını soğutucu akışkan olarak kullanan, çevreci özelliklere sahip olan Mitsubishi Heavy Q-Ton, küresel ısınmaya standart bir ısı pompasında kullanılan R410A gibi gazlardan 2088 kat daha az etki ediyor. Bu sayede bugünden yakın geleceğe kadar dünyayı korumak için alınacak her türlü regülasyon kararına uygun bir ürün olarak öne çıkıyor ve bu alandaki teknolojik gelişmelere öncülük ediyor. Q-Ton havadan suya ısı pompası, doğalgaz kazanı ve klasik sistemlerle karşılaştırıldığında yüzde 40’a kadar enerji tasarrufu sağlıyor. Sıcak su üretimi için kullanılan doğalgaz ve kazan gibi sistemlere alternatif olabilen Q-Ton’un yapılan analizlerde rakiplerine göre ilk yatırım maliyeti ve enerji tüketiminde büyük avantajlar sunduğu görülüyor. Soğutucu akışkan olarak kullandığı CO2 gazı ile 90 °C’ye kadar sıcak su üretimi yapabilen Q-Ton -25 °C gibi oldukça düşük sıcaklıklarda bile yüksek performansı ile 90 °C sıcak su sağlamaya devam edebiliyor. Ayrıca Q-Ton alandan tasarruf etme, bakım ve işletme kolaylığı gibi ölçülemeyen değerleri de beraberinde getiriyor.

“İhracat yapan firmaların Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sistematik ve hızlı aksiyon almaları ülkemizin ihracat kapasitesi ve gelirini olumlu etkileyecektir” 

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na göre 2030 yılına kadar sera gazı emisyon oranlarının yüzde 55 oranında azalması; 2050 yılına kadar da net sıfırlamayı amaçlıyor. Belirlenen hedeflere ulaşma noktasında ısı pompası sistemlerinin önemi nedir?

İklimlendirme sektörü, dünyadaki gelişmeleri son derece yakından takip eden ve bu sebeple ekonomide uzun dönemli istikrarın sürdürülebilir politikalardan geçtiğini bilen, enerji verimliliği ve kaynakların etkin yönetiminin katkısı hakkında bilinç seviyesi yüksek bir sektör. 2019’da AB Komisyonu tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakat çağrısı; ABD ve Çin gibi üretim devleri tarafından da takip ediliyor. Türkiye de ihracatının yarısından fazlasını Avrupa’ya yapan bir ülke olarak, tüm sektörlerde planlı ve sistemli bir şekilde mutabakata uygun üretim modellerine geçiş yapmak durumunda. Mutabakatın özellikle AB’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarının sürdürülebilirlik hükümlerini ve Paris İklim Anlaşmasının uygulanması hükmünü içermesi, grup olarak bizim de hizmet verdiğimiz iklimlendirme sektörünün atılan adımlardan ciddi şekilde etkileneceğini gösteriyor. Ülkemizin ihracat yapan firmalarının bu mutabakat kapsamında sistematik ve hızlı aksiyon almaları durumunda ülkemizin ihracat kapasitesi ve geliri adına olumlu olacağına inanıyoruz.

2023 yılının ilk çeyreğini geride bıraktık. 2023 yılı Form MHI için nasıl geçiyor? Önümüzdeki döneme dair hedefleriniz nelerdir?

Form MHI Klima Sistemleri olarak her yılı bir öncekinden daha iyi bir konumda geride bırakmak bizleri mutlu ediyor. Split klima tarafında bayi sayımızı arttırmaya ve daha geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyoruz. VRF ve bireysel klima sistemlerinde satış grafiğimizi her yıl istikrarlı bir şekilde artırıyoruz. 2022 yılında USD bazında yüzde 25 büyümeyle, hedeflerimizi tamamlamakla kalmayıp, hedeflerimizin üzerinde bir kapanış yaptık. 2023 yılında da yine yüzde 10’luk bir büyüme hedefi ile başlamamıza rağmen sadece ilk 3 ayda yeni siparişlerde hedefimizin yüzde 50’sine yakın bir satış başarısı yakaladık.

Doğal olarak ilk 3 ayda VRF satışlarımız ana lokomotif olmayı sürdürürken yakın dönemde bireysel klimalarda da sezona yaklaştıkça ciromuza ciddi bir katkı bekliyoruz.    

İhracat konusunda ise yine verimli bir yılı geride bıraktık. İsrail, Azerbaycan, Türkmenistan, Gürcistan, Kazakistan, Irak, Libya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi ülkelerde gerçekleştirdiğimiz satış hacmini büyüterek ilerliyoruz. Bununla birlikte son üç yılı göz önünde bulundurduğumuzda ihracat hacmimizin yüzde 250 oranında artış göstermesini başarımızın bir göstergesi olarak belirtebiliriz.

Ayrıca 2022 yılının başında 80 olan konsept mağaza sayımızı arttırarak 100’e yakın konsept mağazaya ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Bu sayıyı 2023 yılında da katlayarak aynı zamanda mevcut ihracat ağımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz.


Etiketler:

#mitsubishi #klimesistemleri #vrfsistemleri #sonteknoloji #karbonemisyonu

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Oku

''Cephe Sektörü, 2025'te Enflasyonun Düşmesi ve Faiz Oranlarındaki Olağan İndirimlerle Canlanmayı, İhracat Fırsatları ve Yeni Standartlarla Büyümeyi Hedefliyor''

Cephe malzemeleri sektörü, 2024 yılı boyunca yüksek üretim maliyetleri ve ekonomik zorluklarla karşılaşırken, 2025 yılı için umut veren gelişmeler öne çıkıyor. Enflasyonun düşmesi ve faiz oranlarındak..
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter