İnşaat sektörü ve Türkiye ekonomisi açısından 2024 yılı belirleyici bir dönüm noktası oldu. Seçim dönemi öncesindeki döviz kuru dalgalanmaları ve artan faiz oranları, ekonomideki soğuma sürecini tetiklerken, inşaat ve konut sektöründe de belirgin bir yavaşlama gözlemlendi. Türk Hazır Beton Birliği (THBB), yıl boyunca sektördeki daralmayı teyit eden veriler sunarak, özellikle konut satışlarındaki düşüş ve artan maliyetlerin sektöre olan etkilerini vurguladı. THBB Başkanı Yavuz Işık, 2025 yılına ilişkin beklentilerde, yüksek finansman maliyetleri ve inşaat maliyetlerindeki artışla birlikte sektördeki zorlukların devam edeceğini belirtti. Işık, özellikle son dönemde inşaat maliyetlerindeki artış hızının, konut fiyat artışını geride bırakmasının 2025 yılında ciddi sorunlara yol açacağını ifade etti. Ayrıca, ilk el konut fiyatları ile maliyetler arasındaki makasın açılmasının, pazarın arz-talep dengesini bozacağına dikkat çekti. Bu nedenle, selektif bir kredi politikası ile özellikle ilk el konut piyasasının desteklenmesinin faydalı olacağını vurguladı.
2024 yılında inşaat maliyetlerindeki artışlar, döviz kuru dalgalanmaları, enerji fiyatlarındaki yükselme, kredi faiz oranlarındaki değişiklikler, tedarik zinciri sorunları ve çevresel düzenlemeler gibi faktörler, inşaat sektörünü önemli ölçüde etkiledi. Bu faktörlerin sektöre olan yansımalarını göz önünde bulundurduğumuzda, 2024 yılı Türk Hazır Beton Birliği (THBB) için nasıl geçti?
2024 yılı değerlendirmelerinin başlangıcı olarak 31 Mart seçimlerinin alınması doğru olacaktır. Bildiğiniz üzere 31 Mart öncesi piyasada ciddi spekülatif döviz atakları söz konusuydu ve beklenti, seçimden sonra döviz kurunun ciddi şekilde artış göstereceği yönünde olmuştu. Merkez Bankası güçlü bir mesaj vermek için gösterge faizini 5 puan artırdı. Bugün geldiğimiz noktada ise, TCMB brüt döviz rezervleri kasım ayında 93 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.
Faiz seviyesindeki yükseliş ve diğer sıkılaştırma politikaları sonrasında temmuz ayında ekonomideki soğumanın başladığını görmekteyiz. Temmuz ayında kredi kartı harcamalarındaki düşüş, tüketim tarafında hız kesilmeye başlandığının bir göstergesi olmuştur. Yılın sonuna baktığımızda iç pazardaki tüketimin hâlâ canlı olduğunu ve talebin beklendiği şekilde daralmadığını görmekteyiz.
Tüm bu gelişmeler inşaat ve konut sektörlerine de yansıdı. Haziran’da konut satışları yıllık bazda yüzde 5,2 azalarak 79.313 olmuştur. İpotekli satışlar ise yüzde 49,4 azalarak, toplam satışlar içindeki payı yüzde 8,6’ya düşmüştür. THBB olarak her ay gerçekleştirdiğimiz Hazır Beton Endeksi haziran ayı sonuçları da bu gelişmeleri teyit etmektedir. Faaliyet Endeksi son 60 ayın en düşük seviyesine gelmiştir. Yılın ikinci yarısından itibaren inşaat sektöründeki yavaşlama belirginleşmiştir. İnşaat sektörü satış ve büyüme kanalındaki geriye gidiş fiyatlara da yansımıştır. Mayıs ayında konut fiyatlarındaki reel düşüş yüzde 14,9 olmuştur.
Yılın son çeyreğindeki veriler ise, uzun süre durgun giden konut piyasasında bir hareketliliğin yaşanmaya başlandığı şeklinde yorumlanmıştır.
Eylül ayındaki konut satış rakamlarına bakıldığında;
● Toplam satışlar yüzde 37 ile son 28 ayın en hızlı artışını kaydetmiştir.
● Satışlar aylık bazda aralık 2022’den sonraki en yüksek düzeyine çıkmıştır.
● Konut satış adedi 2022 başından bu yana ilk kez peş peşe 3 ay artış göstermiştir.
● İpotekli satışlar 15 bin 825 adet ile son 16 ayın en yüksek düzeyinde gerçekleşmiştir.
● İlk el satışlar 44.858 adet ile son 9 ayın en yüksek düzeyine ulaşmıştır..
● İkinci el satışlar 960.091 adet ile son 21 ayın en yüksek düzeyine ulaşmıştır.
Ekim ayındaki konut satış rakamları da hareketliliğin devam ettiğini teyit etmektedir. Bu hareketliliğin nedenine baktığımızda karşımıza görece düşük kalan konut fiyatları çıkmaktadır. Merkez Bankası tarafından açıklanan eylül ayı verilerine göre konut fiyatları ülke genelinde yüzde 27,4 artış göstermiş ancak reel olarak %14,7 oranında gerilemiştir. Bu haziran 2020’den bu yana konut fiyatlarında görülen en düşük artış hızı olmuştur. Son 15 ayın 12’sinde konut fiyatları, aylık enflasyonun altında artış kaydetmiştir. Bu durum yılın son çeyreğinde konuta olan talebi artırmıştır.
2025 yılında beklenen faiz indirimi sonrasında konut talebinin artacağını ve konut fiyatlarının yeniden yükselişe geçireceğini düşünen tüketiciler, talebini öne çekerek harekete geçmiş gibi görünmektedir.
“2025 yılında ekonominin gidişatının belirleyicisi enflasyon olacaktır”
2025 yılı için sektöre dair öngörüleriniz neler?
2025 yılında ekonominin gidişatının belirleyicisi enflasyon olacaktır. Önümüzdeki yıl enflasyon üzerinde etkili olan döviz kuru volatiliteden uzak, beklenen patikada yoluna devam edecek ve bu da enflasyonla mücadelede Türkiye’ye destek olacaktır.
2025 yılı Avrupa ve ABD ekonomileri açısından nispeten daha kolay olacakken, ülkemiz için aynısını söylemek mümkün görünmemektedir. Öyle ki IMF Türkiye ekonomisine ilişkin 2024 büyüme tahminini yüzde 3,6’dan yüzde 3’e indirmiştir. 2025 yılı büyüme tahmini ise yüzde 2,7 olarak korunmuştur. Gelişmiş ülkeler yüzde 2’nin, gelişmekte olan ülkeler yüzde 4’ün altında büyüme kalıbına yerleşmiş görünmektedir. Türkiye’nin, uyguladığı dezenflasyon programı bu ortamda Türkiye’nin büyümesini içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler grubunun altına düşürmüştür. Yani hem bu yıl hem de 2025 yılında büyüme hızımız, gelişmekte olan ülkelerin gerisine düşecektir.
Finansmana erişimdeki kısıtlar ve finansman maliyeti yüksek kaldığı sürece başta inşaat olmak üzere ekonominin çarklarının kendi kendine hızlanması mümkün görünmemektedir.
2025 yılında inşaat sektörü açısından da kolay bir yıl olmayacaktır. Toplam satışlar içinde ipotekli satışların payının %50 seviyesine yükselmediği sürece inşaat sektörü kendisinden beklenen performansı göstermesi mümkün değildir. Özellikle son dönemde inşaat maliyetlerindeki artış hızının, konut fiyat artışının üstünde kalması, 2025 yılında ciddi bir sorun yaratacaktır. Ayrıca ilk el konut fiyatları ile maliyetler arasındaki makasın açılması ile birlikte pazarın arz/talep yapısı bozulacaktır. Bunun için selektif bir kredi politikası ile özellikle ilk el konut piyasasının desteklenmesi yerinde olacaktır.