Yapı Magazin
Türk İklimlendirme Sektörünün Uluslararası Pazarlarda Tanınırlığı Artıyor

Türk İklimlendirme Sektörünün Uluslararası Pazarlarda Tanınırlığı Artıyor

İSİB, kurulduğu günden bu yana, Türk iklimlendirme sektörünün dünyada daha rekabetçi olabilmesi ve bilinirliğinin artmasına yönelik çalışmalar yapıyor. Sektörün hem iç hem de dış pazarda daha güçlü olabilmesi adına, katma değeri yüksek üretim, Ar-Ge ve kalifiye iş gücü noktasında yapmış olduğunuz güncel çalışmalar nelerdir?

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) iklimlendirme ihracatçısını tek çatı altında toplayan ilk ve tek birliktir. İSİB bir ihtiyaçtan doğdu. Eskiden çeşitli ihracatçı birlikleri altında faaliyetlerini yürütmeye çalışan sektör ihracatçısı, yurt dışı pazarlarda kendini yeterince ifade edemiyordu. Ürünlerini dünyada tanıtmada yetersiz kalıyordu. Bu noktada İSİB’i kurduk. İSİB’in yurt dışı pazarlarda sektör ihracatçısına can suyu olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye iklimlendirme sektörünün yapmış olduğu ihracat, İSİB’in kurulduğu yıldan bugüne yüzde 100 oranında arttı. Tabiri caiz ise elimizde çanta ülke ülke sektörümüzü ve ülkemizi anlatıyoruz.

Sektörümüz son yıllarda gerek teknoloji gerekse ürün ve hizmet yelpazesi açısından çok gelişti. Yurt dışı pazarlarda ürünlerimize olan bakış açısı pozitif yönde. Bizim ürünlerimizin teknolojisi sürekli gelişen bir yapıya sahip. Bu nedenle iklimlendirme üreticisi global pazarlarda olan biteni yakından takip etmek zorunda. Bu noktada İSİB, üyelerine global pazarlardaki gelişmeleri aktarma, ihtiyaçları ve geleceğe yönelik projelerin oluşturulması açısından önemli bir görev üstlendi. Üreticimiz artık ihracatın, Ar-Ge’nin, katma değerli ürün üretmenin ne denli önemli olduğunu kavradı. Dış pazarlarda ne kadar güçlü olursak iç pazarlarda da o denli güçlü oluruz. Sektörümüzde Ar-Ge merkezi sayısı 25’e ulaştı. Tüm bu gelişmelere paralel olarak iş gücümüzün de kalitesi artıyor. Bu kapsamda üniversite-sanayi iş birliğimizi geliştiriyoruz. Üniversitelerimizin iklimlendirme bölümleri ilgi ve talep görmeye başladı. İSİB uluslararası büyük fuarlara bu bölümlerde öğrenim gören gençlerimizi götürerek, sektörün içinde olma imkanı sağlıyor.

İSİB, dünyadaki pazar yelpazesini genişletmek kapsamında bazı ülkelere yönelik ihracat hedefleri koydu. Dünyadaki pazar hedefleriniz nelerdir? Hedef olarak belirlediğiniz pazar ülkelerin sahip olduğu avantajlar nelerdir?

İklimlendirme ürünlerinin global pazarda geniş bir yeri var. Soğutma, ısıtma, yalıtım, havalandırma ve tesisat ürünlerinden oluşan büyük bir aileyiz. Türkiye’nin üretim becerisi ve potansiyeli yüksek. Neden daha fazla pazarlara hitap etmeyelim? Bu kapsamda İSİB olarak yönümüzü uzak pazarlara çevirdik. Geçtiğimiz sene Avustralya’dan başlayarak Güney Amerika ve Afrika ülkelerine ticari heyet organizasyonları düzenledik. Bu pazarlarda gördüğümüz ilgiden memnun kaldık. Oralarda gördük ki bizim teknolojimiz ve kapasitelerimiz bu pazarların ihtiyaçlarını, isteklerini karşılayabilecek seviyede. İklimlendirme ihracatçısındaki  heves de İSİB’in çalışmalarına ve hedeflerine olumlu yönde etki ediyor. Çünkü ihracatçımız kabına sığmıyor. Sadece Avrupa ve yakın pazarlarda bulunmak bize yetmiyor. 2018 yılında başlayan bu yolculuğumuz 2019 yılında Uzak Doğu ülkelerine yapılacak faaliyetlerle devam edecek. 2019 yılının ilk aylarında Mısır’a ticari heyet organizasyonu düzenledik. Çin, Hindistan ve Pakistan’da sektörel fuarlara katıldık. Bu pazarlarda avantajlı olduğumuzu gördük. Bizim üretim kalitemiz Avrupa standartlarında. Bu pazarlarda bizlerin kalitesinde fazla bir üretim yok. Bu nedenle buralarda bulunmak ve uzun vadeli çalışmalar yapmak gerektiğini gördük.

2019’u sürdürülebilirlik ve yenilik yılı ilan ettiniz. Bu çerçevede gerçekleştirmeyi ön gördüğünüz çalışmalar nelerdir? Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 30 Nisan’a kadar 147 gümrük noktasının tamamında kağıtsız ihracat uygulamasını devreye alacaklarını açıklamıştı. Özellikle bu alanda çalışmalarınız olacak mı? Uygulamanın sektöre sağlayacağı faydaları değerlendirir misiniz?

İklimlendirme ürünleri çağdaş olmak zorunda. Çünkü iklim şartları, insanların ihtiyaçları, gelişen yaşam standartları bunu zorunlu kılıyor. Gittiğimiz pazarlarda uzun vadeli aksiyonlar oluşturmaya ve kalıcı ilişkiler kurmaya özen gösteriyoruz. Sürdürülebilirlik herkes için gerekli bunu başaramadığınız takdirde yerinizi bir başkası dolduracaktır. Bu bilinç ile hedef pazarlarımızda çalışırken sadece ürün odaklı değil ülkemizi de tanıtmaya önem veriyoruz. İhracatta günümüzde hızlı ve verimli hamleler yapmalıyız. Bunlardan biri de geçtiğimiz günlerde hayata geçen kağıtsız ihracat/e-ihracat. Bu proje, gümrüklerimizin modernleşmesi ve gümrük süreçlerimizin dijitalleştirilmesi kapsamında önemli bir proje. Proje ile gümrükle alakalı tüm hizmetlerde belgelerin tamamen elektronik ortamda işlem görmesi hedefleniyor.  Ticaret Bakanlığımız, Tek Pencere, Liman Tek Pencere, Konteyner ve Liman Takip Sistemi, Serbest Bölge Giriş Çıkış Programı gibi birçok projenin yaygın bir şekilde kullanılması üzerinde çalışmalarını devam ettiriyor. Tüm işlemlerin elektronik yapıldığı kağıtsız ihracat uygulaması da bunun bir parçası. İhracat beyannamesine ekli belgeler, memur işlemleri, dilekçeler ve memur ile beyan sahibi arasındaki her türlü iletişim tamamen elektronik ortama ve kayıt altına alınacak. Kağıtsız gümrük uygulamasının uygulamaya alınması ile birlikte zaman kaybı olmadan firmalarımız ofislerinden ihracat beyannamesi ve eklerini verebilecekler. Ayrıca izlenebilirlik ve güvenlik açısından da sistem önemli bir avantaj sağlayacaktır.

2018 yılının Ağustos ayında meydana gelen kur dalgalanmaları, iklimlendirme sektörünü, ihracat gelirlerinin ithalatı karşılaması noktasında nasıl etkiledi? Türkiye iklimlendirme sektörünün dünya ithalatından aldığı payı güncel rakamlarıyla değerlendirir misiniz?

O dönemde yaşanan kur dalgalanmalarından tabi ki hepimiz etkilendik. Durağanlaşan yatırımlar iç pazarda firmalarımızı olumsuz etkiledi, satışlar düştü. Ama öte yandan ithalat geriledi. İhracatımız değer olarak yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı yükseldi. Sektör olarak 2018 yılında tarihimizin en yüksek ihracat seviyesini gördük. 2017 yılına oranla yüzde 15 büyüdük ve 4.5 milyar Dolar ihracat gerçekleştirdik. İhracatta önemli atılımlar gerçekleştirdik. Kilogram bazında ihracatımız da arttı. İhracat artışının yanı sıra ithalatı azalan bir sektör olduk. Katma değeri yüksek ürünler üretmeye ağırlık verdikçe hem dış pazarlarda rekabet üstünlüğümüz artıyor hem de daha az ithalat yapıyoruz. Kurlardaki dalgalanmalardan dolayı ağustos ayından itibaren dış ticaret açığımız düşmeye başladı. Sektörümüzün ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 85 seviyesinde. Türkiye’nin ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 75 düzeyinde. Ülke oranının üzerinde bir gelişme yakaladık bu konuda. 2016 yılından beri kararlı bir şekilde sektörümüzün dış ticaret açığı düşmektedir. 2018 yılında 800 milyon dolara kadar geriledi. Son 4 yılda dünya iklimlendirme ithalatı geriledi, yerel üreticiler artmaya başladı. Türk iklimlendirme sektörü ise son 5 yıla baktığımızda ihracatını yüzde 7 oranında arttırdı. Sektörümüzün dünya ithalatından aldığı pay 2017 yılında yüzde 0,89 düzeyinde gerçekleşti. 2018 yılı rakamları netleştiğinde sizlerle paylaşacağız.

Türkiye, ihracatta tüm sektörlerde 2023’ü işaret ederek bir hedef koydu. Tabi bu ihracat yapılacak sektörler arasında iklimlendirme ürünlerinin payı büyük. Peki bu hedef doğrultusunda değerlendirecek olursak, özellikle iklimlendirme ürünlerinin ihracatı için 2019 ve önümüzdeki yıllar kapsamında İSİB olarak neler söyleyebilirsiniz? Genel olarak da Türkiye bu hedefin neresinde duruyor?

2019 yılı ihracat hedefimiz 5 milyar doların üzerine çıkmak. Sektörümüzün bu potansiyeli var. Çıtamızı yükseltmek ve yeni bir rekor kırmak için çalışıyoruz. Daha fazla ülkeye gitmeyi ve Pazar yelpazemizi genişletmeyi hedefliyoruz. Devlet desteklerinin katkısı ve ihracatçımızın çabaları ile ülkemizin 2023 yılı ihracat hedefine ulaşmasında biz de sektör olarak elimizden geleni yapacağız.

Türkiye iklimlendirme sektörünün ısıtma-soğutma ve yalıtım ayağında ihracat fazlası verdiğini; klima ve havalandırma ürün gruplarında ise ithalat ağırlıklı bir durum yaşandığını açıklamıştınız. Türkiye iklimlendirme sektörünün hem ihracat hem de ithalat bakımından güçlü yönlerini ve dış yatırımcılar açısından sağladığı avantajlar sizce nelerdir?

Türk iklimlendirme sektörü ürettiği katma değeri yüksek, teknolojisi gelişmiş ürünleri, coğrafi konumunun önemi, genç ve eğitimli iş gücü kaynağı ile oldukça avantajlı bir konumda. İhracat pazarlarında artık kendimizi daha güçlü ifade edebiliyoruz, tanınırlığımızın ve ürünlerimize olan ilginin gün geçtikçe arttığını söyleyebiliriz. Öte yandan sektörümüz tüm bu avantajları ile yabancı yatırımcıyı da kendine çekiyor. Sektörümüzde son yıllarda büyük global markaların yatırımları gelmeye başladı. Türkiye, global markaların üretim üssü olma yolunda ilerliyor.

Etiketler:

Türk, İklimlendirme, Sektörünün, Uluslararası, Pazarlarda, Tanınırlığı, Artıyor

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter