Türkiye’de sağlık, sosyal yaşam ve ekonomi açısından oldukça zorlu geçen Covid – 19 pandemisinin ardından, vaka ve ölüm sayısının azaldığı normalleşme sürecine girdik. Ancak bundan sonraki süreçte ülke normallerinde köklü bir değişime gideceğimiz de aşikar. “Yeni normal” olarak adlandırılan normalleşme sürecinde iklimlendirme sektörünün sahip olduğu rol ile ilgili bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylersiniz?
İklimlendirme sektörü 2020 yılına güçlü başladı. Beklentilerin üzerinde geçen Ocak ve Şubat aylarının ardından ülkemizde ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan sonra özellikle Mart ayının 2.yarısında küçük de olsa sektör koronavirüsün etkilerini hissetmeye başladı. Nisan ayı bu anlamda çok zorlu geçti, bu süreç 19 Mayıs’a kadar da devam etti. 19 Mayıs’tan sonra vaka sayılarının düşmesiyle birlikte pazarda hareketlenme başladı ve Haziran ayında iklimlendirme sektöründe bir toparlanma oldu. Temmuz ayında da bu toparlanmanın devam ettiğini ve bayramdan sonra da pazarın olumlu yönde ilerlemeye devam edeceğini düşünüyoruz.
Bunun nedenleri; devlet tarafından inşaatlara yönelik yapılan düşük kredi opsiyonları, talebin artması ile yarım kalan inşaatların tamamlanması ve kombinin artık gerçek bir ihtiyaç olmasıdır. Bu üç unsur iklimlendirme sektörünü pozitif olarak diğer sektörlerden ayrıştırmaktadır.
Yeni normal döneminde değişen koşullara bağlı olarak, müşteri talep ve ihtiyaçlarında da değişimler oldu mu?
Pandemi sürecinde, temel ihtiyaçlar, ev ve kişisel hijyen odaklı ihtiyaçlar önem kazandı. Bunun dışında artık evler “yuva” haline geldi, evde zaman geçirdikçe eve verilen değer arttı. Evde kullanılan ürünlerin ve hizmetlerin satın alınma sürecinde üzerinde daha çok düşünüleceğini ve kalite, güven, kolay kullanım, fiyat-performans dengesi, garanti süreleri gibi uzun ve konforlu kullanım ile ilgili kriterlerin daha çok önem kazandığını gördük.
Genel olarak bu dönemden sonra tüketicilerin daha önce üzerinde çok düşünmeden, tek seferlik yaptıkları harcamalar yerine gerçekten ihtiyaçları olan, değer yaratan ürünleri seçeceklerini düşünüyoruz. Tüketiciler, daha kaliteli, tüketici memnuniyet odaklı kullanıcı deneyimi sunan, güven duyulan marka ve ürünleri seçecekler. Biz markamızın bu kapsamda olumlu etkilendiğini ve önümüzdeki dönemde de aynı trendin devam edeceğini düşünüyoruz. Vaillant olarak sunduğunuz ücretsiz keşif hizmetleriyle, hangi kombiyi seçeceğine karar veremeyen müşterilerinizin evlerine misafir oluyor ve yaptığınız analizler doğrultusunda evlere uygun en iyi kombiyi müşterilerinize öneriyorsunuz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi olarak yetkilendirilen şirketlerden biri olarak, evler için doğru kombiyi belirlerken hangi kriterleri temel odağınıza alıyorsunuz?
2013 yılından bu yana verdiğimiz enerji verimlilik danışmanlığı hizmeti kapsamında Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi (EVD) uzman bayilerimiz aracılığı ile cihaz satışlarının yanı sıra satış öncesi ve satış sonrasında tüketiciye özel enerji modellemesi yaparak, hem finansal açıdan hem de tüketim açısından etkin çözümler üretiyoruz. Enerji verimliliğine yönelik geniş ürün gamımız ile özellikle yüksek verimli yoğuşmalı ısıtma sistemleri ve bu sistemlere akıllı kontrol sistemi ile entegre olabilen güneş enerjisi, ısı pompaları ve mikro kojanerasyon sistemleri ile (hibrit sistemler) tüketicilerine özel çözümler sunuyoruz. 200’ü aşkın yetkili satıcımızla, 7/24 çalışan 200’ü aşkın kendi kadromuzda hizmet veren teknikerimiz ve 1000’e yakın satış noktamızla bu hizmetleri vermekteyiz.
2020’nin ilk yarısında lansmanını gerçekleştirdiğiniz EcoFIT Plus kazanların sahip olduğu teknik ve tasarımsal özelliklerden, kullanıcılarına sağladığı faydalardan ve sektörde yarattığı farklardan, bahseder misiniz?
Vaillant olarak en önemli zenginliğimiz kombiden VRF sistemlerine, ısı pompasından solar sistemlere dek uzanan çok geniş sistem çözümleri sunmamız. 2020’nin ilk yarısında lansmanını gerçekleştirdiğimiz yeni ecoFIT Plus 100-150 kazanlarımızla bu alandaki iddiamızı daha da artırdık. ecoFIT Plus kazanlarımız üstün ALSiMg döküm teknolojisi kullanılarak tek parçadan imal edilmiş ısı eşanjörüne sahiptir. Eşanjörünün özel dizaynı vesilesiyle yoğuşma teknolojisinden maksimum fayda sağlanmaktadır. Akıllı ateşleme teknolojisi ile değişken gaz seviyelerine uyum sağlayabilen ecoFIT Plus kazanlar, yüksek verimlilik sağlayan pompa teknolojisi sayesinde de sürdürülebilir nitelikte enerji tüketiminde azalmaya katkısı bulunmaktadır. Esnek baca bağlantısı sayesinde bacalı ve hermetik bacalara tam uyumlu olması ile dikkat çeken kazanlar Pre-mix brülör ve fan modülasyonu sayesinde uygun gaz karışımı ve tasarruf sağlanmaktadır. Tek kontrol setiyle 7 cihaza kadar kaskad kullanım imkanı ve %20 modülasyon ile düşük güç aralıklarında mükemmel performans sunmakta, 6 bar işletme basıncı ve dahili tıkgaz klapesi gibi özelikleriyle projelerde fark yaratmaktadır. VT 921 modül ve VRC 720 regler sayesindecihazın ve kaskad sistemin tüm özelikleri multiMATIC App programı üzerinden uzaktan kumanda imkanı bulunmaktadır.
En yüksek müşteri memnuniyetini’ hedefleyen anlayışıyla kendi bünyenizde oluşturduğunuz mobil servis ağlarıyla, kullanıcılarınıza kaliteli ve hızlı servis hizmeti sunarken, sosyal medyayı da kullanıcılarınızla bağlarınızı güçlendirecek bir iletişim aracı olarak kullanıyorsunuz. Bu noktada, Dijital Platformlar üzerinden hayata geçirdiğiniz “Vaillant ile Kafa Rahatlatan Sohbetler” projesinden bahseder misiniz?
Vaillant olarak sadece cihaz ve hizmet satmanın ötesine geçerek insanların hayatına farklı alanlarda değer katmaya da önem veriyoruz. Klasik medya kanallarının yanı sıra sosyal medya ve dijitalde hayata geçirdiğimiz projelerle tüketicilerimizle kurduğumuz bağı güçlendiriyoruz. Sosyal medyayı tüketicilerimizle daha yakın ilişki kurabildiğimiz bir mecra olarak görüyor ve etkin bir şekilde kullanıyoruz.
Halkımızın, COVID-19 pandemisi nedeniyle içinden geçtiğimiz bu sıra dışı dönemi iç huzuru ile atlatmasına katkıda bulunma amacıyla uzun süredir planlamalarımız arasında olan podcast projesini de bu süreçte hayata geçirme imkanı bulduk. Ürünlerimizde sunduğumuz rahatlığın dışında kafamızı karıştıran sorulara cevap bulmak ve dinleyicilerin keyifli vakit geçirmelerine destek olma hedefiyle “Vaillant ile Kafa Rahatlatan Sohbetler” adıyla podcast yayınlarına başladık. Alanında uzman ve ünlü isimlerle hazırladğımız sohbetleri Vaillant Türkiye’nin Spotify, Apple Podcast ve Google Podcast kanalları üzerinden dinleyicilerimize ulaştırdık. 24 Nisan’da Mirgün Cabas ile başlattığımız serinin ilk 4 bölümlük yayınında, dinleyicilerini günlük yaşamın dışında akıllarına takılan sorulara cevap bulmaya çalıştık. Klinik Psikolog Beyhan Budak’ın konuk olduğu ikinci seride ise ‘Mutlu İlişkilerin Ortak Özellikleri’, ‘Küçük Şeyleri Kafaya Takmama Sanatı’, ‘Daha İyi Hissetmek İçin Kendine Yatırım Yapma Yöntemleri’ ve ‘Başarılı İnsanların Ortak Özellikleri’ konularını ele aldık.
Vaillant olarak sürdürülebilirlik kavramına verdiğiniz değeri, gerek üretiminiz ve kurumsal faaliyetlerinizle gerek vermiş olduğunuz röportajlarda gösteriyor ve sektöre örnek oluyorsunuz. Stratejik S.E.E.D.S (Çevre, Çalışanlar, Ürün geliştirme ve Toplum için sürdürülebilirlik) programı ile birlikte yürüttüğünüz sürdürülebilirlik faaliyetleri var mı? Varsa bu faaliyetlerden bahseder misiniz?
Vaillant Group olarak çalışanlarımız, toplum ve çevre için kendimizi sorumlu hissediyoruz. Sosyal ve ekolojik standartları ekonomik başarının, sürdürülebilir ve karlı büyümenin olmazsa olmazlarından olarak görüyoruz. Taahhütlerimizi yerine getirebilmek için stratejik S.E.E.D.S programı ile birlikte sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Sürdürülebilirlik kapsamında odak alanlarımızı çevre dostu ürün geliştirme, çevre, çalışanlarımız ve toplum oluşturuyor. Yeni ürün geliştirme çalışmalarında tüm yaşam döngüleri boyunca enerji verimli ve çevre dostu ürünler önceliğimiz oluyor. Bu kapsamda geliştirdiğimiz Green IQ felsefesi ile üretilen ürünlerimiz bu hedeflere ulaşmamızda en önemli araçlarımızdan biri oldu. Kaynakları korumayı ve bunları sorumlu bir şekilde kullanmayı, CO2 emisyonlarını azaltmayı ve ayrıca çevreyi aktif olarak korumayı ve rahatlatmayı amaçlıyoruz. Vaillant Türkiye olarak, sürdürülebilirlik ilkesi gereği 2012-2015 yılları arasında Doğa Derneği iş birliğiyle “Burdur Gölü’nü Kurtarma Projesi”ni yürüttük. Ardından 2015 yılında, Doğa Derneği ile iş birliğine devam ederek, Ankara’nın Beypazarı ilçesinde yuva yapan ve nesli tükenmeye yüz tutan Küçük Akbaba projesiyle bir kez daha çevreye destek olan bir projeye imza attık. Projenin Ankara’nın Beypazarı ilçesinde yürütülen ilk fazında 100 yuva korumaya alındı. Yapılan çalışmalar sonucunda bölgedeki küçük akbabalar Balkanlardaki en büyük nüfusu da oluşturuyorlar. Mersin ve Adana bölgesinde başlattığımız proje ikinci fazında, Bulgaristan, Yunanistan, Ürdün, Nijer, Kenya gibi ülkelerin de dahil olmasıyla uluslararası bir boyut kazandı. Balkan, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin ortaklığında yürütülen uluslararası projenin Mersin ayağındaki çalışmalar için GülnarÖnemli Doğa Alanı, Göksu Vadisi ve Kadıncık Vadisi’ne yoğunlaşıldı. Geçtiğimiz yıl Mersin’de 64 küçük akbaba tek bir alanda gözlemlendi. Küçük akbabaların Avrupa ve Türkiye’de üreyerek Afrika’ya uzanan göç yolculuklarında en önemli toplanma bölgesi olan Adana ilinin Ceyhan ilçesine bağlı Sarımazı Mahallesi’nde 2019’da toplam 903 küçük akbaba ve toplamda 118.124 kuş sayıldı. Bugüne ciddi bir aşamaya geldiğimiz hedeflerimizi her geçen yıl daha da artırarak daha sürdürülebilir bir çevre ve toplum için çalışmaya devam edeceğiz.
Quite Mark Sessizlik Ödüllü Vaillant Green IQ kombilerinizden çevre, tasarım, kaynakların verimli kullanımı, bağlanabilirlik açısından bahsetmenizi istesek neler söylersiniz?
Vaillant olarak yoğuşmalı ürün gamına yaptığımız yatırımlarla müşterilerimize en geniş yoğuşmalı ürün alternatifini sunan markayız. Çevre bilincin daha da önem kazandığı bu süreçte geliştirdiğimiz yenilikçi ve çevreci ürün ve hizmetlerimizle tüketicilerimizin tercihi olmaya devam etmek için çalışıyoruz.
Seçili ürünlerde başlattığımız Green IQ felsefesi ile üretilen, A+ ısıtma verimliliğine sahip olan ecoTEC Exclusive multi yoğuşmalı kombi ile hem ısıtma hem de sıcak su kullanıcılarına sunduğumuz tasarruflu ürün alternatiflerini artırdık. Bulunduğu konum ve özellikleri itibariyle de “Kombinin mucidinin ustalık eseri” olarak tanımladık.
Green IQ ecoTEC Exclusive yoğuşmalı kombi; birden fazla yoğuşma sağlayan teknolojisi, entegre edilen termostatıyla sunduğu A+ verimlilik, %85 geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilmesi, cep telefonuyla kontrol ve uzaktan erişim gibi üstün özelliklere sahip. Yüksek sıcak su konforu, Quite Mark sessizlik ödülü, benzersiz Vaillant tasarımı ve 1:10’a varan geniş modülasyon oranı ile Green IQ ecoTEC Exclusive hem teknolojik hem de verimlilik anlamında Premium segmentin üzerinde yer alıyor.
Green IQ konsepti ile kullanım suyu çevrimi sırasında da yoğuşma yapılarak, standart kombilere kıyasla %8’e varan ek tasarruf sağlanıyor. ecoTEC Exclusive’de kullanım suyu, plakalı eşanjörden önce ana eşanjöre gönderiliyor. Bu sırada baca gazındaki atık enerji emilerek suya aktarılıyor.
Böylece hem baca gazı sıcaklığı ve emisyonları düşüyor, hem yoğuşma miktarı artıyor, hem de kullanım suyuna ön ısıtma uygulanmış oluyor. Bu sayede 25 KW ısıtma ve 35 KW sıcak su kapasitesi sağlıyor. Bu sistem mevcut eşanjör teknolojisinde kullanılan en verimli sistem olarak biliniyor. ecoTEC Exclusive ayrıca; %94 oranında sezonsal ısıtma verimliliğine (ErP öncesi tabirle %109,7 verimlilik) sahip olması, çok düşük 43 dB(A) ses seviyesi, gaz kalitesi ve gaz tipi değişimlerine özel bir ayar gerekmeden otomatik uyum sağlaması, 1:10 modülasyon oranı, cihaza entegre VR920 internet bağlantı modülü ile daha yüksek bağlantı hızı gibi özellikleri ile de öne çıkıyor. Önümüzdeki aylarda yine Green IQ feslefesi ile geliştirilen bir diğer ürünümüz olan Peec Green IQ’yu piyasaya sunacağız.
2019, inşaat sektörünün ekonomik dalgalanmalar nedeniyle iç pazarda daralma yaşadığı bir yıl oldu. İnşaat sektörüyle bağlantılı olan iklimlendirme sektörü de ister istemez, bu durumdan etkilendi. 2020’de ise tüm dünyayı etkisi altına alan Covid -19 salgını en önemli gündem oldu. Pandemi sonrası ulusal ve küresel pazardaki güç dengelerinde nasıl bir değişim öngörüyorsunuz? Bundan sonraki süreçte dış ticarette hedeflediğiniz yeni pazarlar var mıdır? Varsa bu pazarlardan, ihracat hedeflerinizden; Ar-Ge çalışmalarınızdan ve büyüme hedeflerinizden bahseder misiniz?
Covid-19 pandemisi nedeniyle tüm dünya olağanüstü bir dönemden geçti ve geçmeye de devam ediyor. Sosyal mesafenin ve evde kalmanın büyük önem taşıdığı bu dönemde bireylere ve şirketlere önemli sorumluluklar da düşmeye devam ediyor. Oldukça başarılı bir ilk çeyrek ve bildiğiniz üzere çok zorlu bir ikinci çeyreği geride bıraktık. Bu zor günlerde globalde ve yerelde tüm birimlerimizle, hizmetlerimizi kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz.
Globalde ilk 5 aya baktığımızda dünya piyasasının önceki yıl seviyesinin altında seyrediyor. Tedarik zincirlerindeki pandemi sürecinde başlayan baskı etkisiyle gelen taleplere göre üretim yapıldı. Türkiye’de ise bu dönemde görev ve sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyor, müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırıyoruz. Bu yolda attığımız adımlarla yılın ilk 5 ayında salgına rağmen hedeflerimize paralel sonuçlar elde ettik. Sürecin ilk başında işimizi etkilemeyecek düzeyde bazı aksaklıklar yaşasak da iş süreçlerimizdeki yaptığımız güncellemeler sayesinde sorunsuz bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekonomideki normale dönüş sinyalleri ile birlikte ikinci bir dalga olmadığı takdirde geçen yıla oranla yüzde 30’a yakın bir büyüme hedefliyoruz.
