Yapı Magazin
"Yalnızca Ürün Değil, Çevre Ve İnsan Sağlığını Gözeten Çözümler De Üretiyoruz"

"Yalnızca Ürün Değil, Çevre Ve İnsan Sağlığını Gözeten Çözümler De Üretiyoruz"

 

Ravago Bina Çözümleri olarak, sürdürülebilir gelecek ve sağlık konusunda sahip olduğunuz farkındalıkla sektöre örnek üreticilerden birisiniz. EUCEB Belgesine sahip RavathermTaşyünü ürününüzle, bu farkındalığı vurguluyorsunuz. Sağlıklı yalıtım ürünlerinin üretiminde ve uygulamasında aranan koşullar nelerdir? Sağlıklı ve sürdürülebilir yalıtım için EUCEB Belgesinin önemi nedir?

 

Alper Doğruer (Ravago Bina Çözümleri Ticari Direktörü): Yalıtım, İnsanoğlunun var olduğu ilk çağlardan beri süregelen bir uygulama. Soğuktan ve sıcaktan korunmak her zaman ihtiyaç… Biz de bu ihtiyaca çözüm üretirken hem sağlıklı ürünler üretmeye hem de çalışanlarımızın sağlığını korumaya dikkat ettik. Üretirken meydana gelen atıkların kontrollü bir şekilde bertaraf edilmesi de hep hassasiyet gösterdiğimiz bir konu oldu. Yani, sektöre sadece ürün değil, çevre ve insan sağlığını gözeten çözümler sunuyoruz. Gebze’de XPS üretimi, İzmit’te bitümlü membran üretimi, Kayseri’de taşyünü, camyünü ve seramikyünü üretimi olmak üzere üç farklı lokasyonda gerçekleştirdiğimiz üretim süreçlerinde de ilk önceliğimiz her zaman insan sağlığı oldu. Bu bağlamda son dönemdeki en önemli gündemlerimizden biri, EUCEB Belgesi’ydi, insan sağlığına zararlı kansorejen madde içermeyen mineral yünlerimiz için EUCEB Belgesi almaya hak kazandık.

 

Beklentiler arttıkça, insan sağlığına zarar vermeyen, güvenli ürünlere de talep arttı

 

Özge Sipahioğlu (Ravago Bina Çözümleri Mineral Yün Grubu İş Birimi Direktörü):

 

Zaman ilerledikçe insanların ihtiyaçları arttıkça ürünler de teknik donanım açısından gelişme gösterdi. Bazı yalıtım malzemelerinde ürünün sahip olduğu faydaların yanı sıra zararlarının azaltılması da önem kazandı. Örneğin asbest… Eskiden yalıtım uygulanırken asbestli ürünler kullanılırdı. Asbestli malzemeler su yalıtımı için idealdi. Ancak bir yangın esnasında çıkan dumanlar vasıtasıyla insan sağlığına zararlı hale geldiği için artık asbest içeren ürünler tercih edilmiyor. Artık yalıtım yapılırken insan sağlığını korumak da gündemde.

 

Mineral yün ürünlere verilen EUCEB, kullanılan yalıtım malzemesinin hangi koşullar altında üretildiğini ve hangi maddeleri içerdiğini, kansorejen ürünler içermediğini bildiren bir sertifikadır. Ürünlerin kanserojen olmadığına, insan sağlığına zarar verecek bir madde içermediğine dair bir güvencedir. Bu sertifika, ürün uyguladıktan sonra geçen uzun yıllar sonra bile o yalıtım malzemesinde kanserojen etkiler meydana gelmeyeceğini garanti ediyor.

 

“Konutlarda enerji tasarrufu” deyince en önemli uygulama, ısı yalıtımı. Isı yalıtımını konuşurken genelde malzemenin sahip olması gereken özellikleri konuşuruz. Peki ortamdaki bağıl nemin ve sıcaklığının taş yünü performansı ve enerji verimliliği üzerinde etkilerinden söz etmek mümkün mü?

 

Alper Doğruer: Konutlardaki bağıl nem oranı, taş yününün performansını etkileyecek düzeyde değil. Ancak, bir tekstil fabrikası gibi çok buhar üreten bir sanayi kuruluşu söz konusuysa, buhar akışının taş yünü performansı üzerindeki etkisine çalışılabilir. Bunun için de yüzeylerinde kaplama uygulanmış taşyünü ürünlerimiz veya kesit detaylarını güvenli hale getirmek için nefes alan su yalıtım ürünlerimiz mevcut.

 

Konutlarda enerji verimliliği için kullanılan taş yününde klasik uygulama, dıştan yalıtım, halk arasındaki adı ile Mantolamadır. Bu uygulamayı yaptığımızda bağıl nemin ürün üzerinde etkili olduğunu söylemek pek mümkün değil. Ancak binaya içten yalıtım uygulandığında yoğuşma kontrolü yapmanız gerekir. Dolayısıyla burada yalıtımın detayı da çok önemli.

 

Özge Sipahioğlu: İhtiyaca göre buhar ve nem etkilerine karşı kaplamalar mevcut. Siyah cam tülü kaplama, alüminyum folyo gibi… Bununla beraber, nem ve buhar etkisinin malzemeyi etkileyebileceğini düşündüğümüz uygulamalarda kesit detayına inip buhar dengeleyici ürünler de kullanabiliyoruz. Bu noktada Dupont’unTyvek ürünün pazara sunumunu yapıyoruz.

 

Güvenilir, uzun ömürlü ve çok zorlu koşullarda dahi su sızdırmazlık performansını en yüksek seviyede sağlayan tek kat su yalıtım sistemlerinizle sektörde fark yaratıyorsunuz. Bu bağlamda sektöre sunduğunuz RavaproofMaxStoper ürününüzün teknik özelliklerinden, Ar-Ge süreçlerinden, pazarda gördüğü talepten bahseder misiniz?

 

Alper Doğruer:MaxStoper; “Ravaproof Profesyonel Seri” adı altında sektöre Bondstoper ve ProofStoper ile birlikte sunduğumuz bir ürün. Bir de bunların dilatasyon bandı gibi detay ürünleri var. Dolayısıyla MaxStoper’i anlatırken, BondStoper ve ProofStoper’i de anlatmakta fayda var. “RavaproofProfesyonel Seri” ürünlerimizin tamamını kendi laboratuvarımızda, iki senelik bir çalışma sonucunda geliştirdik.

 

Temelde korozyona karşı uyguladığımız su yalıtımı işlemiyle, yani bohçalama işlemiyle binanın temelindeki demirin su ile teması önlüyor, böylece korozyon oluşumunu engelleyerek bütün binayı koruma altına alıyoruz. Bohçalama uygulamalarında etkili yalıtım için çift kat uygulama mantığı hakim. Bu mantık, birinci katın kapatamadığını ikinci katın kapatması disiplinine dayanıyor.

 

Eskiden maliyetten tasarruf sağlamak amacıyla inşaatlardaki iki kat uygulamalarda 2mm + 3mm membran kullanılırdı. Ancak bu uygulama çok yanlıştı. Daha sonraki yıllarda membran kalınlıkları 3 mm + 3 mm, 3 mm + 4 mm’ye kadar ulaştı. Günümüzde ise 5 mm’lik tek kat membranlar var. Bu membranlar, eski membranlara göre çok daha özellikli...

 

“Proof” dediğimiz malzemeleri bu bağlamda ele alalım. Bu malzemeler, iki bina arasına yeni bir bina inşa ediliyorsa ve/veya derin temeller, bodrum katlar, otoparklar varsa, bu binada su yalıtımı yapmak çok zor oluyor. Bu zorluğun üstesinden ProofStoper ile geliyoruz. ProofStoper, direkt kalıbın içine koyuluyor. Ardından kalıbın üzerine beton döküldüğünde, meydana gelen hidratasyon ısısı, membranın betona yapışmasını sağlıyor.

 

MaxStoper de tek kat yalıtım yapan bir malzeme. MaxStoper, çekildiğinde yüzde 1000’e kadar esneyebilen çok özel bir hamura sahip. Bu özelliği sayesinde gerilmelere ve oturmalara karşı oldukça dayanıklı bir ürün. 5 mm. Kalınlığında…

 

BondStoper’in fark yaratan özelliği ise, Ravago’nun uluslararası yapılanmasından destek alarak geliştirdiğimiz TPU’ya sahip olması. TPU, plastiğin de ham maddesini oluşturan termoplastik katkısını içinde barındırıyor. TPU polimer; membranınşaluma ile ısıtılması esnasında hızlı ve her noktada ergime sağlayarak bitüm karışımın zemine tam lamine olmasını sağlıyor. Bu da ürüne çatlak köprülemedahil bir çok yeni özellik kazandırıyor. BondStoper betona yapıştığında onu betondan sökmek mümkün olmuyor. MazStoper ise, ekstrem sıcaklık değişimlerine ve zorlu hava koşullarına karşı on senelere sair tam koruma sağlamakta…

 

Su yalıtım malzemesinde en istenmeyen durum delinme, su geçirme gibi durumlardır. Sızıntı durumunda önce suyun kaynağı bulunmalı ve orada tamirat yapılmalı. Ancak bunun için bütün tavanın delinmesi gerekir çünkü su yürür… Beton içinde dolaşım sağladığı için kaynağı bulmak zordur. Ancak BondStoper gibi tam yapışma sağlayan ürünlerde delinen yerden su gelse de yürüme önlenir. Bu sayede suyun kaynağı noktasal olarak tespit edilebilir ve sızıntı sorunu çözülür.

 

Hem MaxStoper hem de BondStoper’in tek katta su yalıtımını kesintisiz yapabilmesinin en kritik noktası; her iki üründe de ek yerlerinde kayma ve ayrılma mukavemetlerinin, Avrupa standartlarınca SBS’li tek kat sistemler için oluşturulan standartların 2.5 kat üzerinde gerçekleşmesidir.

 

Ravaproof Profesyonel Seri ile ilgili şantiyelerde eğitimler de veriyoruz. Uygulamaları yerinde denetliyoruz. Teknik danışmanlık yapıyoruz. Şantiyelerde tutanaklar tutuyoruz. Yapılan imalatı onaylıyoruz.

 

Bu ürünleri geliştirmek için çok emek verdik. Ürünü çıkarır çıkarmaz hemen pazara sürmedik. Biraz bekledik. Çünkü ürünlerin laboratuvardaki ideal ortam koşullarındaki davranışıyla sahadaki davranışı aynı olmuyor. Ürünleri geliştirme noktasında saha performanslarını da eş zamanlı olarak gözlemlemek için, konusunda uzman ve birçok yeni nesil su yalıtım ürünü uygulamasında tecrübeli yurtiçi ve yurtdışı uygulamacı iş ortaklarımız ile birlikte saha uygulamaları gerçekleştirdik. Bir sene boyunca sahadan gelen geri bildirimlerle ürünümüzü geliştirmeye devam ettik. Bütün uluslararası testlerini yaptırdık. Hatta birkaç testi Türkiye’de yapılması mümkün olmadığı için yurt dışına gönderdik. Ürünümüzden emin olduk, öyle pazara çıktık. Ravago Global Ar-Ge ortak çalışmasının Türkiye’deki tesislerimizde tamamen Türk mühendislerle son haline getirildi.

 

Madem Ravago böyle bir ürüne ve bu ürünün Ar-Ge’sine sahip. Türkiye’nin deprem gerçeğini ve su kaynaklı doğal afetleri göz önünde bulundurursak, yeni nesil su yalıtım özelliklerinin teknik özelliklerinin anlatılmasında, bilincin geliştirilmesinde ve ürünlerin kullanılmasında ulusal bir misyon üstlenecek mi?

 

Alper Doğruer: Bu misyonu üstleniyoruz. Yakın bir zamanda ustalara seminerlere başlayacağız. Pandemi süreci bizleri biraz etkiledi. Covid -19 vakalarının görülmeye başladığı ilk zamanlarda gerçekleştirdiğimiz online seminerler oldu ve bu seminerler ilgi gördü. Ancak pandemi süreci uzadıkça ilgi de zayıflamaya başladı. Başlayan aşı çalışmaları iyi giderse bu seminerleri bir usta kulübüyle birleştirip çeşitli illerde ustalara yönelik seminerler düzenleyecek, önce o ildeki teknik elemanlara, sonrasında ustalara, uygulamalı seminerler ve tanıtım toplantılarıyla yenilikleri anlatacağız. Çalışmaları planladık.

 

Özge Sipahioğlu: Şartnameleri hazırlayan yetkililerin de bilinçlendirilmesi çok önemli. Bu bilinçlendirme için devlet kurumlarıyla çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.

 

Birbirinden farklı mimari projelerin tasarımından, inşasına; işletme sürecinden ömrünü tamamlayıp yıkımına kadar uzanan yaşam döngüsü boyunca görev üstlenen tüm sektör paydaşlarına, 3D modeller üzerinden ortak yararlanabilecekleri üç boyutlu dijital bilgi paylaşım ortamı sunan Yapı Bilgi Modellemesinin yalıtımda sağladığı faydalar nelerdir? Bu konuda yapmış olduğunuz yatırımlar var mı?

 

Özge Sipahioğlu: Biz ürünlerimizle BIM Object’te hep vardık. Dow Chemical’ınStyrofoam grubu ürünlerinde 2000’li yıllardan itibaren BIM çalışmaları mevcut idi. Ki o zamanlar AutoCAD bile yeni yeni kullanılıyor idi. Ürünün sadece kendisini değil, bütün detaylarıyla kesiterini de hazırladık Türkiye’de birçok mimari büroya gidip bunların şartnamelerini yazdırmayı başardık.

Türkiye’deki mimari projelerde bu teknolojinin kullanımı artık nispeten yaygın ama maalesef bu hizmeti sadece talep edildiğinde sunuyoruz ancak asıl ihtiyacımız bilinç… İşin projelendirilmesinden şantiyede uygulamasına kadar detayları ile bilinmesi gerekiyor. Hatta şantiyede uygulama sırasında şantiye şefinin bu detaylara hakim olması gerekiyor. Bu iş çok kapsamlı bir iş. Birçok birimin bir arada olup iş süreçlerini birlikte yürütmesi gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’de birçok şantiyede buna çok dikkat edilmiyor ve maalesef bir kontrol denetim mekanizması da yok.

 

Gerçekleştirdiğimiz en son röportajda, Macaristan'da, Yunanistan’da Türkiye'nin Kayseri ve İzmit illerinde planladığınız yatırımlardan söz etmiştiniz. Ancak pandeminin başlamasıyla zorlu bir sürece girdik. Bu süreçte yatırımlarınız, üretim faaliyetleriniz ve pazardaki durumunuz nasıl etkilendi?

 

Alper Doğruer: Pandemi nedeniyle elbette süreçte gecikmeler yaşandı. Çünkü Türkiye’den çok destek veriyorduk yatırımlarımıza. Uçuşların ertelenmesi, yurt dışına gönderdiğimiz mühendislerimizin yurt dışına gidişte ve yurt dışında dönüşte 15’er gün karantinada kalması gibi sebepler sürecin uzamasına sebep oldu. Yine de her şeye rağmen ilerledik ve Macaristan’daki fabrikamızda deneme üretimlerimizi başlattık. Yunanistan’daki yatırımımız da sene sonunda aktif hale gelecek.

Türkiye’de İzmit’teki Stoper fabrikamızda membran kapasitesini yüzde 30 -40 gibi bir oranda büyütmeyi hedefliyoruz. Ek tanklar, yeni hatlar devreye alındı. Kayseri’de ise bir hattımızı yeniden elden geçirdik. Rabitz telli şilte gibi bir takım teknik ürünleri üretebilir hale geldik. Ayrıca yine yaklaşık üç milyon Euro değerinde bir yatırımla lifleri oluşturan spinner dediğimiz ana makine tamamen değişecek. Yatırımlarımız devam ediyor.

 

Pandemi sürecinde satış öncesinde, satışta ve satış sonrasında süreçleri yönetebilmek adına dijitalleşme ve bağlanabilirliğin getirdiği olanaklardan nasıl faydalandınız?

 

Alper Doğruer: Pandemisürcinde herkesgibi bizimdeevde kaldığımız bir dönem oldu. O dönemde bizim dijital altyapımız son derece uygundu. IT grubumuz çok hızlı bir şekilde organize oldu. Sabit masalar dışındaki departmanlarımız hep sahadaydı. Satış ekibi olarak gereken tüm sağlık önlemlerini alarak çalışmalarımızı sürdürdük. Çok şükür ekibimizden kimse hastalıkla karşı karşıya kalmadı. Üretim hiç durmadı. Birçok firmanın ekonomik olarak çok zor bir sürece girerken, RAVAGO’nun finansal gücü gerek bize gerekse bayilerimize büyük destek sağladı. 

Özge Sipahioğlu: Bu süre zarfında sahada aktif yoğunluğumuz nedeni ile vakit ayıramadığımız, yeni ürünlerimize, ürün geliştirmelere odaklandık.Özellikle su yalıtım grubunda 5 yeni nesil ürün RavapoofMaxStoper, StoperProof , BondStoper, StickyStoper XL ve JointStoper   taş yünü tarafında da rabitz telli şilte, çıplak rulo gibi ürün gamımızda eksik olan ürünleri de tamamladık. İş çıktıları açısından, verimli bir pandemi dönemi geçirdik diyebiliriz.

 

 11 Aralık 2019 tarihinde açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ve mütabakatın yapısını oluşturan Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kararları, önümüzdeki yıllarda AB’nin tüm politikalarının iklim değişikliği ekseninde şekillendirilmesini öngörüyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kararları Türkiye yapı sektöründe sanayi – üretim stratejileri, lojistik, tasarım, karbon ayak izi gibi konularda nasıl bir dönüşüm sağlayacak? Bu dönüşüme uyum sağlamak amacıyla Ravago Türkiye olarak nasıl adımlar atıyorsunuz?



 

Alper Doğruer: Avrupa Birliği’nde alınan ve 2050’de karbon salımını net 0’a düşürmeyi hedefleyen bu karar, küresel ısınma ve iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya kaldığımız bu süreçte geleceğimiz için çok önemli. Türkiye yapı sektörü de bu konuda adım atacaktır. Buna eminim.

Ravago da kendi içinde bu konuda adım atmaya karar verdi. Ravago Türkiye olarak, özellikle fabrikalarımızda, üretim süreçlerimizde mümkün olduğunca yenilenebilir enerjiye geçmek istiyoruz. Bu doğrultuda Kayseri’de 4 bin 120 panelden oluşan solar sistemimizle ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi güneşten üretebilir haldeyiz. Diğer fabrikalarımızda da mevcut durumun incelenip geliştirmelerin yapılması konusunda çalışmalar yapıyoruz. Karbon ayak izimizin azaltılması için yapabileceklerimiz üzerinde daima düşünüyor ve fikirleri hayata geçirmek için çalışıyoruz.

Etiketler:

"Yalnızca, Ürün, Değil, Çevre, Ve, İnsan, Sağlığını, Gözeten, Çözümler, De, Üretiyoruz"

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter