Daikin, 100 yılı aşkın deneyimiyle iklimlendirme sektöründe önemli konumunu sürdürüyor. Çevre dostu ve enerji verimliliğini ön planda tutan yenilikçi çözümleriyle kullanıcıların konforunu artıran Daikin, inverter teknolojisi ve hibrit ısı pompalarıyla enerji tasarrufunu en üst seviyeye taşıyor. A+++ enerji verimliliği sunan Zeta Shira Plus klimaları, çevreci R32 soğutucu akışkanı ile dikkat çekiyor. Daikin’in hedefi, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını net sıfıra indirmek. Gelişmiş AR-GE çalışmaları ve akıllı ev sistemleri ile geleceği şekillendiren Daikin, Türkiye’de de sürdürülebilirlik ve inovasyon alanında önemli adımlar atıyor. 100 yıllık geçmişe sahip bir marka olarak, doğal kaynakları etkin bir şekilde kullanma ve çevresel etkileri azaltma konusunda büyük bir sorumluluk duyduklarını belirten Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Olcay Avcı, “Ürün ve hizmetlerimizi geliştirirken, “Daikin Çevre Vizyonu 2050” çerçevesinde ve sürdürülebilirliği merkeze alarak ilerliyoruz. Daikin olarak, ürünlerimizin çevre dostu özellikleri ve yüksek verimliliği ile hem sürdürülebilirlik hedeflerimize hem de pazarın ihtiyaçlarına uygun ürün ve hizmetler sunuyoruz.” dedi.”
Enerji verimliliği, günümüzde iklimlendirme sistemlerinin en önemli özelliklerinden biri haline geldi. Bu bağlamda, Daikin’in inverter teknolojisi, kullanıcıların enerji tasarrufu yapmalarına yardımcı olmasının yanı sıra konfor düzeylerini de artırıyor. Bu teknoloji, ısıtma ve soğutma sistemlerinde nasıl bir etki yaratmaktadır? Özel uygulama alanlarında sağladığı avantajları örneklerle kısaca açıklayabilir misiniz?
Daikin, 100 yılı aşkın deneyimiyle, iklimlendirme sektöründe çevreye duyarlı ve verimliliği artıran yenilikçi çözümler sunarak liderliğini sürdürüyor. Daikin olarak, kullanıcılarımıza yıl boyunca konforlu bir iklimlendirme sunarak deneyimlerini mükemmelleştirmek ana hedeflerimizden biri. Yıl boyunca enerji tasarrufunu ön planda tutarak sürdürülebilir bir yaşam tarzına katkı sağlıyoruz. Her kullanıcının özel ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiğimiz çözümler, yaşam alanlarını daha konforlu hale getiriyor.
Daikin’in inverter teknolojisi, yılın farklı dönemlerinde değişen sıcaklık ihtiyaçlarına mükemmel uyum sağlayan bir teknoloji. Ortamın ihtiyacına göre kompresör frekansını ayarlayan bu teknoloji, enerji tüketimini en verimli şekilde optimize ediyor. Geleneksel klimalar “dur-kalk” yöntemini kullanırken, inverter klimalar sürekli ve dengeli bir çalışma sunarak enerji tasarrufunu artırıyor. Inverter klimalar da, klasik klimalara göre bu nedenden dolayı on off (non inverter) yüzde 50’ye varan tasarruf sağlıyor. Bu durum, aralıksız koşan bir sporcu ile sıkça duran bir sporcunun enerji tüketimi farkına benzetilebilir.
Daikin olarak yeni nesil inverter teknolojisine sahip Zeta Shira Plus split klimamız, bu anlamda sunduğu verimli soğutma ve yüksek performanslı ısıtma ile kullanıcılarına ciddi bir enerji tasarrufu sağlıyor. A+++ enerji verimliliği ile dikkat çeken bu ürün, düşük enerji maliyetleri ile kullanıcılarına maddi manevi konfor oluşturuyor. Aynı zamanda çevre dostu R32 soğutucu akışkanı ile çevresel etkileri minimuma indiren Zeta Shira Plus, bu segmentteki ürünler arasında çevreci özelliği ile dikkat çekiyor.
“Daikin’in havadan suya ısı pompası Altherma, segmentinin en verimli ürünü olarak öne çıkıyor”
Hava kaynaklı ısı pompaları, çeşitli iklim koşullarında oldukça etkili sonuçlar verebiliyor. Özellikle düşük dış hava sıcaklıklarında, bu sistemlerin performansını artırmak için Daikin hangi mühendislik çözümlerini geliştirmiştir? Bu sistemlerin, enerji verimliliği açısından diğer ısıtma yöntemleriyle karşılaştırıldığında hangi avantajları sunduğunu detaylandırabilir misiniz?
Enerji krizi nedeniyle tüm dünyada doğalgaza ulaşımın zorlaşması ve AB’nin fosil yakıtları azaltma kararı sonrası alternatif çözüm arayışları da hızlandı. Sadece daha tasarruflu olmasıyla değil, çevre dostu özelliğiyle de geleceğin teknolojisi olarak gösterilen ısı pompaları; bu arayıştaki en büyük çözümlerden biri oldu.
Daikin’in mucidi olduğu ısı pompaları, hem dünyada erişimi giderek zorlaşan ve daha yüksek fiyatlı hale gelen doğalgaza alternatif olması; hem de çevre dostu özelliği ile avantajlı bir teknoloji olarak konumlanıyor. Bu cihazlar tükettikleri enerjinin yaklaşık yüzde 80’ini ortam havasından veya jeotermal enerjiden elde ediyor ve sadece yüzde 20 elektrik kullanıyor. Bu nedenle fosil yakıt kullanan sistemlerin yerini alabilecek, çevre dostu bir alternatif olarak görülüyor. Ayrıca bu çalışma sistemi sayesinde enerji faturalarına yansıyacak uzun vadeli tasarruf, kullanıcılar için önemli bir avantaj olarak görülüyor. R-32 soğutucu akışkanını kullanan Daikin ısı pompaları, çevreye verdiği etkiyi en aza indiriyor.
Daikin’in havadan suya ısı pompası Altherma, segmentinin en verimli ürünü olarak öne çıkıyor. Fosil yakıtlı kazanlara göre çok daha az enerji tüketen bu ürün, ısıtma, soğutma ve sıcak su kullanımında da kullanıcılara önemli bir maliyet avantajı sunuyor.
Daikin Türkiye’nin simülasyon verilerine göre, 120 metrekarelik yerden ısıtmalı bir binada, doğalgazla yapılan ısıtmanın maliyeti ile karşılaştırıldığında, ısı pompası kullanılarak yapılan ısıtma maliyeti %46 daha düşük gerçekleşmiştir. 15 yıllık kullanım süresince doğalgaz ile ısıtma maliyeti, ısı pompasına göre %46 daha yüksek olmuştur.
Daikin’in hibrit ısı pompası, sektörde fark yaratan bir başka yeniliktir. Diğer hibrit sistemlerin kombi moduna geçmesi gereken durumlarda, Daikin’in “Hibrit Kontrol Mantığı” sayesinde ısı pompası ve gaz kazanı aynı anda etkin bir şekilde çalışarak enerji verimliliğini maksimize eder. Bu özgün kontrol mekanizması, enerji kullanımını optimize ederek her iki sistemin en uygun koşullarda kullanılmasını sağlar.
Türkiye'de bir ilk olan Daikin hibrit ısı pompaları, diğer iklimlendirme sistemleriyle entegre çalışabilecek şekilde tasarlanmıştır. Örneğin, 120 metrekarelik yerden ısıtmalı bir apartman dairesinde doğalgazla yapılan ısıtmanın maliyeti ile karşılaştırıldığında, hibrit ısı pompası kullanıldığında maliyet %40 daha düşük gerçekleşmektedir. 15 yıllık kullanım süresince ise, doğalgaz ile ısıtmanın toplam maliyeti hibrit ısı pompasına kıyasla %40 daha yüksek olmuştur.
“Ürün ve hizmetlerimizi geliştirirken, “Daikin Çevre Vizyonu 2050” çerçevesinde ve sürdürülebilirliği merkeze alarak ilerliyoruz”
Sürdürülebilirlik, iklimlendirme sektöründe giderek daha fazla önem kazanıyor ve Daikin, bu alanda öncü bir rol üstleniyor. Daikin'in enerji verimliliği hedeflerine ulaşma çabalarında kullandığı stratejiler ve uygulamalar nelerdir? Bu uygulamaların sektördeki genel etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
100 yıllık geçmişe sahip bir marka olarak; doğal kaynakları etkin bir şekilde kullanma ve çevresel etkimizi azaltma konusunda büyük bir sorumluluğumuz var. Ürün ve hizmetlerimizi de geliştirirken, “Daikin Çevre Vizyonu 2050” çerçevesinde ve sürdürülebilirliği merkeze alarak ilerliyoruz. Daikin’in çevre vizyonunun temel hedefi 2050 yılına kadar iklim değişikliğini tetikleyen en önemli etken olan sera gazı emisyonlarını net sıfıra indirmek. Bu anlamda 2019 temel yıl olmak üzere, net sera gazı emisyonlarının önlem alınmayan emisyonlara kıyasla 2025 yılında %30 veya daha fazla, 2030 yılında ise %50 veya daha fazla azaltılmasını hedefliyoruz. Daikin olarak, ürünlerimizin çevre dostu özellikleri ve yüksek verimliliği ile hem sürdürülebilirlik hedeflerimize hem de pazarın ihtiyaçlarına uygun ürün ve hizmetler sunuyoruz.
Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesi ile 2020 yılından itibaren fabrikamızın %69 enerjisini bu projeden karşıladık. Yine “Sıfır Atık” projemiz kapsamında da ofis ve sosyal alanlarımızdaki atıklarımızı ayrıştırarak toplam 14,6 ton atığı geri dönüşüme kazandırdık. Fabrikamızdaki üretim proseslerimizden ise 2023 mali yılında 2.240 ton metal ve 2.535 ton ambalaj atığı geri dönüşümde, 61 ton kâğıt ve 55 ton tehlikeli atık ise enerji geri kazanımında kullandık. Gelecek yıllarda da döngüsel ekonomi prensiplerini uygulamak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak, atığı en aza indirmek ve kaynak kullanımını optimize etmek için yenilikçi yollar keşfetmek üzerine odaklanacağız.
İnovasyon, kullanıcı deneyimini ve enerji tasarrufunu doğrudan etkileyen bir faktördür. Daikin’in iklimlendirme teknolojilerinde yaptığı son yenilikler neler? Bu yeniliklerin, kullanıcıların enerji tasarrufu yapma yetenekleri ve genel konfor düzeyleri üzerindeki etkileri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Daikin, inovasyon kavramını odağa alan, geleceği AR-GE gücü ile tasarlayan bir şirket. Tüm AR-GE çalışmalarımızın arkasında Daikin’in karbon nötr hedefine ulaşması, müşteri odaklı çözümlerle işini genişletmesi ve en önemlisi de havayla değer yaratmayı amaçlaması yatıyor.
2011’de kurulan, çalışan sayısını 3,5 kat, bütçesini 5 kat artıran AR-GE Merkezimiz, Daikin Avrupa’nın en hızlı büyüyen bağlı AR-GE merkezi konumunda bulunuyor. Sakarya/Hendek’teki fabrikamızda üretilen “yeşil hidrojen’e” uyumlu NDJ, CSU ve NDJ Smart kombi modelleri inovatif ürünlerimizin başında geliyor ve aynı zamanda Avrupa’ya da ihraç ediliyorlar. Aynı zamanda hidrojen destekli kombiler üzerine çalışmalarımız devam ediyor ve Sakarya Üniversitesi ile birlikte “Yüzde 100 Hidrojen Yakıtlı Kombi Tasarımı ve Prototip İmalatı” projesine imza attık. Bu proje kapsamında hidrojenli yanma süreçlerinde gerekli güvenlik şartlarını sağlayan ve mevcut kombi sistemlerinde en az ekipman değişimi ile doğalgazdan yüzde yüz hidrojene geçişi sağlayacak sistem geliştirmeyi hedefliyoruz. Projemiz şimdiden TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazanarak büyük bir başarı elde etti.
AR-GE ekibimiz ayrıca 25 Mayıs 2021 tarihinde Türkiye’de yürürlüğe giren “Havalandırma Ünitelerinin Çevreye Duyarlı Tasarım Gerekliliklerine Dair Tebliğ” doğrultusunda da yoğun çalışmalar yaptı. Fan ve fan motorlarının enerji verimliliklerinde iyileştirmeleri zorunlu kılan tebliğe uygun olarak yüzde 100 taze havalı VRV iç üniteleri üretildi. Daikin’in Fusion 25 planının bir parçası olarak küresel ölçekte AR-GE'mizi daha da güçlendirmek için çalışıyoruz.
Yaptığımız çalışmaların sonuçlarını da uluslararası alanda değerlendirme yapan firmalardan gelen başarı listelerinde görebiliyoruz. Örneğin ABD merkezli küresel bilgi ve analiz sağlayıcısı LexisNexis, Daikin'i ilk kez “Innovation Momentum 2024: The Global Top 100” (Küresel En İyi 100) sıralamasına seçti. Bununla birlikte, Birleşik Krallık merkezli uluslararası bilgi hizmetleri sağlayıcısı Clarivate şirketi de teknoloji araştırmalarında ve fikri mülkiyet patentlerinde dünyaya öncülük eden Daikin'i 9. kez dünyanın en yenilikçi 100 şirketinden biri olarak adlandırdı.
“Daikin’in akıllı ev sistemleri ile entegrasyonu, enerji verimliliğini artırmak ve kullanıcı konforunu sağlamak için büyük bir potansiyele sahip”
Akıllı ev sistemleri ile entegrasyon, modern iklimlendirme çözümlerinin geleceğini şekillendiriyor. Daikin ürünlerinin bu sistemlerle entegrasyonu, enerji verimliliği ve kullanıcı konforunu nasıl artırmaktadır? Ayrıca, bu entegrasyonun gelecekteki potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz ve sektördeki diğer trendlerle nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu değerlendiriyorsunuz?
Daikin’in akıllı ev sistemleri ile entegrasyonu, enerji verimliliğini artırmak ve kullanıcı konforunu sağlamak için büyük bir potansiyele sahip. Bu entegrasyon, sektör genelinde enerji tasarrufu, çevre dostu uygulamalar ve kullanıcı deneyimini ön plana çıkaran diğer trendlerle de sıkı bir ilişki içerisindedir.
Daikin olarak Türkiye’de devreye aldığımız kullanıcıların, HVAC sistemlerini her yerden yönetmelerine ve optimize etmelerine olanak tanıyan akıllı, web tabanlı Daikin Cloud Plus, bulut tabanlı teknolojimiz ile enerji tasarrufu ve optimum performans sunarak, 7/24 izleme ve kontrol imkanı sağlıyoruz.
Sistem, kullanıcı dostu arayüzü, sıcaklık ve hava akışı gibi ayarların uzaktan yapılmasına imkan tanıyor. Akıllı ev sistemleriyle entegrasyonu sayesinde, Daikin Cloud Plus, enerji kullanımını optimize ederek karbon ayak izini azaltıyor. Örneğin, pencere açıldığında klima ayarlarının otomatik olarak değiştirilmesi gibi akıllı özellikler, enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca, IAQ sensörleri ile hava kalitesini izleyerek, temiz hava sağlanmasını garanti ediyor.