''Doğru Projelendirilmiş ve Doğru Seçilerek Temin Edilen, Kontrolleri Gerçekleştirilen Bağlantı Elemanları İle İnşa Edilen Yapılar Her Zaman Güvenlidir''

Öncelikle yapıların statik ve dinamik analizleri teknoloji kullanılarak yapılmalı (analiz yazılımları vb.),  kullanılacak tüm yükle çalışan yapıların yapısal ve mukavemet analizleri gerçekleştirilmelidir. Tasarım planında, yapının tüm ekipman ve kontrol yöntemleri gereklilikleri ile tanımlanmalıdır. Yapı denetçileri, şantiye sorumluları da bu ekipman ve kontrol planlarına bağlı kalarak süreci ilerletmelidir. Kurumsal alt yapısı olan özel işletme ya da kamu kuruluşları haricindeki kuruluşlar özellikle inşaat şirketlerinin çok talimat ve prosedüre bağlı çalışmaya yatkın olmadıklarını düşünüyorum. Oysaki içinde onlarca can taşıyan inşası gerçekleştirilen bu yapılar yer çekimine, yüklere, doğanın gücüne karşı koyuyor ve yıllarca sağlam şekilde ayakta kalmaları bekleniyor. Dünyamız oksijenle var olan bir gezegen. Oksijen doğaya can verdiği gibi aynı zamanda insanlar dahil yapıları da yaşlandıran bir etken. Bununla beraber bulunduğumuz coğrafyanın nem oranının yüksek olması vb. etkenlerle yapılır, yalnızca yüklere değil yoğun korozif etkilere de maruz kalıyor. Dolayısıyla yukarıda açıkladığımız gibi depremden korunmak için inşa demirinin çapı, kalitesi, testleri, çimentonun mukavemeti yaşlanma testleri, korozyona direnci yine bu yapıları koruyan kaplamalar, mantolamalar tüm detayları ile proje hesaplamalarına ve prosedürlere bağlı şekilde hayata geçirilmelidir. Günümüz teknolojisinde yapay deprem testleri, beton yaşı hesabı, ortamın korozif şartları vb. birçok detay teknoloji ile kontrol ve takip edilebilmektedir. Bunlardan da faydalanarak sağlıklı ve uzun ömürlü yapılar inşa edilebilir.

Bağlantı elemanları bir projede en az maliyetli yatırım olmasına rağmen projedeki yapıyı tüm statik, dinamik ve korozif etkilerle beraber ayakta tutan elemanlardır. Bir rüzgar türbini, rüzgara karşı koyarak enerji üretir. Bir baraj, milyonlarca ton suyun potansiyel kuvvetini bir arada tutar. Dev statların, konstrüksiyonlarının altından binlerce insan gelir geçer. Kulelerde, yüksek katlı plazalarda, binalarda onlarca insan yaşar, çalışır. Bu ve bunun gibi milyon dolarlık yatırımların aşağı yukarı yalnızca %5’i bağlantı elemanı iken tüm proje maliyeti, her şeyden önemlisi insan hayatı bu bağlantı elemanlarının mukavemetine bağlıdır. Doğru bağlantı elemanlarını seçip, projelerde kullanmak için öncelikle projelerin doğru tasarlanmış olması gerekir. Doğru tasarlanmış projede belirli kalitede bağlantı elemanları seçilir. Bu bağlantı elemanlarına gelecek tüm yükler, birleşik gerilmeler tanımlı olmalıdır. Dolayısıyla bağlantı elemanlarının akma mukavemeti, çekme mukavemeti uzama ve kesit daralması, seçilen hammaddelerin kimyasal analizleri bunların proje kapsamıyla kontrol edilerek seçilmesi önemlidir Akabinde seçilen tüm bağlantı elemanlarının proje sırasında yukarıdaki koşullarla hazırlanan teknik şartnamelerine uygunluğu test edilmeli ya da test sertifikaları ile temin edilmelidir. 

Doğamız yapısı gereği korozif etkilerle doludur. Yapıların ve bağlantı elemanlarının temas halinde olduğu toprak, su ya da atmosferin bulunduğu yer ve kendine has yapısından ötürü özellikle çelik yapıların korunması gerekir. Bu koruma bazen kimyasal içerikle bazen kaplamalarla yapılır. Firmamız da özellikle bağlantı elemanlarını korozyona karşı korumak için kaplama yapmaktadır. Sıcak daldırma galvaniz, elektro galvaniz, çinkolamel kaplama ve cermocrom, xylan gibi uzun ömürlü birçok kaplama çeşitleri tesislerimizde uygulanmaktadır. AR-GE birimi hem özel kaplamalar geliştirme süreçlerinde, hem de bu ürün ve süreçlerin fikri sinai süreçlerinde aktif rol oynamaktadır. 

Şuanda kaplama alanında biri süreç diğeri kaplama yöntemi olmak üzere iki patentimiz mevcuttur. Süreç patenti çevreci sıcak daldırma galvaniz kaplamasıdır. Çevreci olması yanında ürünleri hidrojen kırılganlığı riskini bertaraf eden kırılma önleyici bir süreç patentidir. Geleneksel galvanizme sürecinde bağlantı elemanlarının yüzey temizliğinin sağlanması için hidroklorik asit (HCL) ve benzeri çözeltiler kullanılmaktadır.  Süreç esnasında asit kullanılması bağlantı elemanlarının iç yapısında hidrojen birikmesine sebep olarak literatürde hidrojen kırılganlığı diye belirtilen kritik bağlantı elemanlarının mukavemet değerlerini düşüren bir kusura sebep olmaktadır. Bu olumsuz durumu ortadan kaldırmak için firmamız bağlantı elemanlarının sıcak daldırma galvanizleme sürecinde yeni bir yöntem geliştirmiş ve bu yöntemin patenti alınmıştır. Böylelikle geleneksel sıcak daldırma galvaniz sürecinde kullanılan hidroklorik asit kullanımı ortadan kalkmıştır. Yüzey temizliğinde asit yerine mekanik yöntemin kullanılması asitin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararı ortadan kaldırmıştır. 

Diğer patentimiz ise ‘Metal Malzemelerin Kaplanması İçin Bir Yöntem’ adı verilen özelleştirilmiş 6500 saat tuz testi dayanımı olan kaplama çeşididir. Bu kaplamanın gerçekleştirildiği ürünler Kıbrıs Barış Suyu projesinde kullanılmıştır. Denizin 250 metre altında 100 yıl dayanıma sahip kaplama olarak projede uygulanmıştır. Çevreci süreç ve kaplamalarla sürdürülebilir çevre ve uzun ömürlü yapılar inşa etmek adına AR-GE süreçlerimiz artan ivmeyle devam etmektedir.

Yenilenebilir enerji sektörü, enerji ihtiyacının artan nüfus ve özellikle elektrik enerjisine olan ihtiyacın günden güne artması ile gelişmeye devam etmektedir. Özellikle daha az miktardaki atıl alanlarla daha çok enerji üretmek rüzgarın da güneşin de öncelikli geliştirme konularıdır. Yeni projeler GES için de RES için de deniz, göl vb. üzerinde gerçekleştirilmektedir. Daha esnek, daha mukavim ve mega büyüklüklerde olan bu yapılar için de her geçen gün bağlantı elemanları ya da birlikte çalışan ankraj kafes plakaları gibi ürünlerde geliştirme revizyonları oluyor. Üretim hatlarımızı her geçen gün bu yeni ürün esnekliğine uyum sağlayacak şekilde kurgulayıp işletiyoruz.  

Yeşil mutabakat eylem planında bahsedilen sınırda karbon düzenleme mekanizması ve dünyada gelişen son durumlar enerji arzı konusunda dünya çapında krizlerin yaşanmasına neden olduğu gibi enerjinin kullanım miktarını ve maliyetini de artırmıştır. Bu nedenle firmamız sürdürülebilir kalkınma açısından enerji kullanımında verimlilik çalışmalarına büyük önem vermektedir. 

Firmamızda kurduğumuz enerji yönetim sistemi ile dijital olarak üretim gerçekleştirdiğimiz tüm tesisleri takip ediyor ve analizler gerçekleştirerek enerji tüketen birimlerde enerji verimliliği çalışmaları gerçekleştiriyoruz. 

Doğalgaz tüketen fırınlarımızda gerçekleştirdiğimiz reküperatör sistem, yalıtım ve iyileştirme çalışmaları sayesinde doğalgazda % 40’a varan enerji verimliliği sağlamış bulunmaktayız. Aydınlatmada led dönüşümü, kurutma fırınlarımızda ve rezistanslı yapılarda atık ısı kullanılması üretimi düşürmeden enerji tüketimini azaltarak enerji verimliliği sağlamaktadır. Firmamız enerji tüketiminin gerçekleştiği tüm süreçlerde verimliliğin artırılması ve israf noktalarının ortadan kalkması için çalışmalarına devam etmektedir. 

Bugüne kadar yerlileştirme ve ilkleri yapma konusunda sektöründe lider konumda ilerleyen firmamız gelecekte de bu vizyonunu koruyacaktır. Özellikle farklı kurumların farklı projelerinde yerlileştirme konularında AR-GE faaliyetleri devam etmektedir. Buradan her ne kadar proje detaylarını paylaşamıyor olsak da onlarca yıldır ithal edilen özel ürünlerin yerli ve milli olarak üretimi için AR-GE ekibimiz faaliyetlerimiz için yoğun emek harcamaktadır.. Bununla beraber dijitalleşme çalışmalarında aktif rol oynayan firmamız özellikle güncel teknoloji de üretim hatlarına ve iş yapma şekline transfer etmek için iş geliştirme ve AR-GE faaliyetlerini yürütmektedir. Açık inovasyon anlayışı ile firma için tüm çalışanları ve dış paydaşların inovatif proje fikirlerini hayata geçirerek de birlikte düşünmenin gücünü faydaya çevirmektedir. Tüm hatlarda üretim ve enerji veri toplama sistemleri entegre edilmekle beraber hatların robotik ya da endüstriyel otomasyon kurgusu ile yalın, verimli çalıştırılması için sürdürülebilir üretim çalışmalarına devam etmektedir.

Firmamız her yıl olduğu gibi bu yıla girmeden yatırım planlarını, stratejik hedeflerini belirledi. Şuanda devam eden veri toplama proje yatırımlarını 2024 yılı içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Bununla beraber makinalarımızdan üretim verilerini anlık alarak toplam ekipman etkinliğini (OEE) anlık olarak izleyebileceğiz. Ayrıca hatlarımıza geçtiğimiz son iki yılda iki robot entegre ettik. Bu yıl da kaynaklı üretim robotu entegrasyon için fizibilite maliyet çalışmalarına başladık. Tabi tüm bu yardımcı dijital teknolojilerin yanı sıra makine parkurumuzu da dijital donanımlı makinalarla yenilemeye devam etmeyi planlıyoruz.

Sürdürülebilir çevre ve ekonomi için kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız. Bir damla su, bir kağıt parçası, fazladan yanan bir lamba dahil tasarrufunun sürdürülebilirlik planlarımızın bir parçası olmalıdır. Berdan Cıvata olarak tüm süreçlerimizde dijitalleşmeyi de kullanarak enerji verimliliği, üretim verimliliği ve çevre duyarlılığını yeşil üretim ve sıfır karbona git yolunda gözetiyoruz.