Havuz yapılarının depremden hasar almaması ve etkilenmemesi için gereken önlemlerin alınması ve havuzun inşasının Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ne (TBDY) uygun olarak tamamlanması büyük önem arz ediyor. Reform Havuz Kurucusu- Yüksek İnşaat Mühendisi Cavit Tütün, diğer yapıların inşasında olduğu gibi havuzlar için de depreme karşı alınacak önlemleri, depreme karşı güvenilir bir yapıya sahip olan ve havuzların depremden alacağı etkileri minimuma düşüren Almera Tex 230 Membranı'nın özelliklerini Yapı Magazin dergisine anlattı.
Bilindiği üzere Türkiye bir deprem bölgesi ve her birkaç yılda bir meydana gelen büyük depremler hem maddi hem de manevi olarak bizleri sarsmaktadır. Dünyada en çok deprem olan ülkeler arasında yer alan ülkemizde son olarak Kandilli Rasathanesi verilerine göre merkez üssü Pazarcık/Kahramanmaraş, büyüklük: 7,8 Mw ve dokuz saat sonra onun tetiklediği farklı fay hattında gerçekleşen merkez üssü Elbistan/Kahramanmaraş, büyüklük: 7,5 Mw olan depremler nedeniyle on binlerce yapı yıkılmış veya hasar görmüştür. Yaşanan trajik kayıplar sonucunda yapıların güvenilirliği ve depreme dayanıklı olması tekrar gündem konusu oldu. Bu bağlamda havuz yapılarının da depremden hasar almaması ve etkilenmemesi için önlem alınması ve havuzun inşasının Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY)’ne uygun tamamlanması gerekmektedir.
Diğer yapıların inşasında olduğu gibi havuzlar için de deprem için alınacak önlemler yapısal tasarım ve analiz aşamasında başlar. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ne (TBDY) uygun olarak deprem kuvvetleri altındaki taşıyıcı sistemlerin tasarımı yapılır. Havuzun konumlanacağı bölgenin deprem tehlike haritaları üzerinden ilgili değerleri hesaplanarak raporlanması gerekir. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) interaktif web uygulamasına dönüştürülen "Türkiye Deprem Tehlike Haritası" üzerinden ülke genelinde herhangi bir noktanın deprem tehlike değeri öğrenilebilir (https://tdth.afad.gov.tr/). Deprem yer hareketi düzeyi ve yerel zemin koşulları dikkate alınır. TBDY kapsamında dört farklı deprem yer hareketi düzeyi tanımlanmıştır: DD-1, DD-2, DD-3 ve DD-4. Yapı kullanım amacı ve hareketli yük azaltma kat sayısı göz önünde bulundurularak yapı tasarımında ilgili deprem yer hareketi düzeyi seçilmelidir. Havuzlar için genellikle DD-2 deprem yer hareketi düzeyi seçilir. DD-2 Deprem Yer Hareketi, spektral büyüklüklerin 50 yılda aşılma olasılığının %10 ve buna karşı gelen tekrarlanma periyodunun 475 yıl olduğu seyrek deprem yer hareketini nitelemektedir. Bu deprem yer hareketi, standart tasarım deprem yer hareketi olarak da adlandırılmaktadır. Deprem Yer Hareketi Düzeyi ile birlikte Yerel Zemin Sınıfı da belirlenmelidir. Yerel Zemin Sınıfı, bir yapının bulunduğu bölgenin jeolojik özelliklerine göre belirlenen bir parametredir. TBDY’de tanımlanan Yerel Zemin Sınıfları’na bağlı olarak yerel zemin etki katsayıları hesaplanır.
Raporlanan bilgiler doğrultusunda birden çok deprem kaydı için Davranış Spektrum’u elde edilir. Ortalama spektrum hesaplanır ve bu spektrum düzleştirilerek denklemsel olarak ifade edilir. Bu sayede yapıya etki eden kuvvetler hesaplanır ve depreme dayanıklı yapılar için ilk adım atılmış olur. Depremde oluşacak kuvvetler göz önünde bulundurularak TBDY’ye uygun şekilde yapısal yük analizi programında yapı tasarımı yapılır.
“Toprak zemine oturan havuzlara nazaran bina içinde tasarlanan kapalı havuzlar, otopark üzerine yerleştirilen ya da asma katlarda bulunan havuzlarda statik projeler oluşturulurken daha dikkatli olmak gerekir”
Reform Havuz olarak birbiriyle tam entegre programlar kullanarak mimarlarımızın tasarımını yaptığı 3 boyutlu mimari modelleri statik analiz programına aktarıp mimari tasarıma en uygun statik hesaplar ve modeller ile en etkili sonuçları alabiliyoruz.
Uluslararası standartlarda (TSE 500, TBDY-2018, EUROCODE, ASCE) FEA (Sonlu Elemanlar Analizi) yöntemi kullanılarak yapılan statik hesaplamalar ile havuzlarınızı daha güvenli hale getiriyoruz.
Toprak zemine oturan havuzlara nazaran bina içinde tasarlanan kapalı havuzlar, otopark üzerine yerleştirilen ya da asma katlarda bulunan havuzlarda statik projeler oluşturulurken daha dikkatli olmak gerekir. Bu havuzların betonarme sistemi bina ile beraber çalıştığı için çatlak hesapları toprak zemine oturan bağımsız havuzlara göre üzerinde daha detaylı durulması gereken bir konudur.
Ülkemizde büyük şiddetli yıkıcı depremlerin dışında daha çok yapısal sorunlara yol açan, daha düşük enerjili depremler görülmektedir. Bu durumda havuzlarda gözle görülen büyük hasarlar oluşmaz. Depremin büyüklüğüne ve türlerine göre havuz kaplamalarında çatlamalar, döşeme veya perde duvarlarda çatlak ve kırılmalar, sızıntılara sebep olan yalıtım kaçakları gibi sorunlar baş göstermektedir. Havuzlarda deprem sonrasında bu gibi sorunlarla karşılaşmamak için seçilen ürün kalitesi, işçilik kalitesi, TBDY’de belirtilen beton sınıfı ve elverişli uygulama koşulları gibi hususlara önem verilmelidir. Doğru tasarım ve uygulamalar yapıldığı sürece deprem sonrasında yapı ömrü boyunca güvenle kullanılabilmektedir.
“Almera Tex 230'un en önemli avantajı depreme karşı güvenilir bir yapıya sahip olmasıdır”
Almera Tex 230'un en önemli avantajı depreme karşı güvenilir bir yapıya sahip olmasıdır. Havuzlarda kullanılan çift kompenantlı tam elastik sürme yalıtımlar yeterli derecede çatlak köprüleme özelliğine sahip değillerdir. Almera Tex 230, üzerinde bulunduğu beton yapının hareket ettiği ve kaydığı durumlarda oluşan çatlaklar arasında köprü oluşturur ve olası çatlak hareketlerinden kaynaklanan gerilmeleri azaltır. Yapıyla beraber oluşturulan ve betonarme sistemi yapıyla birlikte çalışan havuzlarda Almera Tex 230 kullanılması önem arz eder.
Hem tasarım aşamasında çatlak hesabı detaylı şekilde yapılan hem de çatlak köprüleme özelliği yüksek olan Almera Tex 230’un kullanıldığı havuzların depremden alacağı etkiler minimuma iner.
Almera Tex 230, yüksek basınç mukavemetine sahip olması ve yırtılmalara karşı son derece dayanıklı olması sayesinde üzerinde bulunan tabakalara koruma sağlar. Dış yüzeyindeki polipropilen tabaka ve lifli yapısı sayesinde yüzeylere güçlü bir şekilde yapışır. Polietilen tabakası ise su geçirimsizliğini sağlamaktadır. Türkiye’de CE belgesi ile üretim yapılan nadir tekstil membranlardan biridir. Ürünün mukavemet test değerleri CE belgesinde sunulmuştur.