Yapı Magazin
“Doğru Uygulama, Ürün Kalitesini Ortaya Çıkaran En Büyük Etkendir”

“Doğru Uygulama, Ürün Kalitesini Ortaya Çıkaran En Büyük Etkendir”

 
 
İnşaat sektörünün önemli bir kolu olan yapı kimyasalları ile ilgili sektöre inovatif çözümler sunuyorsunuz. Su yalıtımında bitüm esaslı ve poliüretan esaslı ürünlerinizin yanı sıra hibrit ürünlerle ilgili çalışmalarınız mevcut. Hibrit ürünlerin sektöre kazandırması beklenen faydalar nelerdir?
 
Ata Şamil Namlı (KarKim Satış ve Pazarlama Müdürü): Yalıtımda her ürünün kullanıldığı alanlar farklıdır ve yalıtım yapılan yere göre farklı alternatif ürünler kullanılabilir. Uygulama hatalarını en aza indiren hibrit ürünlerin diğer ürünlere göre performansları daha yüksektir. Örneğin poliüretan esaslı bir ürün kış aylarında nemin yüksek olduğu zeminlerde kullanılamazken, hibrit ürünler uygulama açısından ciddi kolaylık sağlar.
 

“Hibrit esaslı ürünler, ustaların işini kolaylaştıran daha çevreci ürünlerdir”

 
Ayrıca hibrit ürünler özelliklerine göre değişmekle birlikte farklı koşullara uygun ürünlerdir.
 
Bu ürünlerin tek bileşenli, iki bileşenli, şeffaf ve renkli olmak üzere farklı alternatifleri vardır. Burada önemli olan nokta ise doğru ürünün doğru yerde kullanılmasıdır. Hibrit esaslı ürünler, ustaların işini kolaylaştıran daha çevreci ürünlerdir. Örneğin nemli yüzeylerde genel olarak çimento esaslı ürünler kullanılırken poliüretan esaslı ürünler kullanılamazlar. Hibrit ürünler tercih edildiğinde ise bu problemler yaşanmaz. Tercih tek ürüne yöneltilirken uygulama kolaylığı da sağlanabilir. Bu ürünler inovatif çözüm anlamında bizim de pazarda olmak istediğimiz, pazardaki yaygınlığını artırmak istediğimiz ürün gruplarıdır.
 
Hibrit esaslı ürün grubunda yaptığımız Ar-Ge çalışmaları sonrası ürünlerin saha denemesi sonuçları bekleniyor. Bu ürünler sonuçlara göre pazara sunulacak. Aslında yeni bir ürün çıkarmaktan ziyade ürünün sahadaki performansı bizim için daha önemli. Bu nedenle öncelikle saha denemelerini ve numune uygulamalarını yaptırıyoruz. Sahadan gelen cevaplara göre geliştirmemiz gereken noktaları belirleyip kullanım alanlarını genişletmemiz gereken çalışmalar varsa bunları gerçekleştiriyoruz. En son noktada bizim de içimize sinerse piyasaya ve bayiye bildiriyoruz. Kısacası Ar-Ge çalışmalarına önem veriyor ve süreci bu şekilde yönetiyoruz.
 

“Yalıtımda esas olan, ürünün kalitesiyle birlikte onu doğru bir sistemle uygulayabilmektir”

 
Su yalıtımı uygulamalarında en önemli hususlardan biri, ürün kalitesidir. Peki, ürünün kaliteli olması yüzde 100 performans sağlayan bir yalıtım için yeterli mi? Uygulama kuralları, yalıtım yapılacak zeminin yapısı gibi etkenler, yalıtım performansına nasıl etki ediyor? KarKim olarak doğru uygulama, doğru ve kaliteli malzeme seçimine yönelik eğitim çalışmalarınız var mı?
 
A.Ş.N: Yalıtımda esas olan şey sadece malzemenin kalitesi değildir. Kaliteyi, doğru bir sistemle desteklemediğiniz sürece su yalıtımı ile ilgili problemler yaşamanız kaçınılmazdır. Bizim amacımız, öncelikle problemin kaynağını öğrenmek adına detayları incelemek, detaylara göre doğru sistemi belirlemek ve bu sistem içinde de doğru ürünleri doğru yerlerde kullandırmaktır. Firmamıza gelen çoğu ürün şikayetlerini yerinde incelediğimizde en çok karşılaştığımız problem, ürünlerin kalitesi değil, sistemin doğru yerde yanlış uygulanması veya yanlış yerde yanlış sistemin uygulanması noktasında yoğunlaşmaktadır. Amacımız tabii ki ustaların yeteneklerini sorgulamak veya onları rencide etmek değildir. Aksine onların yeteneklerini doğru yerde uygulanacak doğru sistemlerle birleştirmektir. Bu amaçla yaptığımız her usta semineri ve bayi personeli eğitimi gibi aktivitelerde bu noktayı vurguluyoruz. Ancak yine de bazı ustalar, kendi bildikleri geleneksel yöntemlerin doğru olduğuna inanıyor ve değişim noktasında dirençlerini ortaya koyuyorlar. Bu noktada da zamanın en önemli ilaç olduğuna inanıyoruz. Çünkü değişmeyen tek şeyin, ‘’değişim’’ olduğunu unutmamak lazım.
 
Diğer bir önemli nokta ise ürünleri kalitelerinin haricinde özellikleri ve kullanım alanlarına göre sınıflandırmak olmalıdır. Örnek vermek gerekirse tıpkı kağıdı yapıştırdığınız yapıştırıcı ile metali yapıştırdığınız yapıştırıcının farklı özelliklere sahip olması gibi su yalıtım ürünlerinin de kullanım alanlarına göre bazı özellikleri geliştirilmiştir. Ancak bu özellikler o ürünlerin kalitesi ile ilgili değildir. Her ürün sınıfına göre kalitelendirilmelidir. Temel yalıtımında kullanılan bir ürünün, terasta kullanıldığında özellikleri gereği sıkıntılar oluşturması o ürünün kalitesiz olduğu anlamına gelmez. Çünkü o ürün, temel yalıtımı sınıfında sınıfının en iyisi olabilir.
 
Sonuç itibariyle her ürün, kalitesi mümkün olan en üst seviyede geliştirildiği alanlarda, doğru tespitler yapılarak oluşturulmuş bir sistemle ve doğru bir uygulamacıyla uygulandığı takdirde su yalıtımı problemlerini yok denecek kadar az seviyelere çekebiliriz. Daha uzun ömürlü ve daha çevreci yapılar oluşturmanın temelinde de bu nokta yatmaktadır.
 

“Bir malzemenin sahip olması gereken özellik ihtiyaca göre değişiklik gösterir”

 
Kalite demişken, ısı ve su yalıtımı özelinde konuşacak olursak, mukavemet, esneklik, kalınlık vb. açılardan kaliteli bir malzemenin sahip olması gereken özellikler nelerdir?
 
A.Ş.N: Her şeyden önce, problemin çözümü için kaynağına inmek gerekir. Bu noktada doğru bir keşif çalışmasıyla veya müşteri ile konuşmalarımızdan aldığımız bilgilerle reçeteyi doğru yazmak gerekir. Örneğin bir teras çatıda yalıtım uygulaması için yaptığınız tespitte dış etkenler nedeniyle çatlamalara karşı elastikiyet gibi hususlar ön plana çıkabiliyorken, temel yalıtımında farklı kriterler ön plana çıkabilir. Bu noktada bir malzemenin sahip olması gereken özellik ihtiyaca göre farklılık arz eder.
 
Bayileriniz ve bölgesel distribütörleriniz ürünlerin uygulama noktasında yer aldığı sahalar ve projeler arasında bulunuyor. KarKim olarak laboratuvarınızda test edilen ürünleriniz mevcut. Distribütörleriniz ihtiyaç duyduklarında test için laboratuvarlarınızı kullanabiliyorlar mı? Böyle bir test hizmeti sunuyor musunuz?
 
A.Ş.N: Genel anlamda pazarda bölgeye göre değişen bazı alışkanlıklar bulunuyor. Bir ürünün özelliği bir bölgedeki ustalar için son derece önemli olabilirken, başka bir bölgedeki ustalar için olumsuz bir özellik olarak karşımıza çıkabiliyor.
 
Bu durum temelde ustaların bölgesel olarak el alışkanlıklarıyla ilgili. Bu noktada bize düşen en önemli görev, bayilerde bir standart oluşturmak ve ürünü bu standartlardan satabilmek.
 
Distribütörlerimizden ve bayilerimizden Ar-Ge ziyareti konusunda talepler geliyor. İstedikleri zaman gelip AR-GE merkezlerimizi ziyaret edebilirler. Fakat biz bu noktadaki süreci daha farklı yönetmek tarafındayız. Örneğin rakip ürün incelemeleri, mevcut ürünlerimiz için ilave özellik kazandırmak adına gelen talepleri tek noktada topluyor ve yaptığımız çalışmaları, neticeleriyle birlikte bayi ve müşterilerimize aktarıyoruz. Böylece her iki taraf ta memnun oluyor.
 
Direkt proje satışımız yok fakat bir satış stratejimiz mevcut. Kurumsallığımızı ön plana çıkartıp bunu biraz daha geliştirebilmek için çalışıyoruz. Biz sistemimizi bayi üzerinden satışa odakladık ve bölge yapılanmalarımızda zemin ürün grubu, su yalıtımı ürün grubu, teknik harçlar ürün grubu, seramik yapıştırıcılar ve mantolama ürün gruplarımıza uygun bayilerle çalışıyoruz. Bu yapılanma bize, her ürün grubumuzda uzman firmalarla çalışma artısı kazandırıyor. Zaman içinde de bizim ürünlerimiz öğrenmeleri, ürün bazlı geliştirme çalışmalarımıza ışık tutuyor.
 

“Deprem değil yönetmeliklere göre yapılmamış binalar can kayıplarına neden oluyor”

 
Acı kayıplar yaşadığımız 17 Ağustos Depremi’nin üzerinden 22 yıl geçti. O günden bugüne kadar olan süreçte, yalıtım noktasında gelişen bilinci devlet, toplum ve sektör nezdinde nasıl değerlendirme yaparsınız? Bu konuda derneklerle ve devlet kurumlarıyla gerçekleştirdiğiniz çalışmalar var mı? Varsa detayları paylaşır mısınız?
 
Erol Üçüncü (Kar Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı): Yaşadığımız depremin üzerinden geçen 22 yılda yapılan çalışmalar ve yaşanan gelişmeler ile bazı kazanımlarımız oldu. Bilim insanlarına göre kısa sürede Marmara’da bir deprem daha yaşanması bekleniyor. Peki ben size soruyorum “Marmara’da yaşanacak depreme hazır mıyız?” Ben geçen süreyi toplum, sektör ve devlet olarak iyi değerlendirdiğimizi düşünmüyorum. Yaşanacak Marmara depreminde can kayıplarına neden olacak yapılar devlet ve devlet kurumları tarafından biliniyor. Bu yapıların dönüşümle yenilenmesi noktasında yaptırıcı kanun ve yönetmeliklerin çıkarılıp uygulanması, yaşanacak felaketin tesirini azaltacaktır.
 
Unutulmamalıdır ki, deprem değil yönetmeliklere göre yapılmamış binalar can kayıplarına neden oluyor. Kısacası; yeni yönetmeliklere göre ruhsat alınmış yapıların özel ve devlet kurumları tarafından denetlemesinin, taviz verilmeden uygulanmasının ve bu uygulamaların bilincinde olan eğitimli toplum yaratılmasının yaşanacak felaketleri önleyeceğini düşünüyorum.
 
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sektörün gündemindeki önemli konulardan… Mutabakat sektörü nasıl etkileyecek?
 
E.Ü: Avrupa Birliği'nin 2050 yılına ilişkin karbonsuz ekonomi yol hariyasını kapsayan Yeşil Mutabakat konusunda TÜSİAD'ın hazırladığı önemli bir rapor var. "Avrupa Yeşil Mutabakatı Döngüsel Ekonomi Eylem Planı Türk İş Dünyasına Neler Getirecek" başlığıyla yayınlanan bu rapora göre, döngüsel ekonomi kapsamında atık azaltımı, dayanıklılık, geri dönüşüm, yeniden kullanım, onarım döngüsellik yaklaşımı gözetilmekte. Ayrıca, sürdürülebilir ürün politikası sisteme entegre edilmekte. Gerek iklim değişikliği ile mücadele gerekse hammadde maliyetlerinin düşürülmesi gibi temel hedefler güdülmektedir.
 
Yeşil Mutabakat, AB’nin küresel ticaret içindeki hacmini göz önünde bulundurursak, uluslararası ticaret sistemini şekillendirecek çok önemli bir gelişme ve ülkemizin de aralarında yer aldığı ticaret ortakları açısından önemli bir dönüşüm süreci yaratacak. Rapora göre bina ve inşaatlarda spesifik olarak karbon ve materyal ayak izi azaltma hedefleri belirlenecek, materyal geri kazanım, yeniden kullanım ve geri dönüştürülebilirlik hedefinin de sektör için belirlenmesi planlanıyor. Döngüsellik perspektifiyle İskan Kanunu, İmar Kanunu, Belediye Kanunu, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği, Çevre Düzeni Planları, Türkiye Mekansal Strateji Planı ve Kentsel Tasarım düzenlemelerinde revizyon ihtiyacı bulunmaktadır. Hem uluslararası pazardaki varlığımız açısından hem de gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya miras bırakabilmek için Türkiye'de bu adımlar en kısa sürede atılacaktır.
 
Günümüzde, gelişen çevresel bilinç, yapı sektöründe yeşil çatılar gibi pek çok yeniliği gündeme getiriyor. Sürekli gelişen yapı sektöründe değişen ihtiyaçlara yanıt verebilmek noktasında AR-GE’nin önemi nedir? Güncel AR-GE çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
 
A.Ş.N: AR-GE süreçlerinde pazardan aldığımız bilgiler ve yeni teknikler doğrultusunda ürün bazlı olmak üzere dönemsel test ve geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Sahadan bize ve bayilerimize gelen geri dönüşler son derece önemli. Burada biraz önce değindiğimiz gibi ürünün kalitesi ve doğru uygulama tekniği ile doğru yer ve uygulamacıyla uygulanması gerekliliği noktasına tekrar geliyoruz.
 
Zemin ürün grubunda birkaç yeni ürün çalışmalarında son aşamaya geldik, saha testi sonuçlarını bekliyoruz. Bir başka önemli husus ta üretici olarak satış ve karlılık noktasında değerlendirme yapmaktır. Pazara ürün sunabilirsiniz ve yeni ürünler geliştirebilirsiniz. Ancak bu ürüne olan talep veya hedef kitleniz düşük ise, kudretli olmanız gereken alanlarda iş kaybı yaşamanız olağandır. Biz bu noktada Ar-Ge birimimizden yeni ürün geliştirme talebinde bulunmadan önce çok detaylı çalışmalar yapıyoruz. “Bu ürün nerelerde kullanılır? Yıllık olarak rakip firmalardaki satış oranı nedir? Veya rakiplerde yoksa bile biz bu ürünü hangi pazarlama yöntemiyle ne kadar satabiliriz? Nasıl ön plana çıkartıp bu noktada tek olabiliriz?” gibi etkenleri değerlendirdikten sonra Ar- Ge çalışmalarına başlıyoruz. Ar-Ge’niz iyi olabilir ancak diğer taraftan pazarlama biriminizin de kuvvetli olması ve üretim ayağını da işin içine dahil ederek iyi bir takım çalışması yapılması çok önemli.
 

“Enerji verimliliği sadece ısı yalıtım değildir”

 
Binalarda kullanılan enerji toplam tüketilen enerjinin %40’ının üzerindedir. Bu noktada enerji verimliliği de çok önemli. Bunun için Türkiye’de binalarda yalıtım anlamında hem bakanlığın hem odaların hem de dernek ve yönetim kurullarının yürüttüğü belli başlı projeler var. Enerji verimliliği noktasındaki KarKim’in satış ve pazarlama müdürü olarak düşünceleriniz nelerdir? Bu enerji verimliliği çalışmaları kapsamında yapılan ısı yalıtım uygulamalarının yeterliliğinden ve KarKim’in ısı yalıtım ürün gruplarının kullanım noktasında yarattığı farklardan bahsedebilir misiniz?
 
Enerji verimliliği sadece ısı yalıtım değildir. Enerji verimli bir bina için ısı yalıtımının doğru bir su yalıtımı ile desteklenmesi ve doğru bir tesisat yalıtımı olması gerekmektedir. Örneğin merkezi bir sistemde aşağıdan enerjiyi verdiğinizde bir enerji harcıyor, yakıyor, ısıtıyor ve bunu yukarı doğru pompalıyorsunuz. Eğer borularınız yalıtımsız ise o su 80 derece ile çıkarken binaya gittiğinde 50- 55 derecelere düşüyor. İlk olarak bunun yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesi gerekiyor. İkinci olarak ise bilindiği üzere İzmir’deki depremde ciddi kayıplar yaşandı. Binalar çöktü. Yapılan araştırmalarda yıkılan binaların demir donatılarının zayıf olduğu bu duruma ise su yalıtımındaki hataların sebebiyet verebileceği ortaya konuldu. Bu araştırmadan yola çıkarak bina ömrünün uzun olmasında su yalıtımının ne derece önemli olduğunu görebiliriz. Aslında sadece su yalıtımı da değil, temelden başlayıp yukarıya kadar devam eden yalıtımın doğru bir ısı yalıtımı ile desteklenmesi lazım ki o bina depreme dayanıklı sağlam bir bina olsun. Yani enerji verimliliği depreme dayanıklılığı da beraberinde getiriyor. Başka bir açıdan bakmak gerekirse yalıtım enerji verimliliğini de beraberinde getiriyor. Örneğin ısı yalıtımsız bir binada klimayı günde 6 saat çalıştırdığınızda istediğiniz soğukluğa veya sıcaklığa ulaşırken yalıtımlı bir binada aynı soğukluğa veya sıcaklığa 3 ya da 3,5 saatte ulaşabilirsiniz ve ulaştığınız soğukluk veya sıcaklığı koruyabilirsiniz. Böylece sera gazı salınımını da en aza indirmiş olursunuz.
 

Bina içi iklimlendirmede kullanılan cihazların performansı da çok önemli

 

20.000 BTU klima kullanıyorsunuz belki ama doğru ısı yalıtımı ile bunu 15.000 BTU’ya düşürebilirsiniz. Kalorifer peteklerini daha kısa yaparak maliyetinizi düşürebilirsiniz.
 
Isı Yalıtımında kullanılan ürünlerden bahsetmemiz gerekirse yine doğru uygulama noktasına değinmekte fayda var. Devletin de yayınlamış olduğu araştırmalarla bölgelere göre ısı yalıtımlarının kalınlık miktarlarıyla ilgili bir data mevcut. Fakat bir diğer önemli nokta, ısı geçirgenliği. Bu data içinde bölgelere göre öngörülen kalınlıkların, farklı ısı yalıtım malzemelerinin ısı geçirgenlik değerleriyle hesaplandığını gözardı etmemek lazım. Kısacası kullanacağınız ısı yalıtımı ürününü, binanızın yapısı ve yüksekliğine göre doğru seçmeniz gerekiyor. Yalıtımda kullanmanız için geliştirilmiş ürünleri uygularken de sistemin önemli parçalarından olan ısı yalıtım plakası yapıştırma ve sıva harcı ürünlerinin doğru seçilmesi gerekiyor. Örneğin dört katın üstündeki binalarda her ilave katta binanın rüzgar yükü arttığı için oradaki yapıştırıcının ve sıva malzemesinin çok daha kuvvetli olması, beraberinde de mekanik tespitlerinin çok iyi yapılmış olması gerekir.
 
Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?
 
Odaların ve devletin daha net, doğru ve son tüketiciye yönelik bilgilendirmelerinin artmasının gerektiğini düşünüyoruz. Bu bizim işimizi kolaylaştıracaktır. Bizler KarKim olarak her zaman doğru ürünü, doğru yerde, doğru bir sistemle doğru kişilere uygulatarak kaliteyi yakalamak hedefindeyiz. Çok ürün satmak önemli fakat doğru ürünü doğru yere satmak bizim için daha önemli.
 
İnovatif ürün geliştirme noktasında güçlü bir Ar-Ge ve üretim ayağımızın olduğunu söylemeliyim. Bu güç bize pazarda daha hızlı ve kaliteli hizmeti sunabilme avantajı oluşturuyor. Bu avantajı KarGroup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Erol Üçüncü’nün desteğiyle ve katılımıyla oluşturduğumuz iyi bir ekip çalışmasıyla uygulamaya devam ediyoruz.
Etiketler:

Doğru, Uygulama, Ürün, Kalitesini, Ortaya, Çıkaran, En, Büyük, Etkendir

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter