Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinin enerji verimliliğine bakışını ve bu kapsamda uygulanan ısı yalıtım kalınlıklarını üyesi olduğunuz EUMEPS -Avrupa EPS Üreticiler Birliği üzerinden yakından takip eden bir STK olduğunuzu biliyoruz, bu kapsamda hem soğuk, hem de sıcak iklim bölgelerine sahip olan ülkemiz ile bu ülkeler arasında bir karşılaştırma yaparsanız neler söylemek istersiniz?
2006 yılından beri sürdürdüğümüz EUMEPS birlikteliği ile Avrupa’daki EPS sektörü ve özellikle enerji verimliliği hususundaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Avrupalı paydaşlarımız ile ortak projeler yürütüyoruz. Ayrıca EPS’nin diğer ülkelerdeki ısı yalıtım haricindeki kullanım alanları ile ilgili gelişmeleri yakından izliyoruz.
Enerji verimliliği, EUMEPS ile olan birlikteliğimizde, elbette en ön plana çıkan ve bizlerin de ülke olarak örnek alması gereken konuların başında geliyor. Gelişmiş ülkeler sürekli daha az enerji harcayarak enerjiyi daha verimli kullanmaya çalışıyor. Bu nedenle binalarda ısı yalıtımına önem verirken bu uygulamalarda kullanılan ısı yalıtım kalınlıklarını da oldukça yüksek tutuyorlar.
Gelişmiş ülkelerde binalarda tüketilmesine izin verilen enerji limitleri ile ülkemizi kıyasladığımızda bizdekinin çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ayrıca ısı yalıtım kalınlıklarının gelişmiş ülkelerde bizde ortalamanın 3 katı olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra, ülkemizdeki algının ve mevcut mevzuatın sadece soğuğa karşı binalarda ısı yalıtımını esas aldığını ifade edebiliriz. Hâlbuki ülkemiz ile benzer iklim özelliklerine sahip gelişmiş ülkelerde durum böyle değil. Söz konusu ülkelerde sıcağa karşı da ısı yalıtım farkındalığının hem kamuoyunda hem de mevzuatlarda kendine yer bulduğunu görüyoruz.
Elbette, ülkemizde bu konular için tüm paydaşların çabalarıyla konu ile ilgili sürekli yeni standart ve yönetmelikler çıkarılıyor. Yürürlükte olanlar ise revize ediliyor. TS 825’e göre yapılan hesaplamalar ile ısı yalıtım kalınlıkları belirleniyor. TS 825’i, 2009 yılında yürürlüğe giren BEP (Binalarda Enerji Performansı) Yönetmeliği, akabinde gelişen Bina Enerji Kimlik Belgesi tamamlıyor ve bu çalışmalar binalardaki enerji verimliliği açısından ülkemizin yönünü tayin ediyor.
“Binalarda enerji verimliliği ve ısı yalıtımı bir politika haline getirilmeli”
TS 825 - Binalarda Isı Yalıtım Kuralları standardının 2000 yılında, yeni yapılacak binalarda ısınmadan kaynaklı enerji kayıplarını sınırlamak için zorunlu bir standart olarak uygulamaya giren versiyonu, 2019 yılında başlatılan çalışma ile enerjinin sırf ısıtma ile harcanmadığı, soğutma için de çok büyük miktarda enerji harcandığı farkındalığı ile Çevre Şehircilik Bakanlığı başkanlığında ve TSE koordinasyonunda EPSDER’in de içinde bulunduğu çok geniş bir STK katılımı ile hazırlanmaya başlanmıştır. Gelinen bu noktada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çok büyük bir adım atıldı. Böylece binalarda kullanılan enerji limitlerinin BEP Yönetmeliği’nce revize edilmesi gerekti. Ancak bu şekilde, ülkemiz enerji verimliliği ve sera gazı salınımı azaltılması hedeflerine ulaşabilir. Bunun için de binalarda enerji verimliliği ve ısı yalıtımı bir politika haline getirilmelidir. Ayrıca vergi muafiyeti, düşük veya “sıfır” faizli ve uzun vadeli kredi gibi gerekli finans modelleri kamu ve özel sektör tarafından desteklenmelidir.
Binalarda ısı yalıtımında ekonomik ve çevreci olan EPS için neler söylemek istersiniz? Isı yalıtımda EPS neden tercih edilmeli?
Bir ısı yalıtım malzemesi olarak EPS, enerji verimliliğinin arttırılmasını yüksek ısı yalıtım performansı ile birlikte ekonomik ve çevre dostu olarak sağlar. EPS levhalarında bulunan durgun ve kuru hava, en ekonomik ve en çevreci ısı yalıtımı sağlayan unsurdur. Bu noktada imalat prosesindeki düşük hammadde girişi sebebiyle EPS ileri derecede çevreci bir üründür.
“Enerji sarfiyatı düşük olan EPS, malzeme israfına ve maliyet artışına yol açmaz”
Enerji verimliliğinde ısı yalıtım malzemesi kadar bu malzemenin üretimi aşamasında harcanan enerji miktarı da önemlidir. EPS bu bakımdan da avantajlıdır. EPS'nin üretiminde enerji sarfiyatı da yüksek değildir. İstenilen yoğunluklarda üretilebilmesi malzeme israfına ve gereksiz enerji kullanımına ve maliyet artışına yol açmaz.
EPS, formaldehit, CFC, HCFC ve diğer ozona zarar verici kimyasallar içermez. Mikroorganizmalar için bir besin maddesi değildir; küflenmez, çürümez ve kokmaz, geri dönüştürülebilir. EPS ile yapılmış ambalaj ürünleri, üstün darbe dayanımı, hafiflik ve ısı yalıtım özelliğinden dolayı yiyecek paketlemesinde, tarım sektöründe, beyaz eşya ve otomotiv sanayinde kullanılabilir. Bunların dışında medikal sektöründe ilaç ve canlı organ naklinde yaygın şekilde kullanılır. EPS sağlığa zararlı değildir. Üretim ve uygulamasında diğer bazı muadil ısı yalıtım malzemelerinden farklı olarak, işçi sağlığı açısından risk oluşturmaz.
“Isı yalıtımında neden EPS’yi tercih etmeliyiz?” sorusunu ise şu şekilde yanıtlayabiliriz: Binaların ısı yalıtımında ve özellikle de binalarda en yaygın uygulama olan dış cephe ısı yalıtım sistemlerinde EPS ısı yalıtım levha kullanımı, yüksek ısı yalıtım performansını bina ömrü boyunca ekonomik olarak sağlar. EPS, Avrupa Yapı Malzemeleri Yönetmeliği CPR-305/2011/AB kapsamında olup ısı yalıtımı yapan veya yaptığını iddia eden birçok ürünün sahip olmadığı, harmonize bir ürün standardı olan “TS EN 13163 –Isı Yalıtım Mamulleri –Binalar İçin –Fabrikasyon Olarak İmal Edilen Mamuller – Genleştirilmiş Polistiren (EPS)-Özellikler” standardına sahiptir ve buna istinaden piyasaya arzda zorunlu olan CE işaretine sahiptir. Özellikle belirtmek gerekirse yönetmeliklere göre malzemede aranması gereken zorunluluk CE işaretidir. TSE Belgesi ise ihtiyaridir.
Ayrıca, EPS ile yapılan dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin de bir harmonize sistem standardı mevcuttur. EPS, “TS EN 13499 - Isı Yalıtım Malzemeleri - Binalarda Kullanılan – Genleştirilmiş Polistiren Esaslı Haricî Kompozit Isı Yalıtım Sistemleri (Etıcs) – Özellikler” hem ürün, hem de sistem standardına sahip nadir ısı yalıtım malzemelerinden biridir. Bu bakımdan kendisini ispatlamış bir ısı yalıtım malzemesidir.
EPS’nin ısı yalıtım malzemesi haricinde farklı kullanım alanları nelerdir ve buralarda neden tercih ediliyor?
Ana kullanım alanı inşaat sektöründe ısı yalıtımı levhası olan EPS, farklı ve çok çeşitli teknik özellikleri sebebi ile çok farklı alanlarda kullanılabilmektedir.
EPS’nin başlıca teknik özellikleri;
- Çalışma, şekil verilebilme, kesilme, montaj ve uygulama kolaylığı
- Hafif olmakla birlikte, yüksek basma dayanımına sahip
- Çok düşük ve zamanla değişmeyen bir ısıl iletkenlik değerine sahip
- Boyutsal kararlılığının zamanla değişmemesi
- Kapalı hücrelere sahip olması sebebi ile çok düşük bir su emme özelliğine sahip
- Geri dönüştürülebilir ve çevre dostu bir malzeme
Bu özellikleri sebebi ile dişli döşemelerde dolgu malzemesi, dış ve iç cephelerde dekoratif malzeme olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte hafif beton, tuğla ve yalıtımlı hafif sıva uygulamalarında granül halinde agrega; sandwich cephe ve çatı panellerinde ısı yalıtım malzemesi; zeminden ısıtma ve soğutma sistemlerinde ısı yalıtım levhası; imalatında özel bir ilave prosese tabi tutulmak şartı ile döşeme ve duvarlarda ses yalıtım malzemesi olarak; bina yapımında kalıcı kalıp olarak adlandırılan sistemlerde yapı elemanı olarak kullanılmaktadır. Bu alanlar haricinde ise en çok ambalajlama, maket ve stant yapımında, soğuk zincir istenen ilaç sektöründe, otomotiv ve beyaz eşya sektöründe, seracılıkta fidelerin üretiminde fide viyolü olarak kullanılmaktadır.
Geofoam’un, kullanım alanlarından, faydalarından ve Türkiye’nin bu yeniliğe karşı yaklaşımından bahseder misiniz?
EPS’in inşaat mühendisliğinde hafif dolgu malzemesi olarak kullanılması, Geofoam olarak adlandırılıyor. Geleneksel dolgu malzemelerine göre en belirgin üstün teknik özelliği, hafifliğine karşın yüksek mukavemet/yoğunluk oranına sahip olması, çok kolay şekil verilebilmesi, boyutsal kararlılığı, su emme oranının çok düşük olması, çevresel etkenlere dayanıklılığı, ekonomik ve çok hızlı bir uygulama yapısına sahip olmasıdır. Geofoam uygulandığı yerdeki yapının altındaki zemin katmanlarına gelen basıncı oldukça azaltarak buraya daha az yük gelmesini sağlamakta ve bu sayede, oturmaları azaltmakta, taşıma ve eğim dezavantajlarına karşı stabiliteyi geliştirmektedir.
2009 yılında EPSDER tarafından başlatılan Geofoam çalışmaları sayesinde günümüze kadar yaklaşık 300.000 m3 Geofoam kullanımı sağlanmıştır. Ülkemizde yapılan Geofoam projeleri arasında Ankara-Adana Pozantı Yolu Tünel Koruma Projesi , İstanbul-Bağcılar Medipol Mega Hastanesi Otopark Alanı Üst Dolgusu bulunmaktadır. İstanbul İbn Haldun Üniversitesi İstinat Duvar Arkası Dolgusu , İstanbul Çevreyolu Uzunçayır Bağlantı Yolu, İnistanbul Projesi, Seapearl Ataköy Projesi , Quasar Mecidiyeköy Projesi ve Biblos Resort Otel Projesi inşaatlarında peyzaj ve kot yükseltme çalışmaları , İstanbul Metro hatlarındaki pek çok istasyondaki farklı amaçlardaki dolgular ve şu ana kadar ülkemizde yapılan en büyük kapasitede Geofoam kullanımın sağlandığı Kayseri- Boğazköprü D.D.Y. Üst Geçidi K2 Kenar Ayağı Arkası Yaklaşım Rampası Dolgusu da Geofoam kullanılan alanlar arasında yer almaktadır.
2019 yılında tamamlanan bu köprü yaklaşım dolgusu ile birlikte EPSDER önderliğinde yürütülen çalışmalarda yeni bir döneme girilmiştir. Bu alternatif teknolojinin, Karayolları Teknik Şartnamesi içinde yer alması aşamasına da gelinmiştir. Bu aşamanın tamamlanmasıyla birlikte Geofoam’ın ülkemizde kullanımıyla yeni bir aşamaya geçilecektir.
Isı yalıtımı amacıyla pek çok alanda kullanılan EPS'ler, ses yalıtımı açısından da avantajlar sağlar mı?
“Binaların Gürültüye Karşı Korunması Yönetmeliği” ile yeni binalarda asgari gürültü oluşum miktarları hedeflenmekte ve bunların üzerine çıkılmaması istenmektedir. Bu noktada tasarımlarda sistem ve malzeme davranışının bu asgari şartları sağlaması gerekmektedir. Bu asgari şartların sağlanması, EPS ile mümkündür. EPS ısı yalıtım malzemesi, üretimi aşamasında pres, basma kuvveti ve basınç uygulaması gibi ilave bir işleme tabi tutularak malzemenin hücresel yapısının bozulması sağlanır. Bu işlem EPS’ye ses yalıtımı özelliği kazandırır. EPSDER bu tipteki bir EPS’nin darbe sesi yalıtım performansını görmek amacı ile 2020 yılında TSE Tuzla Akustik Ses Laboratuvarında yüzer döşemede teste tabi tutmuş ve test sonuçlarını detaylı olarak raporlamıştır. Rapora göre, EPS döşemelerde ses yalıtım malzemesi olarak kullanılabilmekte ve yönetmeliğinin asgari şartlarını sağlayabilmektedir.
EPSDER Laboratuvarının, ÇEVKAK-ÇEVRE, Enerji, Verimlilik ve Kalite Kurulu İktisadi İşletmesi olarak yapılandırılması ile Türkiye'nin ilk akredite özel ısı yalıtım malzemeleri laboratuvarına sahip oldunuz. Bu laboratuvarda yapılan güncel çalışmalardan bahseder misiniz?
Derneğimiz, sektörün test ve AR-GE ihtiyaçlarını düşünerek 2004 yılında Türkiye’nin ilk ısı yalıtım laboratuvarı olan ÇEVKAK’ı kurmuştur. Böylece, üreticilerin standart periyodik test ihtiyaçları karşılanmaya başlanmıştır. 2008 yılında ise 12 fiziksel test ile ulusal ve uluslararası alanda kabul gören TÜRKAK’tan akreditasyonumuzu almış olduk. Bugün ise, 30 testte akredite bir laboratuvarız ve aynı zamanda Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamında, binalarda ısı yalıtım amaçlı kullanılan EPS, XPS, MW ürünlerinde onaylanmış laboratuvar olarak CE işaretlemesi verebilmekteyiz. Buna ilaveten, EPS’nin özellikle karayollarında yapılan hafif dolgu malzemesi olarak kullanımı şeklinde bir mühendislik uygulaması olan Geofoam için de ilgili standart kapsamında CE işaretlemesi yapabiliyoruz.
“Firmalara test, belgelendirme, teknik destek, danışmanlık ve eğitim hizmeti sunmaktayız”
Testlerimiz ve uzman olduğumuz ürünler çerçevesinde verdiğimiz raporlar ile belgeler, uluslararası alanda kabul görmektedir. Ayrıca, ısı yalıtım malzemelerinde imalat yapan tüm sektör firmalarına her türlü teknik destek, danışmanlık ve eğitim hizmeti verilmektedir.
Eğitime ve sektörde bilinç yaratamaya verdiğiniz önemi EPSDER Akademi bünyesindeki çalışmalarınızla vurguluyorsunuz. Akademi bünyesinde güncel çalışmalarınız var mı? Üniversite- sanayi iş birliği noktasında güncel çalışmalarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
2018 yılında EPS Sanayi Derneği bünyesinde EPSDER Akademi oluşturuldu. Eğitim faaliyetlerimizin tümünü EPSDER Akademi üzerinden yürütüyoruz. Pandemi öncesinde EPSDER akademi kapsamında yedi bölgede düzenlediğimiz sekiz farklı toplantı ile "Paydaş Kurum Buluşmaları" gerçekleştirdik. Bu toplantılarda binalarda enerji verimliğinin önemine yönelik farkındalık çalışmaları yapıldı. Ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı mühendislerin katılımı ile çeşitli bölgelerde Geofoam’ın kullanımına yönelik sunum ve seminerler düzenlendi. Pandemi koşulları altında ise farklı kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi etkinliklerimizin tamamını dijital platformlara kaydırdık. Böylece tüm paydaş kurum ve kuruluşlarla çevrimiçi seminerler düzenleyip eğitim faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bunların dışında webinarlar yapıyoruz. Ekim ayında bu çerçevede PAGEV ve Türkiye İMSAD kurumları ile webinarlarımız olacak. Bunların duyurularını kısa bir süre içerisinde paylaşmış olacağız.