Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2030 Enerji Verimliliği Stratejisi ile Türkiye'nin enerji talebini azaltmayı ve 100 milyon ton sera gazı emisyonunu düşürmeyi hedefliyor. Bu strateji doğrultusunda, Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER), kamu ve özel sektör iş birliğini güçlendirerek enerji verimliliği projelerini hızlandırmayı amaçlıyor. Dernek, eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla birlikte yenilikçi finansman modelleri geliştirmeyi hedefliyor. Bu çabalar, işletmelerin enerji tüketimini azaltarak sürdürülebilir kalkınmayı desteklemeyi amaçlıyor ve çevresel ile ekonomik sürdürülebilirliğe önemli katkılar sağlamayı vurguluyor. EYODER Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, Başkan Yardımcısı Dr. Kubilay Kavak, Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Emin ve Genel Sekreter Yasemin Somuncu ile bir araya gelerek bu bağlamda EPS’lerin sektördeki önemini, derneğin ulusal ve uluslararası iş birliklerini, EYODER’in vizyonunu ve enerji verimliliği konusundaki farkındalığı artırmaya yönelik faaliyetlerini konuştuk.
Enerji verimliliği, sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, derneğinizin enerji verimliliği uygulamaları ile sürdürülebilirlik hedefleri arasında nasıl bir ilişki kurduğunu ve bu ilişkiyi geliştirmek için hangi stratejileri benimsediğini öğrenmek isteriz. Özellikle bu alandaki uluslararası standartlarla uyum sağlama çabalarınızı paylaşır mısınız?
Sürekli büyüyen enerji talebinin duraklatılması ve mümkün olduğu durumlarda düşürülmesini sağlayan enerji verimliliği, iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltılmasında kritik bir rol oynamaktadır. Bu açıdan enerji verimliliğinin iklim değişikliği ile mücadelede en etkili stratejilerden biri, dolayısıyla sürdürülebilir kalkınmanın da temel bir bileşeni olduğu açıktır. Esasen enerji verimliliği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) birçoğuyla ilişkilendirilebilecek, bu yönüyle çok sayıda başlığı yatay kesen ve bütün ekonomik sektörleri doğrudan ilgilendiren bir konudur.
Sürdürülebilirliğin ancak enerjinin en iyi şekilde yönetilmesiyle başarılabileceğine inanan EYODER, enerji verimliliğine yönelik yatırımların hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi için sistematik çalışmalar yürütmektedir. Temel bir durum tespiti aracı olan enerji etütlerinden, ölçme ve projelendirme faaliyetlerinden, kıyaslama çalışmalarından başlayan ve ileri seviyede enerji verimliliği çözümlerinin yaygınlaştırılmasına kadar uzanan pek çok konu EYODER’in gündeminde yer almaktadır. Örneğin enerji yöneticilerinin çeşitli teknik eğitimlerle güçlendirilmesi de dünyada kabul görmüş en yaratıcı ve başarılı modellerden biri olan Enerji Performans Sözleşmelerinin (EPS) geniş ölçekte uygulanması da EYODER’in hedefleri arasındadır.
Uluslararası standartlara uyum ve yakınsama arayışları doğrultusunda ayrı bir yere sahip olan EPS modeli, işletmelere, enerji verimliliği yatırımlarını gerçekleştirme sürecinde büyük avantajlar sunmaktadır. EPS ekosisteminin sağlıklı bir şekilde kurgulanması ve geliştirilmesi hem enerji verimliliğinin yaygınlaşması hem de bu sistemin uzun vadede başarılı olması açısından kritik öneme sahiptir. Diğer yandan, Enerji Hizmet Şirketleri (ESCO’lar), bu ekosistemin ana aktörleri olarak, enerji verimliliği projelerinin uygulanmasında büyük rol oynamaktadır. Bu nedenle, ESCO’ların pazarda daha geniş bir yer edinmesi ve enerji verimliliği projelerinin artması için EYODER tarafından stratejik adımlar atılmaktadır. EPS modeline uygun projelerin hayata geçirilmesi için gerekli finansal ve teknik altyapının güçlendirilmesi de EYODER’in öncelikleri arasındadır.
EYODER, EPS modelinin yaygınlaştırılması ve bu modelin daha fazla işletme tarafından benimsenmesi için farkındalık yaratmaya gayret etmektedir. Hem ulusal hem de uluslararası iş birlikleriyle EPS’nin sunduğu fırsatları daha geniş bir kitleye tanıtmayı ve enerji maliyetlerini düşürme potansiyelini vurgulamayı amaçlamaktadır.
Enerji verimliliği konusundaki bu çabaları, Çalışma Performansı ve Ölçüm ve Doğrulama (CMVP) standartları ile SKA’ların gerçekleştirilmesine de önemli katkılar sağlamaktadır. CMVP, enerji verimliliği projelerinin etkinliğini ölçmek ve doğrulamak için kritik bir rol oynamakta, böylece projelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını desteklemektedir. Bu bağlamda, EPS modelleri ve enerji verimliliği yatırımları hem ekonomik hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir potansiyele sahiptir.
Türkiye’de enerji verimliliği konusunda kamuoyunun farkındalığını artırmak oldukça kritik bir durum. Derneğiniz, bu farkındalığı artırmak amacıyla hangi eğitim ve bilinçlendirme projeleri gerçekleştirmektedir? Ayrıca, bu projelerin hedef kitleleri üzerinde ne gibi somut etkileri gözlemlenmiştir?
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanlığı (EVÇED) tarafından yılda iki kez düzenlenen “enerji yöneticisi, etüt-proje ve ölçme ve doğrulama” sınavlarına destek sağlamak ve enerji yöneticisi olarak çalışan ya da bu alanda çalışmak isteyen teknik personeli en güncel bilgilerle donatmak amacıyla, Derneğimiz yılda iki defa 17 saatlik çevrimiçi eğitimler düzenlemektedir. Ayrıca, kurumsal üyelerimiz ve sektörel derneklerin önerileri doğrultusunda, güncel teknoloji ve uygulamalar hakkında çevrimiçi sunumlar organize etmektedir.
2021 ve 2022 yılları arasında yürüttüğümüz FACILITEE Projesi kapsamında, mevcut enerji verimliliği danışmanlık (EVD) şirketlerinin dünya standartlarındaki ESCO’lar seviyesine çıkarılması ve kurumsal kapasitelerinin artırılması, enerji verimliliği ile kendini ödeyen EPS uygulamalarının yaygınlaştırılması ve bu alanda uzmanlık ile iş birliğinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda, hukuk, sigorta ve finans alanlarında sektörün önde gelen uzmanlarından oluşan 3 çalışma grubu kurulmuş ve sektör profesyonellerine yönelik ESCO-EPS İş Modeli Eğitimi, Ölçme Doğrulama Eğitimi ve Eğiticilerin Eğitimi gerçekleştirilmiştir. Eğitimleri alan profesyonellerin bir kısmı, 2024 yılı içinde Efficiency Valuation Organization (EVO) tarafından düzenlenen Performans Ölçüm ve Doğrulama Analisti (PMVA) ve Performans Ölçüm ve Doğrulama Uzmanı (PMVE) sınavlarına katılmış, başarılı olanlar uluslararası geçerliliği olan sertifikaları almaya hak kazanmıştır.
2024 yılında içerik üretiminden ve interaktif atölyeler ile kapasite geliştirme seminerlerinin yürütücülüğünden sorumlu olduğumuz “Deprem Sonrasında 100 Kadın KOBİ Sahibinin Temiz Enerji Çözümleri ile Güçlendirilmesi” projesi kapsamında ise Adana, Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa’da şimdiye kadar 200 kadın girişimciye enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynakları ve yeşil finansmana erişim konularında bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
EYODER Yönetim Kurulu üyeleri ve uygun durumlarda kurumsal üyeler, ulusal ve uluslararası birçok etkinlikte derneğimiz adına yürütücü ve konuşmacı olarak yer almaktadır. Ayrıca, Yönetim Kurulu Başkanımız ve Genel Sekreterimiz, farklı medya kanallarında güncel gelişmeleri paylaşmaktadır.
“ENSİA ile imzalanan protokol, tüm sektörlerde enerji verimliliğinin geliştirilmesini hedefliyor”
Enerji verimliliği, genellikle çok paydaşlı bir yaklaşım gerektiren bir alandır. Derneğiniz, enerji verimliliği konusunda hem ulusal hem de uluslararası düzeyde hangi iş birliklerini gerçekleştirmektedir? Bu iş birliklerinin enerji verimliliği hedeflerine ulaşmadaki katkıları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Birçok ulusal ve uluslararası kurum ile yakın temasta olan derneğimiz işbirliklerini artırmaya ve sektöre ve topluma fayda sağlayacak somut çalışmalar yapmaya önem vermektedir. Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Onur Ünlü Türk İş Dünyası Konfederasyonu'nda (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Yeşil Dönüşüm Komisyonu Başkanı’dır. TÜRKONFED’in üyesi olan Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) üyesi olan EYODER, ülke genelinde enerji verimliliği kavramının anlaşılması, içselleştirilmesi ve iş hayatına entegrasyonu konusunda yoğun mesai harcamaktadır.
Bu yılın Ekim ayında Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) ile imzalanan İşbirliği Protokolü kapsamında tüm sektörlerde enerji verimliliğinin geliştirilmesi, politika ve uygulama adımlarında odak haline getirilmesini amaçlanmaktadır. Derneğimiz ile Türkiye’nin en büyük enerji kümesi olan ENSİA; sosyal faydası ve toplumsal duyarlılığı yüksek, teknik ve sosyal girişimciliği, yenilikçiliği önceleyen projelerin müştereken hazırlanması, tarafların hazırlanmış projelere iştirak etmesi, destek vermesi, iç ve dış kaynaklı fonlara proje fikirleri/başvuruları sunması, yürütülen projeler kapsamında gerekli eğitim, teknik gezi, etkinlik ve deneyimlerin paylaşılması gibi faaliyetleri birlikte yapma niyetlerini ortaya koymuştur.
2023 yılı içinde Global ESCO Ağı (GEN) üyesi olan EYODER, 2. Uluslararası ESCO Sempozyumu’nu 6-7 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul’da düzenleyerek bu alanda dünyadaki ve ülkemizdeki ESCO’ları, ESCO derneklerini, hükümet temsilcilerini, finansal kurumları ve ilgili paydaşları bir araya getirmeyi planlamaktadır. Bu önemli organizasyonda katılımcılar; mevcut ESCO pazar durumu, pazarın gelişimi için engeller, itici güçler ve destekleyici unsurlar hakkında bilgi edinme, yeni ve gelecek trendler, gelişmeler ve ESCO projeleri ve programlarını finanse etmek ve büyütmek için iş fırsatları hakkında bilgi edinme, meslektaşlarıyla tanışma ve ağ oluşturma fırsatlarını değerlendirme imkânı bulabilecektir.
“Isı enerjisinin verimliliğinin artırılması ve atık ısının geri kazanımı, birçok sektörde benzerlik gösteren önemli uygulamalardır”
Enerji verimliliği uygulamaları sektörden sektöre değişiklik göstermektedir. Derneğiniz, farklı sektörlerde enerji verimliliğini artırmak için hangi spesifik stratejileri geliştirmektedir ve bu stratejilerin uygulanmasında karşılaşılan zorluklar nelerdir? Özellikle sanayi ve inşaat sektörü gibi kritik alanlardaki deneyimlerinizi paylaşabilir misiniz?
Belirttiğiniz gibi enerji verimliliği uygulamaları sektörden sektöre değişiklik göstermekle birlikte benzer olan uygulamalar da mevcuttur. Örneğin, her sektörde ısı enerjisinin üretimi ve dağıtımı çok spesifik yüksek sıcaklık ve ısı talep eden sektörler haricinde benzer şekilde olabilmektedir. Enerjinin üretimi sırasında ortaya çıkan atık ısının geri kazanımı birçok sektörde benzerlikler gösterebilmektedir. Isı enerjisinin üretimi sırasında ortaya çıkan verimsizliklerin kaldırılması ve talebe göre ısı enerjisi üretimi işletmesine geçilmesi yine benzerlik gösteren alanlardan birisidir. Basınçlı hava sistemleri, aydınlatma sistemleri, havalandırma sistemleri gibi sistemlerde de sektörden sektöre değişik uygulamalar olmakla birlikte ortak olan uygulamalar da mevcuttur. Dolayısıyla, her sektörde benzer şekilde uygulanabilecek ortak uygulamaları önceliklendirme, bunların iletişimini yaparak somut örnekler ile herkesi cesaretlendirme ve özendirme Derneğimizin iş stratejileri arasındadır.
Bununla beraber, sektörden sektöre oluşabilecek farklılıkları kavrayıp duruma özel optimizasyon çalışması yapacak uzman enerji verimliliği şirketleri ve profesyonelleri ile çalışmanın önemi de derneğimiz tarafından sıklıkla vurgulanmaktadır. Zira, sanayinin demir-çelik gibi özel bir alanı ile ticari binalar alanı arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır ve bu noktada o spesifik alanda uzman enerji verimliliği şirketleri ve profesyonelleri ile yola çıkmanın çok önemlidir. Yapılacak enerji verimliliği çalışmalarının herhangi bir tadilat veya taahhüt uygulaması olmadığını, sürecin çıktısının çeşitli son teknoloji ekipman ve sistemlerin monte edilmesi olmadığını ve temelde enerji performansının iyileştirilmesi olduğunu anlatmak Derneğimiz açısından temel bir odak konusudur. Sektörler ya da uygulamalar farklı olsa da temelde beklenen sonuç ve çıktı aynıdır. Bu sonuç; kaliteden, konfordan ve nicelikten ödün vermeden enerji tüketiminin ve karbon ayak izinin düşürülmesidir.
Enerji Performans Sözleşmeleri (EPS) ile işletmelerin enerji verimliliğini artırmaları ve tasarruf sağlamaları konusunda sunduğunuz avantajların yanı sıra, bu modelin yaygınlaşması için gerekli olan finansman kaynaklarının ve işletmelerin farkındalığının artırılması sürecinde hangi stratejilerin izlenmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Ayrıca, EPS pazarının 2022 yılı itibarıyla 50 milyar dolar seviyesinde olduğu ve önümüzdeki dönemde 150-200 milyar dolara ulaşmasının beklenmesi göz önünde bulundurulduğunda, bu büyüme sürecinde karşılaşılabilecek olası zorluklar ve fırsatlar nelerdir? Bu bağlamda, özellikle ESCO’ların rolü ve işletmelerin EPS kapsamında karşılaşabilecekleri finansal ve operasyonel risklerin nasıl yönetileceği konularında neler söyleyebilirsiniz?
Günümüzde finans kuruluşlarının, sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda yeşil fonları enerji verimliliği yatırımlarına yönlendirmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu durum, enerji verimliliği projeleri için ciddi bir finansman fırsatı yaratmakta ve özellikle ESCO’ların bu kaynaklardan faydalanarak projelerini genişletmesine imkân tanımaktadır. Ancak bu potansiyelden tam anlamıyla yararlanmak için finansman süreçlerinin daha yaratıcı hale getirilmesi ve finans kuruluşlarının enerji verimliliği projelerini destekleme konusunda daha proaktif bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Özellikle başarılı projelerin örnek gösterilmesi, sektör genelinde farkındalık yaratacak ve daha fazla işletmenin enerji verimliliği yatırımlarına yönelmesini teşvik edecektir. Bu sayede, enerji verimliliği yatırımları hızla artacak ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.
ESCO’lar için finansmana erişim, halen çözülmesi gereken önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu zorlukların aşılması hem ulusal hem de uluslararası hukuki çerçevelerin güçlendirilmesi ve sözleşme süreçlerinde yaşanan anlaşmazlıkların giderilmesi için sağlam çözümler üretilmesi ile mümkündür. Bunun yanı sıra, enerji verimliliği projelerinin uygulama aşamalarında karşılaşılabilecek risklerin yönetilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, projelerin tasarım, uygulama ve işletme aşamalarında ortaya çıkabilecek risklerin sigorta poliçeleri ile güvence altına alınması, bu projelerin sürdürülebilirliği açısından kritik bir adımdır. Sigorta mekanizmalarının kapsamının genişletilmesi, projelerin her aşamasında karşılaşılabilecek riskleri ortadan kaldırarak uzun vadeli başarıyı garantileyebilecektir.
Ayrıca, enerji verimliliği projelerinin sürdürülebilirliğini artırmak için finansman ve risk yönetiminin birlikte ele alınması gerekmektedir. Finans kuruluşları ile iş birliği yaparak enerji verimliliği projelerine yönelik özel olarak tasarlanmış finansal çözümler oluşturulmalı ve bu projelere daha fazla destek sağlanmalıdır. Sigorta çözümleriyle risklerin minimize edilmesi, projelerin uygulanabilirliğini artıracak ve enerji verimliliği sektörünün büyümesine katkı sağlayacaktır.
Dernek olarak amacımız, başarılı projelerden elde edilen kazanımların paylaşılmasıyla sektör genelinde farkındalığın artırılması ve daha fazla işletmenin enerji verimliliği yatırımlarına yönelmesidir.
“Enerji verimliliği projelerinin hızlandırılmasıyla 100 milyon ton emisyon azaltımı hedeflenmektedir ve bu hedefe ulaşmak için kamu ve özel sektörün iş birliğinin güçlendirilmesi kritik öneme sahiptir”
Son olarak, Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği’nin önümüzdeki yıllardaki enerji verimliliği hedefleri ve stratejik planları nelerdir? Gelecekte karşılaşabileceğiniz olası zorluklar ve bu zorluklarla başa çıkma yolları hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın (ETKB) bu yılın başında ilan ettiği 2030 Enerji Verimliliği Stratejisi, Türkiye’nin enerji verimliliği hedeflerine ulaşması için önemli bir yol haritası sunmaktadır. Bu strateji kapsamında, enerji verimliliği projelerinin hızlandırılmasıyla 100 milyon ton emisyon azaltımı hedeflenmiştir. Bu iddialı hedefe ulaşmak için kamu ve özel sektörün iş birliğinin güçlendirilmesi, enerji verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması ve bu alandaki fırsatların değerlendirilmesi kritik bir öneme sahiptir. Derneğimiz, 2030 Enerji Verimliliği Stratejisi’ne katkıda bulunmak amacıyla enerji verimliliği projeleri geliştirmekte ve bu projelerin daha geniş bir kitle tarafından benimsenmesi için farkındalık çalışmaları yürütmektedir. Bu amaç doğrultusunda derneğimiz tarafından eğitim ve bilinçlendirme projeleri düzenlemekte, enerji verimliliği konusundaki farkındalığı artırmak ve projelerin hayata geçirilmesini hızlandırmak hedeflenmektedir.
İkinci Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nda (2024-2030) (UEVEP) belirtilen eylemleri uygulamaya yönelik somut adımlar da derneğimiz tarafından atılmaktadır. Bu eylemler çerçevesinde, enerji verimliliği uygulamalarının daha fazla işletme tarafından benimsenmesi ve işletmelerin enerji tüketimini azaltması sağlanmaktadır. Enerji verimliliği projelerinin uygulanabilirliğini artırmak için finansman modelleri geliştirilmesi, hukuki altyapının güçlendirilmesi ve ulusal ve uluslararası standartlara uyum sağlanması gerektiği için bu konularda hazırlıklar/çalışmalar yürüten derneğimiz, bir yandan da gerekli teknik ve finansal desteklerin oluşturulması için çaba harcamaktadır.
Karşılaşılabilecek olası zorluklar, son 20 yıldır karşılaşılan zorluklardan farklı değildir. Bilinçlendirme ve önceliklendirme ile finansal kaynakların doğru projelere ayrılması, bu alandaki en önemli sorunların başında gelmektedir. Kat edilen mesafeler ve aşılan sorunlardan alınan ilhamla, yeni modellerin hayata geçirilmesi ve kolektif çabaların güçlendirilmesi olası zorluklarla baş edilmesinin ön şartı olarak değerlendirilmektedir. Derneğimizin çabaları da saydığımız bu alanları merkeze alan bir perspektifle yürütülmektedir.