28 Temmuz Dünya Doğa Koruma Günü’ dolayısıyla bir açıklama yapan İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “Mevsim normallerinin üzerine çıkan hatta Avrupa’da ölümlere neden olan yüksek sıcaklıklar, ülkemizde de soğutma amaçlı enerji tüketiminde önemli artışlara dolayısıyla yüksek enerji faturalarına neden oluyor. Yüksek enerji ihtiyacı, dünyaya daha çok zarar anlamına geliyor. “İklim değişikliği – artan enerji kullanımı – çevreye daha çok zarar” döngüsünü kırmanın en kolay ve hızlı yolu, yalıtım uygulamalarını yaygınlaştırmaktır. Yalıtım kredi desteği; bugünün konforu, dünyamızın geleceği için adım atma fırsatı olarak önümüzde duruyor. Isınırken ve serinlerken dünyamıza verdiğimiz zararı binalarımıza yalıtım yaptırarak azaltmak mümkün” dedi.
Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu,
iklim değişikliğinin kalıcı etkilerini yaşadığımız, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıktığı bugünlerde evlerimizde soğutmaya yönelik enerji kullanımının üst seviyelere yükseldiğine dikkat çekerek, “Yalıtım ile soğutma için harcadığımız enerji miktarını düşürebilir, oda sıcaklığını daha uzun süreli koruyabiliriz. Yalıtım kredisi desteği ile evlerimizde ısıtma ve soğutma için kullandığımız enerji miktarını düşürerek hem aile bütçemiz hem de ülkemiz için verimliliğe imza atabilir, yalıtımın oluşturacağı konfordan yararlanabiliriz. 28 Temmuz Dünya Doğa Koruma Günü’nde dünyamızın kaynaklarını korumaya olan farkındalığı artırmak için hemen her fırsatta dile getirdiğimiz yalıtımın faydalarını bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Evlerimizi kışın ısıtırken olduğu gibi yazın da soğuturken dünya kaynaklarını harcıyoruz. Yalıtım sayesinde bu kaynakların tüketilmesi ve doğaya verdiği zararları asgari düzeye indirebiliriz. Binalarda enerji verimliliği, başta küresel ısınma olmak üzere çevresel sorunlar ile mücadelede en etkin uygulamadır.” dedi.
Türkiye olarak kullandığımız enerjinin kabaca yüzde 70’ini ithal ettiğimizi hatırlatan Emrullah Eruslu, “Enerji dengelerinin geldiği nokta ve küresel ısınma nedeniyle mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları Fransa, Almanya, İtalya gibi Avrupa ülkelerini enerji verimliliğini sağlamaya yönelik ciddi adımlar atmaya yöneltti. Enerjisinin büyük bölümünde dışa bağımlı olan bir ülke olarak toplam enerjimizin yüzde 32,7’lik payını binalarda kullanıyor, bunun da yüzde 80’ini ısıtma ve soğutma amaçlı tüketiyoruz. Enerji faturamız her geçen gün kabarıyor. 2022 yılı için sadece ocak – mart döneminde enerji ithalatımız 25 milyar doları buldu. AB ülkelerinin bugün aldığı önlemleri, biz de bir an önce hayata geçirmeliyiz. Yalıtım kredisi desteği bu anlamda çok önemli bir fırsat. Bu kredi ile halkımız yüzde 0,99 faiz oranıyla 50 bin TL'ye kadar 60 ay vadeli olarak kredi kullanabilecek ve evlerini daha düşük faturalarla kışın ısıtabilecek, yazın klimayla serinletebilecek. Isı yalıtımı uygulamaları hem ilk yatırım hem işletme maliyetlerini düşürerek kendini kısa sürede geri öder, bina ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam eder. Doğru yalıtım uygulamalarıyla hem fosil yakıt tüketimini azaltarak dünyayı daha az kirletmek, küresel etkileri azaltmak hem de yüzde 50’ye varan oranda tasarruf elde etmek mümkün. Kredi süresi olan 60 ayın sonunda sera gazı azaltımı 13,5 milyon ton CO2 mertebelerinde hesaplanıyor. Bu tasarruf; 124.000 adet ağaçtan oluşan 50.000 dönüm orman alanının 5 yıl boyunca yuttuğu CO2 miktarına eş değer. Öte yandan sadece binaların enerji verimli hale getirilmesiyle (en az C sınıfı binalar) her yıl 9-10 milyar dolar tasarruf elde etme potansiyelimiz var.” şeklinde konuştu.
Tüm vatandaşlarımızı daha kalın yalıtım yapmaya davet ediyoruz
Ülkemizde tavsiye edilen U değerlerinin (ısıl geçirgenlik değeri) iyileştirilmesini önemli gördüklerini aktaran Emrullah Eruslu, İZODER’in “Tek Yol U Dönüşü” kampanyasını bu amaçla hayata geçirdiklerini aktardı. “Tek Yol U Dönüşü” diyerek Türkiye’deki binaların daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması için çatı, duvar ve döşemelerdeki yalıtım kalınlıklarının artırılarak, kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanılarak U değerlerinin iyileştirilmesine dikkat çektiklerini belirtti. Emrullah Eruslu, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Yaşadığımız bölgenin iklim koşullarına uygun kalınlıkta ısı yalıtımı yaptırarak, A ve B sınıfı binaları hedeflemeliyiz. Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Böylece konutlarımızın enerji verimliliğini yükseltirken, yatırım anlamında da kredibilitesini ve enerji sınıfını da artırmış oluruz. Mevzuatlarımızın bu bakımdan yenilenmesine ihtiyaç var. Öte yandan BDDK’nın konut kredilerinde binaların enerji sınıfını önceleyen kararı, konutta yapılabilecek en doğru yatırımın yalıtım olduğunu işaret ediyor. Yalıtımlı konut demek yazın ve kışın daha az enerji tüketen, bina iç ısısını koruyan, konforlu, nitelikli, çevreye duyarlı konut demek. Enerji ithalatına ayrılan onca kaynağa rağmen TÜİK tarafından 06 Mayıs 2022 tarihinde yayımlanan “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması”na göre, konutlarda yalıtımsızlık dolayı ısınamama en çok karşılaşılan konut ve çevre problemi olarak öne çıkıyor. Rapor, kurumsal olmayan nüfusun yüzde 34,3'ü konutunda yalıtımsızlık veya eksik yalıtımdan dolayı ısınamama sorunu, yüzde 33,9'u sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemler ile karşı karşıya kalındığını ortaya koymaktadır. İZODER olarak binalarda enerji verimliliğini artıracak, daha az enerji tüketerek ısıtma-soğutma konforu sağlayacak uygulamaları geliştirme ve dünyamızın geleceği için farkındalık oluşturma çabalarımıza devam edeceğiz."