“YENİ ISI POMPALARIMIZ, HER TÜRLÜ YAPIDA
ENERJİ VERİMLİLİĞİ SAĞLAMAK ÜZERE TASARLANDI”
İklimlendirme sektörünün öncü
markalarından Vaillant, ISH 2025 Fuarı’nda tanıttığı yeni nesil ısı pompası
çözümleriyle dikkatleri üzerine çekti. Enerji verimliliğini artırmaya ve karbon
ayak izini azaltmaya odaklanan bu yeni teknolojiler, hem yenileme projelerinde
hem de yeni yapılarda sürdürülebilir bir gelecek hedefleyen profesyoneller için
önemli fırsatlar sunuyor. Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Atan
ile Vaillant’ın Türkiye’deki stratejisini, TS 825 standardına uyumlu ürün
geliştirme sürecini, IoniDetect gibi ileri teknolojilerini ve sistem bazlı
çözüm anlayışını konuştuk.
Isı pompaları, düşük karbonlu ısıtma
çözümleri kapsamında giderek daha fazla tercih edilen bir sistem haline geldi.
Vaillant ISH Fuarı’nda yeni ürünleriyle yer aldı. Vaillant’ın ısı pompası
teknolojilerinde sunduğu yenilikçi çözümler nelerdir? Ürün gamınızda enerji
verimliliği ve çevresel performans açısından öne çıkan modeller hangileridir?
Isı pompaları, enerji verimliliği ve çevresel
sürdürülebilirlik açısından düşük karbonlu ısıtma çözümleri arasında giderek
daha fazla öne çıkıyor. Vaillant olarak bu alandaki yatırımlarımızın bir sonucu
olarak geliştirdiğimiz yeni ısı pompaları, hem yenileme projelerinde hem de
yeni binalarda her türlü yapıda enerji verimliliği sağlamak üzere tasarlandı.
ISH 2025 Fuarı’nda tanıtılan yeni ürünlerimiz, son derece sessiz çalışma,
kullanım kolaylığı ve basit kurulum gibi özellikleriyle öne çıkıyor. aroTHERM
serisi, farklı ihtiyaçlara göre geliştirilmiş üç farklı modelden oluşuyor. Bu
serinin en dikkat çeken ürünü olan aroTHERM plus, doğal soğutucu akışkan R290
ile çalışıyor. Propan bazlı bu soğutucu, geleneksel akışkanlara göre yaklaşık
700 kat daha çevreci bir kullanım sunuyor. Ayrıca 75°C’ye kadar sıcak su
sağlama özelliği sayesinde, evlerde mevcut radyatör sistemlerinin
değiştirilmesine gerek kalmadan kurulabiliyor. A+++ enerji sınıfına sahip
aroTHERM plus, çevresel etkileri azaltma ve yüksek verimlilik anlamında öncü
bir model olarak öne çıkıyor.
“Yeni yönetmelikle birlikte, eski
standarda kıyasla ısı kayıplarında ortalama %35-40 oranında bir iyileşme
olacağı öngörülüyor”
TS 825’in güncellenerek yürürlüğe girmesi,
ısı yalıtımı ve enerji performansı açısından sistem üreticilerini doğrudan
etkiliyor. TS 825’in yeni versiyonu doğrultusunda Vaillant olarak ürün
gamınızda veya sistem çözümlerinizde hangi teknik revizyonları gerçekleştirdiniz?
Isı pompaları ve yoğuşmalı sistemlerde yeni standartlara göre optimizasyon
süreçleriniz nasıl şekillendi? Yeni güncelleme sektörü nasıl etkileyecek?
Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını düşünürsek, TS
825 standardındaki güncellemenin hepimiz adına sevindirici bir gelişme olduğunu
söyleyebiliriz. Önceki standarda göre bölgeler dört ana grupta
değerlendirilirken, yeni standardımızda bu sayı altıya çıktı. Bu da çok daha
detaylı ve hassas bir yaklaşımı beraberinde getiriyor. Yeni TS 825’teki en
önemli değişikliklerden biri, U katsayılarındaki güncellemedir. Yeni
yönetmelikle birlikte, ısı kayıplarımızın Avrupa Birliği ülkeleriyle aynı
düzeye geldiğini görüyoruz. Eski standarda kıyasla ısı kayıplarında ortalama
%35-40 oranında bir iyileşme olacağı öngörülüyor. Bu gelişme doğrudan ısı üretici cihazları
etkilemese de bizi dolaylı yönden etkiliyor. Isı kayıplarının azalmasıyla
birlikte, evlerde daha düşük kapasiteli ve geniş modülasyon aralığına sahip
cihazların tercih edilmesi teknik olarak ön plana çıkıyor.
Örnek vermek gerekirse, bugün 100 m²'lik bir evin en
yüksek dönemde 10 kW’lık bir ısıtma yükü ihtiyacı varsa, yarın bu değer 6 kW
seviyelerine inecek demektir. Buna paralel olarak, ısıtma cihazından talep
edilen en yüksek yük 6 kW iken, bu değerin altına inebilen daha düşük
modülasyonlu cihazlara ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor.
Vaillant olarak biz, verimliliğin yanı sıra konforu da
dikkate alarak düşük modülasyonlu ürünleri, yeni standart gelişmeden önce
sahaya sunmuştuk. Özellikle kombi ürün grubumuzda, 2019 yılında lansmanını
yaptığımız ecoTEC plus modeli, 1/10 modülasyonu sayesinde daha düşük kapasite
taleplerine cevap verebiliyor. Aynı zamanda kullanım sıcak suyunda talep edilen
daha yüksek kapasitelere çıkabiliyor. Kombi grubumuzdaki alt segmentten üst
segmente kadar tüm ürünlerimizi, bu düşük modülasyon aralıklarına uyarlıyoruz.
Proje ekiplerimiz bu alandaki çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
Isı pompası olarak ürün yelpazemize baktığımızda ise
daha düşük kapasiteli ve inverter teknolojili modellerimiz bulunuyor. Avrupa’da
halihazırda tartışılan ve ülkemizde de uygulanması beklenen yeni eko tasarım
yönetmeliğinin, piyasada daha düşük modülasyonları yasal gereklilik haline
getireceğini öngörüyoruz. Bu yönetmelik henüz Avrupa’da tartışma
aşamasındayken, biz Vaillant olarak müşterilerimize hem ülkemizde hem de
Avrupa’da konfor ve verimliliği bugünden sunmaya devam ediyoruz.
“Akıllı yanma kontrolüne sahip IoniDetect
teknolojisiyle daha az tüketim, daha uzun ömür”
ecoTEC Tam Yoğuşmalı Kombi gibi
ürünlerinizde loniDetect teknolojisi bulunuyor. loniDetect teknolojisi nedir?
Bu teknoloji ürünün verimlilik ve performansını nasıl etkiliyor?
Vaillant kombilerde kullanılan “IoniDetect”
teknolojisi, yoğuşmalı kombilerde yer alan gelişmiş bir yanma kontrol
sistemidir. Alev iyonizasyonu prensibine dayanan bu teknoloji, kombinin yanma
kalitesini sürekli olarak izliyor. Kombi çalışırken oluşan alevin varlığını
doğruluyor ve alev olup olmadığını kontrol ediyor. Bu da güvenlik açısından
büyük önem taşıyor. Aynı zamanda alevin kalitesini analiz ederek, doğru
hava-gaz karışımı olup olmadığını değerlendiriyor. Bu değerlendirmeye göre gaz
ve hava oranını sürekli olarak ayarlıyor. Yanma, bu teknoloji sayesinde
sürekli optimize ediliyor. Böylece gereksiz gaz tüketimi önleniyor ve daha
düşük doğal gaz tüketimi sağlanıyor. Aynı zamanda ideal yanma sağlandığı için
çevre dostu bir kullanım sunuluyor ve düşük emisyon sınıfına katkıda
bulunuluyor. IoniDetect teknolojisi ile alev daha dengeli ve sabit hale
geliyor. Bu da kombinin daha sessiz çalışmasını sağlıyor. Yanmanın ideal
şekilde gerçekleşmesiyle eşanjör ve diğer parçalar daha az zorlanıyor cihazın
ömrü uzuyor.
Isı pompaları, düşük sıcaklıkta yüksek
verim sağlayan sistemler olarak dikkat çekiyor; özellikle hibrit yapılarla daha
da esnek hale geliyor. Vaillant’ın geliştirdiği ısı pompası sistemlerinde
kullanılan kompresör teknolojileri, çevrim kontrol algoritmaları ve invertör
yapıları hakkında teknik olarak bilgi verebilir misiniz? Hibrit sistemlerde
gazlı ve elektrikli çözümleri nasıl optimize ediyorsunuz?
Vaillant olarak yatırımlarımızı yüksek teknolojili ısı
pompalarına ve bu ürünlerin dijital altyapılarına yönelik olarak yapıyoruz. Yeni
nesil ısı pompaları, verimliliğin yanı sıra diğer ürünlerle bağlantı kurabilen
bir Vaillant ekosistemi içinde çalışıyor. Bu altyapı sayesinde, gazlı ya da
elektrikli cihazlarla haberleşebilen, ihtiyaç halinde ısı pompasını veya
takviye bir ısıtma cihazını devreye alabilen bir sistem oluşturuluyor. Örneğin,
yakıt tarifelerine ya da ürünlerin verimlilik değerlerine göre ısıtma
cihazlarını öncelikli olarak çalıştırmak mümkün oluyor. Bu altyapının sunduğu
bir diğer avantaj da internet üzerinden kontrol imkânı sağlıyor olması.
Kullanıcı, evde olmasa bile telefonundan oda sıcaklığını ya da kullanım suyu
sıcaklığını ayarlayabiliyor. Aynı zamanda sistemde oluşabilecek arızalar da
internet üzerinden takip edilebiliyor. İnternet bağlantılı Vaillant
kullanıcıları, cihazda bir arıza oluştuğunda anlık bildirim alıyor ve talep
edilirse bu bilgiler satış sonrası hizmetler birimimize de ulaşıyor. Böylece,
arıza anında hem kullanıcı hem biz durumdan haberdar oluyoruz.
Ürünlerdeki diğer teknolojik gelişmeler arasında yüksek verimlilik öne çıkıyor. Yeni hava kaynaklı ısı pompalarının COP değerleri 5’in üzerine çıkabiliyor. Vaillant, yatırımlarını aynı zamanda doğal akışkanlı soğutucu gazlara yönlendiriyor. Üst segment ürün grubunda kullanılan R290 soğutucu akışkan ile tesisat suyunu 75 °C’ye kadar ısıtmak mümkün oluyor. Bu teknoloji sayesinde kömür yakıtlı ya da yüksek sıcaklık gerektiren sistemlere de rahatlıkla entegre edilebiliyor. Yani, ısı pompasına göre tasarlanmamış ev sistemlerinde bile bu ürünler kullanılabiliyor.
Ayrıca, aroTHERM plus ısı pompasında kullanılan doğal akışkan R290’ın küresel ısınma potansiyel değeri yalnızca 3. Bu değer, piyasada yaygın olarak kullanılan R32 gazına göre 225 kat, R410A gazına göre ise 696 kat daha çevreci bir seçenek sunuyor.
Vaillant’ın yüksek teknolojili ısı pompalarının
kompresörlerinde inverter teknolojisi bulunuyor. Bu sayede, kombilerde olduğu
gibi ısı pompalarında da modülasyon sağlanabiliyor. Isı pompası kompresörü
%30’a kadar modülasyon yapabiliyor. Ürün üzerindeki fan ve pompa da ihtiyaca
göre çalışmasını ayarlıyor. Ayrıca, kompresör durduktan sonra yeniden ihtiyaç
oluştuğunda devreye girme süresi standart ürünlerde 5 dakika iken, Vaillant’ın
bu alandaki ürünlerinde 3 dakikaya kadar düşüyor. Bu da ihtiyaçlara çok daha hızlı
yanıt verilmesini sağlıyor.
“Vaillant olarak biz de müşterilerimize
sadece bir ısıtma cihazı değil, bir ekosistem sunuyoruz”
Yüksek verimlilik için ürün bazında değil,
sistem bazında çözüm üretme anlayışı giderek yaygınlaşıyor. Vaillant’ın sunduğu
sistem çözümleri için enerji simülasyonları ve ısı kaybı analizlerine dayalı
tasarım desteği sunuyor musunuz? Özellikle büyük ölçekli konut projelerinde
ürün seçim süreçlerini nasıl yönlendiriyorsunuz?
Cihazlardaki yüksek verimlilik, aslında sistem
verimliliğinin bir parçasını oluşturuyor. Bu nedenle sadece cihazın
verimliliğinden söz etmek yeterli olmuyor. Bu konu, sektörümüzde 2018 yılında
yayımlanan eko tasarım yönetmeliğinde de açıkça belirtiliyor. Örneğin, A sınıfı
bir ısıtma cihazı aldığınızda, buna ekleyeceğiniz bir kontrol ünitesiyle sistem
verimliliğini A+ seviyesine yükseltebiliyorsunuz.
Vaillant olarak biz de müşterilerimize sadece bir
ısıtma cihazı değil, bir ekosistem sunuyoruz. Ürünlerin birbiriyle haberleştiği
geniş ürün grubu yelpazemiz sayesinde bu ekosistemi sağlıyoruz. Bu sayede
kullanıcılar, kullandıkları ürünlerle birlikte sistem verimliliklerini
artırabiliyor ve ısıtma sistemlerinin verimliliğini hesaplayabiliyor. Herkes bu
sistem verimliliği hesaplama aracına, internet sitemizde yer alan “Yetkili
Satıcılarımıza Özel” bölümündeki “ErP Etiketleme Yazılımı” sekmesi üzerinden
ulaşabiliyor.
Son kullanıcılarımız için sistem çözümlerini daha
profesyonel şekilde hesaplayan uygulamalara da sahibiz. Özellikle ısı pompası
yatırımı yapmayı düşünen kullanıcılarımıza sunduğumuz Isı Pompası Sistem Seçimi
ve Hesaplama Programı ile girilen değerlere göre ihtiyaçlarını belirliyor, ısı
kayıplarını ve kazançlarını hesaplayabiliyoruz. Bu program, sadece cihazı
değil, ısıtma sisteminin genel verimliliğini ve ürünlerin karbon emisyonu
tasarruf potansiyelini de değerlendiriyor. Aynı zamanda kömür ya da doğal gaz
tüketimiyle karşılaştırmalı olarak, yıllık ortalama enerji tüketimi ve
maliyetlerini de simüle ediyoruz. Bu simülasyon çıktıları, kullanıcılarımıza
profesyonel iş ortaklarımız aracılığıyla sunuluyor. Yani, sadece ürün
sağlamakla kalmıyor, bu ürünlerin sağlayacağı katkıları da somut şekilde
gösterebiliyoruz.
Büyük ölçekli konut projelerinde ise teknik
departmanımızın sağladığı danışmanlık ve Vaillant ısıtma sistemi kontrol
ünitelerinin sunduğu otomasyon sayesinde farklı ısıtma taleplerine cevap
verebiliyoruz. Bu tür projelerde kullanılacak ürün gruplarının hidrolik devre
şemaları, projeci ve mekanik firmalarla birlikte, ihtiyaca özel olarak teknik
departmanımız tarafından hazırlanıyor. Hazırlanan bu devre şemaları uygulama
öncesinde mekanik firmalara iletiliyor. Uygulama aşamasında ise mekanik
firmalar bu şemalara göre sistem kurulumunu gerçekleştiriyor. Talep edilmesi
durumunda, belli bölgelerde özel olarak yetiştirilen servis plus
teknikerlerimiz yerinde süpervizörlük hizmeti veriyor.Yani Vaillant olarak,
satış öncesinden satış sonrasına kadar süreci titizlikle kontrol ediyor ve son
kullanıcıların satın alma yolculuğunu profesyonel şekilde destekliyoruz.
“Yeni ürün geliştirme süreçlerinde
fiziksel prototipleme ihtiyacını azaltmak için CAD + CAE araçları kullanılarak,
ürünün mekanik, termal, akışkan davranışları simüle ediliyor”
AR-GE yatırımları, sadece ürün geliştirme
değil aynı zamanda mevzuata uyum ve teknolojik rekabetin sürdürülebilirliği
açısından kritik rol oynuyor. Vaillant’ın Türkiye ve Avrupa’daki AR-GE
merkezlerinde yürütülen çalışmalarınız nelerdir? Yeni ürün geliştirme
süreçlerinde yapay zeka, simülasyon ve veri analitiği hangi düzeyde
kullanılmakta?
Vaillant, Avrupa ve Türkiye’de iki ana ürün grubu olan
kombi ve ısı pompası üzerinde AR-GE çalışmaları yürütüyor. Yeni ürün geliştirme
süreçlerinde fiziksel prototipleme ihtiyacını azaltmak için CAD + CAE araçları
kullanılarak, ürünün mekanik, termal, akışkan davranışları simüle ediliyor.
Simülasyon verilerinin analiz edilmesiyle hata, dayanım ve performans ile
ilgili öngörüler projelerin tasarım aşamasında girdi sağlıyor. Bu sayede
projelerimizin verim ve sürdürülebilirliğini maksimum seviyeye çıkartıyoruz.
“Dijitalizasyon, Vaillant’ın şirket
vizyonunun önemli bir parçası”
Bina otomasyonu sistemleriyle entegre
çalışan iklimlendirme ürünleri, enerji yönetiminde ciddi avantajlar sağlıyor.
Vaillant ürünlerinin KNX, Modbus gibi yaygın bina otomasyon protokolleriyle
entegrasyonu hakkında bilgi verebilir misiniz? Otomasyon sistemleriyle uyumlu
kontrol çözümlerinizde enerji izleme, uzaktan erişim ve bakım avantajları
neler?
Dijitalizasyon, Vaillant’ın şirket vizyonunun önemli
bir parçası. Bu bağlamda, Vaillant olarak ürünlerin bağlanabilirliğine
(nesnelerin interneti) yönelik yatırımlarımız her geçen gün artıyor. Vaillant
ürün gruplarında bina otomasyonlarına bağlantı, önemli bir gelişim alanıdır.
Avrupa’daki yönetmeliklere baktığımızda, ürünlerin bağlanabilirliği ve enerji
yönetiminin öncelikli alanlar olduğunu görüyoruz. Vaillant olarak bizim de
bağlanabilirlikteki öncelikli alanımız, ürünlerin kendi aralarında haberleştiği
bir ekosistem oluşturmak, bu ekosistemi internet üzerinden kontrol etmek ve
enerji tüketimini izlemek üzerine. Örneğin, bir son kullanıcı Vaillant ürününü
internete bağladığında, ürünün ne kadar enerji tükettiğini (elektrik ya da
doğal gaz) ve hangi aralıkta yüzde kaç modülasyonla çalıştığını izleyebiliyor.
Bununla birlikte, üründe oluşan bir arıza bildirimini de internet üzerinden
alabiliyor. Bu sayede kullanıcı cihazının arıza durumunu evine gelmeden
öğrenebiliyor ve gerekli müdahaleyi yönlendirmelerle yapabiliyor. Eğer
kullanıcı talep ederse, bu bildirimler satış sonrası departmanımıza da geliyor
ve hızlıca çözüm sağlayabiliyor. Ayrıca, aylık olarak enerji tüketim raporları
satış sonrası ekibimiz tarafından son kullanıcıya iletilebiliyor. Büyük
binaların ısıtma tesisatları da benzer şekilde yönetilebiliyor. Örneğin,
Vaillant kaskad ısıtma sistemini internet üzerinden kontrol ettiğinizde, tam
zamanlı bir kazan dairesi görevlisine ihtiyaç duymuyorsunuz. Yani yakın
gelecekte, Vaillant otomasyonuna sahip kazan daireleri için kazan dairesi
görevlisine ihtiyaç kalmayacağını söyleyebiliriz.