Ekim ayında 1,1 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin genel ihracatından %4,6 pay alarak dikkat çeken Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü, 2024 yıl sonu ihracat hedefini 12 milyar dolar olarak belirledi. Ancak sektör, enflasyon, yüksek faiz oranları ve döviz kuru dalgalanmaları gibi ekonomik zorluklarla karşı karşıya. 2025 yılında faiz indirimlerinin talep artışı ve kur rekabetini Türkiye lehine çevirmesi beklenirken, yeşil dönüşüm ve karbon vergisi gibi çevresel düzenlemelere uyum sağlamak da sektörün öncelikleri arasında. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, "İDDMİB olarak yeni pazarlar ve sürdürülebilir ihracat stratejileriyle sektörü geleceğe taşımayı hedefliyoruz." dedi.
2024 yılı itibarıyla Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün ihracat performansını nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu yılki ekonomik zorluklar, özellikle enflasyon, yüksek faiz oranları ve döviz kuru dalgalanmalarının sektöre etkileri nelerdir? 2025 için ise sektörün karşılaşacağı fırsatlar ve riskler hakkında ne gibi öngörüleriniz var?
Ekim ayında 1,1 milyar dolarlık ihracatla ülkemizin genel ihracatından yüzde 4,6 oranında pay elde eden, Ocak-Ekim aylarındaki toplam ihracatı ise 10,4 milyar dolar ile sanayi sektörleri arasında en çok ihracat yapan 6’ncı sektör olan Demir ve Demir Dışı Metaller sektörümüz için bu performanstan yola çıkarak 2024 yıl sonu ihracatımızın 2023 yılına paralel biçimde 12 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
2024 yılı boyunca enflasyonla aynı paralellikte giden genel giderlerimiz çok ciddi arttı. Ana pazarımız olan Avrupa resesyondan çıkmış olsa da orada oluşan talepleri karşılamak için rekabet edemedik. Fiyatlarımız yüksek kaldı.
Bununla birlikte ülkemizde enflasyonla mücadelede ana aktör olarak faiz artırımının belirlenmesi ve politika faizlerinin 2023 yılının başından itibaren hızlı bir artışla 1 yıl içinde yüzde 8,5’ten yüzde 50 seviyesine çıkması da Türk lirasını güçlendirirken ihracatta kur rekabetini olumsuz etkiledi.
2024 yılının ikinci çeyreğinde başlayan gelişmiş ülkelerdeki faiz indiriminin 2025 yılında da devam edeceğini düşünüyoruz. Ülkemizde de 2025 yılından itibaren faiz indiriminin başlaması bekliyoruz. Faiz indirimleri ile bir yandan talepte yaşanacak canlanmanın, diğer yandan kur rekabetinde Türkiye lehine gelişmelerin ülkemiz ihracatına dolayısıyla tüm sektörlere olacağı gibi sektörümüze de olumlu yansıyacağına inanıyoruz.
“2025’te de devam edecek ekonomik gerçekliği kabullenerek stratejiler geliştirip çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni pazarların fırsatlar doğuracağına inanarak peşinden koşacağız”
2025’te de devam edecek ekonomik gerçekliği kabullenerek stratejiler geliştirip çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni pazarların fırsatlar doğuracağına inanarak peşinden koşacağız. İDDMİB olarak; metal sanayi ihracat pazarlarındaki gelişmeleri ve ihracat taleplerini izlemeyip değerlendirerek, ihracatçılarımızı bilgilendirmek, metal fiyatları, üretim maliyetleri, döviz kurları, kâr marjları, stoklar gibi göstergeler ışığında yol çizebilmek için hayata geçirdiğimiz “TR-METALENDEKS: TÜRKİYE METAL SANAYİ İHRACAT ENDEKSİ’ni” her ay açıklamaya devam edeceğiz. Böylelikle 2024’te olduğu gibi 2025 yılında da yaşanacak güncel gelişmelerin; ihracatımızın düşmesi, artması, hangi bölgelerde değiştiği, kapasitesi, mevcut sipariş durumu gibi birçok veriyi yani kısaca etkilerini açıklayabilir hale getirerek, sektörümüzü fırsatlar ve riskler konusunda bilgilendirmeyi sürdüreceğiz.
Ayrıca, 2025’te de prestijli fuarlara katılmaya, sektörel ticaret heyetleri düzenlemeye devam edeceğiz. İhracatçı firmalarımıza yön göstererek sürdürülebilir ihracatı sağlamak, sektörü bekleyen fırsatlar ve risklere değinerek ihracatımızı kuvvetlendirmek için buluşmalarımızı, eğitimlerimizi ve rapor çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Ayrıca sektörümüzün odağında yer alan yeşil dönüşüm çalışmalarının takipçisi olmaya devam edeceğiz. SKDM Tüzüğü 1 Ekim 2023 tarihinde raporlama yükümlülüğü ile sınırlı olarak uygulamaya girmişti. Bu kapsamda, 1 Ekim 2023-31 Aralık 2025 tarihleri arasında, mali yükümlülük doğmayacak bir geçiş dönemi yaşayacağız. Geçiş dönemi, uygulama esaslarının oturtulması, veri toplanması ve uygulamanın iyileştirilmesine yönelik aksayan noktaların tespit edilmesi gibi amaçlara hizmet edecek.
Burada en önemli şey firmalarımızın kendi enerji ve atık yönetim sistemlerini kayda almaları, kendi şirket işlerinde mühendis kadrolarıyla hem enerjide tasarruf etmeleri hem de atıklarını takip ve kontrol etmeleri. Atıklarını prosedüre uygun bertaraf edilmesiyle ilgili çalışma yapmaları, kullandıkları enerjinin çevreye ve doğaya duyarlı olması ve karbon ayak izini azaltacak enerji kullanmaları yönünde çalışmalar yapmaları.
Pazardaki gücümüzü korumak ve artırmak için ihracatımızı Yeşil Mutabakat kriterlerine uyarlamamız gerekiyor.
Şimdilik sadece raporlama yükümlülüğü var. Ama 2026’dan itibaren karbon vergisi ödeme zorunluluğu ile karşı karşıya kalacağız. Yüzlerce milyon dolar karbon vergisi ödemek istemiyorsak gerekli hazırlıkları tamamlamamız şart.