Nüfusun yüzde 95’inin çeşitli derecelerde deprem kuşağı üzerinde yaşadığı ülkemizde, inşa edilen yapıların deprem dayanıklılığını uzun yıllar sürdürülebilmesi için su yalıtım uygulaması şart. Su yalıtımı bina ömrünü uzatırken, enerji verimliliği konusunda önem arz eden ısı yalıtım uygulamalarıyla her yıl 9-10 milyar dolar tasarruf sağlamak mümkün. İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu ile su yalıtımı ve deprem ilişkisine mercek altına alırken sektörün gündemindeki en önemli konularından olan Yalıtım Kredisinin sektöre etkilerini de masaya yatırdık.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İZODER arasında teknik iş birliği protokolü çerçevesinde su yalıtım yönetmeliği kılavuzunu yayınlamıştınız. Yayınlandığı tarihten bu yana su yalıtım yönetmeliği ve uygulamalarına dair tasarım, üretim, uygulama, denetimde nasıl bir noktaya geldik?
Ülkemiz bir deprem ülkesi ve ne yazık ki yapılarımızın birçoğu olası büyük bir deprem için güvenli değil. İZODER olarak deprem gerçeği ve yalıtım konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek için faaliyetlerimizi aralıksız olarak sürdürüyoruz. Binalarımız için hayati önem taşıyan Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin sadece dört yıl önce yürürlüğe girmesi, deprem kuşağında yer alan ülkemizde, binalarımızı korumakta geciktiğimizi işaret ediyor. Ülkemiz nüfusunun yüzde 95’i çeşitli derecelerde deprem kuşağı üzerinde yaşıyor. Yeni inşa edilecek yapıların uzun yıllar boyunca dayanıklılığını korumasını sağlamalıyız. Zemin etüdünün yapılması, yapının tekniğine uygun olarak tasarlanması, iç ve dış etkenlerden yalıtım ile korunması gerekiyor. Yapıların suya maruz kalması, ancak su yalıtımıyla engellenebilir. Binanın doğrudan suya maruz kalan çatı, temel, ıslak hacim gibi bölgelerinde uygulanacak su yalıtımı ve halk arasında terleme olarak bilinen yoğuşmayı önleyen ısı yalıtımı uygulamalarının doğru ve eksiksiz yapılması büyük önem taşıyor. Betonarme yapılarımızı su yalıtımı ile koruyamadığımız için bugün 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak görülüyor. Oysa asgaride 80-100 yıl gibi bir süre için inşa edilen binalarımız korozyon etkisine karşı korunmuş olmalı. Geç de olsa bu yönetmeliğin hayata geçmesi, yeni yapılan binaların uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır. İZODER’in öncülüğünde, yalıtım sektörünün katkıları ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın destekleri ile hazırlanan, www.izoder.org.tr.’de yayınlanan “Su Yalıtım Yönetmeliği Kılavuzu” bu konuyla ilgilenenler için önemli bir yol gösterici niteliğindedir. İnşaatın tüm aşamalarında denetim mekanizmaları etkin hale geldikçe, toplum olarak daha uzun ömürlü, güvenli ve sağlıklı binalara sahip olacağız.
“Enerji fiyatlarındaki artışlar yalıtımsız binalarda yaşayan hane halkının yüksek faturalar ile karşılaşması sonucunu doğuruyor”
Enerji maliyetlerinin giderek yükseldiği günümüzde enerji verimliliği sağlayacak tedbirler de kaçınılmaz hale geldi. Bunun bir sonucu olarak geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Hazine Maliye Bakanlığı öncülüğünde yalıtım kredisi devreye alındı. Sağlanan yalıtım kredisi enerji verimliliği açısından nasıl bir önem taşıyor?
Şu an dünyanın en büyük sorunlarından biri enerjinin temini konusunda yaşanıyor. Türkiye olarak enerji ihtiyacımız her geçen gün artıyor ve enerjinin kabaca yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Enerji tüketimimizin yüzde 32,7’lik en büyük payını konut ve hizmet sektörlerinden oluşan bina sektörü oluşturuyor. 2021 yılı enerji ithalatımız 50,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Öte yandan enerji kaynaklarına sahip olan ülkelerdeki politik istikrarsızlar, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş gibi nedenler hem enerji arzında problemlere hem de enerji maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. Enerji fiyatlarındaki bu artış, sadece 2022 yılı Ocak – Mart döneminde enerji ithalatının 25 milyar $ mertebelerine ulaşmasına neden olmuştur. Enerji fiyatlarındaki artışlar yalıtımsız binalarda yaşayan hane halkının yüksek faturalar ile karşılaşması sonucunu doğurmaktadır.
Konutlarda kullanılan enerjinin yaklaşık %80’lik bir bölümü ısıtma ve soğutma amacıyla tüketiliyor. Dolayısıyla “ısı yalıtımı” sağladığı verimlilikle tüm gelişmiş ülkelerin sıklıkla ve öncelikli olarak başvurduğu bir tedbirdir. Yeni inşa edilecek tüm binaların çatı, duvar, döşemelerinde yapılacak ısı yalıtımı ve pencerelerde kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanarak ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15, hane halkının yakıt giderlerini yüzde 50 azaltmak mümkün. Türkiye’de tüm binaların enerji verimli hale getirilmesiyle (En az C sınıfı binalar) her yıl 9-10 milyar dolar tasarruf elde edilebilir. İZODER olarak bu potansiyele dikkat çekmeye, verimliliğe yönelik farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.
“Türkiye’de enerji verimliliği ile ilgili olarak mevcut bina stokunun iyileştirilmesi kritik öneme haiz…”
Ülkemizdeki ısı yalıtımıyla ilgili yasal düzenlemeler 14 Haziran 2000 tarihinden sonra yapılan binaları kapsamaktadır. 2000 yılında yapılan bina sayımına göre ülkemizde 16 milyonun üzerinde konut bulunmaktadır. Günümüzde hane sayısı 22 milyonun üzerindedir. Dolayısıyla mevzuatların yayımlandığı tarihten günümüze kadar yapılan tüm konutların tam anlamıyla mevzuat çerçevesinde yalıtıldığı varsayılsa dahi hala binalarımızın yaklaşık yüzde 80’inin enerji verimliliği ile ilgili yasal düzenlemelerin kapsamının dışında olduğu ifade edilebilir. Dolayısıyla Türkiye’de enerji verimliliği ile ilgili olarak mevcut bina stokunun iyileştirilmesi kritik öneme haiz olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu noktada İZODER olarak tüketicilerin yalıtım ile sağlayacakları enerji tasarrufu ile kredilerini ödeyebilecekleri düşük faizli, uygun vade seçenekleri sunan bir model oluşturarak, yasal olarak herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı mevcut bina stokunun ısı yalıtımıyla enerji verimliliğinin artırılması noktasında hedeflerin belirlenmesi gerektiğini birçok ortamda dile getirdik. Yalıtım Kredisi bu çabalarımızın da katkısı ile hayata geçirildi. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile yaklaşık 2,5 yıl boyunca bu proje ile çalışmalar yürüttük. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığımız, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ve Hazine ve Maliye Bakanlıklarımızın öncülüğünde bu çabaların karşılık bulması bizler için büyük bir gurur kaynağı oldu. İZODER olarak mevcut binalarda yalıtım uygulamalarının yayınlaşması için uzun yıllardır ilgili kurumlarla üzerinde çalıştığımız “Yalıtım Kredisi” 5 Haziran 2022 tarihinde yapılan kabine toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanımız tarafından duyuruldu.
Bu kredi ile halkımız yüzde 0,99 faiz oranıyla 50 bin TL'ye kadar 60 ay vadeli olarak kredi kullanabilecek ve evlerini daha düşük faturalarla kışın ısıtabilecek ve yazın da serinletebilecek. Üstelik kredi taksitlerinin önemli bir kısmı, doğal gaz ve elektrik faturalarında sağlanacak tasarrufla kendi kendini ödeyecek. Bugün İstanbul’daki ortalama bir apartmanda dış cephede ısı yalıtımı yapılmasının daire başına maliyeti 20 bin ila 25 bin TL mertebelerinde. Vatandaşımızın 60 ay vadeyle ortalama 22 bin 500 TL tutarında yalıtım kredisi kullanması durumunda aylık taksit yaklaşık 525 TL oluyor. Şu anki doğal gaz fiyatlarının önümüzdeki beş yıl içerisinde hiç değişmediğini varsaysak dahi kredinin taksidinin yüzde 70’i yalıtımla üstelik sadece ısıtmadan sağlanan tasarrufla karşılanıyor. Önümüzdeki kış döneminde doğal gazın fiyatının artması bekleniyor. Doğal gaz fiyatının son beş yılın ortalaması kadar artacağı varsayılırsa, yalıtımla hane başına yıllık doğal gaz tasarrufunun bedeli 6 bin 100TL mertebelerine ulaşıyor ve bir bakıma yalıtımla sağlanan tasarrufla vatandaşlarımız kredi taksitlerini ödemiş oluyor. Soğutma amaçlı tüketilen elektrik enerjisinden sağlanacak tasarrufu da eklediğimizde vatandaşlarımızın kredi taksitlerinin üstünde tasarrufları olacağı gözüküyor.
Yalıtım kredisi ile her yıl 300 bin hanenin (daire) yalıtılması durumunda, beş yıl sonunda toplam 4,8 milyar metreküp doğal gaz tasarruf edilmiş olacak. Tasarruf edilen bu miktar 2020 yılında konutlarda tüketilen toplam enerjinin yüzde 15,5’ine karşılık geliyor ve parasal karşılığı 26,5 milyar TL’yi aşıyor. Hatırlanacağı gibi Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), doğal gazın ithal bir enerji kaynağı olup, yüzde 99’dan fazlası yapılan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yurt dışı arz kaynaklarından temin edildiğini ve uluslararası enerji fiyatlarındaki fahiş artış nedeniyle 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; elektrik üretimi için kullanılan doğal gazın satış fiyatında yüzde 44,30, elektrik üretimi haricinde kullanılan doğal gazın satış fiyatında yüzde 50, konutlarda kullanılan doğal gazın satış fiyatında yüzde 35 oranında artış yapıldığını duyurmuştu. Ayrıca BOTAŞ bu artışa rağmen konutlarda kullanılan doğal gazın her bir metreküpüne Devletimiz tarafından yüzde 70 oranında destek verilmeye devam edileceğini belirtmişti. Bu yönüyle bakıldığında yalıtımla doğalgazdan sağlanan tasarrufla devletimiz de kazanacak.
Birleşik Krallık Hükümeti teknik düzenlemeler alanında CE işareti yerine 1 Ocak 2023 ve sonrasında sunulacak ürünler için Birleşik Krallık Uygunluk Değerlendirme İşareti'ni (UKCA) ikame etme kararı aldı. UKCA işareti hakkında bilgi verir misiniz?
Yalıtım sektörünün çatı derneği İZODER, ulusal ve uluslararası düzeyde sektörü ilgilendiren mevzuat ve gelişmeleri yakından takip ediyor. Brexit sürecinin tamamlanarak Birleşik Krallık’ın (İngiltere, Galler ve İskoçya), AB'den ayrılması neticesinde İngiltere hükümeti bu ülkelere yapılan ticarete dair yeni düzenlemeler hayata geçirdi. Birleşik Krallık Hükümeti tarafından yapılan resmi bilgilendirmede, CE İşaretinin 1 Ocak 2023 tarihine kadar Birleşik Krallık tarafından (İngiltere, İskoçya ve Galler) kabul edileceği, bu tarihten sonra UKCA işareti taşımayan ürünlerin piyasaya arz edilemeyeceği ifade edilmiştir.
Birleşik Krallık Uygunluk Değerlendirme İşareti (UKCA), belirli ürünlerin Birleşik Krallık’ın (BK) yeni kurallarına uygun olduğunu gösteren ve kullanılması zorunlu bir ürün işaretidir. Bu yeni ürün işareti, belirli malların Birleşik Krallık mevzuatına uygun olduğunu gösterir ve söz konusu mallar Büyük Britanya piyasasına sunulurken kullanılır.
Birleşik Krallık Hükümetinin teknik düzenlemeler alanında CE işareti yerine 1 Ocak 2023 ve sonrasında sunulacak ürünler için kendi işareti UKCA’yı ikame etme kararı alması, bu bölge ile ticaret yapan üyelerimizi yakından ilgilendiriyor. Bu kapsamda üyelerimize UKCA işareti ile ilgili süreçler ile bilgilendirmek, maliyet avantajı ve kolaylık sağlamak amacı ile İZODER Dış Ticaret Çalışma Grubu tarafından yürütülen çalışmalar tamamlandı. Yapılan çalışmaların neticesinde Yönetim Kurulumuzun onayıyla İZODER ve EFECTIS arasında UKCA belgelendirmesi süreçlerinin yasal mevzuata uygun bir şekilde İZODER üyelerine avantajlı fiyatlarla sağlanmasına yönelik bir iş birliği protokolü imzalandı. Birleşik Krallık sınırları içerisinde ürün ticaretinin kesintisiz sürdürülmesinin hedeflendiği bu iş birliği protokolü çerçevesinde İZODER üyelerine yönelik çevrim içi bilgilendirme semineri de gerçekleştirildi. EFECTIS ile geliştirdiğimiz iş birliği modeli ile İZODER üyeleri, avantajlı maliyetlerle UKCA belgesine sahip olabilecekler.
Son Olarak Eklemek İstedikleriniz Var Mıdır?
Kentsel dönüşüm süreci; ısı, su, ses ve yangın yalıtımı uygulamalarının yapılacağı önemli bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara doğru yalıtım uygulamalarının yapılmasını sağlamalıyız. Türkiye’deki binaların ısı, su, ses ve yangın yalıtımıyla daha az enerji harcayan, güvenli, sağlıklı, konforlu ve çevre dostu olması için İZODER olarak 29 yıldır olduğu gibi çalışmalarımızı sürdüreceğiz.