Isı pompaları, teknolojisi ve çevre dostu çözümleriyle son dönemde dikkatleri üzerine çekiyor. “Geleceğin teknolojisi” olarak adlandırılan ısı pompalarının dünya genelinde ise önümüzdeki dönemlerde yaygınlığını giderek artırması bekleniyor. Isı pompaları üretimi konusunda Türkiye’nin başlangıç seviyesinde olduğunu söyleyen İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, ısı pompalarının önemini, Türkiye ve dünyadaki ısı pompaları pazarını ve ısı pompası sistemlerinin kullanımına yönelik teşvik uygulamalarını Yapı Magazin dergisine değerlendirdi.
Isı pompaları, evinize veya işyerinizde ısıtma, soğutma ve kullanım sıcak suyu sağlamak için ortamdan doğal ısıyı alan ve sonrasında bu ısıyı kullanılabileceği daha yüksek bir sıcaklık ve basınca dönüştüren ve pompalayan cihazlardır. Bu ortam hava, su veya toprak olabilir. Bu şekilde hava kaynaklı, su kaynaklı ve toprak kaynaklı olmak üzere üç tip ısı pompası var. Ülkemizde hava kaynaklı ısı pompalarının yoğun bir şekilde kullanılmakta olduğunu belirten Mehmet Şanal, “Hava kaynaklı olanların verimlilik değerleri oldukça iyidir. Su kaynaklı ve toprak kaynaklı ilk yatırım maliyetleri çok yüksek olması nedeniyle henüz tercih edilmemektedir. Isı pompaları, en yoğun karbonlu elektrik şebekeleri hariç tümünde sera gazı emisyonlarını düşürürken doğalgazdan üretilen elektrikle çalıştırıldığında bile daha az karbon emisyonu üretir. Düşük karbonlu veya yenilenebilir olarak üretilen elektrikle birleştiğinde, ısı pompalı elektrikli binalar, bina karbonsuzlaştırması için net bir yol sağlamaktadır.” dedi.
“2030 yılında Avrupa ısı pompası pazar büyüklüğünün yıllık 8 milyon adete ulaşacağı bekleniyor”
Avrupa Isı Pompası Birliği (EHPA) verilerini değerlendiren Şanal, konuşmasına şu sözlerle devam etti: EHPA verilerine göre 2022’de satılan ısı pompalarının yaklaşık dört milyar metreküp doğal gazın yerini alabileceğini ve yaklaşık sekiz milyon ton karbon emisyonunu önleyebileceğini ortaya koydu. EHPA, Avrupa’nın tüm ısı pompası stokunun artık 54 milyon ton karbon emisyonunu önlediğini tahmin ediyor.
Avrupa’da gelişmekte ve hızla büyümekte olan ısı pompası pazarı, geçtiğimiz yıl yaşanan Rusya- Ukrayna savaşı ile beraber doğalgaz kısıntısı ile birlikte en yüksek noktasına ulaştı. Geçtiğimiz yıl pazar 2,5 kat büyüdü. Tüm dünyada da pazarın büyümesi ve ısı pompasına talep arttığını görüyoruz. 2030 yılında Avrupa ısı pompası pazar büyüklüğünün yıllık 8 milyon adete ulaşacağı beklenmektedir.
EHPA verilerine göre, Avrupa’da konut ve ticari binaların yaklaşık yüzde 16’sına düşük karbon teknolojisi ile ısıtma sağlayan toplam ısı pompası sayısı şu anda 20 milyon civarında. Rakamlar, yıllık satışların 2022’de yüzde 38 artarak toplamda yaklaşık üç milyon adede ulaştığını ve ısı pompası satışlarının yüzde 34 arttığı 2021’de belirlenen rekoru geride bıraktığını gösteriyor. Polonya, ısı pompası satışlarının yıldan yıla ikiye katlanmasıyla en hızlı büyümeyi kaydederken, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda satışlarında sırasıyla yüzde 99 ve yüzde 80 artış kaydetti.
Bununla birlikte, satışlar yıllık bazda yüzde 37 artış gösterdi ve 2022’de satılan yarım milyondan fazla ısı pompasıyla tam hacim açısından başı çeken İtalya oldu. İtalyan pazarı, yeni ısı pompalarına olan talebin artmasına yardımcı olan yeşil bina tadilatları üstlenen haneler ve işletmeler için vergi indirimlerinden ve teşviklerden yararlandı.
İngiltere ısı pompası pazarının geçen yıl satışların yüzde 40 artmasıyla etkileyici bir büyüme kaydetti. Bununla birlikte ısı pompalarındaki etkileyici büyüme arz talep dengesinde bozulmalara yol açmaya başladı. Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada arzı karşılayacak miktarda üretim söz konusu değil. Bunun için Avrupa’daki uluslararası firmalar bu ihtiyacı karşılamaya yönelik büyük yatırımlar yapmaya başladılar.
“Firmalar ısı pompası yatırımına başladı”
Isı pompası üretimi konusunda Türkiye’nin başlangıç seviyesinde olduğunu söyleyen Şanal, “İç pazara baktığımızda tüketim düşük miktarda seyrediyor. Yıllık yaklaşık 13 bin adet satış yapılıyor. Ülkemizde ısı pompalarının yaygınlaşmamasının en büyük nedeni hâlâ birçok şehirde doğalgazın kullanılmasıdır. Tüketiciler doğalgaz ile ısınmayı tercih ediyor. Bununla birlikte ısı pompasının ilk yatırım maliyetinin de yüksek olması doğalgazın bulunduğu yerlerde tercih edilmemesinin bir diğer nedeni olarak öne çıkıyor. Isı pompası üretimi konusunda Türkiye şu anda ne yazık ki başlangıç seviyesinde bulunuyor. Sektör firmalarımız ve özellikle uluslararası firmalar bu doğrultuda yatırıma başladılar.” dedi.
Türkiye’de üretim yapan özellikle uluslararası firmaların 2024 yılında 500 bin adet üretim kapasitesine ulaşacağını öngörüyoruz. Yatırımları daha çok Türkiye’ye çekebilmek için iç pazara yönelik tüketimi artırmamız gerekiyor.
Avrupa’daki tüm ülkeler ısı pompası kullanımını teşvik ediyor. Isı pompası kullanıcısının gelir seviyesine göre yüzde 50 ile yüzde 90 arasında devlet teşvikler söz konusu. Avrupa’daki devletler ülkesel bazdaki karbon salımı emisyonlarını düşürmek için de ısı pompası kullanımını ciddi bir oranda teşvik ediyor. Bu konu yakın tarihte masamıza gelecek ihracatta karbon vergisi için son derece önemlidir. Ülkemizde de ısı pompasının yaygınlaştırılması için bu tür teşviklerin de uygulanması gerekiyor. İlerleyen dönemlerde karşılaşacağımız karbon vergisi konusunda da ülkemiz açısından ülke emisyonlarını düşürmemiz anlamında ısı pompası kullanımını devletimizin de teşvik etmesi gerekiyor.
Isı pompası üretimi konusunda son dönemde kaçırdığımız bir diğer nokta ise Avrupa’dan üretim yatırımı çeken ülkelerden biri olmamamız. Ne yazık ki uluslararası firmaları ülkemize kaydıramadık. Bunun en büyük nedeni biraz önce belirttiğim ısı pompasının iç pazarımızın küçük olması. Bu nedenle uluslararası yatırımlar ısı pompasının çok kullanıldığı Çekya ve Polonya’ya kaydı. Bundan sonraki yatırımları Türkiye’ye kaydırmak adına iç pazarı büyütmemiz gerekiyor.” dedi.
“Yeşil Mutabakat sonrasında ısıtma sistemlerinde de köklü değişiklikler göreceğiz”
Yeşil mutabakat sonrasında ısıtma sistemlerinde köklü değişiklikler yaşanacağını belirten Şanal, konuşmasını şu sözlerle sonlardır: Ülke olarak çok güçlü olduğumuz kombi üretimi özellikle Avrupa’da yavaşlama trendine girecek. Bu yıl özellikle ısıtma cihazları ihracatındaki payımızdaki küçülmeden de bunu görüyoruz. Bu noktada ısıtma ekipmanları üreticisi firmalarımızın ısı pompası üretimine yönelik hazırlıkları öne çıkacak. Bu yatırımları ülkemize çekebilmek adına ve ihracatımızın da bu değişimde zarar görmemesi için ısı pompası üretimlerinin stratejik ürün kapsamına alınarak iç pazarında büyütülmesi için devletin uygulayacağı birtakım teşviklerle, yatırım desteklerine ihtiyacımız bulunuyor.
Son olarak geleceğe bakıldığında doğalgazlı sistemlerin yerini hidrojen yakıtlı sistemlerin alması söz konusu. Bu konuda firmalarımızın çalışmaları devam ediyor. Burada enerji üretimi ve depolaması konusunda PV sistemlerinin de gelişimi ile birlikte firmalarımız yatırım ve AR-GE çalışmalarına devam ediyor. Enerji depolama sistemleri geliştikten sonra ısı pompası sistemleri ile sıfır maliyetli ısınma ve soğutma ihtiyaçları karşılanacak. Önümüzdeki 5-10 yıllık süreçte ilk yatırım maliyeti haricinde iklimlendirme sistemleri kullanım enerji maliyetleri sıfıra yakın çok sembolik bir rakamlar tutarında olacaktır.
Sonuç olarak enerji ithalatımızın hacmi düşünüldüğünde ülke olarak ısı pompası sistemlerinin kullanımını teşvik edici yönetmelikleri ülke olarak hızlı bir şekilde yürürlüğe geçirmemiz gerekmektedir. Yapılacak teşvik ödemelerinin geri döngüsü çok kısa sürede enerji ithalatımızın azalması ile ülkemiz ekonomisine geri dönecektir.