Yapı Magazin
''Kentsel Dönüşümde Güçlendirmenin Rolünün Artmasıyla Riskli Binalar Daha Hızlı ve Verimli Bir Şekilde Depreme Danayıklı Hale Getirilebilir''

''Kentsel Dönüşümde Güçlendirmenin Rolünün Artmasıyla Riskli Binalar Daha Hızlı ve Verimli Bir Şekilde Depreme Danayıklı Hale Getirilebilir''

DEGÜDER (Deprem Güçlendirme Derneği), Türkiye’deki yapıların depreme karşı güçlendirilmesinde doğru malzeme, teknik projelendirme, uygulama pratiğinin yerleşmesine yardımcı olmak ve kamuoyunu deprem konusunda bilinçlendirmek adına çalışmalar gerçekleştiriyor. Riskli konutlarını depreme karşı güçlendirmek isteyenler için dikkat edilmesi gereken önemli unsurları, kentsel dönüşümde güçlendirmenin rolünü, kamuoyunu deprem ve yapı güvenliği konusunda bilinçlendirmek adına yürüttükleri faaliyetleri konuştuğumuz DEGÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Türkkan, “Bugün deprem felaketi yaşıyorsak, en önemlisi de depremden bir felaket olarak  bahsediyorsak, bu da  yıllar içerisinde yapılan binaların geçerli olan deprem yönetmeliklerine uygun olmadığındandır. Bu bağlamda yönetmeliği çıkarmak ile birlikte uygulamanın da yönetmelik ile uygun olduğunun kontrol edilmesinde önemli bir problemimizin olduğunu görüyoruz.” dedi. 
Türkiye, büyük deprem tehlikesi ve riskiyle karşı karşıya bir ülke. Son meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen depremlerin yıkımlarını da göz önünde bulundurduğumuzda bilinçli üretim, doğru uygulamalar, yönetmelikler ve denetim, dünyada geçerli teknolojiler desek nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
Ülkemizde son 50-100 yılda yapılan binalara baktığımız zaman, dünyada geçerli yönetmeliklerin uygulandığını biliyoruz. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren de deprem yönetmelikleri hep var oldu ve kanun olarak da yürürlüğe girdi. Ancak yaptığımız incelemelerde hangi dönemde yapılmış olursa olsun, binaların geçerli olduğu dönemdeki deprem yönetmeliklerini karşılamadığını görüyoruz. Dolayısıyla da bugün deprem felaketi yaşıyorsak, en önemlisi de depremden bir felaket olarak  bahsediyorsak, bu da  yıllar içerisinde yapılan binaların geçerli olan deprem yönetmeliklerine uygun olmadığıdır. Bu bağlamda yönetmeliği çıkarmak ile birlikte uygulamanın da yönetmelik ile uygun olduğunun kontrol edilmesinde önemli bir problemimizin olduğunu görüyoruz. 
Biz binaları sadece kullanmak üzere inşa ediyoruz. Bu konunun ne kadar önemli olduğunu maalesef ülkece idrak etmiş değiliz.  Konunun uzmanlarının, çalışan yetkili kişilerinin bina inşa etmenin ne kadar önemli olduğunu anlatması gerekiyor. Dünyada son teknolojiler, yönetmelikler mevcut. Ancak uygulama tarafına geldiğimizde, kontrol sistemlerinin doğru çalışmaması, hem devlet tarafında hem de uygulama tarafında yeteri kadar kontrol edilmemesi bu felaket sonuçlarını doğuruyor. 
“Güçlendirme konusuna girecek olan binaların, mutlak surette doğru mühendislik firmalarıyla yapılması gerekiyor”
Depremde ağır hasar oluşan yapılar yıkılırken, hafif hasar alan veya riskli olduğu tespit edilen bazı binalar için de kullanıcılar güçlendirme yolunu tercih ediyor. Riskli konutlarını depreme karşı güçlendirmek isteyenler için dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar nelerdir? Bina güçlendirmede en uygun yöntem, uygulanan en son teknolojiler nelerdir?
Güçlendirme konusu inşaat mühendisliğinin bir uzmanlık alanıdır. Bina güçlendirme, tamamen hesaplamalara dayalı, laboratuvar test sonuçları ile ortaya çıkan kararlar neticesinde yapılmaktadır.  Güçlendirme konusuna girecek olan binaların, mutlak surette doğru mühendislik firmalarıyla yapılması gerekiyor. Daha önce güçlendirme konusunda çalışmış, proje üretmiş bir mühendislik firmasının tercih edilmesi önem taşıyor. Bu noktada da doğru malzemelerin kullanımı çok önemli çünkü özelikle bu dönemde çok fazla malzemenin piyasada var olduğunu görüyoruz.  Bu yüzden kullanılan malzemenin çok dikkatli seçilmesi gerekiyor.  
Güçlendirme binaya özel bir çalışmadır.  Binanın ihtiyacını ya da depremde göreceği zararı ortadan kaldıracak, nitelikli  çalışmayla yapılmaktadır. Binaya özel çalışmayı hem malzeme hem uygulama hem de proje olarak da doğru seçmemiz gerekiyor. 
“Kentsel dönüşüm çalışmalarında başarılı olunamadı”
Yeni kentsel dönüşüm seferberliği güvenli, konforlu, çevreye duyarlı, enerji verimli yapılaşma için büyük önem taşıyor. Kentsel dönüşüm projelerinin sürdürülebilirlik odaklı yürütülmesi de çok önemli. Devam eden kentsel dönüşüm sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kentsel dönüşümde güçlendirmenin rolü nedir?
Ülkemizin kentsel dönüşüm yasasına ihtiyacı var. Olması gereken bir yasaya. Kentsel dönüşüm, Türkiye'de maalesef uygulanamadı. Parsel bazında dönüşüme evrildi. Kentsel dönüşüm, kentlerin dönüştürülmesi ile ilgili çıkan bir yasaydı. Ancak sadece arsa değeri yüksek olan bölgelerde, müteahhitlerin girmesiyle, arada bir marj yaratılarak binalar parsel bazında dönüşüme evrildi. Dolayısıyla kentsel dönüşüm çalışmalarında başarılı olunamadı. 
1999 depremi ülkemiz için bir milattı ve bu milatla da devlet kendisine ait binaları, okulları, hastaneleri elden geçirdi. Problemli olanlar güçlendirildi veya yıkılıp yeniden yapıldı. Ancak konutlar üzerinde şu anda geçen 25 yıl içerisinde istediğimiz çalışmalar gerçekleşmedi. 
İstanbul'da çeşitli istatistikler mevcut. Bunu herkes paylaştığı için ben de dile getirmek istiyorum. İstanbul'da 600 bin riskli bina bulunuyor ve 600 bin çok büyük bir rakam... 
İstanbul'da riskli binalara güçlendirme yaparak depreme dayanıklı hale getireceğimiz binalar oluşturabilirsek, o zaman kentsel dönüşümde güçlendirmenin rolü artar.  Çünkü binaların hepsini yıkarak yeniden yapmak hem doğa hem maliyet hem de zaman açısından çok uygun değildir. Güçlendirmenin kentsel dönüşümdeki rolü tam da budur.
Öyle binalar var ki gerçekten de riskli ama baktığınız zaman bu binalar küçük çalışmalarla depreme dayanıklı hale getirilebilir. Güçlendirmenin avantajlarından biri, binanın depreme dayanıklı ve deprem yönetmeliğine uygun bir hale getirilmesi, ikincisi, daha az bir maliyet, üçüncüsü de daha kısa zamanda evinize dönebiliyorsunuz. Diğer uygulamada 2 yıl kadar zaman kaybedilirken, güçlendirmede vatandaş 6-8 ayda evine geri dönebiliyor.  Özellikle de İstanbul'da konut krizinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde önemli bir farkındalık yaratacaktır.
“Binanızı doğru proje, doğru uygulama ve doğru malzeme kullanarak güçlendirirseniz, binanızın ömrü yeni yapılan binanın ömrü ne kadarsa o kadar uzayabilir”
Bina güçlendirme ile onarımın sürekli karıştırıldığını görüyoruz.  Güçlendirilmiş bir yapının sürdürülebilirlik ömrü ne kadardır? İstanbul'da yapılacak olan güçlendirme çalışmalarından biraz bahseder misiniz?
Onarım ile güçlendirme genellikle birbiri ile karıştırılan kavramlar.  Onarım veya tamirat, binanızda oluşan yapı elamanlarından herhangi birinde bir problemin oluşması ile ilgilidir, elemanların düzeltilmesi ve hasarın giderilmesi işlemidir. Binanın ömrü ile alakası olmayan ama yaşadığımız dönemdeki riski ortadan kaldıran bir yöntemdir.  Güçlendirme ise binanızı 3 boyutlu olarak analiz edip, binanın depreme dayanıklı hala getirilmesi ve   2018 yılı deprem yönetmeliğine uygun hale getirme çalışmasıdır. Dolayısıyla birbirinden tamamen faklıdır.  Eğer binanızı doğru proje, doğru uygulama ve doğru malzeme kullanarak güçlendirirseniz, binanızın ömrü yeni yapılan binanın ömrü ne kadarsa o kadar uzayabilir.
Depremlerin yıkımlara yol açmasının en büyük nedenleri yanlış zemin üzerine yanlış malzemeyle yapılan yanlış projeler... Peki güçlendirme projelerinde zeminin ve bütünsel yaklaşımın önemi nedir?
Bir binayı projelendirirken, ister yeni bina olsun, ister güçlendirme olsun mutlak surette çalışmalara zeminden başlıyoruz. Zemine uygun binalar yapılmadığı için zayıf zemin, sağlam zemin ortaya çıkıyor. Doğru bir mühendislik hizmeti alınırsa, binayı her türlü zeminde kurabilirsiniz. Ama dağda, kayalık zeminde yaptığınız binayı ovada yaparsanız yıkılır. Buralarda yapacağınız binaların sistemi farklıdır. Zemin etüdü çok önemli bir konudur. Türkiye'de maalesef 1998 yönetmeliğinden önce zorunluluk bile yoktu. 1998 yönetmeliği ile birlikte parsel bazında zemin etüdleri yapılması zorunluluğu geldi.  Dolayısyla bina ile zeminin mutlaka sistem olarak birbirine uygun olarak planlanması, projelendirilmesi ve doğru olarak uygulanması gerekir.
Türkiye’deki yapıların depreme karşı güçlendirilmesinde doğru malzeme, teknik projelendirilme ve doğru uygulamaların önemi hakkında, kamuoyunu deprem ve yapı güvenliği konusunda bilinçlendirmek için gerçekleştirdiğiniz farkındalık çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
DEGÜDER, 2019 yılında kurulmuş ve bünyesinde Türkiye'nin önemli projelendirme üzerinde çalışan proje gruplarını, uygulama gruplarını, yapı kimyasalları gruplarını ve deprem ile ilgili çalışma yapan laboratuvar üyelerini barındırmaktadır. Pandeminin de etkisiyle birlikte Türkiye'nin önemli hocaları, uygulamacılarıyla birlikte BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) ve çeşitli teknik konular üzerinde webinarlar düzenliyoruz. Çalıştaylar gerçekleştirerek deprem bilincini oluşturmaya çalışıyoruz. 
Birçok bölgede dernek üyelerimizle birlikte üniversiteler, STK'lar ile işbirliği yaparak seminerler düzenliyoruz. Deprem bölgesini ele alacak olursak, maalesef bölgede çok fazla bilgi kirliliği mevcut. Elimizden geldiğince de mevcut bölgelere giderek bilgi kirliliğinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Gerekli uyarıları ve doğruları aktarmaya gayret ediyoruz. 
“İstanbul, maalesef depreme hazır değil. Vatandaşın binası ile yüzleşmesi lazım!”
İstanbul, büyük depreme ne kadar hazır?
İstanbul, maalesef depreme hazır değil. İstanbul'da şu ana kadar istenilen türde bir çalışma gerçekleştirilemedi. Gelecek dönem nasıl bir seyir gösterir bilemiyoruz. Ancak elimizdeki verilere göre çok fazla riskli yapı mevcut. Bilimsel olarak da açıklanan, yaklaşık 90 bin çökme riski taşıyan bina var. Gerçekten büyük bir risk söz konusu. Dolayısıyla devlet ile birlikte atılacak adımlar çok önemli. Hep birlikte gerek finans kaynaklarını doğru kullanarak, gerek kamuoyunu bilinçlendirerek, herkesi binası ile yüzleştirmek lazım. Vatandaşın binası ile yüzleşmesi lazım! Yüzleştikten sonra da ne yapılması gerekiyorsa, devlet ile iş birliği yapılarak çözülmesi gerekiyor. Mesela binada güçlendirme yaparken önümüzde çok fazla bürokratik engeller bulunuyor. Bu süreçlerin hızlandırılması lazım. Belediyelerde, güçlendirmeyi bilen, güçlendirme konusunda çalışan teknik personellere ihtiyaç var, buna yapı denetimler de dahil. Mutlak sürette güçlendirilmesi gerekenleri güçlendirmemiz, yıkılması gerekeni yeniden inşa etmemiz gerekiyor. 
DEGÜDER olarak Türkiye'de deprem güçlendirme noktasında kanun koyuculardan beklentileriniz nelerdir? Kanun koyuculara yapmış olduğunuz birtakım başvurular var mıdır? 
Bakanlıklar ile karşılıklı görüşmelerimiz ve çalışmalarımız mevcut. Güçlendirme konusu, kentsel dönüşüm kapsamında hareket ediyor. Ancak baktığımız zaman güçlendirme çok ön plana çıkarılmamış, geride kalmış bir durumdadır. Şöyle bir durum söz konusu KDV... Binanızı yıkıp yaparsanız yüzde 1 KDV ama güçlendirirseniz yüzde yirmi KDV...  Vatandaş, binasına 10 milyona güçlendirme yapacak ise 2 milyon da KDV ödemek durumunda kalıyor. KDV yükünün kaldırılması veya aynı seviyeye getirilmesi gerekiyor. Ortada riskli bir yapı var, içerisinde yaşayan insanlar risk durumunda ve bunun giderilmesi için çalışılıyor bundan daha önemli ne olabilir ki diye düşünüyorum. Teknik olarak bakıp, performans analizinden sonra bina güçlendirelebilir nitelikte ise binada güçlendirmeye gidiyoruz. Her bina güçlendirilebilir ama güçlendirme maliyeti binanın yıkıp yapma maliyetinden fazla ise yıkıp yeniden yapılıyor. Güçlendirme maliyeti yüzde yirmilerde çıkıyorsa orası için bu daha uygun oluyor.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?
Ülkemiz, bir deprem ülkesi... ülkemizdeki şehirlerin yüzde 85'inde fay hattı geçmektedir. Türkiye'nin neresinde olursanız olun, deprem ne zaman olacak, kaç şiddetinde olacak, artık bunları düşünmememiz gerekiyor, bizim yapmamız gereken bina yapmanın ciddi bir iş olduğunu anlatmak. Etik olarak da topyekun bir seferberlik ile bu bilinci kazandırmak gerekir.

Etiketler:

#degüder #depremgüçlendirme #kentseldönüşüm

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter