Ahşap-plastik kompozit malzemeleri sürdürülebilirlik, dayanıklılık ve düşük bakım gereksinimi gibi avantajlarıyla yapı sektöründe yaygınlaşıyor. Küresel WPC pazarlama sektörünün önümüzdeki 10 yıl içinde büyümeye devam ederek 18,49 milyon dolara ulaşması beklenirken; Konfor Deck Kurucusu Göksel İnce bu artışın sektör için belirgin bir ivmeye işaret ettiğini belirtiyor.
Küresel ahşap-plastik kompozit (wood-plastic composite
| WPC) sektörü, çift haneli bileşik yıllık büyüme oranlarıyla (CAGR) ivmesini
artırmaya devam ediyor. Future Marketinsights’in Wood Plastic Composite Market
raporuna göre 2024’te 6,91 milyon dolarlık büyüklüğe ulaşan sektörün, 2034’de
ise 18,49 milyon dolara olması bekleniyor. Artan kentleşme, sürdürülebilir
inşaat uygulamalarına geçiş ve düşük bakım maliyeti ile uzun ömürlü malzeme
arayışı, bu büyümeyi besleyen temel dinamikler arasında yer alıyor.
“Türkiye’deki kurulu kapasite 20 bin tonu
aştı”
2024’te Türkiye’deki kurulu kompozit deck üretim
kapasitesinin 20 bin tonu aştığına dikkat çeken Konfor Deck Kurucusu Göksel
İnce, Avrupa ve Türkiye dinamiklerini değerlendirdi: “Sektörümüz, artan kamu
projeleri ve yapı şirketlerinin alternatif malzeme arayışlarıyla önemli bir
büyümeye girdi. Yerli şirketlerin bu talebe hızlı yanıt verebilmesi giderek
önem kazanıyor. Özellikle dış cephe ve zemin kaplamalarında doğal ahşap
kullanımının azalması, ahşap plastik kompozit ürünlerine olan ilgiyi artırıyor.
Sektördeki farkındalık arttıkça, bu ürünlerin mimari projelere entegre edilme
hızı da paralel biçimde yükseliyor. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin karbon salımı
politikalarına uyum sağlamak isteyen mimar ve inşaat şirketleri, bu tür çevre
dostu malzemelere yöneliyor. Türkiye’de ise hem ihracat odaklı büyüme
stratejileri hem de büyük şehirlerdeki yapı dönüşüm süreçleri, ahşap plastik
kompozit kullanım alanlarının genişlemesine katkıda bulunuyor. Bu durum,
önümüzdeki yıllarda sektörün Türkiye özelinde daha fazla ilgi göreceğine işaret
ediyor.”
WPC ürünleri, geleneksel ahşapla kıyaslandığında hem
fiziksel hem ekonomik açıdan avantajlarıyla öne çıkıyor. Çürümeye,
böceklenmeye, ultraviyole (UV) ışınlarına ve nem etkilerine karşı yüksek direnç
gösteriyor. Bu da malzemeyi dış mekan uygulamaları için uygun hale getiriyor.
Göksel İnce, bu faydaları şöyle değerlendiriyor: “Ahşap plastik kompozit
uygulamalarında, ilk kurulum maliyeti doğal ahşaba göre biraz daha yüksek olsa
da toplam sahip olma maliyeti düşüyor. Bazı projelerde bu oran %30’u
geçebiliyor.”
WPC ürünlerinin çevreye katkısı, geri dönüştürülmüş
plastik ve ahşap lifi kullanımına dayanıyor. Rapora göre bazı üreticiler %95’e
varan oranlarda geri dönüştürülmüş malzeme kullanırken, bu, malzemenin hem
düşük karbon ayak izi hem de döngüsel ekonomi ilkeleriyle uyumlu olduğunu
gösteriyor. Sürecin mimari projelerde daha fazla farkındalıkla
değerlendirilmesi gerekirken; çevresel etkisi düşük ve bakım gerektirmeyen bu
malzemelerin kamuya açık alanlarda daha fazla yer bulması sektörün önündeki
eğilimi belirliyor. Ahşap plastik kompozit sektöründe faaliyet gösteren Konfor
Deck ise kullanıcı odaklı çözümleriyle dikkat çekiyor.
“Temel ilkemiz doğru ürünü, doğru bilgiyle sunmak”
Konfor Deck, Türkiye’de giderek yaygınlaşan kompozit
deck ürünlerinin satış ve uygulama süreçlerinde danışmanlık temelli bir yapı
benimserken; ülkenin iki büyük üreticisinin fabrika satış bayiliğini yürütüyor.
Bu güçlü tedarik ağı sayesinde dış cephe kaplamalarından zemin çözümlerine
kadar pek çok alanda mimarlara, proje geliştiricilere ve son kullanıcılara
hizmet sunduklarını söyleyen Göksel İnce, “Konfor Deck olarak amacımız sadece
ürün satmak değil, ürünün gerçekten doğru tanıtılması ve doğru yere uygulanmasını
sağlamak. Kompozit Deck, Türkiye’de hâlâ yeterince tanınmayan bir malzeme. Bize
ulaşan birçok kişi bu ürünü ilk kez duyuyor. Bu nedenle, onları teknik
detaylarla doğru şekilde bilgilendirmek, çoğu zaman satıştan bile daha önemli
bir adım haline geliyor” dedi.