Sürdürülebilir malzeme ihtiyacının karşılanması için karbon ayak izi düşük,
inovatif ürünler geliştirilmesine katkı sunan Türkiye İnşaat Malzemesi
Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), daha sağlıklı ve doğayla dost şehirlerin
inşası için bilinci artırmayı hedefliyor. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Tayfun Küçükoğlu, İMSAD’ın
sürdürülebilirlik çalışmalarını, Yeşil Mutabakata uyum sürecini ve
sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik artan talepleri anlattı.
Sürdürülebilirliğin tam anlamıyla etkili olabilmesi için gerekli olan
alanlarda; çevre dostu malzemelerin kullanımını teşvik etmek, enerji
verimliliğini artırmak ve atık yönetimi süreçlerini iyileştirmek için Türkiye
İMSAD olarak nasıl çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Türkiye İMSAD olarak üyelerimizle sadece teknik alanda değil,
sürdürülebilir çalışmalarla da sektöre örnek olmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda
komite faaliyetlerimizi oldukça önemsiyoruz. Çevre, sürdürülebilirlik ve
insan kaynağı bizim çok inandığımız ve üzerinde titizlikle çalıştığımız
kavramlar. Türkiye İMSAD çatısı altında faaliyet gösteren Sürdürülebilirlik
Komitesi ve Çevre Dostu Malzeme Komitesi ile bu konularda çok önemli
çalışmalara imza atıyoruz.
Bu çalışmalar neticesinde ilk olarak 2015 yılında Yıldız Teknik
Üniversitesi’yle bir iş birliği yaptık. Yaptığımız iş birliği çerçevesinde
sürdürülebilir yapı malzemelerinin konu edildiği “Yapı Ürünlerinin
Üretim-Kullanım Döngüsü” dersini hayata geçirdik. Derslerimiz sektörün önde
gelen firmalarının uzmanlarıyla gerçekleşiyor ve temelden çatıya kadar tüm
malzemelerin yaşam döngüleri hakkındaki bilgiler öğrencilerle paylaşılıyor.
Türkiye İMSAD’ın temeli hedef alan değişim yaklaşımlarıyla sektördeki bilgi
kirliliğini bu sayede azalacağını umuyoruz. Gelecek nesiller sayesinde güçlü
nitelikli ve doğru malzeme seçimleri ile sürdürülebilir, insan odaklı ve çevreci
bina tasarımlarının artması en büyük hedefimiz. Bu çalışmamız diğer
üniversitelere de model oldu. Benzer formatta enerji verimliliği ve yapı
malzemesi içerikli dersleri Özyeğin, Yaşar, Okan, İzmir Ekonomi ve İzmir Yüksek
Teknoloji Üniversiteleri ile de gerçekleştiriyoruz.
Çevresel etkilerin özellikle malzeme sektörü ile ilgisini gündeme taşımak,
çevresel etiketler, yaşam döngüsü analizi ve bu konularda sektörde ortak dil
kullanımını sağlamak amacıyla 2014 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren
Çevre Dostu Malzeme Komitesi ise karbon ayak izi, çevresel etkiler,
ekoloji, enerji ve kaynak kullanımında verimlilik, atıklar, geri dönüşüm ve
döngüsel ekonomi gibi konularda çalışmalar yapıyor. Komitemiz ayrıca Çevre
Dostu Binalar/Malzemeler ve ilgili yönetmelikler ile Çevresel Ürün Beyanı (EPD)
gibi çevresel sertifikalar konusunda neler yapılması gerektiği hususuyla ilgili
de üyelerimize katkı sağlıyor.
Enerji verimli, çevre dostu yapılara eğilimin hız kazandığı günümüzde, binalarımızı sürdürülebilir ve çevre dostu malzemelerle inşa etmemiz büyük önem taşıyor. Bu bilinç sayesinde hem hane bütçesi hem de ekonomimize ciddi oranda katkı sağlayabiliriz. Aynı zamanda gelecek nesillere daha sağlıklı bir dünya bırakmak adına enerjiyi verimli kullanmak zorundayız. Yüksek gibi görünen yatırım maliyetini kısa sürede karşılayan enerji verimliliği uygulamalarıyla, sanayi tesislerimizde ve binalarımızda uzun yıllar enerji savurganlığını önlemek elimizde. Yeni binaların yanı sıra mevcut binalarda sağlanacak enerji verimliliğiyle ülkemizin cari açığını da düşürülebiliriz. Bugün teknolojik imkânlarımız ve üretim kapasitemizle, Avrupa’da öne çıkan sıfır enerjili binaların ötesinde, değil enerji tüketen, enerji üreten binalar dahi yapabiliriz. Hem yenilenebilir enerji kaynaklarımız hem de bunları projelendirme imkanlarımızla gereken yeteneklere sahibiz. Kaynaklarımızı ihtiyacımız doğrultusunda en verimli şekilde kullanabilmek adına geç kalmadan gerekli hamleleri yapacağımıza inanıyorum.
“Yeşil Mutabakat’a uyum sağlamamız ve bu süreci iyi yönetmemiz gerekiyor”
Türkiye İMSAD’ın Avrupa Yeşil Mutabakat’ına uyum süreci devam ediyor. Yeşil
Mutabakat ve Sınırda Karbon Vergisi konusunda gerekli dönüşümün sağlanması,
Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)
doğrultusunda sürecin doğru yönetilmesi için gerçekleştirdiğiniz çalışmalar
nelerdir?
Sınırda karbon düzenlemesi uygulamasının ilk aşamada çimento, demir-çelik,
alüminyum, gübre ve enerji sanayilerinde 2026’dan itibaren başlayacağının
duyurulmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmeliyiz. 2026 yılına kadar
olan süreci bir fırsat olarak görüp, hazırlıkları son güne bırakmamak için
şimdiden yol haritamızı oluşturmalıyız. Bu doğrultuda çimento, demir-çelik,
alüminyum sektörlerimiz çalışmalarına başladı. Kamu kurumları, sektör
temsilcilerimiz ve akademisyenlerimiz bu konuya yönelik ortak çalışmalar
yürütüyorlar.
Türkiye’yi üretim üssü olarak düşünürsek, bizim gibi enerji yoğun
sektörlerin ağırlıklı olduğu bir ülkede Yeşil Mutabakat’a uyum sağlamamız ve bu
süreci iyi yönetmemiz gerekiyor. AB ile ticaret yapan tüm ülkeleri ilgilendiren
Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi konusunun sektörün en önemli
gündem maddelerinden biri olması sebebiyle Türkiye İMSAD olarak biz de Yeşil
Mutabakat’a geçiş sürecinde inşaat malzemeleri sektörüne yol gösterici olacak
bir rehber doküman yayımladık. Çalışmaları Abdullah Gül Üniversitesi İnşaat
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Uzal ve ekibi tarafından
titizlikle yürütülen rehber doküman, sektörümüz açısından büyük etki ve değer
yaratacak, yüksek önceliğe sahip; sürdürülebilir ve iklim-nötr hale geçiş,
sürdürülebilir üretimin göstergeleri ve ölçümü, düşük karbonlu yenilikçi üretim
teknolojileri ve kurumsal karbon ayak izi, yenilenebilir enerji kaynaklarına
geçiş, dekarbonizasyon için araştırma ve yeniliğin nitelikleri, araştırma ve
inovasyonda yaşam döngüsü değerlendirmesi, atık yönetimi ve döngüsel ekonomi,
üniversite-sanayi iş birliğinin yeşil dönüşüm için araştırma ve inovasyona
odaklanması, yenilikçi üniversite-sanayi iş birliği modelleri, yeşil dönüşüme
yönelik araştırma ve yeniliğin finansmanı gibi konuları içeriyor.
“İnşaat Malzemeleri Sanayisinde Yeşil Dönüşüm için AR-GE ve İnovasyon
Rehberi” isimli çalışmanın bir bölümü olarak Yeşil Mutabakat için öncelikli
araştırma ve inovasyon konuları ile etkin ve yenilikçi üniversite-sanayi iş
birliği modelleri konusunda ortak akıl oluşturabilmek amacıyla bir çalıştay
gerçekleştirdik. Akademisyenlerden ve sanayi temsilcilerinden oluşan
katılımcılar, Paris İklim Antlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı sonrasında
inşaat malzemesi sanayisinde üretim ve araştırma-inovasyon alanlarını etkileyen
yeni akımlar, yeni eğilimler hakkında bir beyin fırtınası yaptılar.
Gelecek nesiller için dünyamızın kaynaklarını verimli kullanmak hepimizin görevi. Türkiye İMSAD olarak sürdürülebilirlik ile ilgili konuları sektörümüz açısından dikkatle takip ederek üyelerimizi düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde getirdiği zorunluluk ve hedefler de bu adımları atmakta daha sistemli olmaya yöneltiyor. İçinde bulunduğumuz durum, yani enerji dengelerindeki değişim ve fiyatlardaki hızlı yükseliş, şu an için özellikle Avrupa'da sürdürülebilirlik adımlarını biraz daha yavaşlattı. Avrupa'da doğalgaz yerine kömür kullanımının artması bekleniyor. Pandeminin ardından savaşın etkisiyle ortaya çıkan enerji pazarındaki bu bozulmanın düzelmesiyle birlikte, Avrupa’da da bugün biraz yavaşlayan Yeşil Mutabakat adımlarının hızlanacağını düşünüyoruz.
Yeşil Mutabakat’a uyum konusunda sektörümüzü bilgilendirme gayretindeyiz. Yeşil Mutabakat sürecine zamanında ve doğru hazırlanmamız, sektörümüzün global rekabet gücüne kritik destek verecektir.
“Dünyada yeşil bina ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik talep her geçen gün artıyor”
Dünyada yeşil bina ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik
talebi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sürdürülebilir tedbirler arasında çevre
dostu ürünlere talebin artırılması için nasıl adımlar atılmalı? Türkiye İMSAD
olarak uzun vadeli sürdürülebilir stratejik hedefleriniz nelerdir?
İklim değişikliklerinin etkileri daha fazla hissedildikçe, sürdürülebilirlik gündeme daha çok taşındıkça, dünyada yeşil bina ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik talep her geçen gün artıyor. Tüm dünyada büyük değişimler yaşanırken, ülke ve sektör olarak bizler de bunun olumlu ve olumsuz etkilerini hissediyoruz. Olumsuz etkileri tersine çevirmenin tek yolu ise geleceğe yatırım yapmak, kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli projelere daha fazla önem vermekten geçiyor. Sürdürülebilir olmanın esasını kavramak; gelecek koşulları öngörmek, bu koşullara yüksek irade ve kararlılık ile hazırlanmaktır. Türkiye İMSAD olarak; enerji verimli, çevre dostu ve yenilikçi ürün ve programlar geliştirmeyi, ülkemizin bugün ve gelecekteki ihtiyaçlarını en ideal şekilde karşılamayı, coğrafyamız ve 5 kıtaya yaptığımız ihracat potansiyelimizi sürdürülebilir disiplin ile yürütmeyi, böylece ülkemize olan katkımızın her geçen gün artmasını sağlamayı hedefliyoruz.
“Teknolojinin olanaklarından faydalanarak, geleceğin yaşam kalitesi yüksek, güvenli, sürdürülebilir, ekonomik potansiyelini kullanabilen şehirler oluşturabiliriz”
Teknolojik gelişmelerle birlikte sürdürülebilir ve çevre dostu malzeme
üretiminde farklı bir noktaya geçildi. Son teknolojik gelişmeleri de göz önünde
bulundurduğunuzda teknolojik gelişmelerin sürdürülebilir ve çevreci malzemelere
etkisi noktasında nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
Bugün teknolojik gelişmelerle döngüsel ekonomi prensiplerini birleştirerek endüstriyel atıkların geri dönüştürülmesiyle bile inşaat malzemeleri üretilebiliyor. Farklı sektörlerin AR-GE’lerinin bir araya gelerek yaptığı inovasyon çalışmalarından etkili sonuçlar ortaya çıkıyor. Teknolojinin olanaklarından faydalanarak, geleceğin yaşam kalitesi yüksek, güvenli, sürdürülebilir, ekonomik potansiyelini kullanabilen şehirler oluşturabiliriz. Akıllı kentler ve çevre dostu binalara eğilimin hız kazandığı bu süreçte, inşaat malzemesi sanayicileri olarak sorumluluğumuzun daha da arttığının bilinciyle hareket ediyoruz.
Ülkemizdeki sürdürülebilir malzeme ihtiyacının karşılanması için karbon ayak izi düşük, inovatif ürünler geliştirerek daha sağlıklı ve doğayla dost şehirlerin inşası için çalışıyoruz.
Sürdürülebilirlik sözüyle sektöre rehberlik eden Türkiye İMSAD daha güvenli
ve sürdürülebilir operasyonlar ve ürünler için sektör paydaşlarınızla nasıl bir
iş birliği gerçekleştiriyorsunuz ve onlara nasıl çözümler sunuyorsunuz?
Kaynakların akılcı ve etkin kullanımı günümüzde daha önemli hale geldi. Günümüzde sadece sanayide, üretim aşamasında değil evlerimizde tüketim noktasında da birlikte hareket etmeli ve bu konuya yönelik ortak bir bilinç oluşturmalıyız. Bugün tüm dünyada yükselen rekabet nedeniyle “az ile çok” yapabilmenin önemi daha da artıyor. “Az ile çok”un anlamı; sınırlı kaynaklarımızı daha iyi kullanarak, az kaynak ile daha çok iş ve ürün üretebilmektir. Enerji, ham madde, insan ve sermaye gibi… Gelecekte var olmanın ve sürdürülebilir başarının temel kuralı, “az ile çok” anlayışını her alanda, durmadan daha ileriye taşıyabilmektir. Güçlü sivil toplum örgütlerinin kuruluş amaçları doğrultusunda yürüttükleri çalışmaların hedeflere ulaşmakta çok faydalı olduğu aşikar. Biz sektör temsilcileri olarak, bu gerçeğin bilinciyle sektörel sivil toplum örgütlerimizi destekliyoruz. Sektörümüzün öncelikli ve sürekli ihtiyaçlarını tespit ederek; ortak akıl ile ve bilgiye dayalı olarak çözümler üreterek; güvene dayalı iş birlikleri kurarak insanlarımızın ve çevremizin sağlıklı, sürdürülebilir bir ekosistem içinde yaşayacağı bir geleceği bugünden planlayarak çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
“Uluslararası geçerliliği olan BIM sertifikası için çalışmaları hızlandırdık”
İnşaat ve yapı sektörü, tüm dünyada hızla yayılan BIM (Building Information
Modelling) sayesinde hız, verimlilik, sürdürülebilirlik ve ekip çalışması
avantajlarına kavuşuyor. Yurt dışındaki projelerdeki gereksinimler ve
Türkiye’de de sektörün bu yönde evrilmesi doğrultusunda BIM’in önemi, etkisi ve
gelecek çözümleri nelerdir?
Mimari projelerin tasarım ve inşa aşamaları ile
birlikte kullanım ve işletme sürelerini de kapsayan Yapı Bilgi Modellemesi
(BIM) ise sunulan bu teknolojiler arasında en dikkat çekici seçeneklerden
biri. Ürünlerin en güncel halinin tüm özellikleri ile BIM kütüphanelerine
yansıtılması, inşaat süreçlerindeki tüm paydaşların bu bilgiye kolayca ve hızla
ulaşmasını sağlıyor. Tasarımcının belli standartlarda ve çok çeşitli ürünlere
ulaşımını kolaylaştırdığından BIM Kütüphanesi oluşturulmasını önemsiyor ve
destekliyoruz.
Diğer taraftan değerlendirdiğimizde tüm dünyada geçerli olan ISO
standartlarının BIM ile ilgili olanlarına sürekli yenileri ekleniyor, mevcut
olanlar ise güncelleniyor. Bu standartların ülkemizde hiç vakit kaybetmeden
Türkçeye çevrilmesi ve TSE tarafından yayımlanması gerekiyor. BIM konusunda
yetişmiş insan kaynağına olan ihtiyaca istinaden üniversitelerde ilgili
bölümlerin müfredatına BIM konusunun girmesi şart. Sektör profesyonellerinin de
BIM ile ilgili eğitimlere ulaşmaları için her türlü imkân sağlanmalı.
buildingSMART International tarafından yürütülen buildingSMART Profesyonel
Sertifikasyon Programı (PCERT) kapsamında eğitim verecek olan kuruluşların
yetkilendirme görevi şubeler tarafından yerine getiriliyor. Biz de bu çerçevede
Türkiye Şubesi olarak uluslararası geçerliliği olan BIM sertifikası için
kolları sıvadık. 4 eğitim kurumu 2022 sonu itibarıyla yetkilendirildi.
Eğitimler ocak ayında başladı. İlk aşamada 50 sektör profesyoneli eğitimleri
tamamlayarak PCERT Sertifikası almaya hak kazandı. Eğitim kayıtları halen devam
ediyor.
Özellikle büyük kamu projeleri yürüten Çevre Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim
Bakanlığı, Enerji Bakanlığı gibi bakanlıkların, belediyelerin ve kamu
kurumlarının BIM mevzuatını oluşturmaları, bu kurumların mevcut personellerinin
BIM ile ilgili kapasitelerini artırmaları gerekiyor. Konunun ülkemizde artan
önemini düşünürsek kamu kurumlarının özel sektör ve sektördeki STK’lar ile iş birliği
yapmaları büyük önem taşıyor.
Türkiye İMSAD, sektörler arası proaktif iş birliği ile politika ve karar
alma süreçlerine demokratik katılım için sivil toplumun kapasitesini artırarak
gelişimini desteklemek amacıyla “Sürdürülebilir Kalkınma için STK’lar”
projesini başlattı. Proje kapsamından ve ortak amaçlarınızdan bahsedebilir
misiniz?
Türkiye İMSAD ve ÇEDBİK (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) ortaklığında
başvurusu gerçekleştirilen Sürdürülebilir Kalkınma için STK’lar’ projesi, T.C.
Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından Avrupa Birliği mali
desteğiyle uygulanan Sivil Toplum Destek Programı’nın üçüncü dönemi kapsamında
1 Nisan 2021 tarihinde hibe desteği almaya hak kazandı. Projede, sektör
paydaşlarının bir araya gelmesi, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)
hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmesi ve SKA’ya ulaşmada aktif katılımlarını
teşvik etmek hedeflendi. 15 ay olarak programlanan proje Haziran 2022’de
tamamlandı ve proje kapsamında ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının daha
aktif olmaları, karar alma süreçlerine daha kolay etki etmelerinin yolunun
açılması, sektörler arası iş birliğinin artırılması ve gelişimin
desteklenmesine yönelik çalışmalar yapıldı.
Farklı illerde önce fiziksel sonra da çevrimiçi olarak düzenlenen
“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları” başlıklı eğitimlerde, kaynakların önemi
vurgulanarak, kurumların topluma sadece ekonomik fayda sağlama konusunda değil,
aynı zamanda sosyal ve çevresel açıdan da sorumlulukları olduğuna dikkat
çekildi. Sürdürülebilirlik ve iklim gündeminin; inşaat, çevre, mimarlık, enerji
verimliliği ve sürdürülebilir kalkınma alanlarına etkileri de bu toplantılarda
tüm yönleriyle değerlendirildi. Farklı sektör ve meslek temsilcilerinin
katıldığı “Savunuculuk” başlıklı eğitimlerde ise bölgesel ve sektörel sorunlar,
sektörler arası diyalog oluşturulmasıyla ilgili görüşler paylaşıldı. SKA’lar,
inşaat alt sektörleri açısından değerlendirilerek, neler yapılabileceği, bu
hedeflere ulaşmada yaşanan zorluklar ve iyi uygulamalar ele alındı.
“Sürdürülebilir Kalkınma için STK’lar” projemizi bugün, büyük kazanımlarla ve
hedeflere ulaşarak tamamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu proje için yola
çıkarken, sürdürülebilirliğin sektörümüz açısından olmazsa olmaz yönlerini
vurgulamak, iş yapış şeklini değiştirecek adımları tabana yaymak ve
farkındalığı artırmak ana odağımızı oluşturdu. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları
doğrultusunda STK’lar kamu kurumları ve yerel yönetimlerle daha verimli iş
birlikleri geliştirdik.