Mimarlık, günümüzde iklim değişikliği gibi acil konuları ele alarak sürdürülebilirlik ilkeleri ve çözümleri benimsiyor. Bu çerçevede, mimari tasarım ve malzeme seçimlerinde çevre dostu yaklaşımların benimsenmesi, yapıların çevresel etkilerini azaltarak gezegenimizin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayacak. Sürdürülebilirlik ve çevre dostu tasarım anlayışının, mimari ve iç mekan tasarımında nasıl bir etkiye sahip olduğunu ve önemini konuştuğumuz AURA Design Studio Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, “Mimarlığın iklim sorunlarını dikkate alarak sürdürülebilir ilkeler ve çözümler üzerine kurulması gerektiği fikri, günümüzün en önemli ve acil konularından biridir. Bu doğrultuda, mimari tasarım ve malzeme seçimlerinde çevre dostu yaklaşımların benimsenmesi, yapıların çevresel etkilerini azaltarak gezegenimizin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlar.” dedi.
Mimar Filiz Cingi Yurdakul, “Mimarlığın iklim sorunlarını dikkate alarak sürdürülebilir ilkeler ve çözümler üzerine kurulması gerektiği fikri, günümüzün en önemli ve acil konularından biridir. Bu doğrultuda, mimari tasarım ve malzeme seçimlerinde çevre dostu yaklaşımların benimsenmesi, yapıların çevresel etkilerini azaltarak gezegenimizin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlar.
Kaynaklarımız ve emeklerimiz; sürdürülebilirlik değerlendirmelerine, korumaya, yeniden kullanım sırasında yapılan seçimde yapıyı korumaya gerekli ağırlığın verilmesine yapı stokumuzun iyi yönetimine yönlenmelidir.” dedi.
“Doğal malzemeler modası geçmeyen, klasik ve zamansız bir estetik sunar”
Doğal ve organik malzemelerin kullanımının, iç mekan tasarımında bir dizi önemli nedeni ve faydayı beraberinde getirdiğini söyleyen Mimar Filiz Cingi Yurdakul, “Bu malzemeler, estetikten sağlığa, çevresel etkilerden ekonomik faydalara kadar geniş bir yelpazede olumlu etkiler sağlar.
Doğal malzemeler genellikle sentetik malzemelere göre daha az VOC içerir, bu da iç mekan hava kalitesini iyileştirir ve kullanıcıların sağlığını korur. Doğal malzemeler genellikle yenilenebilir kaynaklardan elde edilir, bu da doğaya verilen zararı azaltır. Ahşap, taş, bambu gibi malzemeler doğal dokuları ve renkleriyle mekana sıcaklık ve estetik katarlar. Doğal malzemeler modası geçmeyen, klasik ve zamansız bir estetik sunar.”dedi.
Gelecekteki mimari trendlerin, sürdürülebilirlik, teknoloji entegrasyonu, esneklik ve kullanıcı odaklı tasarım gibi konular etrafında şekilleneceğini düşünmekteyim.
“Yapay zeka, 3D yazıcılar, artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler, tasarımcılara daha hızlı ve verimli bir şekilde çalışma imkanı sunacaktır”
Teknolojinin ilerlemesinin, mimari tasarım ve inşaat süreçlerinde devrim niteliğinde değişikliklere yol açacağını belirten Yurdakul, “Yapay zeka, 3D yazıcılar, artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler, tasarımcılara daha hızlı ve verimli bir şekilde çalışma imkanı sunacaktır. Ayrıca, akıllı bina sistemleri sayesinde yapılar, enerji verimliliği ve kullanıcı konforu açısından optimize edilmiş olacaktır. Bu teknolojik gelişmeler, mimari tasarımın sınırlarını genişletecek ve daha yenilikçi ve işlevsel mekanlar ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Nesnelerin interneti (IoT) ve bina otomasyon sistemleri, enerji yönetimi, güvenlik ve konforu optimize etmek için kullanılacaktır.
3D baskı teknolojisi ve modüler inşaat yöntemleri, hızlı, verimli ve maliyet etkin yapılar inşa edilmesini sağlayacaktır.
Tasarım sürecinde sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) kullanılarak, tasarımların daha gerçekçi görselleştirilmesi ve kullanıcı deneyimlerinin iyileştirilmesi mümkün olacaktır.”dedi.