Artsay, biyolojik arıtma sistemleri konusundaki uzmanlığıyla, sürdürülebilirlik ilkesine dayalı estetik ve doğal su çözümleriyle dikkat çekiyor. Özellikle Gölet Otomasyon Projesi (GOP) gibi akıllı çözümleriyle sektörde bir adım öne çıkan Artsay, suyun doğal döngüsünü koruyarak estetik ve işlevselliği mükemmel bir şekilde harmanlıyor. GOP sayesinde su kalitesini anlık olarak izleyip yönetebilen Artsay, müşterilerine çevre dostu ve sürdürülebilir yaşam alanları sunarken, teknolojiyle doğanın uyumunu en üst düzeye çıkarıyor. Artsay'ın sürdürülebilirlik ilkelerini, AR-GE çalışmaları sonucunda geliştirdikleri gölet kontrol cihazını ve sürdürülebilirlik hedeflerini konuştuğumuz Artsay Kurucusu İbrahim Sayın: “Artsay olarak, ürettiğimiz sistemde doğruyu bulmaya odaklanıyoruz. Doğal yaşamı koruyan ve çevreye duyarlı sürdürülebilir çözümler sunarak gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakmayı taahhüt ediyoruz. Bu amaçla gelecek nesillerin de bizi olumlu hatırlamasını istiyoruz.” dedi.
Artsay'ın biyolojik arıtma sistemleri projeleri doğanın estetik ve ekolojik dengesini ön planda tutmayı hedefliyor. Bu projelerin tasarımında ve uygulamasında sürdürülebilirlik ilkelerini nasıl entegre ediyorsunuz? Özellikle, doğanın kendi kendini temizleme ve dengelenme prensiplerine dayanan tasarım yaklaşımlarınızı nasıl güvence altına alıyorsunuz?
Artsay olarak biyolojik arıtma sistemlerinde uzmanız. Sistemlerimiz, suyu biyolojik olarak arıttıktan sonra göletler, havuzlar ve dekoratif su ögeleri ile estetik bir bütünlük sağlıyor. Sürdürülebilirlik ilkemize dayanarak, tamamen kendi kendine yeten sistemler sunuyoruz; bu sistemler insan müdahalesine gerek duymadan doğanın dinamikleriyle uyum içinde çalışıyor. Doğanın denge bulacağına olan güvenimizle hareket ediyoruz ve yaklaşımımızla tasarladığımız habitatlar zamanla ekolojik bir dengeye ulaşıyor. Bu sayede çevreye duyarlı ve sürdürülebilir yaşam alanları oluşturup, doğal yaşamın korunmasına katkıda bulunuyoruz.
''Artsay olarak ilk hedefimiz insanlara biyolojik yüzme havuzlarının ne olduğunu anlatmakdır''
Biyolojik yüzme havuzlarının sürdürülebilirlik açısından geleneksel klor tabanlı havuzlara göre sağladığı avantajlar nelerdir? Özellikle, bu havuzların su tasarrufu, enerji verimliliği ve çevresel etkileri üzerindeki olumlu etkileri nasıl değerlendirilmektedir? Artsay, biyolojik yüzme havuzlarının tasarımında hangi yenilikçi yaklaşımları benimsemekte ve bu yaklaşımların sürdürülebilirlik performansı üzerindeki etkileri nedir?
Biyolojik yüzme havuzları kavramı Türkiye'de yeni yeni popülerlik kazanmaya başlayan bir trenddir. Artsay olarak biz de bu trendi yaygınlaştırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. İnsanlar genellikle bilmedikleri şeylerden çekinirler; bu nedenle Artsay olarak ilk hedefimiz insanlara biyolojik yüzme havuzlarının ne olduğunu anlatmaktır. İnsanlar bu konuyu anladıklarında doğa-insan bağını ilişkilendirebilecektir.
''Biyolojik yüzme havuzlarının en büyük avantajı suyun insan sağlığına zarar vermemesidir''
Biyolojik yüzme havuzları, sadece doğal su ortamlarını taklit etmekle kalmaz, aynı zamanda suyun mevsimlere ve kullanım ihtiyaçlarına göre değişen doğal özelliklerini korur. Artsay olarak bu sistemi kendi teknolojimizden gelen bilgi, uygulama sonrası gelen dönüşler ve araştırmalarımız sonucu edindiğimiz bilgiyle destekliyoruz. Bu bilgi ve deneyimin ilerleyen zamanlarda büyüyerek yayılacağınainanıyoruz. Doğa-insan ilişkisine önem veren insanların bu sistemi hem tercih edeceğini hem de bizi daha ileriye taşıyacağını düşünüyoruz.
Kimyasal arıtma sistemleri Türkiye'de geleneksel olaak kullanılan arıtma yöntemlerinden biridir. Bizim önerdiğimiz ve kullandığımız biyolojik arıtma sistemleri ise Türkiye'de yeni gelişmekte olan, Avrupa'da ise yaygın olarak tercih edilen sistemlerdir. Avrupa'da kimyasal arıtma sistemlerden uzaklaşıp doğal havuzlara biyolojik arıtma sistemleriyle geçiş yapmaya başladıklarını görüyoruz. Bu geçişin temel sebebi biyolojik yüzme havzunun insan sağlığını ön planda tutmasıdır.
''Biyolojik arıtma sistemleri ekonomi ve sürdürülebilirlik açısından ideal bir çözüm sunar''
Biyolojik yüzme havuzlarının en büyük avantajı suyun insan sağlığına zarar vermemesidir. Kurulum maliyetleri kimyasal arıtma sistemlere göre biraz daha yüksek olabilir. Ancak biyolojik sistemleri bir kez kurduktan sonra sistem doğal döngüsüyle kendi kendini sürdürebilir hale gelir. Kimyasal arıtma sistemlerinde ise sürekli klor eklemesi yapılması gerektiği için bu durum uzun vadede maliyetli olabilir. Kimyasal maddelerin maliyeti sürekli artış gösteren bir değer olduğundan, uzun vadeli düşündüğümüzde biyolojik arıtma sistemleri yatırım olarak daha ekonomik ve sürdürülebilir bir seçenek sunar.
Günümüzde geri dönüşüm kavramı, kaynaklarımızın azalmasıyla birlikte her şeyden tekrar bir şey elde etme çabasını güçlendirmiştir. Biyolojik havuzlarda enerji verimliliği, bu bağlamda büyük bir öneme sahiptir.Biyolojik arıtma sistemleri, genel su hacminin döngü süresi kimyasal arıtma sistemine göre daha düşük seviyelerdedir. Bu da düşük enerji kullanımı anlamına gelir. Kimyasal arıtma sistemlerinde su hacminin döngü süresi hızlıdır ve tüm hacmin kimyasal maddeler ile temas ettirilmesi gereklidir, bu da enerji yoğun bir süreci beraberinde getirir. Biyolojik döngü ise bakteriler sayesinde suyun temizlenmesini sağladığı için suyun uygun bir hızda geçmesi gerekir; bu da uzun vadede enerji tasarrufu sağlar.
Su tasarrufu açısından bakıldığında, biyolojik havuzlar yılın her döneminde 7/24 kullanılabilir. Bu kullanım süresi iklim faktörüne göre değişiklik gösterebilir. Kurulan sistemlerde yazın yüzme keyfi alnırken, kışın ise koi balıkları ile sistem faaliyet gösterebilir. Kimyasal arıtma sistemine sahip havuzlarda ise bu tür faaliyetler mümkün değildir; bu havuzlar için klor eklemesi, su değişimi ve arıtma sistemleri için kullanılan kimyasal maddeler canlı yaşamını engeller, yılın bazı dönemlerinde suyun kısmi veya tamamen boşaltılıp yeniden doldurulması veya şoklama işlemiyle (yoğun kimyasal kullanımı) su muhafaza edilir. Bu açıdan biyolojik arıtma sistemleri, su tasarrufu ve sürdürülebilirlik açısından ideal bir çözüm sunar.
Biyolojik arıtma sistemlerinde, klor kullanılan havuzlarda zamanla yeşillenme gibi problemler ortaya çıkabilir ve bakteriler klor karşısında direnç kazanabilirler. Bu durumda klor seviyeleri sürekli olarak arttırılmalıdır. Oysa biyolojik arıtma sistemlerinde bakteriler arası bu tür bir direnç gelişmez; doğal süreçlerle suyun temizlenmesi ve denge sağlanması mümkün olur. Bu sistemde iyi bakteriler her zaman galip gelir, kötü bakteriler ise doğal yollarla uzaklaştırılır.
Tasarımsal olarak, biyolojik yüzme havuzları genellikle tamamen doğal taşlarla çevrili olarak düşünülse de, bu bir yanılgıdır. Görsellik açısından doğru olabilir; insanlar genellikle göletler, ağaçlar ve doğal kayaları hayal ederler. Ancak biz, bu havuzları modern tarzda yapılmış seramik ve ahşap gibi malzemelerle birleştirerek tasarlıyoruz. Müşterilerimiz isteğe göre bitkilerle de tasarımı zenginleştirebilirler. Estetik kaygımız tamamen müşteri odaklıdır; mevcut portföyümüzden ilham alarak her tasarımı bütünleşik bir sistem olarak ele alırız.
Göletler ve havuzlarımız, bulundukları ortama uyum sağlaması gereken tasarımsal bir yapıya sahiptir. Her bir tasarım, mimari yapıya uygun olarak geliştirilir ve bu yapıya entegre edilir. Biyolojik yüzme havuzları da mevcut yapının estetik ve işlevsel özelliklerine uygun olarak planlanmalıdır. Tasarımsal sürdürülebilirliğimiz, yapıların kendisiyle uyum içinde olmasını sağlayarak gerçekleşir.
Mimarlar, estetik açıdan keskin hatlara sahip bir binayı koruyarak veya doğal bir gölette vurgulayarak güzellik kavramını şekillendirebilirler. Burada önemli olan, her şeyin müşterinin kendi yaşam tarzı ve sürdürülebilirlik gereksinimleri doğrultusunda şekillenmesidir.
“Sürdürülebilirlik, bizim için proje başından itibaren başlar”
Biyolojik göletlerinizin uzun vadeli bakımını nasıl sağlıyorsunuz ve sürdürülebilirliği nasıl güvence altına alıyorsunuz? Proje tamamlandıktan sonra, göletlerin doğal dengelerini nasıl koruyorsunuz ve uzun ömürlü olmalarını nasıl sağlıyorsunuz?
Her sistem ve canlının bir ömrü olduğu gibi, biz burada canlı varlıkları yaşatmaya çalışıyoruz. Müşterilerimizden bazıları göletlerinde tabana çöken tozların ve rüzgardan gelen tozların doğal bir görünüm kazandığını düşündükleri için temizlenmemesini tercih ediyorlar. Biz bu tercihe saygı duyuyoruz; çünkü müşteriye aittir. Diğer bazı müşteriler ise göletlerinin tabanlarının temiz olmasını istiyorlar. Biz de bu istek doğrultusunda taban temizliği işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Göletlerimizde bakım ihtiyacı genellikle sınırlıdır, çünkü sistemlerimiz kendilerini devam ettirebilme yeteneğine sahiptir.
Bizim göletlerimizde, arıtma sistemleri olarak biyolojik ve mekanik arıtma unsurları bütünleşiktir. Bu sistemler, suyun hem biyolojik hem de mekanik yöntemlerle arıtılmasını sağlar. Mekanik arıtma, su yüzeyine düşen çöpleri ve plastik parçaları gibi materyalleri sudan uzaklaştırır. Bu işlemi gerçekleştirmek için gölet ve havuz çevresine yerleştirilmiş yüzey toplayıcı skimmerlar kullanılır. Pompanın 24 saat boyunca çalışabilir olması, sistemin sürekliliği için kritik önem taşır. Bakım süreçlerimiz, sistemin işleyişini ve devamlılığını sağlamak üzerine odaklanır; skimmerların temizlenmesi ve pompanın durumunun kontrol edilmesi gibi rutin işlemler içerir.
Sürdürülebilirlik, bizim için proje başından itibaren başlar. Proje tamamlandığında, müşteriye gölet veya havuzun bakımı için kimin sorumlu olacağına dair bilgi verilir. Müşteri, ihtiyaç duyulduğunda bize bir bakım personeli yönlendirir ve biz bu personele gerekli eğitimi sağlarız. Bakım kılavuzu da teslim edilir ve belirli periyotlarda bakım yapılması önerilir. İhtiyaç halinde teknik destek ve eğitim sağlamak üzere personel ile birlikte çalışılabilir. Sistem anlaşıldıktan sonra müşteri genellikle günlük olarak skimmerları kontrol eder ve suyun temiz kalmasını sağlamak için gereken temizlikleri yapar. Ayrıca haftalık olarak makine dairesini kontrol eder ve olası elektriksel problemleri çözer.
“GOP, suyun analizinden başlayarak, sistemlerin çalışma durumunu izleme ve sorun tespiti yapma yeteneği sağlar”
AR-GE çalışmalarınız sonucunda geliştirdiğiniz gölet kontrol cihazları hangi sürdürülebilirlik avantajları sağlıyor ve bu cihazlar hangi çevresel parametreleri izleyip optimize ediyor?
Cihazı ürettiğimiz ve birlikte çalıştığımız iş arkadaşımla, Gölet Otomasyon Projesi (GOP) adını verdiğimiz bu fikrimizin avantajları oldukça çeşitli. Küçük ölçekli göletlerden büyük ölçekli göletlere kadar her ölçekte kullanılabilme esnekliği sunuyoruz. Sistemi, her ölçekteki su arıtma ihtiyaçlarına göre adapte edebilme yeteneğimiz sayesinde, bakım maliyetlerini optimize edip müşterilerin güvenliğini sağlayabiliyoruz.
Eğitim ve bilgi devrini sağlamak önemli bir konu. Kurumlar ve kuruluşlar, personel değişiklikleri nedeniyle bilgi eksikliği yaşayabilirler.
GOP ile, sistemlerin uzaktan izlenebilmesi ve anlık olarak müdahale edilebilmesi, bu tür durumlarda sürekliliği sağlamamıza yardımcı oluyor. Müşterilere, sistemlerinin durumu hakkında doğrudan bilgi verme imkanı sunarak, kriz durumlarını önceden önleyebiliyoruz.
GOP, suyun analizinden başlayarak, sistemlerin çalışma durumunu izleme ve sorun tespiti yapma yeteneği sağlar. Bu sayede, müşterilerin su kalitesiyle ilgili sıkıntılarına hızlı çözümler sunabiliriz. Biyolojik sistemlerimiz, suya besin sağlarken zararlı mikroorganizmaları engeller ve oksijen seviyelerini optimum düzeyde tutar.
Bu yenilikçi yaklaşım, GOP'un büyümesini ve başarılarını artırarak, uygulandığı yerlerde olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Akıllı ev teknolojilerinden esinlenerek geliştirdiğimiz bu çözümler, sektörde öncü bir adım olarak konumlanmamızı sağlıyor.
Artsay'ın sürdürülebilirlik stratejisi, çevresel etkileri en aza indirmeyi, toplumsal katkıyı artırmayı ve ekonomik performansı sürdürülebilirlik ilkesiyle uyumlu hale getirmeyi amaçlamakta. Bu doğrultuda, firmanın hangi sürdürülebilirlik hedeflerini belirlediğini ve bu hedefler doğrultusunda hangi stratejileri benimsediğini detaylandırabilir misiniz? Ayrıca, Artsay'ın sürdürülebilirlik stratejisini değerlendirirken kullandığı performans ölçümleme araçları ve bu ölçümlerden elde ettiği sonuçlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Uygulama yaptıktan sonra sunduğumuz hizmeti değerlendirmek, müşterinin bizimle iletişim kurup kurmamasına bağlı. Sistemimizin ne kadar güvenilir olduğunu anlamak için bu geri dönüşler çok önemli. Sistemimizin sağlıklı bir şekilde çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için müşterinin aramaması sorun teşkil etmiyor; biz ise uygulamayı yaptıktan sonra bir ay içinde müşterilerimizi arayarak sistemimizin performansını değerlendiriyoruz. Genelde göletlerde mevsimsel geçişlerde sıcaklık farklılıkları, gece ve gündüz arasındaki büyük değişimler su krizlerine neden olabilir. Bu tür kriz anlarında sistemimizin nasıl tepki verdiği, sürdürülebilirliği ne kadar doğru sağladığımızı gösterir. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz uygulamalarda herhangi bir kriz anında çözümsüzlük yaşamadık, bu da başarımızın devamını sağlamak için büyük önem taşıyor. Biyolojik sistemler gibi, sistemimizin bakımını en aza indirgeyerek ve sürdürülebilirliği sağlayarak her yıl kalitemizi daha da artırıyoruz. Her uygulama bize yeni öğrenme fırsatları sunuyor ve her geri bildirim bizi daha da geliştiriyor. Genel performans ölçeğimiz müşterilerimizin bizi arama ya da aramama durumlarına dayanıyor.
Gece ve gündüz arasındaki suyun ısı değişimini dikkate alarak geliştirdiğiniz çözüm, sıcaklık farkının yüksek olduğu tüm coğrafyalarda da etkili olabilecek şekilde mi tasarlanmıştır?
Burada projelendirme aşamasının safhalarından bahsetmek istiyorum. Projelendirme aşamasında müşteri taleplerini detaylı olarak değerlendiriyoruz. Müşterinin biyolojik gölet isteği üzerine öncelikle konum, içerik tercihleri (örneğin koi balıkları gibi), ve dekoratif ya da işlevsel kullanım amacı gibi faktörleri ele alıyoruz. Daha sonra, toprak yapısı, iklim koşulları ve mevsimsel geçişler gibi yerel özellikleri araştırarak projenin gereksinimlerini belirliyoruz. Bu süreçte karşılaşabileceğimiz potansiyel sorunları öngörüp, çözüm önerileri geliştiriyoruz. Tasarladığımız sistemler, her türlü iklim ve coğrafi şartta uygulanabilir olacak şekilde esneklik sağlıyor. Ayrıca, iklim krizini de hesaba katarak belirli bir kriz kat sayısı kullanarak sistem optimizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu şekilde, herhangi bir iklimde biyolojik arıtma sistemi başarıyla uygulanabilir ve sürdürülebilir şekilde işlev gösterebilir. Müşteriden gelen bilgiler ve ortamın özelliklerine göre özelleşen bir yaklaşım benimseyerek, her proje için özel çözümler üretiyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?
Yapı Magazin dergisi ekibine çok teşekkür ediyorum. Artsay olarak, ürettiğimiz sistemde doğruyu bulmaya odaklanıyoruz. Doğal yaşamı koruyan ve çevreye duyarlı sürdürülebilir çözümler sunarak gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakmayı taahhüt ediyoruz. Bu amaçla gelecek nesillerin de bizi olumlu hatırlamasını istiyoruz.