Mobilya yan sanayi ve orman ürünleri sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olan İntermob, her yıl binlerce profesyoneli aynı çatı altında bir araya getiriyor. Kayalar Kimya ise 17. kez katılım göstereceği İntermob 2025’te; inovatif ürün portföyünü, AR-GE gücünü ve sürdürülebilir çözümlerini sektör paydaşlarıyla buluşturmaya hazırlanıyor. UV, su bazlı, akrilik, poliüretan ve metalik sistemlerden, dış mekân ahşap boya ve verniklere, yeni geliştirilen ahşap yağlardan endüstriyel tutkal çözümlerine kadar geniş ürün yelpazesiyle fuarda yerini alacak olan Kayalar Kimya, hem mevcut iş ortaklarıyla bağlarını güçlendirmeyi hem de global ölçekte yeni iş birliklerine kapı aralamayı hedefliyor. Kayalar Kimya Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Kayalar ile Intermob fuarında yer alacak inovatif ürünlerini, sürdürülebilirlik politikalarını ve 2026 yılı hedeflerini konuştuk.
Mobilya yan sanayi ve orman ürünleri
sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olan İntermob, her yıl 1200’ün
üzerinde katılımcıyı ve 30 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu yoğun ilgi,
firmalar için yeni iş bağlantıları açısından kritik rol oynuyor. Kayalar
Kimya’nın İntermob 2025 fuarındaki öncelikli hedefleri nelerdir? Bu fuarda
özellikle öne çıkaracağınız ürün veya çözümleriniz nelerdir?
Mobilya yan sanayi ve
orman ürünleri sektörünün en önemli buluşma noktalarından olan İntermob’da 17.
kez yerimizi alıyoruz. Bu fuarda hem halihazırdaki müşterilerimiz ve
paydaşlarımız ile buluşma fırsatı yakalıyoruz hem de yeni bağlantılar kuruyoruz
ve sektördeki diğer rakiplerimiz ile de iletişime geçme fırsatı yakalıyoruz. Bu
anlamda katılımcı tüm markalar için faydalı bir fuar olduğunu söyleyebilirim.
Bu yıl da hedefimiz hem yenilikçi ürünlerimizi katılımcılar ile buluşturmak hem
de lokal ve global katılımcılar ile bağlantılar kurarak yeni iş birlikleri için
fırsatlar yaratmak ve sektörün nabzını tutmak olacak.
Fuar alanımızda Genç
markamızın UV, su bazlı, tinting, akrilik, poliüretan, metalik sistemlerini ve
özel amaçlı ürünlerini, Woodsol markamızın dış mekân ahşap boya ve verniklerini
ve ürün grubumuza yeni dahil ettiğimiz ahşap yağlarımızı sergileyeceğiz.
Endüstriyel tutkal çeşitlerimiz olan KayaColl, KayaTherm, KayaPur, KayaPren,
KayaSit, KayaSil, KayaFlex markalarımız da fuarda tutkal köşemizde yerini
alacak.
Global ölçekte düzenlenen fuarlar,
firmaların sadece ürünlerini tanıtmakla kalmayıp aynı zamanda markalaşma ve
uluslararası işbirliklerini geliştirmeleri için de stratejik platformlar
sunuyor. Fuarların, özellikle de İntermob gibi sektör odaklı organizasyonların,
Kayalar Kimya’nın globaldeki görünürlüğü ve müşteri ilişkileri açısından nasıl
bir etkisi oluyor?
Bildiğiniz üzere Kayalar
Kimya olarak ihracat odaklı bir firmayız ve saha analizleri, bölge ziyaretleri,
müşteri ve potansiyel müşteri ziyaretleri ile iş birliklerimizi ve iş
alanlarımızı geliştiriyoruz. Fuarların da bu anlamda büyük katkı sağladığını düşünüyoruz.
İhracat ekibimiz ile birlikte bir sonraki yılın sektörümüz ile ilgili
odaklandığımız ve odaklanmak istediğimiz bölgelerdeki tüm fuarlarının
datalarını inceliyoruz ve buna göre de yeni yılın fuar listesini
şekillendiriyoruz. Asya, Avrupa ve Afrika bölgesinde yıl bazında ortalama 15
fuara katılıyoruz. Bunun sebebi de hem
bölgesel trendlere hakim olmak ve bizim yenilikçi ürün ve hizmetlerimizi
o bölgeler ile buluşturabilmek, hem de yeni bağlantılar ile halihazırdaki
bağlantılarımız ile olan ilişkilerimizi güçlendirmek. Bu fuarların tabii ki
global arenadaki marka görünürlüğümüz açısından da çok olumlu etkisi oluyor.
TİM’nin ilk 1000 İhracatçı listesinde Kayalar Kimya olarak 573. sırada yer
alıyoruz. Bu sıralamayı stratejik çalışmalarımız ile daha da yukarılara
çıkarmayı hedefliyoruz.
“AR-GE çalışmalarımız
sayesinde yalnızca Türkiye’nin değil, global pazarın da nabzını tutuyoruz ve
ihtiyaca uygun, yüksek katma değerli ürünler geliştirebiliyoruz”
Türkiye kimya sektörü, yerli markaların
artan gücüyle global pazarda daha görünür hale geliyor. Tamamen yerli sermaye
ile kurulmuş ve 50 yıla yakın süredir faaliyet gösteren Kayalar Kimya, bugün
sadece Türkiye’de değil, Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Asya’dan Amerika’ya kadar
birçok pazarda rekabet ediyor. Bu noktada, yerli marka olmanın sizce sektöre ve
müşteriye yansıyan en büyük avantajları nelerdir? Kayalar Kimya’nın AR-GE,
üretim, ihracat ve markalaşma süreçlerinde “yerli marka” kimliği nasıl bir fark
yaratıyor? Özellikle küresel pazarda, Türk markası olarak konumlanmanın
getirdiği güçler ve karşılaşılan zorluklar konusunda neler söylemek istersiniz?
Yerli marka olmanın en büyük avantajının, bulunduğumuz
pazarı çok iyi tanımamız ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına doğrudan, hızlı ve
esnek çözümler geliştirebilmemiz olduğunu düşünüyorum. Kayalar Kimya olarak 50
yıla yaklaşan tecrübemiz, tamamen yerli sermayemiz ve Türkiye’deki güçlü üretim
altyapımız sayesinde hem sektörün hem de müşterilerimizin beklentilerine daha
yakın olabiliyoruz. Bu da bize inovasyonda hız, ürün geliştirmede çeviklik ve
hizmet kalitesinde süreklilik sağlıyor.
AR-GE süreçlerimizde hem çalışanlarımızın
bilgi birikiminden hem de ulusal ve uluslararası iş birliklerinden
yararlanıyoruz. Böylece yalnızca Türkiye’nin değil, global pazarın da nabzını
tutuyoruz ve ihtiyaca uygun, yüksek katma değerli ürünler geliştirebiliyoruz.
Üretimde ise Türkiye’nin stratejik konumu bize lojistik avantaj sunuyor;
Avrupa, Asya ve Orta Doğu pazarlarına hızlı erişim sağlayarak rekabet gücümüzü
artırıyoruz.
“Sürdürülebilirliği bir
zorunluluk değil, uzun vadeli bir değer olarak görüyor ve tüm süreçlerimizi bu
anlayışla şekillendiriyoruz”
İhracatta Türkiye algısı,
özellikle çevre coğrafyalarda güven veren bir unsur olarak öne çıkıyor. Kayalar
Kimya markası hem kalitesiyle hem de uzun zamandır ihracatı odağına almış olmasından
dolayı küresel ölçekte güvenilir bir iş ortağı olarak konumlanıyor. Bu nedenle
son derece mutluyuz.
Elbette bazı zorluklar da
var. Kimya sektörü Türkiye’de enerji ve hammadde açısından dışa bağımlılığın
yüksek olduğu bir alan. Bu durum maliyetlerimizi ve rekabetçiliğimizi
etkiliyor. Ayrıca global pazarlarda, çevresel regülasyonlara uyum sağlamak için
önemli yatırımlar yapmalıyız. Ancak biz, sürdürülebilirliği bir zorunluluk
değil, uzun vadeli bir değer olarak görüyor ve tüm süreçlerimizi bu anlayışla
şekillendiriyoruz.
Sonuç olarak, yerli marka
kimliğimiz bize müşterilerimizle daha güçlü bağ kurma, inovasyonda hız kazanma
ve Türkiye’nin sanayi gücünü dünyaya taşıma imkânı veriyor. Kayalar Kimya
olarak biz de bu avantajları doğru stratejilerle küresel ölçekte büyümeye dönüştürmeye
devam ediyoruz.
Son yıllarda lojistik maliyetleri, döviz
kurları ve hammadde tedarik zincirindeki dalgalanmalar, özellikle kimya
sektöründeki ihracatçı firmaların stratejilerini yeniden şekillendirmesine
neden oldu. Döviz kurları, lojistik maliyetleri ve hammadde tedariki gibi
faktörler ihracat stratejilerinizi nasıl etkiliyor?
Bahsettiğiniz bu
zorluklar Kimya sektörü ile birlikte pek çok sektörü de etkiliyor. Ancak genel
olarak Türk iş insanları olarak değişimlere adaptasyon konusunda başarılı
olduğumuzu düşünüyorum. Lojistik maliyetleri ve tedarik zincirinde
karşılaştığımız zorluklara çözüm olarak her zaman alternatif tedarikçiler ve
farklı bölgelerden satın alma opsiyonlarını araştırıyoruz. Bunun dışında yurt
içinde de kendimize alternatifler yaratmaya çalışıyoruz. Ayrıca kendi
yatırımlarımız ile de belirli alanlarda kendi çözümümüzü kendimiz sağlamak
istiyoruz. Genel olarak dünyanın içinde bulunduğu bu dönemin en önemli
koşulunun kendi kendine yetebilen sistemler kurmak olduğunu düşünüyorum. Biz de
uygun olan alanlarda buna odaklanıyoruz. Örneğin tam da bu nedenlerle tutkal, bağlayıcı
ve reçine üretimimizi Gebze tesisimizde başlattık. Ayrıca fabrikalarımızda tam
otomasyona yönelmiş olmamız, atıklarımızı geri dönüştürerek yeniden kullanmamız
ve kendi enerjimizi üretmek amacıyla güneş enerjisi santralimizi kurmamız da
yine bu anlamda gerçekleştirdiğimiz yatırımlar olarak öne çıkıyor.
İhracat stratejimizi uzun
dönemli olarak belirliyoruz ancak ekip olarak yaşayabileceğimiz tüm senaryoları
ve aniden karşılaştığımız sorunları da sürekli değerlendiriyoruz ve daha önce
vurguladığım hızlı adaptasyon özelliğimizle de değişiklik yapabiliyoruz. Bundan
sonraki dönemde de alternatiflerimizi yaratarak ve gerektiğinde esneklik ve
değişime odaklanarak aynı şekilde ilerleyeceğimize inanıyorum.
“Pilot projelerle enerji verimliliği
yatırımlarımızı güçlendiriyor, AR-GE ekibimizle birlikte düşük VOC ve uyumlu
hammaddelere dayalı su bazlı sistemlerin geliştirilmesine hız veriyoruz”
Avrupa Birliği’nin 2026’da devreye alacağı
“Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” ve kimyasalların kullanımına ilişkin
REACH düzenlemeleri, Türk ihracatçılar için uyum sürecini hızlandırmayı zorunlu
kılıyor. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm regülasyonları
ihracat ürün portföyünüze nasıl yansıyor?
Biz Avrupa
Birliği’nin 2026’da devreye alacağı “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” ve
kimyasalların kullanımına ilişkin REACH düzenlemelerini yalnızca bir zorunluluk
değil uzun vadeli stratejik bir dönüşüm fırsatı olarak görüyoruz. Bu doğrultuda
pilot projeler başlatarak üretim süreçlerinde enerji verimliliği yatırımları
yapıyor, AR-GE ekibimizle birlikte düşük VOC ve uyumlu hammaddelere dayalı su
bazlı sistemlerin geliştirilmesine hız veriyoruz. Geleneksel solvent bazlı
ürünlerin payı azalırken, düşük karbon ayak izine sahip çevre dostu ürünler
portföyümüzde ağırlık kazanıyor. Ayrıca Dijital Ürün Pasaportu (DPP) ve
sürdürülebilirlik raporlaması için ERP sistemlerimizle veri entegrasyonu
hazırlıklarını yürütüyor, ürün gamımızda sürdürülebilirlik kriterlerine göre
sadeleşme (SKU optimizasyonu) yapıyor ve karbon ayak izi düşük ürünlere
odaklanıyoruz.
Bu adımlar,
sürdürülebilirlik yolculuğumuzda hem regülasyonlara uyum hem de müşterilerimize
daha çevre dostu seçenekler sunma konusunda bize destek oluyor.
Küresel ölçekte sürdürülebilirlik,
dijitalleşme ve inovasyon odaklı yatırımlar hızla artıyor. Bu çerçevede Türk
kimya şirketlerinin gelecek vizyonunu doğru kurgulaması büyük önem taşıyor.
Önümüzdeki dönemler için kısa, orta ve uzun vadede Kayalar Kimya’nın ihracat ve
inovasyon vizyonunu nasıl tanımlıyorsunuz?
Kayalar Kimya olarak vizyonumuzu üç aşamalı bir
perspektifle tanımlıyoruz. Kısa vadede, mevcut pazarlardaki konumumuzu
güçlendirerek sürdürülebilir ihracat büyümesini hedefliyoruz. Orta vadede,
dijitalleşme ve AR-GE yatırımlarımızı artırarak inovatif ürün portföyümüzü
genişletmeyi ve globalde yeni pazarlara açılmayı planlıyoruz. Bu anlamda da
teknoloji alanında sürekli yatırım yapıyoruz. Uzun vadede ise sürdürülebilirlik
odaklı, çevre dostu üretim teknolojileriyle Türk kimya sektörünü dünya çapında
temsil eden lider markalardan biri olmayı sürdürmeyi amaçlıyoruz diyebilirim.
2025 yılının son çeyreğine girdik. 2025
yılı Kayalar Kimya için nasıl geçiyor? 2026 için hedefleriniz ve planlarınız
nelerdir?
Son dönemde dünyada ve Türkiye’de pek çok sektör zorlu
bir süreçten geçiyor. Ancak biz 2025 yılını değerlendirdiğimizde hedeflerimizle
bağlantılı ilerlediğimizi söyleyebiliriz. Stratejiler ve hedefler, global ve
lokal koşullara göre değişerek şekil alıyor. Kayalar Kimya olarak biz de değişimlere
çok hızlı ayak uydurup fark yaratıyoruz. Önümüzdeki dönemde de su bazlı
ürünlerimizle doğa dostu marka olmayı sürdürmeyi, yeni sürdürülebilirlik, geri
dönüşüm ve çevre projelerine odaklanmayı, dijitalleşmeyi merkezimize alarak
satış verimliliğimizi artırmayı, teknoloji merkezi ve showroom sayımızı
artırmayı, yeni teknolojik ürünler geliştirmeyi ve yurtdışındaki varlığımızı ve
yatırımlarımızı da artırarak başarımızı sürdürmeyi planlıyoruz.