Enerji verimliliği, dijitalleşme ve
sürdürülebilir üretim, sanayinin geleceğini şekillendiren en kritik alanlar
arasında yer alıyor. Bu dönüşümün merkezinde ise çevresel etkisini minimize
ederken katma değerli üretime odaklanan öncü markalar yer alıyor. Türkiye’nin
alüminyum sektöründeki lider firmalarından Sistem Alüminyum, yayımladığı ikinci
Sürdürülebilirlik Raporu’yla bu alandaki kararlılığını bir kez daha ortaya
koyuyor. Döngüsel ekonomi, karbon nötr hedefleri ve dijital üretim vizyonu
doğrultusunda önemli adımlar atan Sistem Alüminyum, çevresel performansını
artırırken, uluslararası pazarlarda da güçlü bir büyüme grafiği sergiliyor. Sistem
Alüminyum’un sürdürülebilirlik stratejilerini, yeşil dönüşüm yatırımlarını ve
2026 hedeflerini konuştuğumuz Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan
Yerekaban “Bizim için sürdürülebilirlik sadece bir hedef değil, kurumsal
yönetim anlayışımızın, kültürümüzün ve tüm operasyonlarımızın temel taşıdır.”
dedi.
Sistem Alüminyum, 30 yılı aşan üretim
deneyimiyle alüminyum ekstrüzyon ve kompozit panel alanında Türkiye’nin öncü
üreticilerinden biri olarak ikinci sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Bu
raporda öne çıkan teknik göstergeler, özellikle enerji verimliliği, emisyon
azaltımı ve üretim proseslerindeki optimizasyon açısından hangi gelişmeleri
ortaya koyuyor?
Sistem Alüminyum olarak 2024 yılı itibarıyla
yayımladığımız ikinci sürdürülebilirlik raporunda, enerji verimliliği, emisyon
azaltımı ve üretim süreçlerindeki optimizasyon alanlarında önemli gelişmeler
kaydedildi. Tam entegre üretim tesislerimizde gerçekleştirilen yatırımlar
sayesinde üretim hatlarımızın verimliliğini artırarak, enerji tüketimi optimize
ettik ve karbon ayak izimiz düşürdük. 2024 yılında devreye alınan dikey boya
hattı, yüzey işlem hızını artırarak enerji kullanımını minimize etti. Kompozit
panel üretim kapasitemiz, yüzde 50’nin üzerinde artırılarak, yıllık 9 milyon
metrekareye ulaştı.
Ayrıca, “Geleceği Şekillendiren Akıllı Üretim
Sistemleri” kapsamında robotik otomasyon yatırımlarıyla tüm operasyonlarımızı
dijital temelde izlenebilir hale getiriyoruz. Bu sayede enerji performansını
sürekli olarak takip ediyoruz. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızın üç temel odağı
kaynak verimliliğini artırmak, atık oluşumunu azaltmak ve döngüsel ekonomi
prensiplerini uygulamak. Tüm üretim proseslerimizde bu hedefler doğrultusunda
optimizasyon sağlanıyor.
“Döngüsel ekonomi ilkelerini tüm üretim
süreçlerimizde uyguluyoruz”
Alüminyumun doğası gereği sonsuz geri
dönüştürülebilir olması, sektörde döngüsel ekonomi açısından büyük bir avantaj
sunuyor. İkincil alüminyum oranını artırma hedefiniz doğrultusunda
kullandığınız teknolojileri, alaşım kontrolü veya malzeme geri kazanım
yöntemlerinde hangi yenilikleri uyguluyorsunuz?
Sistem Alüminyum olarak, alüminyumun yüzde 100 geri
dönüştürülebilir yapısından hareketle, döngüsel ekonomi ilkelerini tüm üretim
süreçlerimizde uyguluyoruz. 2024 yılı itibarıyla atık yönetimi ve geri kazanım
altyapımızda sağladığımız geliştirmelerle atıkların yüzde 99 oranında geri
kazanımı mümkün hale geldi. Bu başarı, proses bazında atık ayrıştırma ve
yeniden kullanım yöntemleriyle destekleniyor. Alüminyum üretiminde ortaya çıkan
talaş, hurdalar ve yan ürünler, alaşım kontrolü ve malzeme yönetimi
süreçleriyle yeniden üretime kazandırılıyor. Böylece ikincil alüminyum oranımız
sürekli arttırılıyor. Ayrıca üretim hatlarında uyguladığımız süreç
izlenebilirliği ve kalite kontrolleri sayesinde malzeme geri kazanımı güvenli
ve sistematik bir şekilde gerçekleştiriliyor.
LCA (Yaşam Döngüsü Analizi) ve EPD
(Çevresel Ürün Beyanı) çalışmaları, ürünlerinizin çevresel performansını teknik
düzeyde değerlendirme imkânı sunuyor. Bu analizlerden elde ettiğiniz veriler,
AR-GE, ürün tasarımı ve üretim optimizasyonu süreçlerine nasıl entegre edildi?
Gerçekleştirdiğiniz AR-GE çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
LCA ve EPD çalışmalarını, ürünlerimizin çevresel
performansını değerlendirmek için kullanıyoruz. Bu analizlerden elde edilen
veriler, AR-GE ve ürün tasarım süreçlerimize doğrudan entegre ediliyor. Böylece
enerji tüketimi, malzeme kullanımı ve üretim proseslerinin optimizasyonu
sağlanıyor. AR-GE faaliyetlerimiz kapsamında otomotiv, havacılık, savunma ve
enerji sektörleri başta olmak üzere farklı alanlarda özel alaşımlar ve teknik
çözümler geliştiriyoruz. Ürünlerin izlenebilirliği, mekanik işlem hassasiyeti
ve kalite kontrolleri ile desteklenen AR-GE sürecimiz, hem çevresel hem de
teknik performansın artırılmasına olanak tanıyor.
“Atık yönetimi konusunda sürdürülebilir
üretimin merkezinde yer alıyoruz”
Atık yönetimi alanında %99 geri kazanım
oranına ulaşmanız dikkat çekici bir performans. Bu başarıyı sağlayan teknik
altyapıdan ve proses bazında uyguladığınız atık ayrıştırma, geri kazanım veya
yeniden kullanım yöntemlerinden biraz bahseder misiniz?
Sistem Alüminyum olarak, atık yönetimi konusunda
sürdürülebilir üretimin merkezinde yer alıyoruz. 2024 yılı itibarıyla
tesislerimizde yüzde 99 geri kazanım oranı yakaladık. Bu başarı, üretim
süreçlerinde atıkların türlerine göre ayrıştırılması, talaş ve hurdaların
yeniden işlenerek üretime kazandırılması ve proses bazlı geri kazanım
yöntemlerinin uygulanması sayesinde elde edildi. Tüm üretim hatlarında atık
yönetimi süreçleri standartlaştırılmıştır. Öncelikli hedefimiz çevresel
etkilerin minimize edilmesi ve kaynak kullanımının optimize edilmesidir. Ayrıca
bu sistem, döngüsel ekonomi prensiplerinin tesis genelinde uygulanmasını
garanti altına alıyor.
“GES yatırımlarıyla 4 bin ton
karbondioksit salımı önlendi”
2050 karbon nötr hedefiniz doğrultusunda
yürüttüğünüz çalışmalar arasında enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji
yatırımları dikkat çekiyor. Enerji tüketiminde yenilenebilir kaynakların payını
artırmak için hangi mühendislik çözümlerini uyguluyorsunuz? GES yatırımlarının
üretim hatlarınız üzerindeki etkisi nedir?
Sistem Alüminyum olarak, 2050 karbon nötr hedefimiz
doğrultusunda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarını
öncelikli alanlar arasında konumlandırdık. Ergene’deki tam entegre tesisimizde
elektrik ihtiyacımızın yüzde 25’ini güneş enerjisi santrallerimizden
karşılıyoruz. Bu sayede üretim hatlarımızın enerji tüketimi daha sürdürülebilir
hale geldi, karbon ayak izimiz azaldı. Yatırımlarımız arasında yer alan GES
sistemleri, üretim hatlarının kesintisiz ve verimli çalışmasını desteklerken,
enerji maliyetlerinin düşürülmesine ve operasyonel verimliliğin artırılmasına
katkı sağlıyor.
GES yatırımlarımız sayesinde 2024 yılı boyunca
yaklaşık 4 bin ton CO₂ eşdeğeri emisyon engellendi. Bu, çevresel etkinin
azaltılması ve iklim pozitif uygulamalarımızın güçlendirilmesi açısından somut
bir göstergedir. Öte yandan bu
uygulamalar, enerji kullanımında yenilenebilir kaynakların payını artırmak ve
çevresel etkileri minimize etmek amacıyla mühendislik çözümleriyle de
destekleniyor.
SAP sistemi sayesinde, enerji tüketimi ve
üretim performansına ilişkin veriler gerçek zamanlı olarak izleniyor,
verimlilik analizleri yapılıyor ve operasyonel kararlar daha hızlı ve doğru
şekilde alınıyor.
SAP tabanlı dijital dönüşüm projeniz,
üretim planlamasından sevkiyata kadar tüm süreçlerin dijital entegrasyonunu
hedefliyor. Bu sistem, enerji tüketimi, bakım planlama ve verimlilik analizi
gibi sürdürülebilirlik metriklerinin izlenmesine nasıl katkı sağlıyor?
2024 yılı itibarıyla tüm iş süreçlerimizi SAP tabanlı
dijital sisteme entegre ettik. Bu sistem, üretim planlamasından sevkiyata kadar
operasyonlarımızın tamamının dijital ortamda izlenmesini sağlıyor. Ayrıca
enerji tüketimi, bakım planlama ve süreç verimliliği gibi sürdürülebilirlik
metriklerinin ölçülmesine katkı sunuyor. SAP sistemi sayesinde, enerji tüketimi
ve üretim performansına ilişkin veriler gerçek zamanlı olarak izleniyor,
verimlilik analizleri yapılıyor ve operasyonel kararlar daha hızlı ve doğru
şekilde alınıyor. Bu dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik hedeflerimizi
destekleyen temel bir araç olarak kullanılıyor.
“Üçlü Savunma Hattı’ modeliyle riskin
sahipliği, takibi ve doğrulanmasını sağlayarak kurumsal dayanıklılığı ve
sürdürülebilir başarıyı güvence altına alıyoruz”
Endüstriyel sürdürülebilirliğin kalıcı olması,
yalnızca üretim süreçlerinin değil, kurumsal sürdürülebilirliği de beraberinde
getiriyor. Sistem Alüminyum olarak tedarikçiler, mühendislik partnerleri ve
çalışanlarınızla teknik sürdürülebilirlik kültürünü nasıl paylaşıyor, bu
dönüşümü nasıl kurumsallaştırıyorsunuz? Kurumsal sürdürülebilirlik
politikalarınızdan bahseder misiniz?
Sistem Alüminyum olarak sürdürülebilirliği kurumsal
kültürün temel bir parçası olarak ele alıyoruz. Bu amaçla Kurumsal
Sürdürülebilirlik Direktörlüğü, sürdürülebilirlik hedeflerinin belirlenmesi,
performansın izlenmesi ve tüm çalışanlarımız nezdinde farkındalığın artırılması
görevini yürütüyor. Sürdürülebilirlik Komitesi ve Sürdürülebilirlik Çalışma
Komisyonu aracılığıyla, şirket genelinde çevresel, sosyal ve ekonomik sorumlulukların
tüm iş süreçlerine entegre edilmesini sağlıyoruz. Tedarikçilerimizden, iş
ortaklarımızdan ve mühendislik partnerlerimizden çevresel ve sosyal sorumluluk
ilkelerine bağlı kalmalarını bekliyor ve SKA hedefleri doğrultusunda
süreçlerimizi yönetiyoruz. Ayrıca risk yönetimi yaklaşımımız kapsamında COSO
çerçevesine uygun olarak riskleri sistematik şekilde tanımlıyor,
değerlendiriyor ve izliyoruz. “Üçlü Savunma Hattı” modeliyle riskin sahipliği,
takibi ve doğrulanmasını sağlayarak kurumsal dayanıklılığı ve sürdürülebilir
başarıyı güvence altına alıyoruz.
“İhracat hacmimizi üç kat artırdık”
2025 yılının sonuna yaklaşırken 2025 yılı
değerlendirmelerinizle birlikte 2026 hedef ve planlarınızı da konuşmak isteriz.
2025 yılı Sistem Alüminyum için nasıl geçiyor? 2026 için hedefleriniz ve
planlarınız nelerdir?
2025 yılı Sistem Alüminyum için sürdürülebilir büyüme,
yatırımlar ve ihracat odaklı bir yıl olarak ilerliyor. Son 6 yılda ihracat
hacmimizi 3 kat artırarak, geçtiğimiz yıl toplam üretimimizin yüzde 64’ünü yurt
dışına ulaştırdık. 2024 yılında devreye aldığımız dövme tesisi ve yeni üretim
hatları ile üretim kapasitemizi artırarak, 2025 yılında da güçlü bir üretim
performansı sürdürdük. 2025 yılı itibarıyla dijitalleşme yatırımlarımızın
etkisiyle iş süreçlerimiz daha verimli, ölçülebilir ve sürdürülebilir hale
geldi. Bu sayede enerji verimliliği ve otomasyon konularında kayda değer
ilerlemeler sağladık.
Ayrıca Turquality Marka Destek Programı ile
uluslararası pazarlardaki rekabet gücümüzü pekiştirdik. 2026 hedeflerimiz
arasında; üretim kapasitesini artırmaya devam etmek, dövme ve kompozit panel
üretimimizde verimliliği yükseltmek, karbon ayak izimizi düşürmeye yönelik
çalışmalarımızı sürdürmek ve yenilenebilir enerji payını artırmak bulunuyor.
Ayrıca, sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetim alanındaki uygulamalarımızı daha
da kurumsallaştırarak, tüm değer zincirimizde uzun vadeli pozitif etki
yaratmayı amaçlıyoruz.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
30 yılı aşan sektör deneyimimizi sürdürülebilirlik vizyonumuzla harmanlayarak hem çevresel hem de sosyal sorumluluklarımızı iş süreçlerimizin merkezine koyuyoruz. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları, dijitalleşme ve döngüsel ekonomi uygulamalarımızla yalnızca bugün değil, geleceğe de değer katmayı hedefliyoruz. Üretim kapasitemiz, AR-GE ve ÜR-GE çalışmalarımız, ihracat başarılarımız ve sürdürülebilirlik performansımızla hem Türkiye’de hem de küresel pazarda sektörümüze liderlik etmeye devam ediyoruz. Bizim için sürdürülebilirlik sadece bir hedef değil, kurumsal yönetim anlayışımızın, kültürümüzün ve tüm operasyonlarımızın temel taşıdır. Bu yolculukta paydaşlarımızın katkısı büyük önem taşıyor. Tüm iş süreçlerimizi şeffaf, ölçülebilir ve hesap verebilir bir şekilde yürütmeye kararlıyız.

