Sektörde su yalıtımına dair inovatif, çevre dostu ve sürdürülebilir çözümler sunmayı hedefleyen VDT Yalıtım, kurulduğu günden bu yana sadece ürün değil; güven, kalite ve uzun ömürlü performans vadediyor. Türkiye’de olduğu kadar yurt dışında da tercih edilen bir marka olma yolunda ilerleyen VDT Yalıtım, ileri teknolojiye dayalı mühendislik yaklaşımıyla dikkat çekiyor.
VDT Yalıtım’ın vizyonunu, misyonunu, ürün gamını ve yalıtım ürünlerinin önemini konuştuğumuz VDT GRUP YALITIM Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Durmuş, “VDT Yalıtım olarak vizyonumuz; su yalıtımı alanında inovatif, çevre dostu ve sürdürülebilir çözümler sunarak sektörün dönüşümüne öncülük etmektir.” dedi.
Kurulduğu
günden bu yana kaliteli ve ekonomik çözümler sunan VDT Yalıtım, ileri
teknolojiyle donatılmış ekip ve uzman kadrosuyla, su yalıtımında yeni bir çağın
kapılarını aralıyor. VDT Yalıtım ile gerçekleştirdiğimiz ilk röportajımız bu
nedenle röportajımıza başlamadan önce VDT Yalıtım’ın vizyonundan, misyonundan
ve ürün gamından bahseder misiniz?
VDT Yalıtım olarak
vizyonumuz; su yalıtımı alanında inovatif, çevre dostu ve sürdürülebilir
çözümler sunarak sektörün dönüşümüne öncülük etmek. Kurulduğumuz günden bu
yana yalnızca ürün değil; güven, kalite ve uzun ömürlü performans sunmayı
hedefledik. Türkiye'nin yanı sıra yurt dışında da tercih edilen bir marka olma
yolunda ilerlerken, teknolojiyi merkezimize alarak yalıtım çözümlerimizi
sürekli geliştiriyoruz.
Misyonumuz ise; yapıların
ömrünü uzatmak, kullanıcıların yaşam konforunu artırmak ve bunu yaparken de
ekonomik çözümlerle sektöre değer katmak. Saha uygulamalarında hız,
doğruluk ve detaylara verilen önemle fark yaratıyor; her projeye özel mühendislik
yaklaşımı benimsiyoruz.
Ürün gamımız oldukça
geniş. Temel bohçalama sistemlerinden ıslak hacim uygulamalarına, perde
duvar detaylarından teras yalıtımlarına kadar; bitümlü membranlar, poliüretan
sistemler, kristalize katkılar ve en önemlisi markamızla
özdeşleşen İzoshield markalı geosentetik kil
örtülerimizle hizmet sunuyoruz. Ayrıca, uygulama tecrübemiz sayesinde ürün
seçiminden işçilik kalitesine kadar tüm süreci bütünsel olarak yönetiyoruz.
“VDT Yalıtım olarak, sunduğumuz tüm ürün ve sistemlerin
performansını yalnızca saha başarısıyla değil; ulusal ve uluslararası
standartlara uygunlukla da belgeliyoruz”
Yalıtım malzemelerinin
performansı, uygulama başarısı kadar, ulusal ve uluslararası standartlara
uygunluğu ile de ölçülüyor. VDT Yalıtım ürünleri hangi teknik standartlara ve
sertifikasyonlara sahiptir? Test süreçleri ve performans kriterleri açısından ürünleriniz
nasıl bir denetimden geçiyor?
VDT Yalıtım olarak,
sunduğumuz tüm ürün ve sistemlerin performansını yalnızca saha başarısıyla
değil; ulusal ve uluslararası standartlara uygunlukla da belgeliyoruz. Bu
kapsamda ürün gamımız; TS EN, ASTM, CE, ISO 9001, ISO
14001 ve TSE belgeleriyle sertifikalandırılmıştır.
Özellikle jeosentetik ürün
grubumuzda yer alan İzoshield Geosentetik Kil Örtüsü, hem hidrolik
iletkenlik, hem de çekme dayanımı, delinme direnci gibi
kriterlerde ASTM D5887, ASTM D5890, ASTM D6768 gibi uluslararası test
standartlarına göre bağımsız laboratuvarlarda test edilmektedir. Ayrıca yerli
projeler için de TSE EN 14196 ve benzeri normlara uygunluk
sağlanarak, kamu projeleri dahil birçok yapı grubunda tercih edilmektedir.
Uygulama sonrası performansın garantilenmesi açısından sahada da denetim mekanizmalarımız bulunuyor. Ürünlerimiz; sevkiyat öncesi üretim kalite kontrol testlerinden geçmekte, şantiye sahasında ise uygulama doğruluğu teknik ekibimiz tarafından yerinde denetlenmektedir. Böylece sadece ürün değil, uygulama kalitesiyle birlikte sistem garantisi sunmuş oluyoruz.
“VDT Yalıtım olarak, ‘malzeme tedarikçisi’ olmanın ötesine
geçerek, uygulama mühendisliği alanında da fark yaratıyoruz”
Yapılarda maksimum dayanım
ve performans için doğru malzemenin doğru yere doğru uygulama pratikleriyle
uygulanması gerekiyor. VDT Yalıtım özel uzmanlık uygulamaları alanında
çalışmalarını sürdürüyor. Doğru uygulama pratiklerinin önemi hakkında neler
söylemek istersiniz?
Yalıtım sistemlerinde başarı,
yalnızca ürünün kalitesiyle değil; o ürünün doğru detayda, doğru teknikle
ve doğru koşullarda uygulanmasıyla mümkündür. Bu nedenle VDT Yalıtım
olarak, “malzeme tedarikçisi” olmanın ötesine geçerek, uygulama
mühendisliği alanında da fark yaratıyoruz.
Projeye özel detay çözümleri
geliştiriyor, şantiye bazlı sistem seçimleri yapıyor ve tüm süreci mühendislik
disipliniyle yönetiyoruz. Uygulama hatalarından kaynaklanan su yalıtımı
problemleri sektörde sık karşılaşılan bir durumken, biz bu riski en aza
indirmek için kendi uygulama ekiplerimizle çalışıyor, sahada teknik kontrol ve
süpervizörlük hizmetleri de veriyoruz.
Ayrıca her uygulama için,
malzeme ile zemin/yapı tipi arasındaki ilişkiyi analiz ediyor; temel bohçalama,
perde yalıtımı, teras detayları, ıslak hacim alanları ya da enjeksiyon
sistemleri gibi farklı ihtiyaçlara özel çözümler geliştiriyoruz. Bu yaklaşım sayesinde
sadece ürün satmıyor; bütüncül ve sürdürülebilir bir yalıtım
çözümü sunmuş oluyoruz.
“Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede, su
yalıtımı yalnızca konfor değil, yapısal güvenlik açısından da hayati öneme
sahiptir”
Depremin
yıkıcı olmasının en büyük nedenlerinden biri olan korozyonu önlemek için su
yalıtımı büyük önem taşıyor. VDT Yalıtım olarak su yalıtımı konusunda nasıl
çözümler sunuyorsunuz? Bu ürünlerin teknik özelliklerinden ve su yalıtımında
avantajlarından bahseder misiniz?
Türkiye gibi deprem kuşağında
yer alan bir ülkede, su yalıtımı yalnızca konfor değil, yapısal güvenlik
açısından da hayati öneme sahiptir. Özellikle betonarme yapılarda
donatının korozyona uğraması, zamanla taşıyıcı sistemin zayıflamasına ve
depreme karşı direncin azalmasına neden olur. Bu nedenle su yalıtımı, sadece
bina ömrünü uzatmakla kalmaz, olası bir afette hayati riskleri azaltır.
VDT Yalıtım olarak bu
bilinçle; temel, perde, teras ve ıslak hacimlerde yüksek performanslı su
yalıtım çözümleri sunuyoruz. Öne çıkan sistemlerimizden biri olan İzoshield
Geosentetik Kil Örtüsü (GCL), doğal sodyum bentonit içeriği sayesinde betonarme
yüzeyle reaksiyona girerek kendini onaran bir bariyer oluşturur. Bu
sistem, koruma betonu gerektirmemesi, tek seferde geniş alanlara
uygulanabilmesi ve uzun ömürlü performansıyla öne çıkar.
Bunun dışında sahada yaygın
olarak tercih edilen bitümlü membranlar, hızlı uygulanabilen poliüretan
esaslı sıvı membran sistemleri ve detaylı su geçiş noktaları için enjeksiyon
ve kristalize ürünlerimiz de farklı ihtiyaçlara göre projelerde
kullanılmaktadır.
VDT Yalıtım olarak tüm bu
çözümleri yalnızca ürün değil, uygulama başarısı ile birlikte bir sistem olarak
sunuyor; böylece yapının tüm ömrü boyunca suya ve zamana karşı dirençli
kalmasını sağlıyoruz.
“Sürdürülebilir bir yapı, temelden çatıya kadar tüm
detaylarda su ve ısı yalıtımının doğru uygulanmasıyla mümkün hale gelir”
Yapı
sektörü, karbon ayak izini azaltmak ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak
adına yalıtımın katkısından her geçen gün daha fazla yararlanıyor. TS 825
standardı da yeni güncellemelerle birlikte zorunlu oldu. Yeni düzenlemeyle
birlikte sektörde nasıl bir dönüşüm öngörüyorsunuz? Sürdürülebilir ve çevreci
yapılar için yalıtımın önemi nedir?
TS 825 standardının yeni
düzenlemeleriyle birlikte artık enerji verimliliği ve çevre dostu bina
uygulamaları yalnızca tercih değil, bir zorunluluk haline geldi. Bu
dönüşüm, yapı sektöründe yalıtımın önemini hiç olmadığı kadar
artırıyor. Çünkü sürdürülebilir bir yapı, temelden çatıya kadar tüm
detaylarda su ve ısı yalıtımının doğru uygulanmasıyla mümkün hale gelir.
VDT Yalıtım olarak bu
dönüşümü yalnızca takip etmiyor, uygulamalarımızla yön veriyoruz. Su
yalıtımı sistemlerimiz, yapıların ömrünü uzatırken; enerji kayıplarını azaltan
ısı yalıtımı çözümlerimiz de binaların karbon ayak izini minimuma
indiriyor. Özellikle koruma betonu gerektirmeyen ve %100 doğal
bentonit içeren İzoshield GCL sistemimiz, çevre dostu yapılar için büyük
avantaj sağlıyor. Hem hızlı uygulanabilir olması, hem de inşaat süresini ve
beton tüketimini azaltması sayesinde sürdürülebilirlik hedeflerine katkı
sunuyor.
Yeni düzenlemeyle birlikte, mimariden mühendisliğe tüm disiplinlerin artık daha entegre çalışması ve yalıtımın projenin başında doğru şekilde planlanması şart. Biz de bu noktada; yalıtımı yalnızca bir uygulama değil, projenin geleceğini şekillendiren stratejik bir yatırım olarak görüyoruz.
AR-GE süreçlerimizde önceliğimiz; daha hızlı uygulanabilir, uzun ömürlü, çevre dostu ve ekonomik çözümler geliştirmektir.
İzolasyon
ve korozyon koruma alanlarında, iş ortaklarına kaliteli ürün sunan VDT Yalıtım,
ısı ve su yalıtımı, beton tamirleri ile perlit üretimi konularında hizmet
veriyor. Bu kadar farklı alanlarda çözümler sunan bir firma olarak nasıl bir
AR-GE süreci geçiriyorsunuz? Gerçekleştirdiğiniz AR-GE çalışmalarından bahseder
misiniz?
VDT Yalıtım olarak faaliyet
gösterdiğimiz alanlar – su ve ısı yalıtımı, beton tamir sistemleri ve
perlit üretimi – farklı teknik disiplinler gerektiriyor. Bu nedenle AR-GE
çalışmalarımızı yalnızca ürün bazlı değil, uygulama teknikleri, saha
performansı ve malzeme uyumu gibi çok boyutlu bir yaklaşımla yürütüyoruz.
AR-GE süreçlerimizde
önceliğimiz; daha hızlı uygulanabilir, uzun ömürlü, çevre dostu ve
ekonomik çözümler geliştirmektir. Bu kapsamda sahadan gelen geri bildirimler,
çözüm ortaklarımızın yaşadığı teknik zorluklar ve yeni regülasyonlar, AR-GE
süreçlerimizin temel veri kaynaklarını oluşturuyor. Örneğin İzoshield GCL
ürünümüzün geliştirilmesinde, bentonit performansının farklı zemin tiplerinde
nasıl reaksiyon gösterdiğini saha testleriyle inceledik ve uygulama sırasında
işçilikten kaynaklanan hataları azaltacak rol açılabilir, otomatik serim
sistemleri üzerine çalışmalar gerçekleştirdik.
Ayrıca, perlit üretimi
alanında hafif dolgu malzemeleri ve ısı yalıtımı için kullanılabilecek enerji
verimliliği yüksek formülasyonlar üzerine denemeler yapıyoruz. Beton tamir
sistemlerinde ise özellikle negatif su basıncına dayanıklı kristalize
sistemler ve yüksek aderanslı tiksotropik harçlar gibi ürünlerin
geliştirilmesine odaklanıyoruz. Kısacası, AR-GE bizim için sadece yeni bir ürün
üretmek değil; sahada karşılaşılan problemleri çözmek, yapıya değer katmak
ve sektöre yön vermek anlamına geliyor.
Gelişmiş
üretim teknolojileri, hem ürün kalitesini artırmak hem de sürdürülebilirliği
sağlamak açısından büyük önem taşıyor. VDT Yalıtım olarak üretim süreçlerinizde
hangi teknolojik altyapıyı kullanıyorsunuz? Otomasyon ve dijitalleşme düzeyiniz
nedir?
VDT Yalıtım olarak üretim süreçlerimizde yüksek
hassasiyetli otomasyon sistemleri ve dijital üretim izleme
teknolojileri kullanıyoruz. Üretimde verimliliği artırmak, kalite
sürekliliğini sağlamak ve sürdürülebilirlik hedeflerimizi desteklemek amacıyla
hem ekipman yatırımı hem de yazılım entegrasyonu anlamında sürekli kendimizi
geliştiriyoruz.
Geosentetik kil örtüsü (GCL)
üretim hattımız, tam otomasyon destekli olup; bentonit dozajlamasından kumaş
laminasyonuna kadar her aşama dijital olarak kontrol edilmektedir. Bu sayede ürün
kalitesinde standardizasyon, hammadde israfında minimum seviye ve operasyonel
hızda maksimum verimlilik sağlıyoruz.
Ayrıca üretim sürecini gerçek
zamanlı veri takibiyle izleyerek, hem kalite kontrol hem de
sürdürülebilirlik açısından geri bildirim döngülerini kısa tutuyoruz. Ürün
performans testleri de dijital sistemlerle entegre şekilde çalışıyor; böylece
kalite raporları doğrudan sistem üzerinden elde ediliyor.
Perlit üretimi tarafında ise,
düşük enerji tüketimli fırın sistemleri ve kapalı devre toz toplama
teknolojileri ile hem çevreye duyarlı, hem de enerji verimli bir
üretim modeli oluşturduk. Tüm bu teknolojik altyapı sayesinde, sadece bugünün
değil; geleceğin yalıtım çözümlerini de güvenle üretmeye devam
ediyoruz.
Büyük ölçekli projeler,
yalıtım firmalarının teknik kapasitesini ve çözüm ortaklığı gücünü gösteren
önemli alanlardır. Referans projelerinizden ve bu projelerde üstlendiğiniz
teknik rollerden bahseder misiniz?
VDT Yalıtım olarak bugüne
kadar gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok büyük ölçekli projede çözüm
ortağı olarak yer aldık. Referanslarımız yalnızca ürün teminini değil; detay
çözümü, saha mühendisliği, uygulama süpervizyonu ve malzeme
optimizasyonunu da kapsayan kapsamlı bir teknik yaklaşımı içeriyor.
Öne çıkan bazı projelerimiz:
·
Acıbadem CG Group – Kentsel Dönüşüm Projesi
(İstanbul): Temel ve
perde su yalıtımlarında İzoshield Geosentetik Kil Örtüsü kullanıldı. Hızlı uygulama, koruma
betonu gerektirmemesi ve uzun ömürlü performansıyla bu sistem, projenin yalıtım
sürecine ciddi katkı sağladı.
·
Rams City Haliç Projesi: Çatılarda Köster PUR
214 poliüretan esaslı su yalıtımı uygulandı. Proje boyunca tüm detay çözümleme, ürün seçimi ve uygulama
koordinasyonu VDT Yalıtım teknik ekibi tarafından yönetildi.
·
Zeray İnşaat – Gazania Life (Kocaeli): Temel yalıtımında çift kat 3,5
mm Rockal Proof membran tercih
edilerek yapı güvenliği ön planda tutuldu.
·
Mustafa Ekşi İnşaat (İstanbul): Islak hacimlerde yüksek performanslı
su yalıtımı uygulamaları tamamlandı. Uygulama öncesi keşif, detay çözümleme ve
uygulama süreçleri anahtar teslim olarak yürütüldü.
·
Rönesans – Piazza AVM Projesi: Çatı yalıtımında, geniş açıklıklı
alanlara uygun, yüksek dayanımlı membran sistemleri başarıyla uygulanmıştır.
Uygulama sahasında oluşabilecek riskler saha mühendisliğimiz ile önceden analiz
edilerek sistem kurgulanmıştır.
·
Almatı (Kazakistan) Projeleri: Yurt dışı operasyonlarımız kapsamında
Kazakistan’ın Almatı şehrinde birçok özel projede membran sistemler ve sıvı
esaslı çözümler sunduk. Bölgede düşük sıcaklıklara dayanıklı sistemlerimiz ile
uzun ömürlü yalıtım çözümleri sağladık.
Bu projelere ek olarak; endüstriyel
tesisler, konut siteleri, kamu binaları ve ticari yapılar gibi birçok
farklı segmentte yüzlerce projede aktif rol aldık. Her bir projede; doğru
sistem seçimi, detay mühendisliği ve uygulama başarısı ekseninde ilerleyerek,
markamızı sadece bir tedarikçi değil, güvenilir çözüm ortağı olarak
konumlandırıyoruz.
“Yatırımlarımızı üç ana eksende
planlıyoruz: teknoloji, üretim kapasitesi ve uluslararasılaşma”
Sektörde
sürdürülebilir büyüme, ancak uzun vadeli vizyon ve teknoloji yatırımlarıyla
mümkün hale geliyor. Bundan sonraki süreç için yatırım planlarınız ve
stratejileriniz nelerdir?
VDT Yalıtım olarak kısa
vadeli başarıların ötesine geçerek, sürdürülebilir büyümeyi ve sektörel
dönüşüme yön vermeyi hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda yatırımlarımızı
üç ana eksende planlıyoruz: teknoloji, üretim kapasitesi ve
uluslararasılaşma. İlk olarak, üretim hatlarımızda otomasyon seviyesini
artırmak ve veri odaklı üretim yönetimini güçlendirmek için dijital
altyapı yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ürün kalitesinde süreklilik, enerji
verimliliği ve hammadde optimizasyonu hedefleri doğrultusunda mevcut üretim
alanlarımızda modernizasyon çalışmalarımız devam ediyor.
İkinci olarak, AR-GE ve
ürün geliştirme tarafında yeni nesil çevreci sistemlere odaklanıyoruz.
Özellikle koruma betonu gerektirmeyen, karbon salınımı düşük ve hızlı
uygulanabilir yalıtım çözümleri üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu yaklaşımımız,
hem sahadaki uygulama hızını artırıyor hem de sürdürülebilir yapılaşmaya
doğrudan katkı sağlıyor.
Üçüncü ve en önemli başlığımız ise uluslararası pazarlardaki büyüme stratejimiz. Hâlihazırda Kazakistan başta olmak üzere Orta Asya pazarında aktif olarak yer alıyoruz. Önümüzdeki süreçte, jeosentetik ürün grubumuzla yeni pazarlarda distribütörlükler kurmak ve ihracat ağımızı genişletmek için çalışmalar yürütüyoruz.
Sonuç olarak; VDT Yalıtım olarak yalnızca bugünün
değil, geleceğin su yalıtımı çözümlerini bugünden planlıyor, teknik
kapasitemiz ve saha gücümüzle sürdürülebilir büyümenin altyapısını sağlam
temellere oturtuyoruz.
Son
olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?
Öncelikle bu nazik
davetiniz ve sektörümüze sağladığınız katkılar için Yapı Magazin ailesine
teşekkür ederiz. VDT Yalıtım olarak kuruluşumuzdan bu yana, su yalıtımını
yalnızca bir teknik uygulama değil, yapı ömrünü uzatan stratejik bir
mühendislik disiplini olarak görüyoruz. Bu anlayışla tüm Türkiye genelinde, her ölçekteki
projeye çözüm ortağı yaklaşımıyla destek veriyor; projeye özel sistem
önerileri, detay çözümleri ve uygulama mühendisliği hizmetleri sunuyoruz.
Kurumsal vizyonumuz
doğrultusunda; kalite, sürdürülebilirlik ve teknoloji üçgeninde ilerleyerek
yalnızca ürün değil, değer üreten bir marka olmayı hedefliyoruz.
Sektörümüzün gelişimi için bilgi paylaşımı, teknik eğitim ve AR-GE
çalışmalarını da işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.
Bugün olduğu gibi yarın da;
daha güvenli, uzun ömürlü ve çevreye duyarlı yapılar için tüm paydaşlarımızla
birlikte çalışmaya devam edeceğiz.