Üretim hayatına 2018 yılında başlayan QIS Yapı Kimyasalları
2023 yılının ilk yarısında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen büyümesini
sürdürdü. QIS Yapı Kimyasalları Satış ve Pazarlama Direktörü Taner Şener, QIS
Yapı Kimyasalları’nın kuruluş hikayesini, vizyon ve misyon hedeflerini, yeni
pazar arayışlarını ve inovatif ürünlerini anlattı.
Taner Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Yapı kimyasalları sektörü ile yolculuğunuz nasıl başladı. Ulusal ve uluslararası anlamda sektör deneyimlerinizi paylaşabilir misiniz? QIS Yapı Kimyasalları ile yolunuz ne zaman kesişti?
Yapı kimyasalları alanında faaliyet
gösteren ulusal ve global markalarda 2004 yılından bu yana üst düzey
sorumluluklar üstlendim. Yaklaşık 6 aydır da QIS Yapı Kimyasalları’nda
SatışPazarlama Direktörü olarak görev yapıyorum. Bu ay sektörde 19. yılım
bitiyor ve bu süreçte uluslararası alanda sayısız deneyim edindim. Avrupa’da
toplantılara, eğitimlere, seminerlere, fuarlara katıldım. QIS tarafında firma
sahibi Emre Soydan’ı yaklaşık 12-13 senedir tanıyorum. Son görevimden
ayrıldıktan sonra kendisiyle görüştük ve hedeflerinden, şirketin mevcut
durumundan, birlikte neler yapabileceğimizden konuştuk. Hedefleri, vizyonu beni
etkilediği ve heyecanlandırdığı için davetine vereceğim cevabı açıkçası pek de
düşünmedim. QIS’in bu kadar kısa sürede nasıl ilerlediği, büyüdüğü sektörde
konuşulan bir şeydi. Bu bir başarı hikayesi ve ben de tecrübemle, bilgimle,
birikimimle ve çevremle katkı sağlayabileceğime inandığım için tereddüt etmeden
teklifini kabul ettim. Şu an bu yolda birlikte yürüyoruz.
QIS Yapı Kimyasalları’nın hikayesi nasıl başladı? Geçirmiş olduğu süreçte sektördeki konumu, sektöre kazandırdıkları, vizyonu ve misyonundan bahseder misiniz?
Aslında QIS’in ilk faaliyet yılı 2018.
O yıldan “QIS Yapı Kimyasalları A.Ş.” olarak tescil edildiği 2020’ye kadar
tedarik ürünlerle Esco Teknik kanalıyla yayılmaya, marka bilinirliğini
oluşturmaya odaklanmıştı. İlk 1-1,5 yıl pandemiye denk geldi ve pandemi
döneminde yola çıkıldı diyebiliriz. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadelesini
sürdürerek kendi öz sermayesiyle büyümeye ve pazardaki konumunu güçlendirmeye
devam etti, yatırımlardan da vazgeçmedi. Sistemini oturtmuş, sermaye olarak
güçlü, yerli ve global birçok kıymetli rakibimiz olduğunu düşünürsek QIS’in
geldiği seviye ve şu anki konumunu çok önemsiyor ve değerli buluyorum. Sektöre
katkısı; ise gerçekten dürüst, ilkeli, azimli, kararlı ve doğru planlanmış bir
iş modelinin çok fazla sermaye gerektirmeden doğru kararların doğru zamanda,
doğru kişilerle ve adımlarla başarıya ulaşabileceğini göstermesidir. Vizyon ve
misyon, şirketin ekibine özümsettiği değerler bütünüdür. Benim burada
belirlediğim misyon aslında “ Enerjimiz ve kendimizi sürekli geliştirmeye olan
arzumuz, motivasyonumuzla yenilikçi anlayışımız ve hızlı karar alabilme
kabiliyetimizle çalışanlarımıza, müşterilerimize ve çevremize katmaya
çalıştığımız değeri sürekli ve belirgin bir şekilde artırmaktır.”
''Vizyonumuz ise “Ürün ve hizmet kalitesiyle sektörün takdir ve tercih edilen en iyi yerli üreticisi olmak.”
Kaliteli ürünün yanı sıra doğru uygulama yöntemi ve uygulayıcının tecrübelerini de önemsiyoruz
QIS Yapı kimyasalları olarak pazara geniş ürün gamıyla ve özellikle teknik ürünlerle çözümler sunuyorsunuz? Dolayısıyla özellikle yapmış olduğunuz teknik eğitimlerinizden, varsa Sanayi Üniversite ya da eğitim kurumları ile işbirliklerinizden, buna ek olarak bayi ağınızdan ve yurt içi hizmet verebildiğiniz lokasyonlardan bilgiler paylaşır mısınız?
Ülkenin yapı stokunu ve binaların yalıtım değerlerini iyileştirecek ürünler ve sistemler üretmeye, oluşturmaya çalışıyoruz. Bir yandan yenilikçi ürünler sunarken bir yandan da üniversiteler ile işbirliklerimize devam ediyoruz. Bunun yanı sıra ticaret odaları, mimarlık ve mühendislik odalarında da eğitimler düzenliyoruz. Ayrıca bayilerimizle de eğitimler düzenliyoruz. Özellikle son 2 ayda deprem bölgesinde yapısal güçlendirmeyle ilgili 10’un üzerinde teknik eğitim organizasyonu gerçekleştirdik. Güçlendirme konusu tamamen binanın statik ihtiyacıyla alakalı bir durum. Dolayısıyla elinizde karbon kumaşlar, karbon plakalar ve çok iyi epoksi reçineler olabilir. Fakat ürün kalitesi dışında doğru uygulama yöntemi ve uygulayıcının geçmiş tecrübeleri de önem taşıyor. Bu nedenle biz eğitimlerimiz sayesinde hem bilinci artırmaya çalışıyoruz hem de doğru ürünün nasıl uygulanması gerektiğiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bize herhangi bir ürün talebi geldiğinde yapının statik hesabı, ne kadar malzeme gerektiği nasıl hesaplandığı konularını sorguluyoruz.
Peki bu anlamda, özellikle sektörün
şantiye alanında duran mühendislerine veya projeyi yapan mimarlarına neler
söylemek istersiniz? Burada asıl iş mimarlık ofislerinde ve statik hesabı yapan
mühendislerde bitiyor. Bu hesaplar yapılırken ürünlerin mukavemet değerlerinin
tek başına değil, sistem olarak incelenmesi gerekiyor. Tek başına bir karbon
kumaşın ya da karbon plakanın mukavemetini değil, onun epoksi bazlı reçineyle
birleştiğinde sağladığı değere ve binanın ihtiyacına göre gerekli sistemlere
odaklanmak gerekiyor. Biz burada tedarikçiyiz, teknik çözümler sunarız,
danışmanlık hizmeti veririz ama hesapların tamamıyla uzmanlarca yapılması
gerekiyor. Doğru ürün seçiminde de dediğim gibi bu değerlerin birbiriyle
kombinlenmiş şekilde, yapılmış testlerle ölçülmesi gerekiyor.
''2024 yılında bitirmeyi planladığımız son derece modern bir üretim tesisi yatırımımız bulunuyor''
Türkiye’nin farklı noktalarında üretim tesisleriniz var. Yatırımlar da hızla devam ediyor. Gelecek dönem yatırımlarınız neler olacak. Yatırım amaçlarınızı paylaşabilir misiniz? Buna bağlı olarak ihracat durumunuzu ve ürünleri ulaştırdığınız Yurt dışı pazarlarını ve yeni ihracat pazar hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
İzmit ve Samsun’da üretim tesislerimiz
bulunuyor. Samsun tesisimiz Rusya ve Türki Cumhuriyetler pazarına yönelik
olarak toz üretimine odaklanılmış. İzmit fabrikamızda ise daha teknik ürünler
üretiyoruz. Bu yılın sonuna doğru Adana’da yine bir toz üretim tesisi planımız
bulunuyor. Depremin ardından biraz daha aciliyet kazanmış durumda. Ayrıca
Sakarya’da 2024 yılında bitirmeyi planladığımız son derece modern bir üretim
tesisi yatırımımız da devam ediyor. Ayrıca yurt içi satın alma fırsatlarını da
araştırmaya devam ediyoruz. Eğer bir fırsat doğar ve şartlar da uygun olursa
bir firma satın alması gerçekleştirebiliriz. Balkanlar, Orta Doğu, Afrika ve
Orta Asya’da toplamda 25’e yakın ülkeye ihracatımız bulunuyor.
Avrupa’nın diğer ülkelerinde pazarı genişletmek, rekabet gücümüzü artırmak için işbirliği yapabileceğimiz güçlü firmalarla görüşüyoruz. Aynı zamanda Orta Asya pazarında da eklemek istediğimiz ülkeler var.
25 ülkeye ihracat yaptığınızı, yeni pazar arayışlarınızın olduğunu söylediniz. Bugün QIS Yapı Kimyasalları’nın üretim hacmini düşünürsek bunun yüzde kaçını ihracat oluşturuyor?
Üretim hacmimizin %25’inin ihracat
olduğunu söyleyebilirim. Bu seneki ihracat hedefimiz ise 5 milyon dolar.
Gerçekçi olmamız, kaynaklarımızı doğru ölçmemiz, doğru yönlendirmemiz
gerekiyor. Yurt dışı pazarlarına odaklanırken yurt içi çözüm ortaklarımıza da
olumsuz yanıt veremeyiz. Dolayısıyla bu koordinasyonu doğru sağlamamız
gerekiyor.
''AR-GE ekibimiz yaptığı çalışmalarla her zaman daha iyisini hedefliyor''
QIS Yapı Kimyasalları, yenilikte sınır tanımayıp hep daha iyisini kullanıcılarına sunmayı vizyon edinmiş bir markadır. Bu vizyondan yola çıkarak sektöre sunduğunuz inovatif ürünlerinizden ve kaliteli üretimin anahtarını oluşturan AR-GE çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Sektördeki tüm firmalar hemen hemen
aynı ürün gruplarını sunuyor ve bir ürün grubunda en az 10 tane rakibimiz
oluyor. Herkesin aynı ürün gruplarını üretmesi gerekmiyor ama bir ürün grubunda
ciddi rakiplerimiz oluyor. Biz de bu ürün gruplarında performans ve kaliteyle
öne çıkmaya odaklanmış durumdayız. ARGE departmanımızı sürekli yaptığı
performans analiz testleriyle hataya yer bırakmamaya ve daha iyisine ulaşmaya
çalışıyor. Ayrıca satış kanalımızdan ve ürün grubumuzdan ayrıştırdığımız
perakende ürünler olarak adlandırdığımız bir grubumuz daha var. Tam da bu
noktada pazarın küf, nem ve rutubeti önleyici kaplamalar gibi niş dediğimiz
kısmına odaklanmaya çalışıyoruz.
İç ve dış cephe ısı yalıtım boyaları, yanmaz ve yangın geciktirici boyalar, süper emici toprak katkıları gibi inovatif ürünler de var fakat buradaki pazarın önce kendini ispatlaması gerekiyor. Burada bize de sorumluluk düşüyor, ürün ve çözümlerimizi, sağladığı faydayı doğru anlatabilmek gerekiyor. Doğru üretim fikirleri, ihtiyaçtan doğuyor. Bu ihtiyacın doğduğu noktaya ulaşmak, oradaki faydayı da sektörün tamamına ulaştırmak gerekiyor.
Sahada çalışan mimar ve mühendislerin önerileriyle yeni ürün geliştirme hamlesi söz konusu olabiliyor mu?
Sahada dolaşan bir ekibimiz var ve oradan da çok değerli
talepler geliyor. Biz de bu doğrultuda kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.
Sahadan doğru feed back’i aldığınızda ve doğru çalışmaları yaptığınızda sektöre
hızlı çözüm sunabiliyorsunuz. Bu bizim için kıymetli. Çünkü henüz yolun çok
başındayız. Kendimizi geliştirmemiz gereken alanlardan biri de sahaya hızlı
cevap verebilmek. O anlamda tabii ki gelen talepleri hızlı bir şekilde
değerlendirmeye alıyoruz. Gücümüzün yettiği, kaynaklarımızın el verdiği ölçüde
cevap vermeye çalışıyoruz. Sahadan gelen talep son derece kıymetli ve
değerlendirilmeye değer. Ciddi ölçüde talep alıyoruz ve bu, bunlara cevap
verebilecek bir firma olmanın da göstergesi aslında.
''Hem yapısal hem de yüzeysel yalıtım için geniş bir ürün yelpazemiz bulunuyor''
Deprem ve korozyon söz konusu olduğunda su yalıtımında yüzde 99 performansın kabul edilemeyeceğini, yüzde 100 performansın zorunluğunu olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Türkiye’nin deprem gerçeğini ve su kaynaklı doğal afetleri göz önünde bulundurduğumuzda QIS Yapı Kimyasalları olarak su buharı difüzyonu ve donatı korozyonu gibi sorunlara nasıl çözümler sunuyorsunuz?
Su yalıtımının önemine şöyle bir örnek
vereyim: Hava, düşük ısıdan yüksek ısıya doğru hareket eder. Dış ortamdan
binanın içine nüfuz ederken hava içeri girer ancak barındırdığı nem betonun
içerisinde kalır ve bu miktar bile zaman içinde donatı korozyonuna sebep
oluyor. Daha agresif, basınçlı suya maruz kalan yapı temelleriyse doğru
yalıtımla korunmadığında hem beton kalitesinin hızla düşmesine hem de donatı
korozyonuna sebep oluyor. Bu korozyon da zaman içerisinde donatıda kesikler
oluşmasına ve yapısal dayanımın ciddi oranda azalmasına neden oluyor. Daha önce
değindiğim gibi doğru ürünleri ve sistemleri sahadaki deneyimli uzman
arkadaşlarımız aracılığıyla ilgili kişi ve kurumlara sunmaya özen gösteriyoruz.
Hem yapısal hem de yüzeysel yalıtım için geniş bir ürün yelpazemiz bulunuyor.
Bunun dışında yapı stoğunun güçlendirmesi için karbon kumaş ve plakalar, epoksi
astar ve bağlayıcı reçineler, yine epoksi ve çimento esaslı tamir harçları
olmak üzere geniş ve çeşitli ürün yelpazesiyle sektöre hizmet etmeye
çalışıyoruz. Burada önemli olan özellikle deprem konusunda yapı stoğunu
iyileştirmekse aslında bu unuttuğumuz bir şey değil. Firmaların portföyünde
olan ürünler ama maalesef bir şeyleri yaşamadan önlem almama gibi kötü bir
alışkanlığımız bulunuyor. Dolayısıyla bu anlamda zaten var olan şeyleri gün
yüzüne çıkarmaya başladık. Bu alandaki bilinci artıracak çalışmalarımız doğru
kişilere aktarıldığında ihtiyacı da karşılamış oluyoruz. Çünkü ürün ve know-how
olarak hazırız. Sahada bu işi yapacak ekipler de var. Bilinci uyanık tutmak
gerekiyor.
Bilinci dinç tutmak gerekiyor, bilinçlenmek gerekiyor. Evet, bunlar çok önemli aslında B2B’den B2C’ye giden bir bilinç de oluşması gerekiyor o tarafta B2C de çok etkili bu bilincin oluşmasında. Ama Hep bir maliyet olarak bakarız ya duruma, ben o noktada bir binanın özellikle su yalıtım maliyetinin yapının toplam maliyetine oranladığınızda ne kadar bir oran söyleyebiliriz? Su yalıtım maliyetinin satın almama, caydırıcı bir tarafı var mı?
Buna net cevap veremeyiz ama orandan bahsedeyim. Ölçüm olarak o kadar farklı bir şeyden bahsediyoruz ki yatay mimarileşme ve dikey mimarileşme arasında aslında toplam maliyet açısından çok da bir fark olmuyor. Beton, donatı, demir, çelik… Dikey mimaride temel perde izolasyonundaki metraj ile yatay mimarideki bir değil. O oran çok şaşabilir ama projenin ölçeğine göre %3-4’lük bir kısmı yapı kimyasalına ayrılmaktadır ama bunun tabii ki tamamı yalıtım değil. Mesela seramik yapıştırıcıları. Sektörde bununla ilgili çok fazla analiz yapılıyor ama dediğim gibi yapının ve projenin niteliğine göre bu oran değişir. Ama günün sonunda o maliyetin içinde gözle görülmeyecek bir maliyetten bahsediyoruz. Çünkü geri dönüşü hem riskli hem de maliyetli olan bir şeyden bahsediyoruz: yalıtım. Bir yandan da konfor şartlarının korunması anlamında son derece önemli. Tüm bunlar aslında sizi yormayacak ama daha sonra çözüm aradığınız zaman çok ciddi maliyet çıkarabilecek ve bazen de imkâsız durumlar. Kristalize yalıtımlarla içerden müdahale edemeyeceğiniz agresiflikte bir su geldiğini düşünün, binanın perdesini açıp tekrar yalıtım yapmak gibi bir şey… Dolayısıyla ilk başta doğru planlanmış bir şey çok daha düşük maliyetli olacaktır.
''Sürdürülebilirlikte odak noktası: ürün ve hizmet kalitesi''
Bir binayı sürdürülebilir kılmak için kullanılan yapı malzemeleri de oldukça önemlidir. QIS Yapı Kimyasalları da sürdürülebilir yalıtım sistemlerini sektörle buluşturuyor. QIS Yapı Kimyasalları’nın sürdürülebilirlik politikaları ve sürdürülebilir yalıtım sistemlerinin özellikleri nelerdir?
Sürdürülebilirlikte odaklandığımız iki
husus karşımıza çıkıyor: ürün ve hizmet kalitesi. Yani bu ikisinde de kendimize
gerçekçi ve sürdürü- lebilir hedefler belirleyerek yol haritası oluştur- maya
çalışıyoruz. Odaklandığımız en önemli değer fabrika üretim hattımızdan çıkan
birinci ürün ile on bininci ürün arasındaki standardi- zasyon. Hizmet
anlayışımızın, yola çıktığımız ilk günden bugüne hiçbir şeyi kaybetmeden daha
büyük tutku ve heyecanla devam etme- si… Yenilikçi ve daha doğru ürün ve
istemleri tüm dünyada araştırıyoruz ve şu anda 4 farklı ülkede görüşmeler
yapıyoruz. Sürdürülebilir- likte bizim yapmaya çalıştığımız şey, ürün kali-
tesini sürekli iyileştirmek. Bizim de firma olarak odaklandığımız nokta bu. Gerçekten
kısa süre- de güzel şeyler başarmış bir firmayız ve ben şu an bu firmada
çalışan biri olarak izlenimlerimi, düşüncelerimi anlattım. Gerçekten çok kısa
sürede takdir edildik, işte bu bir başarı. Benim bu saatten sonra odaklandığım
nokta ise bu başarıdaki sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirlik benim için ürün ve
hizmet kalitesinin, şirketin başarı performans ivmesinin aynı oranda de- vam
etmesi. Ne boşa harcayacak kaynağımız, ne zamanımız ne de enerjimiz var.
Dolayısıyla tüm ekibi bir şeylere odaklarken hem hedefle- rin gerçekçiliği hem
de insanların motivasyo- nunu düşürmeyecek şekilde olması gerekiyor ki o
başarının devamlılığı olsun. Herkes, her ölçekte bunu özümsemeli. Sadece satış
eki- bi değil, AR-GE departmanı bugüne kadar 20 ürün geliştirdiyse neden 30
olmasın? Bunların hepsi aslında sürdürülebilir hedeflerle alakalı. Biz
istiyoruz ki her gün üstüne koyan, ürün ve hizmet kalitesiyle farklılaşmaya
çalışan, daha fazlasına nasıl ulaşırız diye sürekli kendini ge- liştiren bir
firma olabilelim.
2023 yılının ilk yarısını geride bırakırken ilk yarıya yönelik değerlendirmelerinizi öğren- mek isteriz. Bununla birlikte rekabet orta- mını nasıl yorumlarsınız? Rekabette sizce önemli gördüğünüz sorunlar neler? Sektörü daha da geliştirmek adına bu sorunlara çö- züm önerilerinizi de paylaşabilir misiniz?
Aslında bizim sektör için yılın ilk 3
ayı her za- man zordur. Çünkü hem hava koşulları nede- niyle hem de günlerin
kısa olmasından dolayı çalışma saatleri kısıtlıdır. Tüm bu olumsuz koşullara
bir de deprem felaketini eklersek bu sene için yarattığı psikolojik ve ekonomik
ortam sektörü de etkiledi. Ancak QIS olarak geçen sene belirlediğimiz
bütçemizin üzerin- de seyrediyor olmamız, yaptığımız işte doğru yolda
olduğumuza dair olan inancımız da güçlendiriyor. Yaşamın her alanında olduğu
gibi bu alanda da rekabet kaçınılmaz. Biz tabii ki rakiplerimize saygı duyuyor
ve onların neler yaptıklarını yakından takip ediyoruz. Ancak odaklandığımız
nokta kendi hedeflerimiz. Ken- di imkanlarımız ve güçlü yönlerimizle neleri daha
iyi yapabilir, rekabette fark yaratabiliriz ve yaptığımız işle birlikte çözüm
ortaklarımıza ve onların yaptığı ticarete nasıl değer katabiliriz noktasına
odaklanıyoruz. Rekabetteki en bü- yük sorun aslında müşteri bilincini
artırmakla aşılabilir. Tüketici bilinci belirleyici faktör, tüke- ticinin ya da
karar vericinin gerçekten sizi neyle kıyasladığıyla çok doğru orantılı.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?
Müşterilerimize ve iş ortaklarımıza sürdürüle- bilir büyüme
ve karlılık politikasıyla kazancını yeni yatırımlara ayırarak ülke ekonomisi ve
is- tihdamına katkı sunan; genç, dinamik dürüst ve ilkeli bir firma olma
yolunda emin adım- larla ilerleyen QIS Yapı Kimyasalları’nın bu serüvenini
izlemek için ön koltuklarda yerleri hazır ancak biz onlara seyirci olmalarını
değil, başrolde yer almalarını teklif ediyoruz. Kim bilir, belki de Oscar’lık
performans sergileriz birlikte, neden olmasın diyelim!