Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Mevcut koşullarla şekillenen, ihtiyaçlara yanıt veren, özünü doğadan ve doğal malzemelerden alırken mimariyle bütünleşen binicilik tesisleri tasarlamaya özen gösteriyor. Equine Design Studio Kurucusu Mimar Kaan Alkan, binicilik tesislerinin sahip olması gereken özellikleri, bu noktada sundukları sürdürülebilir ve inovatif çözümleri anlattı. Tasarım süreçlerinde, fonksiyonellik ve yenilikçi yaklaşımları ön planda tuttuklarını belirten Mimar Kaan Alkan, “Bozanoğlu Stables, sadece bir binicilik merkezi değil, aynı zamanda insanları doğayla, sporla ve zarif tasarımlarla buluşturan bir yaşam alanı olarak tasarlandı. Amacımız, ziyaretçilerimizin burada geçirdikleri her anın unutulmaz bir deneyime dönüşmesini sağlamak.” dedi.
Bozanoğlu Stables, yalnızca bir atçılık merkezi değil, aynı zamanda zarif bir tasarım anlayışının ürünü olarak dikkat çekiyor. Ahırların detaylı işçiliği ve kullanılan doğal malzemelerle ilgili çok özel bir tasarım tercih edilmiş. Bu tasarımda hem fonksiyonel hem de estetik açıdan bir uyum yakalamak önemli bir hedef gibi görünüyor. Bu anlamda, Bozanoğlu Stables’in inşa süreci ve tasarımı hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Ahşap, kırmızı tuğla gibi malzemelerin kullanımındaki vizyonunuz nedir ve bu unsurların projeye kattığı karakteri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bozanoğlu Stables’in inşa süreci ve tasarımına yaklaşımımız, yalnızca bir atçılık merkezi inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda doğal çevreyle uyumlu, kullanıcı deneyimini ön planda tutan, estetik ve fonksiyonel bir yapı yaratmak üzerine kuruluydu. Projede ahşap ve tuğla gibi doğal malzemelerin kullanımını özellikle tercih ettik. Ahşap, doğal bir sıcaklık ve zarafet sağlarken, aynı zamanda akustik ve termal performansı artıran özellikleriyle hem atlar hem de insanlar için ideal bir ortam sunuyor. Tuğla ise geleneksel dokuyu modern bir tasarım anlayışıyla birleştirerek projeye sağlamlık, dayanıklılık ve karakter kazandırdı.
35x60 metre boyutlarındaki bu manej, geniş ve ferah bir ortam sunarak hem atların hem de binicilerin performanslarını en üst düzeye çıkarabilmeleri için ideal bir zemin hazırlıyor.
Bozanoğlu Atçılık Merkezi, atların performanslarını en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan devasa bir kapalı manej alanı sunuyor. Bu, binicilikle ilgilenenler için çok önemli bir olanak. 35x60 metre boyutlarındaki maneje baktığınızda, sadece atların eğitimi değil, aynı zamanda bu alanda sağlanan spor olanakları ve deneyimler de öne çıkıyor. Bu alandaki yenilikçi tasarımın ve fonksiyonel özelliklerin, binicilik ve at eğitimi açısından sağladığı avantajlar nelerdir? Bu özel alanın biniciler için sunduğu deneyimi nasıl tanımlarsınız?
35x60 metre boyutlarındaki bu manej, geniş ve ferah bir ortam sunarak hem atların hem de binicilerin performanslarını en üst düzeye çıkarabilmeleri için ideal bir zemin hazırlıyor. Tasarım sürecinde, fonksiyonellik ve yenilikçi yaklaşımlar ön planda tutuldu.
Kapalı manejin sağladığı avantajlar:
- İklim Koşullarına Bağlı Kalmama: Özel olarak tasarlanan kapalı manej yapısı, her türlü hava koşulunda eğitim ve antrenman yapılmasına olanak tanıyor. Isı yalıtımı ve doğal havalandırma sistemleri, yıl boyunca konforlu bir ortam sunuyor.
- Zemin Kalitesi: Manej zemini, atların ayak sağlığını korumak ve binicilik performansını artırmak amacıyla özel olarak seçilen bir malzeme karışımıyla tasarlandı. Bu zemin, darbe emici özellikleriyle güvenlik ve konfor sağlıyor.
- Geniş ve Aydınlık Mekân: Büyük pencereler ve doğru yerleştirilmiş aydınlatma, doğal ışığın maksimum düzeyde kullanımını sağlayarak görsel bir rahatlık sunuyor. Bu, hem atların hem de binicilerin odaklanmasını artırıyor.
“Parkur içerisinde konumlandırılan dinlenme ve acil durum indi-bindi noktalarında kullanılan tüm malzemeler, doğal ve geri dönüştürülebilir içeriklerden seçildi.”
Doğayla iç içe bir yaşam tarzı sunan Bozanoğlu Stables, ormana çıkış parkuru ile de eşsiz bir deneyim vadediyor. Ziyaretçiler ve at severler için doğal bir ortamda yapılan bu parkur, aynı zamanda güvenliği ve işlevselliği de ön planda tutuyor. Orman parkurunun tasarımı ile ilgili ne gibi özel detaylar var? Atlar ve biniciler için güvenliği sağlarken, doğayla uyumlu bir parkurun oluşturulmasında hangi unsurlara dikkat ettiniz? Bu parkurun binicilik deneyimini nasıl zenginleştiriyor?
Bu parkur, binicilere doğal bir ortamda kendilerini özgür hissetme imkânı sunuyor. Orman içerisinde bulunan 40 km’lik parkur, binicilik deneyimini hem keyifli hem de meditasyon etkisi yaratan bir aktiviteye dönüştürüyor. Aynı zamanda, parkurun doğayla bütünleşik yapısı sayesinde hem atlar hem de biniciler, şehirden uzaklaşıp doğanın bir parçası olduklarını hissediyorlar. Parkur içerisinde konumlandırılan dinlenme noktaları ve acil durum indi-bindi noktalarında kullanılan tüm malzemeler, doğal ve geri dönüştürülebilir içeriklerden seçildi. Ahşap pergolalar, taş yollar ve doğal bitki düzenlemeleri, parkurun çevreye uyumlu olmasını sağladı.
Sonuç olarak, Bozanoğlu Stables’in orman parkuru, binicilik sporu ile doğayı bir araya getiren, güvenli, işlevsel ve büyüleyici bir deneyim sunuyor.
Tesis içerisinde bulunan clubhouse ve lounge alanı, dinlenme bahçeleri gibi sosyal ve konforlu alanlar, binicilik deneyimini sadece fiziksel bir aktivite olmaktan çıkarıp, aynı zamanda zihinsel bir rahatlama ve sosyal bir etkinlik haline getiriyor.
Bozanoğlu Stables, İstanbul’un gözde mekânlarından biri olmaya aday bir tesis olarak, sadece at severlere hitap etmekle kalmayıp, aynı zamanda geniş bir hizmet yelpazesi de sunuyor. Ziyaretçilere ve binicilere sunulan konforlu alanlar, bu tesisi çok daha özel kılıyor. Bu kadar geniş kapsamlı bir hizmet sunabilmek için hangi stratejileri izliyorsunuz? Tesisin sosyal alanları ve dinlenme imkanları hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz? Biniciler ve ziyaretçiler için sağlanan bu konforun, deneyimi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
Tesisimizin tasarımında, her detay misafirlerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya ve onlara benzersiz bir deneyim sunmaya yönelik olarak planlandı. Stratejilerimizin temelinde, hem binicilerin hem de ziyaretçilerin burada geçirdikleri her anın özel ve rahatlatıcı olması yer alıyor. Tesis içerisinde bulunan clubhouse ve lounge alanı, dinlenme bahçeleri gibi sosyal ve konforlu alanlar, binicilik deneyimini sadece fiziksel bir aktivite olmaktan çıkarıp, aynı zamanda zihinsel bir rahatlama ve sosyal bir etkinlik haline getiriyor. Misafirlerimiz, burada geçirdikleri sürede kendilerini bir topluluğun parçası gibi hissederken, doğanın ve biniciliğin sunduğu huzuru deneyimleme şansı buluyor.
Bozanoğlu Stables, İstanbul’un doğasında benzersiz bir deneyim sunarak gelecekte çok daha fazla kişi tarafından keşfedilecek bir yer olma potansiyeline sahip. Tesisin sadece at severler için değil, aynı zamanda İstanbul’un kültürel ve turistik yapısına katkı sağlayacak bir yer haline gelmesi oldukça önemli. Bu anlamda, Bozanoğlu Stables’ın geleceği hakkında nasıl bir vizyon belirlediniz? Önümüzdeki yıllarda, bu eşsiz tesisi geliştirmek ve daha da büyütmek için atmayı planladığınız adımlar nelerdir?
Tesisimizi, sadece binicilik severler için bir merkez olmaktan çıkararak, İstanbul’un kültürel dokusuna katkı sağlayan bir destinasyon haline getirmek istiyoruz. Bozanoğlu Stables, insanların hem doğayla hem de atlarla kurduğu bağı güçlendiren, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan bir alan olarak konumlanacak.
“İstanbul’un eşsiz doğasında konumlanmış bu merkez, huzur, hareket ve yenilenme arayan herkes için bir kaçış noktası sunuyor”
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Bozanoğlu Stables, sadece bir binicilik merkezi değil, aynı zamanda insanları doğayla, sporla ve zarif tasarımlarla buluşturan bir yaşam alanı olarak tasarlandı. Amacımız, ziyaretçilerimizin burada geçirdikleri her anın unutulmaz bir deneyime dönüşmesini sağlamak.
İstanbul’un eşsiz doğasında konumlanmış bu merkez, huzur, hareket ve yenilenme arayan herkes için bir kaçış noktası sunuyor. Atlarla kurulan bağ, biniciliğin fiziksel ve zihinsel faydalarıyla birleşerek misafirlerimize eşsiz bir deneyim yaşatıyor.
Bozanoğlu Stables olarak, geleneksel değerlerimizi korurken yenilikçi bir yaklaşımla daha ileriye gitmeyi hedefliyoruz. Burada oluşturduğumuz ortamın, hem at severlere hem de doğa tutkunlarına ilham kaynağı olmasını istiyoruz.