Yapı Magazin
Seramiksan, Fonksiyonel ve Çevreci Tasarım Anlayışıyla Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çözümler Sunuyor

Seramiksan, Fonksiyonel ve Çevreci Tasarım Anlayışıyla Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çözümler Sunuyor

30 yılı aşkın süredir Türkiye’yi ve dünyayı iyi tasarım ile buluşturan Seramiksan, hijyen, estetik ve konforu tasarrufla bir araya getiren yeni ürünlerini Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı Unicera'da sergiledi. Türkiye'nin en büyük, Avrupa nın  ise ikinci en büyük ihtisas fuarı olan Unicera'da bir araya geldiğimiz Seramiksan Direktörü M.Süreyya Çağlar ile fuardan beklentilerini, fuarda sergiledikleri ürünlerini, Seramiksan’ın AR-GE ve tasarım ekipleri tarafından geliştirilen sürdürülebilir inovatif çözümlerini, 2024 için gerçekleştirmeyi planladıkları yeni projelerini, yatırımlarını, ihracat hedeflerini ve yeni pazar stratejilerini konuştuk. M.Süreyya Çağlar, ''Sürdürülebilir, gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak adına, üretim ayağında yapmış olduğumuz yeni ürünlerin bu fuarda sergilenmesi ve katılımcılar tarafından beğenilmesi bizi çok mennun etti.'' dedi.
Seramik sektörünün yenilikçi markalarından Seramiksan için, alanında Türkiye'nin en büyük, Avrupa nın İtalya Cersaie fuarından sonra  ise ikinci en büyük ihtisas fuarı olan Unicera nasıl geçiyor? Fuardan beklentilerinizi, yeni iş bağlantıları kurma ve markanın üretim gücünü artırma noktasında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?
Türkiye, seramik sektöründe dünyadaki en önemli üreticilerden bir tanesi.  Özellikle de geçtiğimiz pandemi döneminde yapılan yatırımlarıyla beraber Avrupa'nın ikinci büyük üreticisi olmak üzere. Unicera, İtalya'nın Bolonya kentinde düzenlenen Cersaie Fuarı'ndan sonra Avrupa'nın ikinci en büyük fuarı haline geldi.  Unicera fuarının bu sene 36.'ncısı düzenleniyor. Fuarda 1200'ün üzerinde katılımcı firma bulunuyor ve bu bizi çok mennun etti. Yaklaşık 25 yıldır fuara katılım sağlıyorum ve her geçen yıl fuarda  büyük bir gelişme yaşanıyor. 
Seramik sektörüne baktığımızda; Avrupa ülkelerinin  seramik üretiminden  biraz daha yüksek teknolojili işlere yönelmesi, Seramik üretiminin  Türkiye, İran, Hindistan ve Endonezya gibi ülkelerde artması, Avrupa'nın kapasite anlamında eskisi kadar yatırım yapmaması bizim ülke olarak bu alanda  önümüzü açıyor. İtalya da bu yıl yapılan  Cersaie Fuarı'na, vize problemlerinden dolayı Kuzey Afrika ülkeleri ve Arap ülkelerinin bir bölümünden katılımcı ve ziyaretçi olarak gelemedi. O anlamda da bu fuardan beklentimiz daha yüksek  ziyaretçilerin İtalya tercihlerini  İstanbul Unicera fuarı olarak kullanmalarını bekliyoruz. 
Bunun yanı sıra Unicera, aynı zamanda çok önemli bir vitrifiye fuarı. Türkiye Vitrifiye alanında Avrupa'nın şu anda en  büyük üreticisi, dünyada ise kapasite olarak dördüncü sırada yer alıyoruz. Son dönemde fuarlarlarda  seramik kadar  vitrifiyenin de ön plana çıkmaya başladığını da söyleyebiliriz. 
Fuarlarda her yıl Seramiksan olarak  hem inovatif ürünleri, hem de İtalya'da ki  tasarım atölyelerinde ortaklaşa çalıştığımız  ürünleri sergileniyoruz . Şu anda baktığımızda ise İspanya ve İtalya ile beraber Türkiye'nin trendleri birebir takip eden ülke konumuna geldiğini görüyoruz. Bu yıl Unicera fuarında sürdürülebilir, gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak adına, üretim ayağında yapmış olduğumuz yeni ürünlerin bu fuarda sergilenmesi ve katılımcılar tarafından beğenilmesi bizi çok mennun etti. Seramik sektörünün üretmiş olduğu  ürünlere insanlar mutlaka temas etmek dokunmak veya  çok yakından görmek  istiyorlar. Bu fuarlar da bu anlamda ziyaretçiler ve sektör profesyonellerine bu  imkanı fazlası ile sağlıyor. 
''Karo grubunda line serisi diye adlandırdığımız, lambri görünümlü ürünümüz ön planda''
Özgün tasarımları ve renkli serileri ile seramik sektörünün trendlerini belirleyen Seramiksan, hangi ürünlerini fuarda sektör profesyonelleri ile buluşturdu? Ürünlerinizde fuarda öne çıkan detaylar nelerdir?
Seramiksan olarak seramik, porselen,yapı kimyasalları  hem de vitrifiye ve banyo mobilyaları ürünleri grubunda üretim ve dağıtım yapan bir şirketiz. Fuarda da tüm inovatif ürünlerimizi sergiliyoruz. Bu sene karo grubunda ‘’LİNE ‘’ serisi diye adlandırdığımız, lambri görünümlü ürünümüz ön planda yer alıyor. Bu ürün ilk önce geçtiğimiz İtalya Cersaie  Fuarın'da karşımıza çıktı, İtalya'daki tasarım atölyeleriyle yapmış olduğumuz çok uzun süren çalışmalar neticesinde, bu ürünler ile ilgili bazı hazırlıklar gerçekleştirdik. Dünyadaki mobilya üreticisi firmaların birçoğunda bu ürün mevcut ve çok fazla tercih edilen bir ürün. Örneğin İstanbul'daki yeni havalimanın girişinde, bütün duvarlarda bu ürünle karşılaşabilirsiniz. Ancak bu ürünler ne yazık ki ahşap, ileri teknoloji sayesinde, biz seramik üreticileri dijital baskı makinelerinin bize sağlamış olduğu imkanlarla, bunları artık porselen karolarda uygulamaya başladık. Bu yeni ürünün eskiye göre kullanıcılara sağladığı avantaj ise öncelikle ahşap olarak kullanılan bu ürünü, porselen olarak yaptığımızda ısıya karşı son derece dayanıklı bir ürün haline getiriyor olabilmemiz. 
Bu ‘’ürün ‘’ yeniliklere açık, farklılıklar yaratmak isteyen mimarlar veya dekorasyoncular için büyük bir avantaj yaratacak''
Hedef kitle olarak baktığımızda bu ürün  özel projelerde daha tercih edilebilir gibi gözüküyor  ama çok hızlı bir şekilde konutlarda da  kullanılacaktır. Orta üst segment projeler için uygun bir ürün. Yeniliklere açık, farklılıklar yaratmak isteyen mimarlar veya dekorasyoncular için ise büyük bir avantaj yaratacak. En önemlisi dış cephede rahatlıkla kullanabilir olması. Özellikle kamuya açık birçok alanda, yangın konusunda hassasiyetin her geçen gün arttığı bu dönemde ‘’yanmaz’’ bir ürün olduğu için rahatlıkla kullanılabilir. Bu sene fuarda bizim adımıza sergilediğimiz karo grubundaki en farklı malzemeden bir tanesi bu yeni ürünümüz LİNE serisi oldu.Seramik sektörünün  üretmiş olduğumuz ürünlerin kullanım süreleri neredeyse sonsuz. Ayrıca hijyenik, yüzeyinde hiçbir şekilde mikrop barındırmadığı için ekstra bir temizlik maliyeti de yaratmıyor. 
Bunun dışında traverten serisi çok popüler. Doğal renk tonları, akıcı desenleri, mat ve parlak yüzey seçenekleri ile Traverten, yaşam alanlarınızın görsel cazibesini zirveye taşıyor. Ebat olarak baktığımızda bu ürünleri 33x66 ve  60x120 olarak üretiyoruz. Ancak projelerde 120'den veya 180' cm den  büyük bir ebatlar  ürettiğimizde uygulamacılar ve ustalarınız çok ciddi uygulama zorlukları yaşamaya başlıyorlar . Uygulama ebatında 60x120 nin bugün için en ideal boyut olduğunu düşünüyoruz . 
''Vortex yıkama sistemine sahip Hill Asma Klozeti de ilk kez Unicera’da sergiliyoruz''
Vitrifiye klozet grubunda bundan beş yıl önce rim-out (kanalsız) diye adlandırılan yeni bir yıkama teknolojisi ortaya çıktı. Klozetler, eskiden oturulan simidin altındaki deliklerden çıkan suyla yıkanırken şimdi tamamen açık bir  sistem ile fonksiyon yapmaya başladılar. Avrupa'da başlayan hızla  Türkiye'ye gelen bu yeni açık yıkama sistemi, hemen hemen üretmiş olduğumuz klozetlerin yüzde 80'inde kendine bir yer buldu. Fakat bu yıkama sistemi eski yıkama sistemine göre daha başarısız. Bu sistemde, o eski sistemde kullandığımız basıncı yönlendirmeyi çok fazla yapamıyoruz. Bunu ortadan kaldırmak, açık yıkama sistemini korumak, suyu daha iyi bir şekilde kullanarak suyun basıncını daha farklı bir şekilde artırarak bu sistemi geliştirmek için bir çalışma içerisine girdik. Vortex adını koyduğumuz ve klozeti dönerek yıkayan bu sistemi AR-GE ve tasarım ekiplerimizin çalışmaları neticesinde  geliştirdik. Vortex yıkama sistemine sahip ‘’Hill’’ asma klozeti de ilk kez bu fuarda sergiliyoruz. Vortex, daha az suyla daha güçlü yıkama yapan yenilikçi, yıkama teknolojisiyle tuvalet deneyimini değiştiriyor. Yüksek performanslı klozet temizliğiyle de daha fazla hijyen sağlarken, sessiz yıkama özelliği ile de fark yaratıyor. Bu fuarda ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi çektiğini söyleyebilirim. Bizim klozetlerimizin en önemli özelliği 4.5 litre suyla fonksiyon yapabilmesidir. Sıvı atıkta 2.5, katı atıkta 4.5 litre su ile fonksiyon yaptırıyoruz. Bu son derece önemli. Artık tüm Dünya  bu standartlarda ürün istiyor. 
''Kur politikası ve AB'nin uygulamış olduğu anti-damping  yasası Türkiye’nin ihracatını ciddi anlamda etkisiz kılıyor''
Seramik sektörü enerji yoğun bir sektör. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalarla beraber Avrupa Birliği'nin Türk seramiğine karşı anti-damping soruşturmasının seramik sektörü ihracatı üzerinde yarattığı etkilerden bahseder misiniz?
Türk seramik  ihracatının geçtiğimiz yıllarda  %51 Avrupa ülkelerine gerçekleşiyordu. Ancak pandemi döneminde ortaya çıkan, Avrupa Birliği Ticaret Komisyonu'na yapılan şikayetler ve ardından gerçekleştirilen denetimler neticesinde Türkiye ciddi bir vergi yüküyle karşı karşıya kaldı. Yapılan itirazlara rağmen hala Türk seramik üreticileri %0 ila % 20 arasında bir vergi yükümlülüğü ile karşı karşıya. Sonuç olarak firmaların yüzde 90'ı şu anda yüzde 11 gibi bir vergi yükünün altına girdi. Bugün 10 euroya sattığınız bir üründe 1,1 euro kadar bir gümrük bedeli karşımıza çıkıyor. Bu çok ciddi bir rakam çünkü Türkiye 100 milyon metre karenin üzerinde ihracat yapan bir ülke. Bu da  milyonlarca euroluk vergilerle karşı karşıyayız demek. Rekabetin çok yoğun olduğu bugünkü global dünyada bu durum karşımıza çok büyük bir engel olarak çıkıyor. Durumu düzeltmek için şu anda hem hükümet nezdinde hem de Federasyon nezdinde çalışmalar yürütülüyor. Avrupa Birliği ülkelerine artık ekonomik bir ürün satma şansımız neredeyse kalmadı.  AB'ye yaptığımız ihracat ne yazık ki hızla düşüyor. 
Bunların yanı sıra kurlarla sıkıntılar da mevcut. Dolayısıyla şu an ki kur politikası ve AB'nin uygulamış olduğu anti-damping  yasası Türkiye’nin  ihracatını ciddi anlamda etkisiz kılıyor. Bu durumu avantaja çevirmek için de Afrika ülkelerine ve Amerika pazarına yönelebiliriz. Ancak o bölgelerdeki altyapımız da son derece yetersiz. Anlattığım sorunlar nedeniyle ihracatımızın yüzde ellisi sıkıntıya girmiş durumda. 
Son zamanda Hindistan ön plana çıkmaya başladı. İşçilik maliyetlerinin son derece düşük olduğu bir ülke. Enerji ve hammaddeye ulaşmaları çok daha kolay ve ciddi bir sermaye birikimleri var. Türkiye’ye göre maliyetleri son derece düşük, düşük maliyetlerden dolayı da ne yazık ki Avrupa pazarında da bu ülkeyle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Kur artmadığı sürece, asgari ücret bu seviyelerde olduğu sürece, enerji maliyetleri de üstüne eklenince ve Hintli üreticilerle Türkiye’nin rekabet etme  şansı maalesef şu anda maalesef çok düşük. 
İhracat pazarı 5 yıl öncesine göre çok daha sıkıntılı. Farklılaşmamız gerekiyor, daha farklı inovatif ürünler üretmemiz gerekiyor. 
Avrupa’nın getirmiş olduğu bazı standartlar devreye girmeye başladı. Hindistan ve İran’a göre Türkiye bu standartlara daha hazırlıklı bir ülke. 
''Havuz grubunda dünya standartlarında üretim gerçekleştiriyoruz''
Seramiksan olarak Türkiye’de havuz ve SPA alanları için malzeme üreten nadir üreticilerdensiniz. Seramiksan’ın öne çıkan havuz seramiği ve antiasit serisi ürünlerinin özelliklerinden, avantajlarından bahseder misiniz?
Havuz grubunda dünya standardı olmuş ebatlar bulunuyor; 12 x 24.5’ler 30 x 60’lar, bunların içerisinde renkleri beyaz,mavi ve  kobalt mavi gibi bu tarz ürünleri her zaman stoklarımızda bulunduruyoruz. Müşteri talep ettiğinde, havuzun standart ürünü stoklarımızda mevcuttur. Ancak ne yazık ki piyasada bu standardı sağlayamayan ama havuz grubu adı altında üretim yapan rakiplerimiz var. Havuz ürünlerinin mutlaka porselen olması ve su emisyonunun sıfır olması gerekiyor. Belli bir renk tonunu mutlaka tutturması gerekiyor. Güneş ışığından çok etkilenen bu ürünlere uygun yapıştırıcı ve derz malzemelerinin mutlaka yapılması gerekiyor. Bütün bu uygulamaların tamamı Seramiksan da  mevcut. 
Antiasit ürünlerde de Türkiye’de her talep edene karşılık verebilecek şekilde stok bulunduran fabrikalardan biriyiz. Olması gereken 20x20, 30x30 ebatları da her zaman bünyemizde bulunduruyoruz. Fakat bu ürün olması gereken standartları yakalayamadığında çok ciddi sıkıntılar yaratıyor. Maalesef rakiplerimizin bir bölümü de son dönemde antiasit görünümlü yer karoları üretmeye başladılar. Ürünün yüzeyine baktığınızda aslında antiasit gibi görünüyor, arkasını çevirdiğinizde ise ürün antiasit değil. 
Antiasit malzemeler, fullbody malzemeler dediğimiz tamamı aynı üründen oluşan malzemelerdir. Ne kadar aşınırsa aşınsın altından çıkan malzeme yine aynıdır ve yapısı homojendir. Maalesef şu anda üzerine incecik bir sır kaplayıp, görüntüsünü antiasit hale getirip bunu satan firmalarsa var. Tüketiciler bu ürünleri antiasitmiş gibi alıp uyguluyor  ve sonra kullanıyorlar. Bir veya iki yıl sonra da ürünlerin yüzeyleri açılmaya, mikrop barındırmaya, halk sağlığını tehdit eder bir durum oluşturmaya başlıyor. Bu ürünlere de maalesef izin veriliyor.
''Vitrifiye fabrikamızın kapasitesi yüzde 80 oranında arttı''
2024 için gerçekleştirmeyi planladığınız yeni projelerden, yatırımlardan, ihracat hedeflerinizden ve yeni pazar stratejilerinizden bahseder misiniz?
Seramiksan markası ile dünyanın en gelişmiş vitrifiye üretim tesislerinden birine sahibiz.Bu yıl  Vitrifiye fabrikamızın kapasitesi yüzde 40 oranında arttı. Türkiye’deki önemli üreticilerden birisi konumuna geldi.Yeni yaptığımız yatırımla maliyetlerimizi biraz daha aşağıya çekmiş olduk. Stok işlemlerimiz, bilgi işlem alt yapımız bütün sosyal alanlarımız yeni kapasiteyi karşılayabilecek durumda. Bize ciddi anlamda maliyette avantaj yaratacak. Kapasiteniz arttığında ham madde alanlarınızı verimli kullanmak ve pazardaki büyüklüğünüzle biraz daha önemli bir noktaya gelmek avantaj yaratıyor ve biz şu anda ideal kapasitemize ulaşmış durumdayız. Önümüzdeki birkaç sene içerisinde de özellikle kapasitenin daha verimli kullanılması için daha verimli işler yapacağız. Bu noktada koşulsuz müşteri memnuniyeti politikasıyla hareket ediyoruz. Koşulsuz müşteri memnuniyetiyle mümkün olduğu kadar geri dönüş yaptığımızda diğer markalara göre yine bir farklılık yaratıyoruz. 
Yurtdışında da kendi şirketlerimiz bulunuyor. Arnavutluk’tan 11 Balkan ülkesine dağıtım yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl da İtalya’daki dağıtım  firmamızı da devreye aldık. 
Etiketler:

#seramiksan #sürdürülebilirlik #fonksiyonel #çevreci #tasarım #inovasyon

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter