Ticari hayatına 2010 yılında Elazığ’da başlayan Redcolour,
hem yurt içi hem de yurt dışı pazarda sektöre inovatif ürünler sunuyor.
Redcolour’ın ürün gamını, inovatif çalışmalarını konuştuğumuz Redcolour Yönetim
Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Emre Düşmez, 2023 hedeflerini ve yeni
yatırımlarını anlattı.
Redcolour markasıyla 2010 yılında Elazığ Organize Sanayi
Bölgesi’nde EPS Isı Yalıtımı ürünleriyle üretime başladınız. Bugün ise EPS Isı
Yalıtım Sistemleri’nin yanı sıra farklı alanlarda sektöre inovatif ürünler
sunuyorsunuz. Redcolour’ın hikayesi nasıl başladı? Sektöre kazandırdıkları,
vizyonu, misyonu, ürün gamı ve inovatif çalışmalarından bahseder misiniz?
Ticari hayatına 2000 yılında başlayan Redcolour’ın, boya alanında dördüncü markamız olduğunu söylemek mümkün. Elazığ’da başlayan hikâyemizi uluslararası ticarete çevirmek için İstanbul’u birinci kademe olarak belirledik. Ardından diğer şehirler ve ülkelere yayılmayı hedefledik. Biz daha önce EPS ve XPS gibi ürünlerin üretimini gerçekleştiriyorduk fakat bu ürünlerin sermayesinin fazla olması ve teknolojisinin bulunmaması dezavantajları arasında yer alıyordu. Bu alanlarda mühendislik yeteneklerinin sergilenebileceği ve müdahale edilebilecek noktalar yoktu. Oysa boya, bu ürünlerden oldukça farklı ve parmak iziniz gibi tamamen sizinle özdeşleşmiş bir konu. Biz de boya konusunu sevdik ve kendimizi geliştirebileceğimizi düşünerek böyle bir adım attık. Anadolu’ da bu ürünlerin hepsini üreten başka bir marka olmadığını söyleyebilirim. O yüzden hem biz şanslıyız hem de buradaki kullanıcılar şanslı çünkü direkt her şeyi temin edebiliyorlar.
Redcolour olarak dünyanın farklı ülkelerinde ve Türkiye’nin farklı bölgelerine ürün tedariki sağlıyorsunuz. Yurtiçi ve yurt dışında hizmet verdiğiniz bölgeler ve hem yurtiçi hem de global anlamda bundan sonraki süreç için yeni pazar hedefleriniz nelerdir?
Redcolour olarak yurt dışında
yerliliğe ve milliliğe inanan bir yatırımcıyız. Bu noktada firmamızı ve
ülkemizi doğru temsil etmek için bütün bölgelere ulaşmak istiyoruz. Ayrıca
gittiğimiz bölgelerde üretim ve malzeme satışları gerçektirleşmeye çalışacağız.
Biz konuda milli bir duruş sergiliyoruz. Biz malzemelerimizi götürebildiğimiz
ülkelere, yetiştirebileceğimiz kadar götürüp orada üretmeyi hedefliyoruz.
Redcolour olarak yatırımlarımıza da devam ediyoruz. Şu anda 1 yıla yakın Marmara Bölgesi'ndeki bütün OSB’lerin fizibilitesini tamamladık. Hepsinin hemen hemen başkan ve yönetim kurulu üyeleriyle görüştük. Araştırmalarımızın sonucunda bu işin en doğru olan yerin GEBKİM OSB olduğuna karar verdik ve yatırım planlamamızı başlattık. Bu yılın sonu itibariyle orada da üretimimiz başlayacak ve fabrikamızın bacası tütecek.
Boyada AR-GE’nin bir üst seviyesine çıkıyoruz ve kıdemli AR-GE mühendisi bulundurmaya çalışıyoruz
“Boyada Yeni Moda” mottosuyla sektörü inovatif ürünlerle buluşturuyorsunuz. Redcolour olarak Boyada Yeni Moda’yı sağlamak için nasıl bir knowhow çalışması gerçekleştiriyorsunuz?
Biz boyayı
içindeki teknoloji ve inovasyonundan dolayı seviyoruz. Fakat bölgede boyayla
ilgilenen sayısı kısıtlı olduğu ve kalifiye eleman sıkıntısı yaşandığı için
Elazığ’da bu yatırımı hayata geçirmek daha zor. Normal şartlarda biz ekibi
İstanbul’daki yöneticimizle birlikte bu bölgeye 20’ye yakın kimyager, mühendis,
tekniker, teknisyen, stajyerler ile yetiştiriyoruz. Stajyerlerimizin bütün
ürünlere hakim olması için ödevler veriyoruz ve teknik dökümasyon konusunda da
eğitimli ve bilinçli olması gerektiğini savunuyoruz. Redcolour olarak kısa
sürede çok iyi başarılara imza attık. Sadece boya üretmekle kalmadık aynı
zamanda AR-GE ekibi kurduk. Son dönemlerde ise AR-GE’nin bir üst seviyesine
çıkıyoruz ve kıdemli AR-GE mühendisi bulundurmaya çalışıyoruz. Hem kalite
kontrolümüzü artırmak hem de AR-GE’mizi geliştirmek için yeni yetiştirdiğimiz
elemanımızın yanı sıra zaman zaman tecrübeli arkadaşlar trasfer ederek ve
danışmanlık hizmeti alarak çalışıyoruz.
Boya sektöründe ve yapı kimyasallarında gelecek trendlerini sektörde yakalamak, ihracat pazarında üretim yapmak, katma değeri yüksek ihracat yapmak mevcut durumu geliştirmek için büyük önem taşıyor. Yapı kimyasalları ve boya ürünleri imalatında yapmış olduğunuz AR-GE çalışmalarınızdan, stratejik iş birliklerinizden bahseder misiniz?
Üretim
standardımızı stabil hale getirebilmek için ciddi çalışmalar
gerçekleştiriyoruz. Kısacası 3 ay içinde hangi ürünü standart alıyorsanız 3 yıl
sonra da bu ürünü satın alabiliyor halde olmalısınız. Bizdeki kalite standardı
bu şekilde belirleniyor ve bizim kırmızı çizgimizi oluşturuyor. Kısacası bugün
bir ürün tercih ettiğinizde yarın aynı ürünün kaliteli üretilmeme gibi bir
ihtimali bulunmamalı. Çünkü bir yandan da kalitesi düşük sıradan bir ürün
yapmak istemiyoruz. Toz yapı kimyasallarında ortaklık yapısı sayesinde daha
fazla odaklanabiliyoruz. Kendi aramızda iletişimimiz ve inovasyonumuz gayet
başarılı.
Boya sektöründe sürdürülebilirliğin anahtarı hammadde…
İKMİB ve BOSAD iş birliği ile “Türk Boya Sektörü Sürdürülebilirlik Raporu” hazırlandı. Bu rapora göre 2030 yılına kadar kimya sıralamalarında dünyada ilk sıralarda olmak hedefleniyor. Bu düzenlemelerin boya sektörüne ve ithalata etkileri neler olacak? Belirlenen hedeflere ulaşama noktasında sektör paydaşlarına düşen görevler nelerdir? Redcolour olarak döngüsel ekonomiye uyum ile birlikte çevresel, sosyal, ekonomik ve kurumsal sürdürülebilirlik açısından nasıl adımlar atıyorsunuz?
Bu noktada
yapı kimyasalları ve boyada bulunan en önemli etken hammaddedir. Bir ürünün
hammaddesine ne kadar hızlı ulaşabiliyorsanız, işleyebiliyorsanız ve sisteme
katabiliyorsanız bu sizin Ar-Ge ve rekabet şansını artırıp ne kadar iyi bir
sanayi ülkesi olduğunuzu gösterir. Türkiye’de kimya sektörünün ihmal edilmiş ve
geride bırakılmış bir sektör olduğunu ifade edebiliriz. Biz boya ve yapı
kimyasalları üreterek bu açığı tek başına kapatamayız, bunun yanı sıra geriye
doğru gidip hammaddelere ulaşıp üretmek gerekir. Türkiye’deki tüm
üniversitelerde yüzde altmış kimya mühendisliği, kimya teknikerliği, kimya
teknisyenliği bölümü bulunuyor. Bu kadar yetişmiş insanın çok olduğu ülkede
özel sektör girişimcilerine de ihtiyaç var. Bu girişimciler birleşerek kendi
sektöründekileri motive edecekler. Kimyadaki ithalat ve ihracat hedeflerimize
ulaşmamız için habbaddeye ve yetişmiş insana ihtiyacımız vardır. Bu maddeler yakalanmadığı
sürece hem diğer ülkelere mahkûm olursunuz hem de mezunlarınızı efektif
kullanamazsınız. Sanayide devletin desteği çok büyük. Bunların hepsini bir
araya getirdiğimizde doğru yolda olduğumuzu fakat yolun daha çok başında
olduğumuzu söyleyebiliriz. Gerekli gayret gösterilirse10 15 yıl içinde açığı
kapatabileceğimizi fakat çaba göstermezsek 2050 yılında da bu açık
kapanmayacak.
Sürdürülebilirlik, döngüsel, ekonomi hem sosyokültürel açıdan hem toplumun refahı açısından hem de ham madde bir kimya olduğu için karbon ayak izinden dolayı önemli bir hale geliyor. Dünya bir iklim sorunuyla karşı karşıya biliyorsunuz. Tedbir almak gerek bu tedbirlere uygun bir sanayi yapınız var mı? Siz yatırımcı olarak bu yatırımların maliyet performans olarak değerlendirdiğinizde neler söylersiniz?
Öncelikle
çevreye etkin faktörünü masaya yatırdık ve bu konuda Türkiye’de bir numara
olduk. Bir bölgede ÇED raporunu rahatlıkla alabileceğiz ve çevreye hiç zarar
vermeden üretim yapabileceğimiz bir işletme kurmak istiyoruz. Böylece
fabrikamızı kurma kararı aldık. Bunun için de GEBKİM Kimya İhtisas Sanayi
oldukça başarılı. Bununla ilgili üretim yapacağınız ham maddeleri sıraladığınız
zaman bu konuda sınıfta kalıyoruz. Avrupa’da ihraç edilen ürünler ve diğer
ülkelere ihraç edilen ürünler olarak ikiye ayırabiliriz. Ürünlerimizin büyük
bir kısmını içinde yer alan kimyasallardan dolayı Avrupa’ya ihraç edemiyoruz.
Fakat diğer ülkeler çok rahat şekilde talepte bulunabiliyorlar. Redcolour
olarak bu konuda çalışmalar yapıyoruz ve rekabette etkilenmeyeceğimiz maddeleri
çevre etkinliklerini dikkate alarak değiştirmek istiyoruz. Bu süreçte kanunlar
da oldukça etkili ve tüm firmaların konuya aynı derecede hassas olması
gerekiyor. Devletin ise ciddi kararlar alıp yaptırım gücü uygulaması gerekiyor.
Boya ve yalıtım sektöründe otomasyon sistemi ile üretimde hata payı minimize olur
Dijitalleşme ve gelişen teknoloji pek çok alanda olduğu gibi yapı sektöründe de dönüşüme neden oldu. Endüstri 4.0’a uyumlu olan teknolojilerin sanayiye nasıl entegre edeceğimizi tartışırken bugün 5.0 ile toplum odaklı insansız teknolojilerin adaptasyon sürecine girdik. Boya ve yalıtım sektöründe son teknolojileri değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? Teknoloji ve inovasyon ile birlikte boya sektörünün geleceğinin hangi noktaya evrileceğini düşünüyorsunuz?
Boya ve
yalıtım sektöründe otomasyon sistemi ile üretimde hata payı minimize olur. Aynı
zamanda kolay kontrol sistemi ve düşük maliyeti de beraberinde getirir. Maliyet
hesaplamasından ürün skalasına kadar her şey artık bilgisayar ortamında yer
alabiliyor. Fakat bizim yüzde 100 otomasyon sistemine geçmemiz için biraz daha
zamana ihtiyacımız bulunuyor. İster otomasyonla olsun ister insan gücüyle
hatasız, dikkatli, standartlarına uygun üretim gerçekleştirmek endüstride bu
işin olmazsa olmazıdır.
Biraz da Redcolour’ın bayi yapılanmasından konuşmak isteriz. Redcolour olarak nasıl bir bayi yapılanmasına sahipsiniz ve bayilik yapılanmasını güçlendirmek için nasıl çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Bayilik sisteminin operasyonel mükemmelliğe etkisi nedir?
Operasyonel mükemmelliği sağlayan bir firmanın sadece ona inanmış çalışanlar değil, bayilere de ihtiyacı vardır. Bizim beraber yürüttüğümüz illerde de çok seçkin insanlar arasından seçtiğimiz ve iş ortağımız olarak adlandırdığımız bayilerimiz bulunuyor. Redcolour bizim kümelendiğimiz bir marka ve bu markadan hepimiz faydalanıyoruz. İş ortaklarımız satmaya çalışırken biz de arka tarafta iş ortaklarımızın malzemelerinin en kaliteli ve en hızlı üretmeye ve sevk etmeye çalışıyoruz. İstanbul’da yaklaşık 30 bayimiz bulunurken Anadolu’da 60 ilde yer alıyoruz. Her ilde ikişer tane noktamız ve onları alt bayilere dağıtan 6070 tane ilde 300’e yakın iş ortağımız var. Bu şekilde Redcolour’ı büyütmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Bizim gerçekten memleket olarak yerli firmalar ile bir araya gelmeye ihtiyacımız var. Ben boyaya girmeden önce Tataristan’dan Moskova’ya 20 tane ülkede kimya sektöründe çok zahmetli bir sorumluluk aldık. Bizim sorumluluğumuz şu bu bölgede kimyaya değer katmak kimyayı değerli bir hale getirmek. Bizim Fırat Üniversitesi’nden her yıl 50 60 kimya mühendisi mezun oluyor belki 100 adet kimya teknikeri, teknisyeni mezun oluyor ve hiçbiri çalışacağı iş yeri yok. Son 3 senedir öğrenci alınmıyor. Bir yerinden girdik ama çok etkin olamadık. Tabii Bingöl’de Tunceli’de kimya bölümleri açılınca biraz onların da etkisi oldu. İş bulamadıkları için şu anda polis, memur ve uzman çavuş olmaya çalışan kimya bölümü arkadaşlarımız oldu.
2023 yılının ilk yarısını geride bıraktık. 2023 yılının ilk yarısı Redcolor için nasıl geçti? Bundan sonraki süreç için yeni yatırım ve ürünler noktasında hedefleriniz nelerdir?
Redcolour
olarak her yıl yüzde 100 büyüme hedefi koyuyoruz ve bu durum bizim en güçlü
yanımızı oluşturuyor. Şubat ayında Kahramanmaraş merkezli depremler
morallerimizi altüst etti. Bu bölgede bizim 6070 tane samimi olduğumuz iş
ortağımız bulunuyordu. Biz o arkadaşlarımızın bu süreç boyunca yanında olmaya
çalıştık. Bu süreçte onlar kadar olmasa da biz de hem etkilendik hem de çok
ciddi sorumluluklarımız oluştu. Her geçen günde bu arkadaşlarımız gözündeki
enerjiyi ve mutlu olduklarını gördükçe bende mutlu oluyorum. Ama tabii burada
da 500 yıllık inşaat sektörünün 500 yılda bir böyle bir deprem olduğunu kabul
edersek 500 yıllık büyük bir fırsat çıkmış oluyor. İstanbul’da da böyle bir
deprem olduğunu düşündüğünüz zaman tadilat ve onarım gibi inşaat alanlarını
etkileyecektir.
Ben her şeyden önce bir inşaat mühendisiyim ve öldürmeyecek binalar yapmanın bilincindeyim. Binalar belki hasar görebilir fakat içinde insanların ölmemesi için tüm detaylara tekrar dikkat edilmelidir. Sektör olarak hedeflerimizi artırdık ve güncel hedeflere ulaşmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu bölge ve sektörde en güçlü üreticilerden biriyiz.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?
Ben de size çok teşekkür ederim çok
dinamik bir ekibiniz var, sizi tebrik ediyorum.